22 Şubat 2011 Salı Saat 15:34
Güney Kürdistan’da ki gerginlik hala devam etmektedir. İlk gün Süleymaniye’de başlayan 54 yaralı ve bir ölü ile sonuçlanana halk serhıldanları Süleymaniye dışında ki alanlara da yayıldı. KDP’nin Süleymaniye gibi bir yerde gözü karaca halk üzerine ateş açarak insanları katletmesi yıllardır sarılmaya çalışılan iç savaş(YNK ve KDP ya da Soran-Behdinan çatışmasını) yaralarını tekrardan deşmesine yol açmıştır. KDP ve YNK iç savaşında hala akıbeti beli olmayan on bin insandan bahsedilirken, KDP’nin Süleymaniye’de halkın üzerine ateş açması bu çelişkinin tekrardan derinleşmesine yol açacaktır. Var olan koşullar tümden geçmişle kıyaslanamaz. Bu gün Güney Kürdistan halkı ve iktidarının içinde bulunduğu konum oldukça farklıdır. Bu gün mevcut iktidar KDP ve YNK’nin stratejik ortaklığı sonucu oluşmuş durumdadır. Kürdistan’daki tüm yolsuzluk, açlık, sefalet, elektrik, su ve diğer sosyal hizmetlerin yoksunluğunda bu güçler sorumludur. Mevcut iktidar hem Behdinan hem de Soran bölgesinde ki halkın acılarını ortaklaştırdı. Her iki bölgede de mevcut iktidara yani YNK ve KDP’ye tepkileri büyüktür. Bu iki partinin halk ve ulus çıkarlarından ziyada birer aile şirketleri olduğu konusunda hem fikirler. Yine ne KDP’nin nede YNK’nin en alttan en üst düzeyde ki kadrolarına kadar halk nezdinde hiçbir güvenirliliği kalmamıştır. Bu günün geçmişten farkı bu satır başlarıyla ifade edilebilir. Şayet bu farklılıklar iyi değerlendirilirse halk serhıldanlarının yönü bu çelişkilere verilirse, güney Kürdistan’daki serhıldanlar sonuç alabilir. Diğer yönüyle tepkiler sadece KDP’ye yönlendirilirse geçmişe dönülmüş olur ki bu da Behdinan alanındaki halkın ya izleyici konumda olmasını ya da KDP yanında taraf olmasına zorlamak olacaktır. Bu aynı zamanda KDP’nin de beklediği bir şeydir. KDP durumu kurtarmak kendi iktidarına yönelen tepkileri boşa çıkartmak için bu çelişkiyi derinleştirmeye çalışacaktır.
Mevcut konumda Güney Kürdistan iktidarının yolsuzluk ve adaletsizliğine karşı gelişen halk serhıldanları Soran bölgesini aşmış değil. İlk üç gün Süleymaniye’de daha sonra Ranya dün Qeledız, Kelar, Kifri ve Seyid Sadık ilçelerine yayıldı. Celal Talabani’n doğduğu Koysancak ilçesinde ise esnaf dükkânlarını kapatarak var olan duruma destek sundu. Öğrendiğimiz bilgilere göre Çemçemal ve Hewler, Halepçe, Koysancak’ta ise protesto gösterisi için hazırlık yaptıklarıdır. Dikkat edilirse protesto gösterilerinin olduğu tüm alanlar Soran kesimin güçlü olduğu geçmişten beri KDP ile sorun yaşayan alanlardır. Yine halk serhıldanların da hedef alınan yerler arasında sadece KDP’ye bağlı büro ve dernekler olmuştur. Buralarda devletin, YNK’nin ya da başka bir kurum veya kuruluş hedef alınmamıştır. Halkın KDP’ye bağlı büro ya da derneklere saldırması iktidara duyulan tepkinin bir yansımasıdır. Ama unutmayalım ki iktidarda olan sadece KDP değildir. YNK’de iktidarın ortağıdır. İşte tamda işaret etmek istediğim tehlike bu noktada başlıyor. KDP tüm yayın organlarında kendisine yönelik saldırlar olduğunu, kendisinin meşru müdafaa hakkının kullandığının propagandasını yapmaktadır. Bu duruma Behdinan’daki halkı ikna etmeye çalışmaktadır. Yine aynı şekilde geçmişten beri Soran-Behdinan çelişkisi yaşayan bu çelişkiden dolayı binlerce insanın kaybeden Behdinan halkı nasıl görecektir. Her taraftan sadece KDP bürolarına saldırının yapılması Behdinan’da nasıl görülecek, nasıl yorumlanacak bunu iyi tahlil etmek gerekiyor. Yine aynı şekilde soran bölgesinde geçmiş kardeş kavgası üzerinden serhıldanlara kaldırmak bu çelişkiyi derinleştirecek ve hiçbir sorunu çözmeyecektir. Halk serhıldanlarında kullanılacak argümanlar, hedefler Behdinan ve Soran bölgesinin ortak acılarını dile getirmeli ve hiçbir şekilde geçmişe dönülmesine izin verilmemelidir. Bu yapılırsa en fazla KDP bu işten yararlanacaktır. Eskide KDP ve YNK çelişkisi vardı. Şimdi ise bu çelişki isim değiştirerek Goran ile KDP olarak devam edecektir.
Yine diğer önemli bir tehlike ise Kürdistan’daki koşullar ile Mısır ve Tunus’ta ki koşulların birbirlerine benzemediği, bundan kaynaklı Tunus ve Mısır’da ki halk serhıldanlarının haklı ama Kürdistan’da ki serhıldanların haklı görülmeyeceği anlayışıdır. Neden ise Kürdistan iktidarının daha çiçeği burnunda bir iktidar olduğu, çevre ülkelerce ciddi tehdit altında olması herhangi bir durumda eldeki kazanımlarının da tehlikeye girecek olması ve Kürdistan’ın demokratik bir ülke olduğu var olan iktidarı seçimle değiştirmenin mümkün olduğu kanısıdır. Bu anlayışta oldukça tehlikelidir. Bunu savunmak KDP ve YNK’nin mevcut iktidarına destek sunmaktır. Bu görüşü ileri sürenlere sormak gerekir hangi demokratik seçimle bu hükümet değiştirilebilir? KDP’nin hâkim olduğu yerde parlamento seçimlerinde bir kişinin 32 defa oy kullandığı, bu ülkenin vatandaşı olmayan Kuzey, Doğu ve Batı Kürdistanlı işçilerine oy kullandıran, her sandık başına onlarca asayiş gücü bırakan bir parti ile hangi demokratik koşullarda yarışabilirsin. Ya da elinde silahlı peşmerge gücünü, asayiş ve istihbarat gücünü bulunduran bir parti nasıl olurda seçim yolu ile tüm bu şeyleri bırakabilir? Bu mümkün mü? Hangi seçim yolu ile KDP ve YNK’nin yüz bin üzerinde ki silahlı gücünü elinde alabilirsin? Yani bu görüşü Kürdistan’da dile getirmek mevcut iktidar gücünün yanında yer almaktır.
Serhıldanlar da Goran Hareketinin Durumu
Tunus’ta halk isyanın Mısır’a sıçramasıyla birlikte Goran Hareketi Kürdistan’ın da Mısır olabileceği söylentilerini yaydı ve kendi yayın organlarında bu durumu işledi. Daha sonra bir bildiri yayınlayarak hükümet ve parlamentonun fes etmesi, KDP ve YNK’ye ait peşmerge, istihbarat, polis güçlerinin hükümette devredilmesi v.b şekildeki şartlarını sıraladılar. Bundan kaynaklı ilk gün Süleymaniye’de halk serhıldana kalktığında KDP’de sert bir biçimde müdahale ederek bir kişinin ölümüne 54 kişinin yaralanmasına yol açınca, Goran her halde bu kadar sert bir tepkiyi beklememiş olacak ki korktu ve geriye doğru çekildi. Goran yapmış olduğu açıklamalarla halkı yüz üstü bıraktı. Goran’ın ürkekçe açıklamalarına rağmen bu duruma tepki gösteren halk sokağa çıkıp KDP’nin bu durumunu protesto edince Goran tekrardan cesaret aldı ve son birkaç gündür söylemlerinin sertleştiği, tekrardan başta ki istemlerinden ısrarcı olduğu görülmektedir. Dün mevcut durumu görüşmek için KDP, YNK, Goran, Komala İslami ve Yekgırtu İslami güçleri Hewler’de Neçirvan Barzani, Behram Salih, Fazıl Mirani’nin de hazır bulunduğu bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantının sonuç almadığı hükümet başkanı Behram Salih’in yapmış olduğu açıklama ile anlaşıldı. Goran Hareketi başta yayınlamış olduğu istemlerini aynı şekilde bu toplantıya sunmuş olduğu anlaşıldı. Dünkü toplantıdan hemen sonra Süleymaniye’de yaşamını yitiren genç için yapılan serhıldana Goran parlamenteri Abdullah Melle Nuri’de katılım gösterdi. Böylelikle ilk defa resmi olarak Goran hareketi halk serhıldanlarına destek sunmaya başladı. Buda gösteriyor ki Hewler’de yapılan toplantı Goran’a cesaret verdi. Çünkü KDP gerçekten halk serhıldanlarının Behdinan’a sıçramasından korkuyor. Biran önce bunun son bulmasını istemektedir. Bundan kaynaklıda bu toplantı da Goran’a karşı yumuşak davranmış olabilir.
Komala ve Yekgırtu İslami Hareketleri
Bu güne kadar birçok konuda Goran hareketiyle birlikte muhalefet olarak hareket eden Komala ve Yekgırtu İslami hareketleri de bu duruma şimdilik seyirci kalmakla yetinmektedirler. Eskiden KDP ve YNK’ye karşı sert eleştirileriyle gündemde kalan bu iki harekette işler ciddileşince geride durup seyretmekle yetiniyorlar. Yayın organları tarafsız bir biçimde yayın yapmaya hatta ortayı bulmaya çalışmaktadır. Buda her iki hareketin ne kadar KDP’den korktuğunun işaretidir. Çünkü her iki hareketin merkezi’de KDP’nin güçlü olduğu Hewler’de bulunuyor. Herhangi bir durumda kendilerine karşı şiddetli bir yönelimin olacağını tahmin etmektedirler. Bunlarda bir değişimin olması gerektiğini yarım ağızla dile getiriyorlar. Fakat bu değişimin bu şekilde değil daha yumuşak bir biçimde olması gerektiğini ama yönteminin nasıl olması gerektiği konusunda da şuana kadar herhangi bir açıklama yapmış değiller. Mevcut haliyle onlarda KDP ve YNK iktidarına destek sunuyorlar.
Serhıldanların doğru öncülüğe ihtiyaç duyduğu her yönüyle aşikârdır. Eğer halk kendi başına bırakılırsa tekrardan Behdinan-Soran çelişkisine dönüşebilir. Bu da KDP’nin istediği bir durumdur. Geçmişten beri Güney Kürdistan bu çelişkiye dayanılarak parsellenmiştir. Bu konuda serhıldanlara öncülük etmek isteyen herkes bu durumu dikkate alarak hareket etmelidir.
Yusuf Ziyad
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info