13 Ocak 2019 Pazar Saat 10:05
Yaklaşık 5 yıldır, çeşitli
gerekçelerle aile, avukat ve ‘İmralı Heyeti’ ile görüştürülmeyerek İmralı’yı “Ölüm
Çukur una dönüştürerek Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerinde ağır
tecrit uygulayan Faşist TC devleti, önderliğinin etrafında kenetlenen Kürt
halkı ve dostlarının sürdürdüğü açlık grevi direnişini kırmak için her yolu
deniyor. İki buçuk yıldır Öcalan ile görüştürülmeyen Mehmet Öcalan’ın İmralı’ya
gidişi de bunlardan biri.
Aylardır Ortadoğu ile Avrupa
ülkelerinde bulunan Kürt Halkı ile özgürlük ve demokrasi isteyen dostları Kürt
Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde yürütülen ağırlaştırılmış tecridin
kaldırılması ve fiziki özgürlüğü için açlık grevi direnişi devam ederken,
faşist TC devleti bu direnişi kırmak için her türlü yola başvuruyor. Cezaevinde
bulunan HDP Milletvekili Leyla Güven ile cezaevlerindeki PKK ve PAJK’lı siyasi
direnişçiler ile başlayan açlık grevi direnişi kısa sürede Türkiye,Kürdistan,
Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine yayılmasıyla devam etti. Tüm gözaltı, tutuklama,
psikolojik savaş ile sindirme politikaları yürütülmesine rağmen, en son
binlerce kişi Amed’te cezaevlerindeki direnişçilerine destek vermek için
kitlesel bir yürüyüş düzenleyerek, direnişi yükselti.
Başta ABD, Almanya olmak üzere
Avrupa devletleri halkın direnişini gündemden çıkarmak ve Öcalan’a yönelik komployu devam ettirmek
amacıyla ilk önce KCK Yönetim Kurulu Konsey üyeleri Cemil Bayık, Duran Kalkan
ve Murat Karayılan’ın başına para ödülü konulması, ABD’nin Suriye’den çekilme
kararını alması, AKP-MHP faşist ittifakının Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik
işgal tehditleri, Türkiye ve Bakur Kürdistan’ında gözaltı, tutuklama, OHAL
çerçevesinde sokak ortasında işkence uygulamalarını devam ettirdi.
Açlık Grevi Direnişin Amacı nedir?
Güven ile başlayan cezaevindeki
tüm PKK ve PAJK’lı direnişçiler ile devam eden ve daha sonra on binlerce kişiye
yayılan açlık grevi direnişinin amacı “Kürt Halk Önderi Öcalan’ın üzerindeki
ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması, fiziki özgürlüğün sağlanması, tüm Kürk
halkına uygulanan katliam politikalarına son verilmesi olarak belirlendi.
Ancak faşist AKP-MHP iktidarı 17 yıllık iktidar sürecinde başta dördüncü güç
olan Basın-Medya’yı avucuna alarak “Özel Savaş Aracı na dönüştürdü, katliamcı
politikaları KHK-OHAL adı altında resmîleştirdi, dokunulmaz hale getirerek,
faşist uygulamalarına devam ettirdi.
Peki Mehmet Öcalan’ın İmralı’ya gitmesi ile tecrit tamamen ortadan
kalktı mı?
Şüphesiz ki tüm bu katliam
politikalarına rağmen, sindirilmeye çalışılan Kürt halkı kendilerini “Ölüm
uykusundan kaldıran ve ahlaki-politik bir halk gerçekliğine dönüştüren
Önderlikleri için başlattıkları açlık grevi direnişini Amed meydanında kitlesel
bir yürüyüş ile zirveleştirdi. Kürt Halk Önderi Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan
İmralı’ya giderek görüşme gerçekleştirdi. Aslında direnişten korktuğundan görüştürmek
zorunda kaldı. Bu nedenle görüşHer ne kadar görüşmenin direnişin etkisi
açısından moral verici bir durum olarak değerlendirilse de ancak, yukarıda saydığımız açlık grevi
direnişinin amacını sonuçlandırdığı anlamını taşımadığı ortadadır. Bırakın Kürt
Halk Önderi’nin fiziki özgürlüğünü tecrit derinleşerek devam ediyor, Kürt
halkına yönelik gözaltı, tutuklama, OHAL uygulamaları, her türlü şiddet ve
katliamcı politikalar katlanarak devam ediyor. Yada soruyu şu şekilde soralım
yapılan bu görüşmeden sonra gerçekten Kürt Halk Önderi üzerindeki tecrit
kalkacak mı, aile ve avukatlarla haftalık görüşmeler ‘hukuki iletişim şartları
iyileştirme’ düzenli olarak sağlanacak mı? Bir halkın önderine normal bir
hükümlünün ‘doğal hakkı’ olan bir durumu yıllarca engelleniyorken, milyonlarca
kişinin talebi olan ve yıllardır alanlarda haykırdıkları ‘Fiziki özgürlüğü’
sağlanacak mı? Diğer yandan halkın üzerindeki katliamcı politikalara son
verilecek mi? Yapılan görüşmenin içeriğinde bunlar yer alıyorsa ‘evet’ tecrit
kırıldı denilebilinir. Ancak öyle bir durumun olmadığını, sadece ve sadece
halkın verdiği direniş karşısında faşist TC/AKP-MHP ittifakının sıkışmış
halidir.
Peki Halk Osmanlı oyunlarına gelir mi?
Faşist TC, halkın direnişi
karşısında her sıkıştığında bu tür yollara başvurduğu sıkça rastlanan bir
durumdur. Hatırlandığı gibi yine halkın direnişi karşısında çaresiz kalan
AKP-MHP faşizmi, ‘ortamı yumuşatma’ adı altında halkın yükselen öfke ve
direnişini yatıştırma amaçlı 11 Eylül 2016 yıllında kardeşi Mehmet Öcalan’ı
İmralı’ya gitmesine izin verdi. Şimdi de yapmak istediği bu yükselen direnişi
kırmak istemektedir. Halkın artık bu ‘Osmanlı’ oyunlarını iyi bildiğinden
direnişi yükselterek devam edeceği görünüyor.
HDP ve Özgür Basının süreci okuma şekli!
Halkın direnişinin önünü alamayan
Faşist TC/AKP-MHP ittifakı yine “Osmanlı oyunlarına başvurdu. Amed halkının
binlerce kişi ile yaptığı yürüyüşten korkan Faşist TC, Kürt Halk Önderliğinin
kardeşi Mehmet Öcalan’a giderek, direnişi kırmak istedi. Bu direnişi kırmak
amacıyla 11 Eylül 2016 tarihinde ‘Özel Savaş’ yürüten Faşist TC’nin bu
oyunlarına hem legal siyaset alanı hem de basın-medyanın duyarlı olunması
gerektiği, direnişin daha da büyümesi için çaba sarf edilmesi gerektiği
ortadadır.
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html