• kurdî
  • العربية
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa Bölümler Politik Analiz

Her Günümüz 15’ Mayıs Duyarlılığıyla Geçmeli!

Unutulmamalıdır ki, dilini kaybetmiş bir toplum, iletişim aracını kaybetmekle kalmaz, kimliğini, tarihini ve kültürel birliğini de kaybeder, toplumda, özellikle nine-dedeler ve torunlar arasında, zihinsel ve duygusal bir kopukluk yaratır, tarihin hafızası kaybolur, toplum yavaş yavaş çöker, kendine yabancılaşır ruhunu ve varlığını kaybeder.

Yayınlayan Lekolin
16 Mayıs 2025
Kategori: Politik Analiz
244 10
A A
Her Günümüz 15’ Mayıs Duyarlılığıyla Geçmeli!
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın

Dil, insanların duygu ve düşüncelerini ifade ettikleri ses, sembol ve kurallardan oluşan bir iletişim sistemidir. Dil, kültürün, tarihin ve toplumun hafızasının geçmiş ile gelecek arasındaki taşıyıcısıdır. Dil, kültür, tarih, coğrafya ve inanç-kimlik ve ulus varlıkları arasında en önemli olgudur.

Dünyada yaklaşık 6 bin dil ve 10 bin lehçe konuşulmaktadır. UNESCO’ya göre bu dillerin 40’ı yok olma tehdidi altında, bu da 2 bin 400 dilin tehdit altında olduğu anlamına geliyor. Ayrıca, 6 bin dilden sadece 170-200 dil resmi dildir, bu da 5 bin 800 dilin resmi bir statüye sahip olmadığı ve yaklaşık 700-800 dilin eğitim dili olduğu anlamına gelir, yani 5 bin 200 dili konuşanlar ana dillerinde değil, baskın bir dilde eğitim alırlar.

Bu 6 bin dil benzerlik ve farklılıklarına, yakınlık ve uzaklıklarına göre ailelere, ailelerden dallara, dallardan dillere, dillerden lehçelere ve lehçelerden alt lehçelere/aksanlara ayrılır. Bugün yaklaşık 20 dil ailesi var, ancak bu ailelerin 5’’i – Hint-Avrupa, Hami-Sami, Çin-Tibet, Bantu ve Ural-Altay – ana aileler olarak kabul ediliyor.

KÜRT DİL AİLESİ

Dil aileleri içinde en büyük aile Hint-Avrupa ailesidir. Kürtçe, Hint-Avrupa dil ailesine mensup irani dilleri grubuna dahildir. Bu nedenle Kürtçe, Farsça, Peştuca ve Beluci dilleri birbirlerine benzerdir. Kürtler Kürt dilini konuşur ve Kurmanc, Soran, Zaza, Goran, Kalhur-Feyli, Lek ve Loran gruplarından, Kürt dili bu grupların lehçelerinden oluşur.

Kürtlerin nüfusu 36 ila 46 milyon arasında kabul edilmektedir. Kürtlerin çoğu Kürdistan’da ve çoğunlukla Kuzey Kürdistan’da sırasıyla, Doğu Kürdistan’da, ardından güney Kürdistan ve ardından batı Kürdistan’da yani Rojava’da yaşıyor. Kürdistan dışında Suriye, Türkiye, İran ve Irak gibi büyük şehirlerde çok sayıda Kürt var. Ayrıca sayıları azımsanmayacak kadar Rusya, Ermenistan, Almanya, Fransa, İsveç vb birçok ülkede  de yaşıyorlar.

KÜRTLERI ETKİLEYEN İKİ TARİH

Kürtlerin tarihinde iki tarih- 1639 ve 1923- Kürtleri büyük ölçüde etkilemiştir ve bugün Kürtlerin mevcut durumu bu tarihlerin sonucudur. Bu tarihlerin önemi nedir? Çünkü Kürdistan bölgesi ilk kez 1639’da Osmanlı ve Safevi İmparatorlukları arasında olan Qesra Şirin Antlaşması ile bölündü. 1923 yılında Lozan Antlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde kalan kısım üç yeni devlete- Türkiye, Suriye ve Irak- bölündü. Bugün Kürdistan’ın 4 devlet – Türkiye, İran, Suriye ve Irak – arasında bölünmesi üzerinden tam 102 yıl geçti. Bu bölünmeyle sadece Kürdistan değil, Kürt halkı, dili ve kültürü de bölündü. Kürt halkı, dili ve kültürü 3 farklı milletin, 3 dilin ve 3 kültürün egemenliği altına girdi. Bu egemenlerin her biri Kürtleri yok etmek ve asimile etmek için çeşitli politikalar uyguladı.

Son yıllara kadar Kürt yönetiminin olmaması nedeniyle birleşik bir Kürt dilinden söz edilemiyor. Kürt dili lehçelerden oluşur. Ancak bunların kaç tane ve hangileri olduğu sorulduğunda ise bilimsel kaynaklar arasında bile isim ve sayı konusunda bir anlaşma olmaması ne acı. Bu konuda genel olarak dört görüş ortaya çıkıyor. Birilerine göre iki, birilerine dört, beş ve altı olarak belirtiliyor. İki Kürt lehçesi olduğunu söyleyenler, Kurmanci ve Sorani; Kurmanci ve Sorani ile birlikte dört tane olduğunu söyleyenler, Zazaca ve Hawrami’yi de ekliyorlar; beş tane olduğunu söyleyenler, Kurmanci, Sorani Zazaki/Kirmancki ve Hawrami ile birlikte güney Kürtçesini ve altı tane olduğunu söyleyenler ise güney Kürtçeden “leki” yi çıkarıyorlar ve bağımsız bir lehçe olarak gösteriyorlar.

Bu anlaşmazlık iki nokta ile değerlendirilebilir: İlk nokta, dili lehçeden, lehçeyi aksandan ayıran uluslararası standartlar net değildir. İkinci nokta, son yıllara kadar hem Kürt yönetiminin olmayışı hem de Kürt otoritelerinin tek dilli politikasının kabul edilmesi, Kürtlerin kendi lehçelerinin lehçeleri ve lehçeleri üzerinde hiçbir şekilde bilimsel çalışma yapmalarına, eşitlik ve çeşitliliklerini sağlayabilmeleri için aralarında karşılaştırmalar yapmalarına izin vermemiştir. Bize göre, Kürt dili beş lehçeden oluşmaktadır -kurmanci Kürtçesi, Sorani Kürtçesi, Zazaca Kürtçesi, Hewrami Kürtçesi ve Güney Kürtçesinden oluşur.

SİSTEMATİK BİR ŞEKİLDE KURMANCİ STANDARDI

Kurmanci Kürtçesi Kürdistan’ın dört bölgesinde -kuzey, güney, doğu ve batı- da konuşulmaktadır. Kürt lehçeleri arasında en çok konuşulan lehçe Kurmanci, aynı zamanda diğer Kürt gruplar tarafından en çok bilinen bu lehçedir. Bu lehçeyi konuşanlar kendilerine “Kurmanc ve Kirmanc” adını verirler ve lehçeleri “Kurmanci ve Kirmanci”’dir. Kurmanci Kürtçesi üç alt lehçeden oluşur -Güneydoğu, Güney ve Batı-. Kürt standardı ilk kez 1930’lardan sonra Celadet Eli Bedirxan tarafından sistematik olarak başlatılmıştır. Bugünkü yazılı Kürtçe, Celadet Bedirxan temelinde kurulmuş ve 1980’lerde Avrupalı göçmen aydınlar tarafından ve 1990’lardan itibaren Kürt enstitü ve kurumları tarafından geliştirilmiştir. Şu anda Kürtçe’de, birçok tartışmalı noktaya rağmen az çok tüm Kürtler tarafından kullanılan yazılı bir standart bulunmaktadır. Kurmanci Kürtçe üç alfabeyle yazılır -Aramice, Latince ve Kiril-. Kürdistan’ın kuzey ve batısında bu lehçe 1932’den beri Latin alfabesiyle, Kürdistan’ın güney ve doğusunda ise Arami alfabesiyle yazılmaktadır. Kurmanci Kürtçesi eski Sovyetler Birliği’nde Kiril alfabesi ile yazılmaktaydı ancak günümüzde Sovyet Kürtleri Latin alfabesini kullanmaktadır. İki farklı Kurmanci alfabesinin kullanılması, gelecekte Kuzey ve Behdin Kürtçesi gibi iki farklı standarda yol açabilir.

DİL EĞİTİMİ

Günümüzde Rojava (Batı) Kürdistan’da 2012 yılından itibaren Kurmanci lehçesi okullara girmiş ve 2014 yılından itibaren hem resmi dil hem de eğitim dili olarak kabul edilmiştir. Kürdistan’ın güneyinde Sorani lehçesi ile birlikte Kurmanci konuşulan bölgeler arasında Behdin lehçesi eğitim dili haline gelmiştir. Kurmanci/Behdini lehçesi 1998’den beri (ilkokul) okullarda eğitim dili olmuştur. 2014-2015 yılları arasında ilkokullardan üniversitelere kadar tüm eğitimler kapsamlıdır. Kuzey Kürdistan’da Kurmanci lehçesinin resmi bir statüsü yoktur. Ama sınırlı da olsa medya, hukuk, eğitim, siyaset gibi alanlarda kullanılmaktadır. Kurmanci, 2011 yılından itibaren bazı üniversitelerde lisans, yüksek lisans ve doktora gibi bölümlere sahip olup, 2012 yılından itibaren okullarda seçmeli ders olarak okutulmaktadır. Bazı kurumlarda Kurmanci seviyeleri de verilmektedir. Doğu Kürdistan’da Kürt dilinin resmi bir statüsü yoktur. Kürtçe basında popülerliği artarken İran’daki bazı üniversitelerde Kürt dili ve edebiyatı dersleri vardır. 2015 yılından bu yana Kürdistan Üniversitesi’nde Kürt dili ve edebiyatı bölümü bulunmaktadır.

Kürdistan’ın güneyinde ve doğusunda Sorani Kürtçesi konuşulmaktadır. Konuşanların sayısı bakımından Soranice, Kurmanci’den sonra ikinci lehçedir. Kürdistan’ın güneyinde Soranlar kendilerine “Kürt” ve lehçelerine “Kürtçe”, Kürdistan’ın doğusunda ise kendilerine “Kürt” ve lehçelerine “Soranca” şeklinde tanımlıyorlar.  Sorani lehçesi yazım açısından geç başlamış olsa da 19. yüzyıldan itibaren gelişmiş ve edebiyat açısından diğer lehçelerden önce yeşermiştir. Sorani, Babayi döneminde prestij kazandı. Başlangıçta Babani lehçesi üzerine yazı dili olan Soranice, daha sonra Hewleri, Mukriyani ve Erdelani’nin etkisiyle zenginleşti. Sorani Kürtçesi, Kürdistan’ın her iki bölgesinde de Arami alfabesiyle yazılmış ve yazılıyor. Sorani dört alt lehçeden oluşur -Babani, Hewleri, Mukriyani ve Erdelani-. Babani ve Hewleri alt lehçeleri güney Kürdistan’da, Mukriyani ve Erdelani alt lehçeleri ise doğu Kürdistan’da konuşulmaktadır. Ancak coğrafi yakınlık nedeniyle Babani Erdelani’ye, Mukriyani ise “Hewleri’ye” yakındır. Sorani lehçesi 1931’den beri güney Kürdistan’da eğitimde aktiftir. 1992 yılından itibaren bölgenin resmi dili olarak Kürtçe’nin çatısı altındadır. Günümüzde Kürdistan’ın güneyindeki Soranice konuşulan bölgelerde, ilköğretimden üniversiteye kadar eğitim Soranice’dir. Tüm resmi ve sosyal kurumlarda Sorani aktiftir. Doğu Kürdistan’da Sorani’nin resmi bir statüsü yoktur. 2015 yılından bu yana Kürdistan Üniversitesi’nde Kürt dili ve edebiyatı bölümü bulunmaktadır ve gönüllü olarak Sorani eğitimi verilmektedir.

Zazaca sadece kuzey Kürdistan’da Çewlig ve Dersim nüfusunun çoğunluğu ve Amed, Xarpêt ve Erzingan halkının önemli bir kısmı tarafından konuşulmaktadır. Bazı şehirlerde sadece ilçe sınırları içerisinde konuşulmaktadır. Örneğin Riha’nın Sêwereg bölgesi, Muş’un Gımgım bölgesi, Semsur’un Alduşa bölgesi, Bedlis’in Motka bölgesinde konuşulmaktadır. Çok az sayıda da Erzirom, Sewaz ve Sêrte’de kırmancki lehçesini konuşanlar var. Zaza Kürtleri kendilerini Kürt, Kirmanc, Dımıli ve Zaza, lehçelerini ise Kirmancki, Dımıli, Kırdki ve Zazaca olarak adlandırırlar. Ayrıca toplulukta, topluluk için “şarê ma” ve lehçe için “so-bê”, “zonê ma” bölgesi, yerel isimler bulunmaktadır. Konuşmacı sayısı bakımından Kürt lehçeleri arasında Kurmanci ve Sorani’den sonra üçüncü sırada yer almaktadır. Güncel bilgilere göre Kürt lehçeleri arasında Zazaca en geç yazı alanına girmiştir. Pek çok araştırmacı Zazaca lehçesinin Kürt lehçeleri arasında en eski olduğunu ve bazı grammer ve sözcüksel özellikler açısından Avesta diline en çok benzeyen lehçe olduğunu düşünmektedir. Hewrami lehçesi gibi Kirmancki de bazı filologlar ve dilbilimciler tarafından -bazıları Avrupalı- Kürtçe olmayan gibi tanımladı. Ancak bir grup Zaza aydını hariç (kendilerini bu şekilde tanımlıyorlar), Zazaların çoğu kendilerini Kürt olarak tanımlıyor. Birçok Zaza dilbilimcisi de Zazaca’yı Kürtçe bir lehçe olarak kabul etmektedir. Zazaca Kürtçesi, 1980’lerden beri birkaç mevlid -Ahmedi Xasi’nin Kürtçe Mevlidi ve Osman Efendi Babiji’nin Peygamber Biyişa’sı – dışında düzenli olarak Latin alfabesiyle yazılmaktadır. Kürtçe çalışma ve yayıncılıkta iki yazı standardı vardır. Bunlardan biri 1996 yılında Vate Çalışma Grubu tarafından geliştirildi. Vate Çalışma Grubu’nun standardı altında yazan Zaza Kürtleri kendilerini Kürt olarak görüyor ve Zazaca’yı bir Kürt lehçesi olarak görüyorlar. Celadet Bedirxan’ın alfabesine temel alıyorlar ve bu Zaza Kürt toplumunda en yaygın standarttır. Vate Çalışma Grubu standardı dışında bir standart daha var. Bu norm aynı zamanda Wareh Grubu olarak bilinen bir grup entelektüel tarafından da oluşturuldu. Bu formu kullanan Zaza Kürtleri kendilerini Kürt olarak görmezler ve Zazaları bağımsız bir dil olarak görürler. Zazaca lehçesi ayrıca kuzey, orta ve güney olmak üzere üç lehçeden oluşur. Zaza Kürtleri sadece Kürdistan’ın kuzeyinde yaşamaktadır, Zazaca lehçesi Kurmanci gibi resmî bir statüye sahip değildir ve sınırlı da olsa medya, hukuk, eğitim ve siyaset gibi alanlarda faydalıdır. 2011 yılından itibaren bazı üniversitelerde lisans, yüksek lisans ve doktora bölümleri bulunmakta olup, 2012 yılından itibaren okullarda seçmeli ders olarak okutulmaktadır. Ayrıca bazı kurumlarda Kırmancki seviyeleri verilmektedir.

Hewrami Kürtçesi Kürdistan’ın güney ve doğu olmak üzere iki bölgesinde konuşulmaktadır. Kürdistan’ın doğusunda Pawe, Newso, Hewramani Takht, Lihon, Jawero, Zehaw, Nodishe ve Meriewan’ın bir bölgesinde ve Kürdistan’ın güneyinde Seyed Sadiq, Halepçe, Biyare, Zengenê ve Kerkük’te bu lehçeyi konuşuyorlar. Bu grubun isimlendirilmesi konusunda bir fikir birliği yoktur. Bazı araştırmacılar Hawrami, diğerleri Gorani ve bazıları Hewrami ve Gorani adını birlikte kullanırlar. Tüm Kürt lehçeleri arasında Hewrami, 16. yüzyıla kadar uzanan en eski edebiyat geleneğine sahiptir. Kürt lehçeleri arasında Hawrami en çok Zazaca lehçesine benzemektedir. Hawrami lehçesi, bazıları Avrupalı olmayan bazı filologlar ve dilbilimciler tarafından Kürtçe olmayan bir lehçe olarak tanımlandı, ancak Kürt bilim insanları, dilsel farklılıklar olmadan, bu grubun konuşmacılarının çoğunun kendilerini Kürt olarak tanımladığı konusunda hemfikir. Güney Kürdistan’da, Kürt dili 1992’den beri resmi dil haline gelmesine rağmen, Hawrami lehçesi eğitimde veya resmi olarak kullanılmamıştır. Doğu Kürdistan’da Kürt dilinin resmi bir statüsü olmadığı için Hawrami lehçesinin kullanma konusunu Sorani ve Kurmanci’den daha az olduğu belirtilebilir.

Güney Kürtçesi doğu Kürdistan’da Kirmanşan, Delaho, Gêlana Rojava, Bestun, Sungir, Gulyiya, İslamawa, Kurwe, Bijar, Loristan, Ilam, Eywan, Abdanan, Men, Deluran, Piştko ve Peşke’de konuşulmaktadır. Kürdistan’ın güneyinde Xanekin, Mendeli, Bedre ve Cesan’da alt lehçelerle farklı bu lehçeyi konuşurlar. Kürt lehçeleri arasında en az çalışma güney Kürt lehçesi üzerinde yapılmıştır. Bu yüzden gerek grup adlandırma, gerekse lehçe ve alt lehçe yönünden farklı görüşler vardır. Bu grup içinde özellikle lor/lur, birçok dilbilimci ve grubun konuşmacıları tarafından Kürt olmayan olarak tanımlanmaktadır. Bazı dilbilimcilere göre Leki bağımsız bir lehçedir. Güney Kürt lehçesi Arami alfabesiyle yazılır. Güney Kürtçesi 5 alt lehçeden oluşur – Kırmanşani, Garusi, Leki, Lori ve Feyli.

KÜRTLERİN EZİLMESİ VE KÜRT DİLİNİN ASİMİLESİ

Kürtlerin ezilmesi, iktidardaki dört devlet arasında Kürt dilinin ezilmesine yol açmış ve her biri Kürt dilini yok etmek ve Kürtleri asimile etmek için çeşitli politikalar uygulamıştır. Bu politikaların sonuçları:

-Kürt dili bölünmüş, hem lehçeler arasında hem de bir lehçenin ağız arasında sınırlar oluşturulmuştur. Bu aynı zamanda Kürtler arasındaki ilişkinin kopmasına ve birbirlerini tanımamasına da neden oldu.

-Ayrıca iktidar da olanlar Kürt dilinin resmi ve eğitimsel bir statüye sahip olmasına izin vermedi.

-Kürtçe çalışma ve basın yasaklandı ve Kürtçe dilini sadece ev dili haline getirmeye çalıştılar. (Kuzey Kürdistan’da da ev diline dahi müdahale edilmiştir.)

-Bugün Kürt dili Kürdistan’ın iki bölgesinde hem resmi hem de eğitim dili olsa da birçok Kürdün gözünde Kürt dili prestijsiz bir dildir.

-Kürt lehçelerinin sayısı konusunda farklı görüşlerin varlığı, Kürt dili üzerine bilimsel çalışma yapılmamasının sonuçlarından biridir.

-İki alfabenin kullanılması, bir lehçenin lehçelerinin ve aksanlarının tanınmamasına yol açmıştır.

-Kürtlerin çoğu anadilinde okuma yazma bilmiyor. Pek çok Kürdün Kürtçe dil bilgisi anlama ve konuşma düzeyindedir ve pek çok Kürt Kürtçe’yi hiç bilmemektedir.

-Birçok Kürdün anadili artık onların ulusal dili değil. Egemenlerin dili anadilleri olmuştur.

-UNESCO tarafından, bazı Kürt lehçeleri tehlike altındaki diller olarak tanımlanmıştır bu da kürtçe konuşanların gittikçe azaldığını gösteriyor.

-Birleşik bir dil olarak Kürtçe standart bir dil haline gelmemiştir. Her lehçe kendi standardizasyon çalışmalarını içerir, ancak henüz tamamlanmamıştır ve bazıları üzerinde çok az çalışma yapılmıştır.

-Standart Kürt dilinin olmayışı farklı yazımlara ve farklı terminolojiye yol açmıştır.

-Eğitimde standart bir Kürt dilinin olmaması öğrenme ve öğrenmede zorluklara neden olmaktadır.

15 MAYIS KÜRTÇE DİL BAYRAMI

Bugün 15 Mayıs Kürt Dili Günü. 15 Mayıs Kürt tarihinde iki nedenden dolayı önemli bir gün. Neden?  Çünkü Hawar Dergisi’nin ilk sayısı 15 Mayıs 1932’de Celadat Bedirxan tarafından Şam’da yayınlandı ve 1943’e kadar yayınını devam etmiş ve toplamda 11 yıl içerisinde 57 sayı yayınlanmıştır. Hawar Dergisi’nin önemi nedir? Çünkü Hawar Dergisi’nde ilk kez Kürtçe Latin alfabesiyle yazılmıştır. Çünkü Kurmanci dilbilgisi ilk kez bir Kürt tarafından Hawar Dergisi’nde yayımlanmış ve Kurmanci Kürt lehçesi standardının temel adımları bu dergide belirlenmiştir. Ayrıca ilk kez üç Kürt lehçesinin – Kurmanci, Sorani ve Zazaca – yazıları bu dergide yazılmıştır. Bu nedenlerle Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) 2006 yılında 15 Mayıs gününü Kürt Dili Günü olarak ilan etmiştir. 2006 yılından bu yana bugün özellikle Kürdistan’ın kuzey ve batısında kutlanmakta ve çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.

Toplumda ve insanlıkta özel günlerin belirlenmesi bir hedeftir. Neden Kürt Dili Günü? Çok güçlü tarihi, politik, kültürel ve psikolojik nedenleri var. Bugün de sadece kutlamalar değil, atölye çalışmaları, paneller ve özel programlar da düzenleniyor. 15 Mayıs, Kürt kültürünün ve dilinin korunmasının sembolü haline gelmiş, Kürt dilinin kaybolmasına ve asimilasyonuna karşı direniş haline gelmiş, kimlik ve aidiyet duygusunun güçlenmesi, dil bilincinin artması ve toplumda dil kullanımının teşvik edilmesi haline gelmiştir. 15 Mayıs, Kürtlerin ve dillerinin varlığı için kimlik, direniş ve mücadelenin ifadesidir.

Unutulmamalıdır ki dilini kaybetmiş bir toplum, iletişim aracını kaybetmekle kalmaz, kimliğini, tarihini ve kültürel birliğini de kaybeder, toplumda, özellikle atalar, anne, babalar, dedeler ve torunlar arasında, zihinsel ve duygusal bir kopukluk yaratır, tarihin hafızası kaybolur, toplum yavaş yavaş çöker, yabancılaşır, ruhunu ve varlığını kaybeder. Sadece bir gün değil her gün 15 Mayıs duyarlılığıyla geçmeli.

Xecê RIZGAR

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Etiketler: 15 MayısAna dilHawar DergisikurdikurdistanKurmancî
Önceki yazı

Hafıza, Umut ve Yeniden Doğuş

Benzer Haberler

Efrin’e Dönüşler: TC’ye Bağlı Çeteler Büyük Provokasyon Peşinde-HABER ANALİZ
Haberler

Efrin’e Dönüşler: TC’ye Bağlı Çeteler Büyük Provokasyon Peşinde-HABER ANALİZ

14 Mayıs 2025
Önder APO: Çözüm İçin Kürt-Türk İlişkileri Tarihsel Olarak Anlaşılmalı
Özgürlük Perspektifleri

Önder APO: Çözüm İçin Kürt-Türk İlişkileri Tarihsel Olarak Anlaşılmalı

7 Mayıs 2025
Tüm Egemen Güçlerin Politikalarını Şekillendiren Enerji Rekabet Alanı: Doğu Akdeniz!
Politik Analiz

Tüm Egemen Güçlerin Politikalarını Şekillendiren Enerji Rekabet Alanı: Doğu Akdeniz!

6 Mayıs 2025

Öne Çıkan Yazılar

  • İnkar Siyaseti Tasfiye Edildi, Sıra Demokratik Toplum İnşasında

    İnkar Siyaseti Tasfiye Edildi, Sıra Demokratik Toplum İnşasında

    540 Paylaşım
    Paylaş 216 Paylaş 135
  • Hafıza, Umut ve Yeniden Doğuş

    503 Paylaşım
    Paylaş 201 Paylaş 126
  • ‘Yeni Başlangıçlar Kongresi’

    538 Paylaşım
    Paylaş 215 Paylaş 135
  • PKK’den Tarihi Karar: Çalışmaları Sonlandırdık

    533 Paylaşım
    Paylaş 213 Paylaş 133
  • PKK 12. Kongresi Başarıyla Gerçekleştirildi!

    551 Paylaşım
    Paylaş 220 Paylaş 138

Önerilenler

Her Günümüz 15’ Mayıs Duyarlılığıyla Geçmeli!

Hafıza, Umut ve Yeniden Doğuş

HRW: Türkiye Destekli Çetelerin İhlalleri Devam Ediyor

Efrin’e Dönüşler: TC’ye Bağlı Çeteler Büyük Provokasyon Peşinde-HABER ANALİZ

Türkiye, Ekonomik Yollarla Suriye’de Kalıcı Olmaya Çalışıyor – ÖZEL DOSYA

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç