09 Haziran 2010 Çarşamba Saat 06:42
0
21
TR
:” ”
:””
” “,” ”
” ”
Yaşamın anlamına kimin sayesinde ulaştık? Bunun hakkını ne
kadar verebiliyoruz diye kendime son günlerde sorduğum sorudur?
Büyük bilgeler kaç yüzyılda bir insanlığa değerli bir
armağan olarak gelirler, araştırmasını yapmadım ama şunda iknaıyım, öyle kolay
kolayı gelmezler ve bir o kadar da kolay anlaşılmazlar. Anlaşılmaları için ilah
büyük bedeller ödenmek zorunda mı? Günümüz itibariyle baktığımda, yaşadığımız
yüzyıl gerçekliğini de eklersek bunların böyle yaşanmasını sağlayan temel güç
ataerkil zihniyetten başkası değil. Böyle yaparak kendisini daha fazla
anlaşılmaz kılmakta ve daha fazla insanlığı kemirerek, toplumu kendi kominal
özünden uzaklaştırmayı başarmaktadır. Kendi özünden uzaklaşan insanlık, aslında
insan olmaktan uzaklaştığının farkında bile olmuyor. Bu farkında olmamak ise
ataerkil sistemin güçlenip canavara dönüşmesine kolaylık sağladığını, bazen çok
geç öğrenmekteyiz. Oysa yüzyıllardır halklar ve topluluklar ne çok bedeller
ödeyerek bugüne geldiler. Yaşamlarında büyük bilgelerin öğretileri ile ataerkil
yalana dayanan öğretiler çatışarak, bu öyle bir çatışma ki, kıran kırana olan,
biri onurlu bir yaşamı ve anaya dönüşü dayatırken, diğeri onursuz ve anasız bir
yaşamı dayatmakta. Hangisinin galip geldiğini yüreklerimize ve bilincimize
defalarca soralım. Bu soruyu onunla bağlantılı sorgulamayı kendimizden
başlatmaya nedersiniz… Çünkü hakikat orada gizlidir?
Bireyin hakikati onun toplumudur. Onun yaşadıkları, tarihi
yazan eller kendilerine göre ve ataerkil zihniyetinden damlayan zehir misalli,
bizi hakikatlerimizden koparmadılar mı?
Anamızdan, doğamızdan, yurdumuzdan, etik değerlerimizden ve bilge ananın
kültünden koparılmadık mı? Hakikatimizin ne olduğunu unutmuştuk, öyle yaşamımız
koşturmaya tabi olmuştu, bizler koştukça koşuyorduk. Koşturma içinde hakikaten
uzaklaşıyorduk. Birey ipinden kopmuş canavar olmuştu, kendini tüketen kendi
toplumunun kurdu olan insana dönmüştü artık.
Peki, ne zaman insan insanın kurdu olmayı bırakacak,
anasının acılarını görecek ve sesiz çığlıklarını duyumsayıp acılarına bitirme
savaşı verecek? Toplumsal ahlakını kaybetmeyen onunla ataerkil sistemin tüm
engellemelerine rağmen yaşamaya devam edenler daha kolay başaracaklardır.
Yaşamın bilgesini, yaşama yaşam katanı anlamaya da daha yakın duranlar
olduklarını anlasalar, bu coğrafyanın insanı oldukları için kendileriyle gurur
duyar, oryantal kültürü yaşadıkları yere yaklaştırmazlardı. O yaklaştıkça kendi
hakikatlerinden ne kadar uzaklaştıklarının da farkına varmış olacaklardı.
Konuya bir örnekle somutluk getirelim. Büyük güney
kürdistanında toplumsal açıdan yaşanılanlar baktığımız da toplumsal hakikat
nerede? Bu toplumu toplum yapan temel yaşamsal ilkelere ne oldu, kim aşındırdı,
bir zamanlar bu topraklarda kadın en değerli varlık iken, bugün içine girdiği
çıkmaz ve kendisine kurtuluş olarak tercih ettiği intiharın çeşitli
biçimlerinin tarzına nasıl gelindi? Bunun toplumsal açıdan yaratığı sorunları
iyi tahlil etmek gerekmekte. Kadının yaşadığı sorunun derinliğini ve hakikatini
kaybediş tarihini bir çok bilge çözmeye yada tahlil etmeye çalıştı. Ancak hiç
birisi hakikat arayışçısı bilge önder kadar tarihsel, toplumsal, felsefik ve
sosyolojik açılımını yapmadı. Kadının kendi tarihini bilge ananın kültüyle
yeniden buluştururken, kadının yazılmayan tarihini yazacak birileri varsa da
onun kadından başkası olmadığını, yeni yazılacak tarihe ataerkil zihniyet ve
onun mirasçısı olan erkek aklının değmemesi gerektiğine de vurgu yapmıştır.
Şimdi intihara sürüklenen ve ona başka seçenek bırakmayan erkek aklına karşı
kadın ne yapmalı, kendisini ölüm tuzağından nasıl hangi yöntemle kurtarabilir?
Bunun cevabını gelecek yazıda tartışmaya bırakıyorum ama o zamana kadar sorular
özerine düşünmeyi ihmal etmeyin evlerinizde sizler, kendi özgür mekânımda ben.
Bizler kadınların acılarını duyumsarken kadınlarda onları duyumsadığımızı
duyumsamaya çalışsınlar? Bakın kadın yüreği nasıl buluşuyor ve zorluklara karşı
mücadele ediyor….yeter ki yüreğimiz bize ait olsun başaramayacağımız,
yıkamayacağımız hiçbir engel olmayacaktır…
Şilan Deniz
Kürdistan Stratejik Araştırmalar
Merkezi
www.navendalekolin.com –
www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info