24 Ekim 2012 Çarşamba Saat 07:03
Herhalde herkesin hayatında birkaç kere başvurduğu bir faldır papatya falı! Genelde de ilk gençlik zamanlarında kerametine inanılmaya çalışılan bu fal türü, günümüzde neredeyse Türkiye siyasetinin merkezine oturmuş durumda.
***
Lambadan cinin çıkması gibi herkesin fal taşı misali açılan gözlerle etrafındakilere “…tekrardan süreci başlattılar. Bu sefer akıllandılar sonuç alınacak gibi söylemleri iyimserliğin de ötesinde olur. Daha birkaç açıklama üzerine demokrasi şarkıları söylemenin, barış övücülüğü yapmanın nelere mal olduğunu herkes oldukça iyi bilmekte!
Özellikle son yıllarda yaşananlar bunun tecrübeyle sabit olduğunu göstermekte.
***
Tabi herkes konuya aynı pencereden yaklaşmıyor. Bazıları da inadına Kandil-İmralı arasına çomak sokmaya çalışıyor. Hatta bu şekilde kamuoyunun nezdinde kafa karışıklığına neden olmanın ötesinde farklı bir işlevselliği düşünmek bile istemiyorlar.
Sanki bu halleriyle sonuç alıyorlarmış gibi bir algıları var.
***
Ne öyle, ne de böyle diyenler olabilir pekala! Ortası ne bu işin o zaman? Oraya bakmak gerekiyor!
Barış dediğiniz şey, akan kanın durması için gerektiğine inandığınız her şey etrafınızda var. Hem de fazlasıyla! Son 48 saat içinde yaşananlara objektif bir pencereden bakabilmek bile nedenlerin fazlalığını açık bir şekilde ortaya koyacaktır.
***
Bunun için daha önce yapılmayan hatta denenmeyen bir şeyin kullanılması gerekiyor. Önce barışa ve akan kanın durmasına neden ihtiyaç duyuluyor?
Toplumun her kesimine bunu çok güçlü ve şeffaf bir şekilde anlatmak gerekiyor.
Aynı zamanda konuya el atanların yapacaklarına dair, atacaklara adımlara yönelik Beyaz Kitap yayımlaması gerekiyor!
***
Hepsinden önemlisi tekrardan görüşmelerin başlanması ihtimalinin oluştuğu (!) İmralı ile geçen süreçte oluşturulan müzakereler vardı, bunlara yönelik temel yaklaşımın ne olduğu, nasıl olduğu ortaya konulmalıdır.
Bu konuda “…müsteşarımı gönderirim, kapıcıma mektup yazdırırım, çaycıma tweet attırırım muhabbetine hiiiç gerek yok…
Amiyane tabirle bunların hepsinin adam gibi açıklanması, genel topluma aktarılması gerekiyor.
***
Başında da ifade etmeye çalıştığımız gibi memleketin en önemli ve birincil sorunu olarak görünen bu durum karşısında ne yapılması gerektiği konusunda atılacak adımların şeffaflığını ortaya koymayan hiçbir yaklaşım gerçek mana da sonuç alıcı olamaz!
İfade edildiği gibi böyle bulanık sularda gezinenlerin etrafındakilere güven ortamı sunması veya durumdan vazife çıkarmaya çalışmayı bir güven telkini olarak düşünmeleri, kimseyi heyecanlandırmaz…
***
Ortada güvenden çok güvensizliği besleyecek gerekçeler daha fazla… Ondan dolayı da geliştirilmek istenen yeni dönemin dilinin son derece şeffaf olması gerekiyor. Bir yandan Hewler’de çeşitli kumpaslar kurulurken, öte taraftan ABD’li elçinin yeni dönem dayanışması içindeki dertleşmesi Ankaralı gazeteciler arasında dilden dile aktarılıyorken güvenin oturtulacağı adresin iyi kestirilmesi gerekiliyor…
***
Yoksa, acemi genç aşıklar gibi papatya falından barışın çıkacağını ummak siyaseten ahmaklık ve nobranlık olur… Bu da var olan fay hattının daha güçlü bir sarsıntıyla parçalanmasını beraberinde getirir…
Jan Ararat
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info