KDP, Kürdistan’ın dörde bölünmesini normal ve artık değiştirilemez bir durum olduğunu Kürtlere kabul ettirmek için sömürgecilerin desteğinde siyaset yapan bir aile örgüttür.
Bunların siyasetinin hedeflerini şöyle sıralayabiliriz;
Bir; Kürtlere ülkelerinin dörde bölündüğünü sömürgecilerin istediği biçimde kabullendirmek.
İki; Kürtlerin aklında büyük Kürdistan’ı çıkarmak.
Üç; Parçaları birbirine yabancılaştırmak.
Dört; Bir parçadaki mücadeleye diğer parçaların destek vermesini engellemek. Çıkarları için parçaları birbirine düşman etmek.
Beş; Yeri ve zamanı geldiğinde bir parçanın çıkarları için diğer parçaları satmak.
Altı; Bir parçadaki Kürtlerin çıkarlarını değil, o parçayı sömürgesi yapmış sömürgecilerin çıkarlarını savunmak.
Yedi; Kürtler içinde değil sömürgeciler nazarında kabulü öne çıkarmak. Buna siyaset demek.
Sekiz; Düşman için Kürtleri haince, komplolarla öldürmek.
Dokuz; Kürdistan parçaları arasında hendekler kazmak.
On; Bir Kürt diğer parçalara giderse onu yabancı görmek, ama diğer parçaları işgal etmiş bir sömürgeci bile gelse onu meşru görmek. Onlara büyük kardeş ile hitap etmek.
On bir; Kürdistan’ın zenginliklerini bir aileye, bir guruba vermek.
On iki; Kürdistan halkına baskı uygulamak, yoksullaştırmak.
On üç; İşbirlikçiliğe siyaset diyerek propaganda yapmak. Halka yalan söylemek.
On dört; Dış desteği ilkesizce istemek, bunu başarının temeline koymak.
On beş; Kürdistan tarihini ve Kürt halkının direnişi unutturmak. İftira atmak.
On altı; Kürdistan’da kendinden başka tek bir güç istememek. Diğer Kürt örgütlerine düşmanın kullandığı dille saldırmak.
On yedi; Kürdistan’ın bir parçasındaki özgürlük mücadelesini engellemek. Bunun için düşmanla anlaşmalar yapmak.
On sekiz; Kürtlerin beraber yaşadığı halklara milliyetçi ideoloji ile bakmak.
On dokuz; Zora girince ülkeyi bırakıp kaçmak. Sömürgeciler isterse yüz bin silahlı güç de olsa ‘aş betal’ yapmak.
Yirmi; Êzdîler gibi kadim ancak sayıca az Kürtleri insandan bile görmemek.
Yirmi bir; 3 Ağustos 2014 Şengal katliamında görüldüğü gibi çıkarları için Kürtleri soykırımlara maruz bırakmak.
Yirmi iki; Kürt birliğinin gelişmemesi için lehçeler arasında ayrım yapmak. Kürtlerin ortak bir alfabe kullanmasını engellemek.
Yirmi üç; Kürt kültür ve sosyal yaşamını geliştirecek çalışmalar yerine sömürgecilerin soykırımcı politikalarını dikkate alarak yozlaştırıcı popüler kültürü yaymak.
Yirmi dört; Kürtleri geliştirecek, ilim ve teknikle bulaştıracak bir eğitim politikasını bilinçlice engellemek.
Yirmi dört; bilimsel teknik gelişmelere ödenek ayırmamak. Buna dönük eğitim yapmamak. Okullar açmamak.
Yirmi beş; Tarım ülkesi Kürdistan’da tarımı bitirmek. Halkı sömürgecilerin mallarına muhtaç etmek. Bunları kurduğu şirketlere getirip halka satmak. Halkın malını çöpe attırmak.
Yirmi altı; halkı üretime teşvik etmemek. Para dağıtarak kendine bağlamak.
Bu maddeleri daha da çoğaltabiliriz. Bu siyasetin Kürtler içindeki temsilini KDP yapmaktadır. KDP içinde de bu işin sorumlusu Barzani ailesidir. Bunlara göre siyasi parti ailelerinin tarikatıdır. Parti üyelerine ve diğer parçalardaki yandaşlarından kendilerine müritlikle bağlı olmalarını istemektedirler. Böyle bağlanmazsanız para vermem demektedirler.
KDP 2003’ten beri bu çizgisini Kürdistan’ın diğer parçalarına da dayatmak için yoğun çalışıyor. Gasp ettiği petrol paralarını bu iş için kullanıyor. KDP en çok Türk devleti ile iş tutuyor. Bu da bu çizginin ne kadar Kürtlerin demokratik uluslaşmasına karşı olduğunu gösteriyor. Bu çizgisini şimdilerde Türklerin desteği ile ENKS adı altındaki guruplarla Rojava’ya dayatmak istiyor.
KDP siyasetinin Kürt ve Kürdistan karşıtı olduğu artık çok daha netleşmiştir. Bu, Heftanin’de Türklerin saldırısında ortaya çıkmıştır. Son günlerde Rojava ile Başur arasında hendek kazmaya başlamıştır. Burada Saddam’ın eski kalelerini onarmakta, tahkim etmektedir. Buralara yerleştirdiği teknik ekipmanlarla Rojava’yı izlemekte ve dinlemektedir. Aldığı bilgileri Türklere vermektedir. Oradaki kimi kameraların başında doğrudan Türk MİT elemanları oturmaktadır. Bu siyaset işgalcilerin yıllardır uyguladıkları siyasetin yeni teknik ekipmanlarla sürdürülmesidir.
Kürdistan parçalarını düşmanlarımız parçalamıştır. Parçalar arasında sınır kapılarını işgalciler yapmış, mayınlar döşemiş, teller çekmiş, hendekler kazmış, duvarlar yapmıştır. KDP aynı bu geleneği sürdürüyor. Demek ki Başurda halkın da söylediği gibi Saddam gitmemiştir. Tüm bunlar bizim bir şeyler söylememizi anlamsız da kılıyor. KDP yaptıkları ile kim olduğunu, kimden yan ve dost kime düşman olduğunu yaptıklarıyla gösteriyor.
KDP’nin Başur merkezli, aparatlarıyla da diğer parçalarda yaptıklarına Kürt halkı olarak artık sessiz kalmamalıyız. Başur’da KDP’yi sıfırlamak gerekir. ENKS denilen yapıyı halka ve ülkeye ihanet suçunda ötürü tutuklamak ya da dağıtmak gerekir. Rojava yönetimi yapmıyorsa da halkın sokağa dökülmesi gerekir. Sömürgeci Türklerin içimizde yeri yok kararlılığını artık pratikte de göstermenin zamanı gelmiştir.
Mehmet GÖREN
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi