08 Mart 2017 Çarşamba Saat 13:04
İnsanlık tarihinde üretimi, eşitliği, doğayla, toprakla olan
ilişkisi ile birer tanrıçaya dönüşen kadınlar, eril zihniyetin sömürge ve
tahakküme dayalı sisteminde en ağır kölelik koşullarına itildi. Bin yıllardır
köleliğe karşı mücadele eden kadınlar, giyotinlerde, cadı mahkemelerinde
katledilerek, toplumdan dışlanarak, recm edilerek, en ağır işkence ve
saldırılara karşı direnerek özgürlük ırmağının bugüne kadar coşkuyla akmasını
sağladı. 8 Mart 1857 ‘de Newyork’lu 40 bin dokuma işçisi kadının isyanı, bin
yıllardır dünyanın her köşesinde evinde, fabrikada, tarlada, sokakta, savaşta,
direnen kadının sembolü oldu.
8 Mart’ı her yıl büyük bir coşkuyla renkleriyle alanlarda
tüm engellere rağmen kutlayan Kürt kadınları açısından da bugünün ayrı bir
önemi var. Dili, kimliği kabul edilmeyen bir ulusun kadınları olarak iki kez
sömürüye, baskıya maruz bırakılan Kürt kadınlarının bu günü artık yüz binlerce
kadınla alanlarda kutlaması kolay olmadı.
Kürt Kadınları Teâli Cemiyeti
Kürt kadınlarının ilk örgütü Kürt Kadınları Teali
Cemiyeti’dir. Kürt Kadınları Teâli Cemiyeti, 1919’da İstanbul’da kurulmuştu.
Cemiyet, mezhep farkı gözetmeksizin tüm kadınları üyeliğe kabul edeceğini ilan
etmişti. Cemiyet “Kürt kadınlığının medeni bir bakış açısına kavuşturulmasını
ve ilerlemesini sağlamak, Kürt aile hayatında kurumsal ve toplumsal
düzenlemeler yapmak, 1915 Ermeni Kırımı nedeniyle sefil hale gelen Kürt yetim
ve dullarına yardımlarda bulunarak onları sefaletten kurtarmak amaçlarını
güdüyordu. Cemiyet bunun için, gazete, dergi, kitap ve risaleler yayımlayacak,
her yerde kütüphane ve tartışma salonları açıp konferanslar ve dersler
düzenleyecekti.
İlk eylem Sultanahmet Meydanı’nda
Cemiyet’in ilk eylemi, Sultanahmet Meydanı’nda bir Mevlid-i
Şerif okutmak olmuştu. 21 Haziran 1919’da gerçekleşen bu olayın sonunda
irticalen bir konuşma yapan cemiyet başkanı Encam Yalmuki Hanım (günümüz
diliyle) şöyle demişti: “Hanımefendiler, biz Kürtler, çeşitli kavimleri
kardeşleştiren İslamiyetin ortaya çıkışından, yani asırlardan beri Türk
milletinin en sadık bir seveni, en güçlü dostu, en coşkulu bir kardeşiyiz.
Bugün bütün milletlerin alın yazıları başka şekiller aldığı ve herkese bir hak
verildiği bir zamanda bizler de kendimizin hakkını istiyoruz, çünkü ortada
milyonlarla Kürt var ve büyük bir Kürdistan var. Mukaddes amaçlar uğrunda en
ziyade çalışmak isteyenlere ve milletlerine olan sevgilerini göstermiş
oldukları fedakârlıklarla ispat edenlere cümlemiz tüm varlığımızla teşekkür
borçluyuz. Cemiyetin açılış törenine koşarak gelen muhterem hanımlarımız ve
kardeşlerimiz her şekilde destek olacaklarını, Kürtlüğün yükselmesi için ne
yapılması lazımsa tereddütsüz yapacaklarına Kürt sözü verdiler. Öteden beri
‘Kürt sözünden dönmez’ cümlesi bir atasözü olmuştu. Ben kanaatlerim ile iman
ederek söylüyorum ki Kürt her şeye söz vermez ama verdiği zaman da sözünden
dönmez…
Aynı yılın Kurban Bayramı’nın ikinci gününde Şişli Etfal
Hastanesi’nde altı koğuş dolusu çocuğu parasız sünnet ettiren cemiyet
faaliyetlerini ancak üç ay daha devam ettirebildi. Neden kapandığını bilmiyoruz
ama 1928 yılında Tiflis’te yayımlanan Zarya Vastoka gazetesinde muhtemelen eşi
Dilara Hanım, cemiyetin İstanbul’daki faaliyetlerine katılmış olan Kamil
Bedirhan tarafından kaleme alınmış olan makalede “Konstantinopolis
milliyetçilerinin hilekârlıkları ve soruşturmaları yüzünden kapatıldı diyordu.
DDKAD kuruldu
Kadınların örgütlenmeleri devam etti. 1970’li yıllarda
birçok Kürdistani parti kuruldu. Temellerini sosyalizm üzerine inşa eden bu
partilerin bünyesinde özgün çalışmalar yapan kadın gruplar da oluştu. Bu
partilerin bünyesinde oluşan grupların içerisinde en aktifi Rızgari örgütünün
bünyesinde kurulan Rızgari Kadin Grubu olsa da Kürt Teâli Kadın Derneği’nden 58
yıl sonra Diyarbakır’ da 29 Kasım 1977’de DDKAD (Devrimci Demokrat Kadınlar
Derneği) kuruldu.
8 Mart’ı kutladılar
Aktif bir şekilde çalışan kadınlar mitingler, ev gezmeleri,
kahvelere ani baskın toplantıları yapıyordu. Anadilde eğitim çalışmaları yapan
DDKAD’lı kadınlar 8 Martı ilk defa kutlayan Kürt kadın derneği oldu. Kadın
yöneticileri 12 Eylül 1980 darbesinden sonra 8 Mart’ı kutladıkları için Diyarbakır’da
yargılanıp tutuklandı.
İlk siyasi partilerde kadın birimi yok
Kürt kadınlarının bugün milyonları bulan kadın örgütlenmesi
90’lardan bu yana siyasal partiler içinde başlayarak hızla büyüdü. Leyla Zana
gibi kadın politikacı çıkartmış olsa bile Halkın Emek Partisi (HEP) ve
Demokrasi Partisi’nde (DEP) özgün bir kadın politikasına rastlanmadığı gibi bu
partilere bağlı kadın birimleri de yok. Bu tür birimlerin Halkın Demokrasi
Partisi’nde (HADEP) ve 1990’ların ikinci yarısında ortaya çıktığı görülüyor. HADEP’e
kadınların katılımı anlamında önemli gelişmeler yaşanıyor. Kadınların
katılımına paralel olarak da HADEP’te kadın birimlerinin oluşturulduğu
görülüyor.
Özerk kadın örgütü tanınıyor
HADEP’in 2000’de gerçekleştirdiği kongrede kadın ve gençlik
kolları kendi yönetimlerini seçme hakkı bulunan özerk örgütler olarak
tanınırken, daha da önemlisi, ek 4. madde ile “pozitif ayrımcılık ilkesinin
tüzüğe eklenmesi sağlanıyor.
8 Mart için alanlara çıkılıyor
1997’de uzun yıllardan sonra ilk kez 8 Mart’ta bir miting
düzenleniyor. Artık örgütlü adıyla düzenlenen mitingde, Mor Çatı’dan
Pazartesi’ye, Kadın Kütüphanesi’nden Feminist Kadın Çevresi’ne kadar pek çok
grubun yanı sıra HADEP’li Kadınlar da yer alıyor. 1998’de HADEP’li kadınlar
İstanbul’da ayrı bir önceki miting bileşenlerinin hem de hemen hemen aynı
taleplerle ayrı bir miting düzenleniyor. HADEP’li kadınlara yoğun şekilde polis
şiddeti uygulanıyor. Kürdistan’da da kutlamalar yapmak isteyen kadınlar yoğun
polis baskılarıyla karşı karşıya kalıyor.
Komisyonlar kollara dönüşüyor
Siyasi partilerin kol örgütü kurmaları önündeki yasağın
kaldırılmasıyla, kadın komisyonları, kollara dönüştürülüyor. Komisyonlar, parti
örgütlerine bağlı birimler olarak tanımlanmışken, kolların örgütlere bağlı
değil, fakat onlarla eşgüdüm halinde çalışacağı ilkesi benimseniyor.
Kadın kotası ve eşbaşkanlık
2002’de ilk kez kadın kotası uygulanıyor, 2005’te Demokratik
Toplum Partisi (DTP) ile yüzde 40 cinsiyet kotası yeni bir aşamayı ifade
ediyor. DTP Türkiye’de ilk defa eşbaşkanlık sistemini uygulayan siyasi parti
olarak tarihe geçiyor.
DÖKH’le örgütlenme büyüyor
Tüm bu mücadeleler sonucu 2005 yılında kurulan Demokratik
Özgür Kadın Hareketi (DÖKH), 1. Kadın Kongresi’ni 31 Ocak-1 Şubat tarihleri
arasında “Özgürlüğe yürüyen kadınla, demokratik ulusa şiarıyla
gerçekleştirildi. Kadına yönelik şiddet, baskı, katliam, taciz, cinsel
istismar, fuhuş ve daha birçok sorunda mücadele veren DÖKH, tüm engellere,
baskılara ve zorluklara karşın durmadan yılmadan çalışmalarını devam ettirdi.
KJA’nın kuruluşu
Çalışmalarını uzun yıllar boyunca devam ettiren DÖKH,
aldıkları bir karar ile 2015 yılında KJA çatısı altında birleşti. 1 Şubat 2015
tarihinde düzenlenen kongrede, DÖKH sonlandırılarak ‘yenilenen örgütlenme
modeliyle’ KJA ile yola devam edilmesi kararı verildi. KJA’nın KHK ile
kapatılmasıyla Kürt kadınları Tevgera Jinên Azad (TJA) çatısı altında
mücadelesini sürdürüyor.
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html
0
21
TR
HE
:” ”
:””
” “,” ”