Önder Apo’nun özgürlüğü için gerçekleştirilen küresel hamlenin önemine vurgu yapan Duran Kalkan, “Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü hedefleyen küresel özgürlük hamlesini her alanda daha yaygın ve etkili bir biçimde geliştirmeliyiz. Daha güçlü mücadele etmeliyiz” dedi.
Önder Apo’nun özgürlüğü gelişmeden herhangi bir somut gelişme olamayacağının da altını çizen Duran Kalkan, “Daha fazla mücadele etmek lazım. Daha etkili mücadele yöntemleri kullanmak gerekli. Her gün mücadele etmek lazım, her imkanı fırsatı değerlendirmek gerekli. Bu konuda dört parça Kürdistan’da mücadele var, dünyanın dört bir yanında mücadele var. Bunların geliştirilmesi lazım. Özellikle yurt dışında, Avrupa’da 1 Kasım’dan itibaren seferberlik ilan edilmiştir. Her gün eylem öngörülüyor. 10 Kasım’da Britanya’da eylem oluyor. 16 Kasım’da Köln’de eylem yapılacak, miting yapılacak. Seferberlik ilan etmiş örgütleyenler, çağrılar yapıyorlar. Bu mücadeleye kadın, erkek, genç, ihtiyar, yaşlı, çocuk, yurtsever, tüm Kürtler, demokratik tüm insanlık katılmalı. Herkesi katmak için çalışmalıyız” şeklinde konuştu.
PKK Yürütme Komitesi üyesi Duran Kalkan’ın değerlendirmelerinden derlediğimiz bölümler şu şekilde:
“Öncelikle Önder Apo’yu saygıyla selamlıyorum. 23 Ekim’de yeğeniyle görüşme yaptı. Nihayet 43. ayın sonunda bir görüşme oldu bu sefer.
Değişiklik var kısmen de olsa. Yani köklü bir değişiklik yok ama kısmen bir değişiklik var. Tabii Önder Apo’nun sağlık durumu hakkında bilgilendik, selamlarını aldık. Bu bile ortamı değiştirmeye yetti. Önder Apo’nun selamını almak, sesini duymak, sağlığı hakkında bilgilenmek bütün ortamı farklı durumda etkiledi. Bütün demokratik güçler, kadınlar, gençler, halkımız, dostlarımız coşku, heyecan içerisindeler. Moralleri çok yüksek.
Siyasi ortamı da etkiledi güçlü bir biçimde. Bu açıkça Önder Apo’nun etki düzeyini gösteriyor. Bütün karşıtlarının aksini iddia etmesine rağmen Önder Apo’nun toplum üzerinde, demokratik çevreler üzerinde kadınlar, gençler, işçi ve emekçiler halklar üzerinde ne denli etkisinin olduğunu yine siyaset üzerinde ne denli etkisinin olduğunu ortaya koyuyor. Bunu bir defa altını çizerek belirtmemiz lazım.
Diğer yandan bu mücadeleyle oldu. Bunu 26 yıldır uluslararası komploya karşı yürütülen mücadelenin bir sonucu olarak görmek lazım. İmralı işkence tecrit ve soykırım sistemine karşı yürütülen mücadelenin bir sonucu. Daha dar anlamda da 10 Ekim 2023’te başlayan küresel özgürlük hamlesinin bir sonucu olarak görmek lazım.
MÜCADELE SONUÇ VERİYOR
Birinci yılın sonunda bir yıllık mücadele tecridin kırılması yönünde önemli bir adım attırdı, bir başlangıç yaptı. Biz önceki seferde belirtmiştik yani artık süreç sonuç almaya doğru gidiyor. Bu konuda umutlu olalım, daha fazla mücadeleci olalım. Gerçekten de bu bir başlangıç oldu. Mücadele sonuç veriyor, mücadele kazandırıyor. Bunu bu sonuçla birlikte net olarak gördük.
Bu anlamda Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için, Kürt sorunun çözümü için ikinci yılına girmiş olan küresel özgürlük hamlesine katılan, emek veren herkesi bu sonuç temelinde kutluyorum ben partimiz adına. Mücadelelerini selamlıyorum.
Başladı bu süreç, devam edecek diyoruz. Bunu görmeliyiz, anlamalıyız. Umudumuz, inancımız ve irademiz bu temelde daha güçlü olmalı.
Önder Apo bir cümleyle herkesi cevaplayacak, yeni tartışmalar açacak bir tutum koydu ortaya. Bu da oldukça önemli. Bunu da görmek gerekli. Çünkü çağrılar vardı, kendisine dönük cevap verdi. Kürt sorunun çözümünü hukuki ve siyasi alana taşıyacak teorik ve pratik güce sahibim dedi. Bu temelde de Apo’nun gücü yok, bir şey yapamaz, örgüt dinlemez, halk dinlemez ve benzer şeyler söyleyenleri, hezeyanda bulunanları yalanladı. Gücünü ortaya koydu. Ardından eş başkanlığımız, hareketimiz ve halkımız adına Önder Apo’nun yürüteceği her türlü mücadeleyi, geliştireceği her tutumu destekleyeceğini, ardında olacağını ilan etti.
ÖNDER APO İMRALI SİSTEMİ İÇİNDE OLAMAZ
Bu neyi gösterdi? Kürt tarafı bir ve bütündür. Kürt tarafı her türlü demokratik, siyasi çözüme, müzakereye, tartışmaya açıktır, hazırdır. Bunlar net bir biçimde ortaya çıktı. Kendine göre, uydurma görüşlerle ortamı karıştırmaya çalışanların önünü aldı. Gerçi denilebilir ki, öyleleri dinliyor mu hiç? Bundan etkileniyor mu? Ayrı bir mesele. Dinlemeyebilirler, kendileri çalıp kendileri oynayabilirler. Ama gerçek durum ortada. Bunu dinleyenler var, anlayanlar var. Bu bakımdan bu husus da önemli.
Şimdi bu temelde ne oluyor, nasıl rol oynayabilir? Önder Apo’dan rol oynaması için çağrıda bulunanlar vardı. Hazır olduğunu ve gücünün bulunduğunu söyledi. Ama tabii bunun için uygun koşulların yaratılması gerekli. Elbette dünyadan tecrit edilmiş, İmralı ortamında olmaz bunlar. Çünkü aktif bir çalışma gerekli. Bunun için 24 saat çaba gerekli. Herkesle ilişki gerekli. Herkesin görüşünü alması gerekli. Bu bakımdan İmralı işkence tecrit ve soykırım sistemi içerisinde olmaz.
Gerçekten Önder Apo’nun rol oynamasını istiyorlarsa, söz konusu çevreler, bağcı dövmek istemiyorlarsa, özel savaş taktiği yapmıyorlarsa, o zaman uygun koşullar yaratmalılar. Başka türlü olmaz. Böyle adım atmazlarsa da bu hiç güven vermez.
Zaten dikkat edelim, çok fazla güven vermedi. Herkes bu tür çağrılara kuşkuyla yaklaştı. Nereden çıktı bu dediler. Halbuki çok doğal bir durumdu. O nedenle Önder Apo’nun sağlık, güvenlik ve özgür çalışma koşullarının hazırlanması lazım. Eşbaşkanlığımız onu da somut olarak ifade etti.
Herkesle görüşmesi lazım. Herkes de görmek istiyor zaten. Biz de görmek istiyoruz yönetim olarak. Yoksa yalnız başına bir kişi bir şey yapamaz. Bir kişi öncülük eder, bir hareketi geliştirir, toplumu yönlendirir. Bunu yapacak imkanlara, ortama sahip olması lazım. Bunun için de Önder Apo tutumunu belirledi, gücünü de ortaya koydu. Geriye şimdi uygun koşulların yaratılması gerekiyor. Bunu da Önder Apo yaratamaz tabii. Önder Apo dışında olanlar yaratacaklar.
Şimdi net tutumu gördü bütün kamuoyu, herkes, hepimiz. Görev Önder Apo dışında hepimize düşüyor. Bu uygun koşulların yaratılması görevi de hepimizindir. Bizlerindir, daha güçlü mücadele etmeliyiz.
Bu görev aynı zamanda İmralı sistemini yaratanlarındır, çağrı yapanlarındır. Yani kendileri değişiklik yapacaklar. Ortada var olan tutumlarını değiştirecekler. Bu ifade edilebilir.
DEMOKRATİK SİYASİ ÇÖZÜMÜ GERÇEKLEŞTİREBİLECEK TEK KİŞİ ÖNDER APO’DUR
Şunu belirtelim. Bir kere daha şu görüldü. Gerçekten de Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünü gerçekleştirebilecek, Türk barışını sağlayabilecek, bir sürece öncülük edecek tek kişi Önder Apo’dur. Bu net. Yönetimimiz açıkladı. Önder Apo, Kürt halkının özgürlük ve demokrasi iradesini temsil ediyor. Başmüzakerecidir. Öyle boş laflarla ortamı kimse muğlaklaştırmasın. Netlikleri ortadan kaldırmasın, karışıklık yaratmasınlar.
Kürt tarafında gerçek olan budur, bunun altını bu vesileyle bir kere daha çiziyoruz. Son olarak ne ifade etti Önder Apo? Tecrit devam ediyor dedi. Tecrit devam ediyor, doğru. Tecrit 26 yıllık İmralı işkence ve soykırım sistemidir. Tecrit 3 aylık bir durum değil ki. Bu sistemin kendisidir.
O halde tecridi kırmak, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü sağlamak için mücadeleyi çok daha güçlü ve etkili geliştirmemiz lazım. Bu hepimiz için bir çağrı, bir talimat niteliğinde olmalı. Tecrit var ve değişim istiyorsanız, çözüm gelişsin diyorsanız, Önder Apo rol oynasın isteğinde bulunuyorsanız, o zaman bu tecride karşı mücadele edeceksiniz. Mücadeleyi daha çok geliştireceksiniz. Bunun gerekli olduğunu bir kere daha gördük. Anladık.
O halde Önder Apo ile görüşme oldu, sağlık durumu iyiymiş diye hiç kimse rehavete kapılmamalı. Tecrit kırıldı sanmamalı. Durumu normal görmemeli.
HER ŞEY ÖNDER APO’NUN FİZİKİ ÖZGÜRLÜĞÜNE BAĞLI
Kuşkusuz daha duyarlı olmalıyız, daha dikkatli olmalıyız, daha örgütlü olmalıyız. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü hedefleyen küresel özgürlük hamlesini her alanda daha yaygın ve etkili bir biçimde geliştirmeliyiz. Daha güçlü mücadele etmeliyiz. Mücadelede asla gerileme olmamalı. Her şey Önder Apo’nun fiziki özgürlüğüne bağlı. Bu gerçekleşmeden herhangi bir somut gelişme olmaz, ortaya çıkmaz.
Onun için de görev bizlere düşüyor. Mücadeleyi bu anlamda çok daha etkili, güçlü geliştirmeliyiz. Zaten ikinci yılına da bu temelde girildi hamlesel mücadelenin. Her alanda mücadele sürüyor. Amed’den başladı, dünyanın dört bir yanında. Her alandaki Kürtler ve dostları, demokratik çevreler, halklar, kadınlar, gençler gerçekten de güçlü mücadele ettiler.
Ama daha fazla mücadele etmek lazım. Daha etkili mücadele yöntemleri kullanmak gerekli. Her gün mücadele etmek lazım, her imkanı fırsatı değerlendirmek gerekli. Bu konuda dört parça Kürdistan’da mücadele var, dünyanın dört bir yanında mücadele var. Bunların geliştirilmesi lazım. Özellikle yurt dışında, Avrupa’da 1 Kasım’dan itibaren seferberlik ilan edilmiştir. Her gün eylem öngörülüyor. 10 Kasım’da Britanya’da eylem oluyor. 16 Kasım’da Köln’de eylem yapılacak, miting yapılacak. Seferberlik ilan etmiş örgütleyenler, çağrılar yapıyorlar. Bu mücadeleye kadın, erkek, genç, ihtiyar, yaşlı, çocuk, yurtsever, tüm Kürtler, demokratik tüm insanlık katılmalı. Herkesi katmak için çalışmalıyız.
Seferber olunmalı. Özellikle kadınlar, gençler buna öncülük edebilmek için seferberlik halinde çalışmalılar. Kürt gençleri 24 saat durmamalı yurt dışında. En güçlü tutumu Köln’e bir kez daha koymalıyız. Önceki Köln mitingi bir dönüm noktası oldu bu mücadelede. Bu miting de ikinci bir dönüm noktasını oluşturabilmeli. Hedef bu. Zaten belirleniyor böyle bir hedef. Görüyoruz ki sonuç alma yakındır.
Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü artık bir tartışma, bir düşünce, bir değerlendirme olmaktan çıkmış. Somut pratik, politik gerçekleştirilmesi gereken bir hedef haline gelmiş. Bu kadar güncelleşmiş. O halde bunu gerçekleştirmek için seferberlik halinde mücadelemizi sürdürmeliyiz. Çağrımız, davetimiz bu mücadeleyedir.