15 Ağustos Atılımı; Öz Savunmanın, Devrimci Gelişmelerin ve Düşmanı Yenmenin Ancak Gerillalaşmayla Mümkün Olduğunu kanıtlamıştır
15 Ağustos Atılımıyla birlikte gerilla ve gerillacılık Kürtler için bir direniş ve yaşam tarzı haline geldi. Ancak gerilla ile başarı sağlanacağı, düşmana karşı gerilla ile zafer elde edileceğine inanıldı ve ‘’gerilla her şeyimizdir’’ denilerek sahiplenildi.Kürdistan’da gelişen ulusal ve toplumsal devrimin temelindeki gerillayı daha derinlikli çözümlemek gerekmektedir.
Gerilla; ideolojik, felsefik, sosyal, siyasal ve kültürel bir güçtür.Gerilla; Kürdistan’ın Rönesans’ıdır. Gerilla devrimi; Kürdistan, Ortadoğu ve insanlığın aydınlanmasıdır. Gerilla temel özgürleştirici güçtür. Gerilla kapitalist ve onun çeşitli sömürgeci sistemlerinin dışına çıkabilmiş, buna karşı kendi özgür yaşam ideolojisini, felsefesini, zihniyetini, yaşam ve ilişkilerini yaratmış toplumsal bir güçtür. Bu nedenle gerillaya salt askeri bir gözle bakılmamalıdır. Gerilla askerlikten çok ideolojik, felsefik, kültürel, sosyal, siyasal, örgütsel ve manevi bir düzeyi ifade eder. ‘’Gerilla yüreğiyle gerilladır, bilinciyle gerilladır,’’ Önderlik
Gerilla; toplumsal hakikatin yoğunlaştığı özgür insan komünalitesidir. Gerilla; söze-dile gelmiş ve eyleme geçmiş hakikattir. Dağ hakikati özgür Kürlüğün ve özgür insan hakikatidir. Dağlara ve gerillaya dayalı hakikat savaşı mutlaka kazanılması gereken kutsal bir savaştır. Gerillanın Dağ direnişi; eşitlik, özgürlük ve adalet arayışındaki tüm insanlığın direnişidir. Gerilla; her renkten ve ulustan insanın katıldığı evrensel insani değerlerin bileşkesidir. Gerilla; topluma bilinç taşıyan, örgütleyen, öz savunma çizgisine çeken, toplumsal değerleri savunan fedai bir güçtür. Gerilla; insana ait güzelliklerin, doğruların, kutsallıkların ve soylulukların toplamıdır. Gerilla soylu yaşamın ve özgür aydınlık günlerin yaratıcısıdır. ‘’ Bizim bütün gerilla adımlarımızda soylu bir yaşam ufku, ışıklı şafak vakti kızıllığı vardır.’’
PKK gerillasının kutsal savaşı; insanlığın kaybettiği, ana tanrıçalardan gasp edilip çalınan hazineleri (değerleri) insanlığın ilk beşiği olan Mezopotamya, Ortadoğu’da yeniden elde etme ve özgürleştirme savaşıdır. PKK bir insanlık Hareketi, PKK Gerillası da insanlığın hakikat savaşçısıdır. ‘’Gerilla ateşli bir özgürlük ve yurtseverlik savaşçısıdır.’’ (Önderlik) Gerillalaşma; demek Kürdistan’da Önder APO öncülüğünde yaratılan gerilla bilincine ulaşma, gerilla duyarlılığı, refleksiyle ulusal ve toplumsal değerleri savunma, varlık ve özgürlük savaşının öznesi olma anlamı gelmektedir. Gerillalaşma demek; yurtseverlik duygularıyla bilenmek, düşman bilinciyle donanmak, düşmanı tanımak ve düşmana karşı her alanda savaşmak, mücadele etmek demektir. Yirmi dört saat özgürlük bilinciyle yaşamak, ülke, halk, demokratik değerleri ve kurumları savunmak, işgale, soykırıma ve sömürüye karşı her alanda direniş içinde olmaktır. Toplumsal varlık ve özgürlük ancak bu temeldeki GERİLLALAŞMA bilinciyle savunulabilir.
Bazılarının sandığı gibi ateşkes, müzakere veya barış hali gerillasızlık hali değildir. Gerilla biçimini, mücadele tarzını, yöntemini ve alanını değiştirebilir. Kırda, ovada, kente, köyde, yerin altında veya yerin üstünde, askeri ve siyasal alanda mücadele yürütebilir. Belirleyici olan onun toplumsal öz savunma bilincidir, görevidir, demokratik yaşam tarzı ve sistemidir. Gerilla toplumsal öz savunma sistemidir. Gerilla; bir ruhtur, düşüncedir, felsefedir, duygudur, ekolojik yaşamdır, kolektivizmdir, sosyalist yaşam ve ilişki tarzıdır, özgür kadın ve özgür erkek yoldaşlığıdır. Bu özellikler Demokratik, Ekolojik ve Kadın Özgürlükçü toplumun temel özellikleridir. Gerillasızlık değil, tam tersine özgürlük ve adalet sorunu olan herkesin gerilla bilinciyle, direnciyle, iradesiyle donanması ve gerillalaşması gerekir. Bu düzeyde gerillalaşan bir toplum veya halk hiçbir sömürgeci ve işgalci güç tarafından bastırılamaz, boyun eğdirilemez, hak gaspına uğratılamaz, köleleştiremez ve inkar edilemez. Rojava devrimi ve Daiş’e karşı zafer düzenli ordularla değil gerilla tarzıyla kazanılmıştır. Çin devrimi gerillanın zaferiyle sonuçlanmış ve diğer gerilla mücadeleleri için temel materyal olmuştur. ‘’Süper güç’’ olarak görülen Amerikan ordusu Vietnam gerillası karşısında dağılmış, yenilmiş ve kaçmıştır. Küba devrimi efsanevi gerilla komutanları Castro ve CHE’nin zaferiyle gerçekleşmiştir. Gerilla savaşı halkların, ezilen insanlığın demokrasi, sosyalizm, onur ve özgürlük savaşıdır. ‘’Günümüzde Kürdistan savaşı; devrimin şeref savaşıdır, sosyalizmin onur savaşıdır, demokrasinin savaşıdır.’’ (Önderlik) PKK gerillasıyla kazanan Kürtlük kazanan Türkiye, Ortadoğu ve tüm ilerici insanlıktır. ‘’Kazanan Kürdistan Devrimi, kazanan Türkiye’dir ve bu temelde kazanan tüm Ortadoğu halklarıdır.’’ (Önderlik)
72 saatlik ömür biçilen Kürdistan gerillası 38 yıldır NATO’nun ikinci Türk ordusuyla savaşmış ve onu yenmiştir, bugünde Zap’ta, Avaşin’de, Metina’da batağa saplamıştır. 23 Nisan 2021 yılındaki saldırıyla tüm Medya Savunma Alanlarını işgal etmeyi planlayan sömürgeci bunu başaramayınca daha kapsamlı bir işgal hareketini 17 Nisan 2022’de gerçekleştirdi. Zira bu savaş AKP-MHP iktidarı içinde stratejik konumdadır. Gelecekleri bu savaşa bağlıdır ve her şeylerini bu savaşa endekslemişlerdir. NATO’nun tüm silah çeşitlerini ve kendi yaptığı özel yasaklı teknik silahları kullanmasına rağmen On beş gün veya bir aylık sürede sonuç alacağını planlayan Türk devleti Savaş tüneli ve hareketli tim taktiğine dayalı gerilla direnişi karşısında tıkandı, ağır kayıplar verdi ve istediği sonuca ulaşamadı. Savaş tüm yoğunluğuyla devam etmektedir. Gerillanın yeni taktiklere dayanan direniş tarzı savaş bilimine de yeni açılımlar ve değerlendirmeler katmıştır. Direniş anlamında gerillada bir sorun yoktur. Sorun Devrimci Halk Savaşının en temel ayağı ve gerillayı tamamlayacak olan kent ve metropollerdeki Halk direnişleri ve serhıldanlarının zayıflığındadır. Böyle olunca düşman bütün gücünü gerillaya karşı kullanmaktadır.
Yirmi dört saat gerillacılık demek yirmi dört saat özgürlük zihniyeti ve ilkeleriyle yaşamak demektir. Özgülük ilkeleriyle yaşayan bir insan her koşulda kendi varlığını ve kimliğini savunabilir ve geliştirebilir. Zindanda da olsa, kapitalizmin en yoğun yaşandığı bir merkezde de olsa o insan tıpkı bir gerilla gibi sistemin etkisinden kurtulup kendi manevi ve ahlaki değerleriyle yaşayabilir. Gerçek PKK gerillası; Önderlik ideolojiyle beslenen Parti kişiliğidir. Parti ideolojisi, felsefesi ve ahlakıyla bilinçlenmiş, netleşmiş, hakikate ermiş, beş bin yıllık uygarlık sisteminin ahlakını (ahlaksızlığını), ataerkil zihniyetini, körleştirici, düşürücü yaşam kültürünü ve ilişki tarzını aşmış, 15 Ağustos ruhuyla iradeleşmiş ve kararlaşmıştır. Etkilenmez etkiler, yönlendirilemez yönlendirir, bağımlılaşmaz bağımsızlaştırır ve özgürleştirir. Kürdistan gerillası bu özelliklerinden ötürüdür ki, dünyanın en zorlu koşullarında büyük bir ideolojik güç, inanç ve iradeyle en aktif devrimci mücadeleyi yürütebilmektedir. ‘’Gerilla anlayıştır. Gerilla kaba cesaret ve fedakârlık değildir. Gerilla kişiliği tepeden tırnağa ideolojik bir kişiliktir. Gerilla, yoğunlaşmış en ideolojik parti kişiliğidir.’’ (Önderlik)
KÜRDİSTAN ÖZGÜR KADIN ORDULAŞMASI GERİLLALAŞMAYLA BİRLİKTE GERÇEKLEŞMİŞTİR
Kadın özgürlük mücadelesi Demokratik Uygarlık ile Devletçi Uygarlık arasındaki ideolojik, felsefik ve politik düzeyde en temel mücadelelerden birisi olmuştur. Kadın özgürlük mücadelesi kendisini mitoloji ve dinlerde İnanna-Enki, İştar-Gilgamêş, Tiamat-Marduk, Lilit-Adem arasındaki çelişki ve çatışmayla günümüze kadar sürdürmüştür. Kadın ilk sömürgeleştirilen ulustur. Bu açıdan kadın gerillalaşması beş bin yıllık erkek sömürge sistemine karşı kadının başkaldırışı ve ulusal kurtuluşu olmaktadır. Kadın gerilla ordulaşması; ata erkil kültürle beş bin yıl önce gasp edilen özgür kadın kişiliğinin ve kimliğinin kazanılmasıdır. Kadın gerillaşaması; özgür kadın hakikatinin yeniden kutsal topraklarda tanrıçalaşmasıdır. Kadın, Birinci büyük kırılmayı, Sümerlerin rahip ziguratlarında, İkinci büyük kırılmayı tek tanrılı dini sistemlerde yaşamıştır. PKK ile birlikte kadın kurtuluş ideolojisine ve öz savunma gücüne kavuşan özgür kadın ulusu Üçüncü kırılmayı lehte olarak klasik egemen erkeğe karşı gerçekleştirmektedir. Bunu gerillalaşmayla başarmaktadır. Demek ki, gerilla aynı zamanda özgür kadın hakikatidir.
Kadın Gerillalaşması; Kürdistan kadınının yeniden doğuşu, kimliğiyle buluşması, özgürleşmesi, iradeleşmesi, ordulaşması, komutanlaşması ve savaşa öncülük eder düzeye gelmesidir. Gerilla; Kürt kadınının özgürlük savaşının sembol komutanları olan Bese’leşmesi, Azime’leşmesi, Berivan’laşması, Beritan’laşması, Zilan’laşması, Sema’laşması, Viayan’laşması, Gulan’laşması, Arin’leşmesi, Çiçek’leşmesi, Sara’laşması, Delal’leşmesi, Leyla’laşmasıdır. Kadın Gerillalaşması; Kürt kadınının yücelerek TANRIÇALAŞMASIDIR. Gerillalaşan Kürt kadını uyanan ve isyana kalkan on binlerce yıllık toplumsal hakikattir.‘’Ordulaşan kadın, ordulaşan Kürdistan halkıdır! Ordulaşan kadın, isyan eden Kürdistan halkıdır! İsyana kalkan Kürdistan halkı, zafere ulaşan gerilladır! Ve her şeyden önce özgürleşen kadın, özgürleşen Kürdistan’dır.’’ (Önderlik) 21. YüzyılınKürt kadını Önderlik paradigması, 15 Ağustos ruhu ve iradesiyle dünyanın örnek özgürlük savaşçısı düzeyindedir. Kadın devrimi Kürdistan devriminin en önemli özelliğidir ve mücadelenin belirleyici gücüdür. Özgürleşen Kürt kadını ideolojik, felsefik, siyasal ve askeri mücadeleye daha yoğunluklu katılmakta ve devrime öncülük etmektedir. Kürt kadını sadece Kürdistan’ da değil Türkiye’de, Ortadoğu’da ve Rojava devrimi ile birlikte dünya kadın mücadelesinin de öncüsü ve esin kaynağı haline gelmiştir.
İŞGAL VE SOYKIRIM SALDIRILARI ANCAK 15 AĞUSTOS SALDIRI RUHUYLA KIRILABİLİR
PKK Önderliği ve Özgürlük Gerillası elli yıldır Ortadoğu halklarının başına bela edilen, devşirmelerin oluşturduğu insanlık, Kürt ve demokrasi düşmanı yobaz Türk Faşizm sistemiyle savaşmaktadır. İnsanlık alemi için bundan daha ileri enternasyonalist devrim olamaz. Türkiye’de hala 12 Eylül faşist darbe yasaları iktidardadır. Türk devletinin 12 Eylül 1980 faşist askeri darbesi Kürt ve Kürdistan varlığını yok etmeyi amaçlamaktaydı. Diyarbakır zindanındaPKK önder kadroları şahsında Özgürlük Hareketini tasfiye etmek istiyordu. 1982 Mazlum Doğan, Dörtler ve 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu eylemleriyle gerçekleşen zindan direnişleri 15 Ağustos gerilla atılımı için bir çağrı olmuştur. Agit arkadaş komutasında Eruh baskınını gerçekleştiren gerilla grubunun adı zindan şehitlerine atfen ‘’14 Temmuz Silahlı Propaganda Birliği’’ konulmuştur. 15 Ağustos hamlesi Zindan Direnişinin çağrılarına bir cevap olmuş, direnişi zindandan alarak dağlara, gerillaya ve tüm topluma yaymıştır. Atılımla birlikte düşman zindan politikalarını değiştirerek, idamları durdurmak zorunda kalmıştır. 12 Eylül 1980 faşist askeri darbesinde Diyarbakır zindanında vahşet uygulayan faşist zihniyet bugünde AKP-MHP iktidarıyla İmralı’da Önderliğimiz başta olmak üzere zindanlardaki tüm yoldaşlarımıza tecrit, işkence ve katletme siyasetini uygulamaktadır. 15 Ağustos silahlı mücadele atılımı 38 yıl önce Agit yoldaş komutasında Kenan Evren liderliğindeki 12 Eylül faşist cuntasına karşı yapıldı. Bugünde Komutan Agit’in ve Zilan’ın savaşçıları benzer biçimde Kenan Evren’in halefi olan faşist şef Erdoğan/Bahçeli’nin AKP-MHP iktidarına karşı savaşmaktadırlar.
Kürdistan zafer gerillasının ana kaynağı Önder APO’nun düşünceleri, felsefesi, ideolojisi ve İmralı direnişidir. Kürdistan gerillası; Mazlumların, Ferhatların, Kemallerin, Hayrilerin, Agitlerin, Zilanların, Beritanların, Sakinelerin ruhu, cesareti, bilinci ve direnişiyle savaşmaktadır. Gerillayı yenilmez kılan bu ruh, düşünce ve iradedir. Kürdistan gerillası; kararlığını, duruşunu büyük Komutan Agit’ten (Mahsum Korkmaz) almıştır. Kürdistan gerillası bugün 15 Ağustos Agit ruhuyla soykırımcı düşmana karşı destansı bir direniş yürütmektedir. HRK’den ARGK’ye, ARGK’den HPG ve YJA-Star’a uzanan gerilla ordulaşması 15 Ağustos çizgisinin yenilmezliğini ortaya koymaktadır. Agit yoldaş ve şehitler ordusuna layık olmak 15 Ağustos çizgisinin takipçisi olmak, büyük bir zaferle düşmanı ülkemizden söküp atmak, Özgür Önderlik, Özgür ülke ve Özgür Halk gerçeğini yaratmaktır. Agit yoldaşı anmak, ona layık olmak 15 Ağustos çizgisini günümüzde en yaratıcı şekilde pratikleştirmektir. Gerillalaşmayı 15 Ağustos Zafer Çizgisinde sağlamak Agit arkadaşa verilecek en güzel cevaptır. ‘’Gerçek gerilla ordulaşmasını ve savaşın zafer tarzını yaratmak Agit yoldaşa tek doğru bağlılık gerçeğimiz olacaktır.’’ (Önderlik)
Sömürgeci Türk devleti, ajan-kontra KDP’yi de yanına alarak Özgürlük Hareketini tasfiye etmek için tüm imkanlarıyla çok yoğun bir saldırı içindedir. Türk devletinin Şark Islahat Planı’ıyla başlatılan yüzyıllık soykırım amacı elli yıllık mücadele ve 38 yıllık silahlı direnişle kırılmış ve boşa çıkarılmış olsa da sömürgeci devlet bu amacından hala vazgeçmiş değildir. Fiziki soykırımın zemini kalmamasına rağmen Türk özel savaş rejimi ekonomik, siyasi ve askeri özel savaş politikalarıyla kültürel soykırım saldırılarını ısrarla sürdürmektedir. Çöküş sürecine girse de bu politikalarından vaz geçmemektedir. Fiziki soykırım imkânı kalmayan ve dar bir kesim dışında toplumsal desteğini kaybeden soykırım sistemi özel ekonomik savaş stratejisiyle, kültürel soykırımla Kürdistan devrimini pasifize etmek, Özgürlük Hareketini daraltmak için her şeyi yapmakta ve sınırsız düşmanlık hisleriyle ‘’Son terörist kalıncaya dek’’ anlayışıyla pervasızca saldırmaktadır. ‘’Son terörist…’’ zihniyeti ‘’bir tek özgür Kürt olsa da yaşama hakkı tanımayacağız’’ zihniyetidir.
Türk özel savaş rejimi Rojava Kürdistan-Kuzey-Doğu Suriye demokratik sistemini tasfiye etmek için sürekli savaş halindedir ve yeni işgal arayışındadır. Şengal’de Daiş üzerinden yapamadığı, yarım kalan Êzıdî fermanını KDP ile birlikte tamamlamak istemektedir. Kürdistan’ı Rojava’dan Kandil’e kadar bütün sınır boyunca işgal etmek için saldırlar düzenlemektedir. KDP’nin desteğiyle Güney Kürdistan’nın 30-40 km’lik bir kısmını işgal etmiş durumdadır. Önderliğe mutlak tecrit uygulamakta, legal siyasal ve toplumsal alana saldırmakta, Hareketin yönetim, kadro ve çalışanlarına dünyanın her yerinde suikastlar düzenlemektedir. Dönüşüm ve çözüm kabiliyeti ve anlayışı olmayan, Önderliğin ve Hareketimizin demokratik çözüm arayışlarını da kabul etmeyen bu çağdışı soykırım sisteminin yüz yıllık tarihi ancak Devrimci Zorla kırılarak aşılabileceğini ortaya koymaktadır. Türk faşizmi demokratikleşmez, demokratikleştirilemez; ancak ZOR’la çökertilerek dağıtılır veya darbelenerek demokratik güçleri kabul eder düzeye getirilir. Faşist Türk devletinin işgal ve soykırım saldırılarına karşı her yerde 15 Ağustos SALDIRI RUHUYLA yeni Direniş Hamlelerine ihtiyaç vardır. Sömürgeciliği ayakta tutan KDP gibi işbirlikçi-ajan yapılarda bu Hamlenin hedefi arasında olmak durumundadır. KDP gibi Ajan ve kontra yapılar düşmandan daha tehlikeli ve halk savaşının önünde en büyük engeldirler. Bu yapılar aşılmadan toplumsal ve ulusal demokratik kurutuluş sağlanamaz. KDP böylesi bir gerici engel konumundadır. Gerici karşı-devrimci ittifaklar ancak devrimci saldırı eylemleriyle kırılabilirler. 15 Ağustos Atılımının en önemli hedeflerinden biri Kürdistan’da sömürgeci sistemi ayakta tutan, ona dayanak olan işbirlikçi, hain çete yapıları tasfiye etmekti. O dönemde hem de imkanların en kıt olduğu dönemde bunu başarabilmiş ve devrimci halk savaşının önünü açmıştır. Ayrıca KDP’nin 3 Ağustos 2014 Êzıdî Fermanına yol açan büyük ihanetinin hesabı da yine 15 Ağustos çizgisiyle sorulabilir.
AKP-MHP faşist iktidarı 12 Eylül 1980 askeri darbe sürecini aşan bir saldırganlık içindedir. Bu koşullarda eğer özgürlük gerillası olmazsa Kürtlerin siyasal ve toplumsal alanda örgütlemeleri, demokratik, siyasal yöntemlerle kendilerini ifade etmeleri mümkün olamaz. Kürtlere böyle bir imkân bırakılmamıştır. Kazanımların gerilla sayesinde var olduğunu ve silahlı mücadele olmadan bir günde tasfiye edileceğini anlamak gerekir. Yine soykırım saldırılarını boşa çıkarmanın, faşizmi aşmanın ve özgür varlığın güvenceye alınmasının tek yolunun Devrimci Halk Savaşına bağlı olan gerilla savaşı ve halk Serhıldanlarından geçtiğini bilmek ve buna göre yaklaşmak gerekiyor. Bunun tersi söylem ve yaklaşımların bir gerçekliği yoktur. Sömürgeci faşist Türk devletinin Ortadoğu halklarına karşı yürüttüğü işgal, ilhak, katliam ve soykırım saldırıları ancak Kürt, Türk, Arap, Ermeni, Asuri ve diğer halkların içinde yer alacağı 15 Ağustos çizgisinde Devrimci Halk Savaşıyla yenilgiye uğratılabilir. 15 Ağustos 1984 Atılımında kullanılan devrimci şiddet çok sınırlı olmasına rağmen nasıl tarihi gelişmelere yol açtığı bilinmektedir. Şimdiki imkanlarla, Devrimci Halk Savaşı stratejisiyle daha üst düzeyde bir devrimci zorla gelişecek kapsamlı direnişler sadece faşizmi çökertmeyle kalmayacak yeni devrimlere de yol açacaktır. Devrim için objektif koşullar oluşmuş durumdadır. Her zamankinden daha fazla imkân ve olanaklar mevcuttur. Bu nedenle Devrimci Halk Savaşı tarihi bir görev olarak önümüzde durmaktadır. Bu çerçevede özgürlük gerillasının yanında faşizme karşı Devrimci Halk Savaşı cephesinde yer alma zamanıdır.
Soykırımcı Türk devletinin her türlü vahşi savaş yöntemlerine, savaş suçu kapsamındaki yasaklı kimyasal-nükleer taktik silahlara rağmen Kürdistan Özgürlük Gerillası 15 Ağustos, Agit, Beritan ve Zilan çizgisinde sömürgeci Türk devletine karşı eşi-benzeri olmayan bir direniş sergilemektedir. Özgürlük Gerillası 15 Ağustos Ruhuyla Savaşıyor ve Destanlar yazıyor. Gerilla; Garê’de, Hêftanin’de, Zap’ta, Avaşin’de, Metina’da ve Kürdistan’ın her alanında soykırımcı Türk devletinin her türlü ahlaksızca saldırılarına karşı kahramanca direnmektedir. Nasıl ki, 38 yıl önce Agit Komutasındaki PKK gerillası 12 Eylül askeri cuntasının faşist şefi Kenan Evren iktidarını yenmişse ve Rojava’ da barbar DAİŞ devletini yerle bir etmişse, bugünde faşist AKP-MHP iktidarını da aynı şekilde mutlaka alaşağı edecektir. Kazanan Gerilla kazanan Kürdistan, Türkiye, Ortadoğu halkları ve tüm ilerici insanlık olacaktır.
Dijwar SASON
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi