• Turkish
  • العربية
  • Mal
  • Nûçe
  • Tişt
  • Lêkolîn
  • Analîza Siyasî
  • Rastiyên MIT
  • Hemû beş
    • Anketler
    • Anons
    • Röportaj
    • ji edîtorê
    • Herêmparêzî
    • Abor
    • Jin
    • Ciwanan
    • Ji Çapemeniya Derve
    • Dîrok û Zimanê Kurdistanê
    • Kî ye?
    • Daxuyaniyên Çapemeniyê
    • Hilbijartinên Çapemeniyê
    • Kronolojî
    • Belge
    • Series Text
    • Ji xwendevan
    • Perspektîfên Azadiyê
    • Mesajên Belaş
    • Teknolocî
    • Rastiyên MIT
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Mal
  • Nûçe
  • Tişt
  • Lêkolîn
  • Analîza Siyasî
  • Rastiyên MIT
  • Hemû beş
    • Anketler
    • Anons
    • Röportaj
    • ji edîtorê
    • Herêmparêzî
    • Abor
    • Jin
    • Ciwanan
    • Ji Çapemeniya Derve
    • Dîrok û Zimanê Kurdistanê
    • Kî ye?
    • Daxuyaniyên Çapemeniyê
    • Hilbijartinên Çapemeniyê
    • Kronolojî
    • Belge
    • Series Text
    • Ji xwendevan
    • Perspektîfên Azadiyê
    • Mesajên Belaş
    • Teknolocî
    • Rastiyên MIT
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa Beşên Gotarên

DOKUNANIN YANDIĞI

Yayınlayan Cemal Şerik
28 Aralık 2020
Kategori: Gotarên
290 9
A A
DOKUNANIN YANDIĞI
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın
FacebookX

Türkiye’de en fazla tartışma konusu olan kişiliklerden biri de R.T. Erdoğan’ın ‘İletişim Başkanı’ Fahrettin Altun. Sadece R.T. Erdoğan’ın memuru olma açısından değil, eşiyle birlikte almış olduğu maaşlar itibarıyla da kamuoyunun gündemine girenler arasında.

İşsizliğin tavan yaptığı bir ülkede birçok yerden maaş almanın ahlakla, vicdanla olan ilişkisi ayrı bir tartışma konusu olsa da Türkiye’de bir devlet memurunun resmi olarak birkaç yerde çalışmasını engelleyen mevzuatların kaldırılmasıyla birlikte, yasal olarak Fahrettin Altun ve eşinin çok maaşlı olmasının önünde hiçbir engel söz konusu değil.

Aslında Türkiye’de bir kişinin birçok yerden maaş alması istisnai olmaktan çıkmış neredeyse genel bir kural haline gelmiştir. Özellikle de iktidar ilişkisi içerisinde bunun prosedür haline getirilerek işler kılındığı da bilinmektedir. Ancak Fahrettin Altun’u sadece almış olduğu çok maaşla ele almanın, tartışmanın yeterli bir yaklaşım olduğunu söylemek ve o sınırlar içerisine hapsetmek de doğru değildir. Bununla birlikte, Fahrettin Altun’a ‘dokunanın yandığını’ söyleyenlerin de olduğunu unutmamak gerekmektedir. Neden böyle olduğunun da üzerinde durulabilir.

‘Dokunan yanar’ ibaresinin özünde korku yayan bir sözcük olduğu açıktır. Çoğunlukla toplumda bir korku ve algı yaratmak için bu tür sözcüklerin kullanımına başvurulduğu da bilinmektedir. Fahrettin Altun’un R.T. Erdoğan’ın ‘İletişim Başkanı’ olduğu göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’de bunu en iyi bilenlerden birinin de o olduğu açıktır.

Türkiye’de bu konumda olan sayısı birli, ikili haneli rakamları geçen sayıda insan kümeleri bulunmaktadır. AKP-MHP iktidarı döneminde bunların sayıları daha da fazlalaşmıştır. Oluşturulan bu dokunulmazlık zırhına bürünmüş olanların herhangi birinin çıkarına ters düşen, onunla çelişen bir şey söylendiğinde ‘yandığına’ defalarca rastlanmıştır.  Sedat Peker, Alaattin Çakıcı vb. gibi çete elebaşları devreye girmişlerdir. Birer işkencehane rolü oynayan polis, jandarma merkezleri kan gölü haline getirilebilmiştir.  Cumhuriyet savcıları soruşturmalar açmıştır. Hakimler ağır cezalar yağdırmışlardır. Zindanlar bu türü kişiliklere dokundukları için ‘yananlarla’ doldurulmuştur.

Dokunulduğunda ‘yakanların’ başında da R.T. Erdoğan gelmektedir. Ona dokundukları için ölenler, kurşunlananlar, işkence altına alınanlar bulunmaktadır. On binlerce kişi mahkeme kapılarında süründürülmüş, ağır para ve hapis cezalarına çarptırılmıştır. İtibarsızlaştırılarak, lanetli hale getirilmek istenilmiştir. Bu saldırılar altında sadece kendileri değil, aileleri ve yakın çevreleri ‘yananlar’ da vardır.

R.T. Erdoğan’a ‘kankam’ diyen Devlet Bahçeli’nin, işkenceci başı SS (Süleyman Soylu)’e dokunanların da hali bunlardan geri kalmamaktadır. Ardı sıra bunları izleyen daha birçokları bulunmaktadır. Fahrettin Altun ise sadece onlardan biridir. Fakat Fahrettin Altun’un bunlardan daha farklı meziyetleri de vardır. Cesaret edip hakkında araştırma yapmak isteyenler bunu yapabilir ve kamuoyunu bilgilendirebilir. Hatta sadece Fahrettin Altun’u değil, R.T. Erdoğan’ın Basın sözcüsü ve Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Kalın’ı ve Yardımcısı Fuat Oktay’ı da bu kapsam dahilinde ele alıp, toplumun aydınlanmasında görev ve sorumluluk üstlenerek ‘Kim bunlar?’ sorusuna yanıt verilmesini sağlayabilirler. 

Fahrettin Altun’u Almanya’da örgütlenmiş ırkçı, faşist NAZİ partisinin başı olan Hitlerin ‘Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanı’ olan Joseph Goebbels’e benzetenler de bulunmaktadır. Goebbels ve Fahrettin Altun arasında her ikisinin de Almanya toprakları üzerinde doğmuş olmaları nedeniyle ortak bir bağ olduğu kesindir. Ancak aralarında görülmesi gereken farklıklar da vardır. Goebbels Hitler ile onlarca yıl birlikte hareket etmiştir. NAZİ partisi içerisinde adım adım yükselmiş ve Hitlerin ‘Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanı’ olmuştur. Teknik bir bürokrat, memur olmaktan öte bir rol oynamıştır. İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler ve partisi yenildiğinde önce çocuklarını ve eşini öldürdükten sonra kendisi intihar etmiştir. O da Hitler gibi yenilginin ardından yaşamayı tercih etmemiştir. Nasıl Hitlerin yakınında duran Josef Mengele’nin ‘Toplama kamplarında’ Yahudiler üzerinde yaptığı deneyler daha sonra kapitalist modernite güçleri daha çok da ABD tarafından devralınarak topluma karşı bir saldırı silahı olarak kullanılmışsa, Goebbels’in propagandaya yönelik toplum üzerinde yapmış olduğu deneyler özel-psikolojik savaşın temel taşları olarak kullanılmıştır.

Kötünün iyisi olmaz. Osmanlı’da söylenen bir özdeyişte olduğu gibi ‘Ehveni şer, şerlerin en kötüsüdür.’ O nedenle birinin diğeri karşısında bir ayrıcalığı söz konusu olmasa da, bu belirtilen özellikleriyle Fahrettin Altun’u, Goebbels’le aynılaştırmak mümkün değildir. Aralarında Amir-Memur- görevli vb. ilişkisine benzer, farklılıklar vardır.

Bu yönleriyle Fahrettin Altun; özel eğitilmiş, hazırlanmış olan, edindiği meziyetleri itibarıyla bugün özel-kirli savaş rejimi tarafından kullanılan memur olmaktan öte bir pozisyona sahip değildir. R.T. Erdoğan’ın ‘İletişim Başkanı’ olması ve bununla birlikte;  akademisyen, sosyoloji profesörü, kamu yöneticisi vb. gibi unvanlarla hala; TRT’lerde program yapımcılığı, yorumculuk, bazı gazetelerde köşe yazarlığı ve dergilerde yayın yönetmenliği yapması, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı olması da böyle bir gerçekliği değiştirmemektedir. O da aldığı maaşlardan da anlaşılacağı gibi; T.C. Devleti’ni bir geçim dünyası ve geleceğe yönelik bir sömürme alanı olarak gören bürokrat ve memur gibi cebini doldurmakla meşgul olan biri. Ancak herhangi biri de değil. Katı pozitivist, maddeci, Alman eğitimini almış, CIA’nın merkezlerinden olan Utah’ta hazırlanarak R.T. Erdoğan’ın yanında konumlandırılmış ve aldığı görevleri de buna göre yerine getiren; İbrahim Kalın vb. gibi özel olarak belirlenmiş olan ‘Dokunanın yanar’ hale getirildiği özel görevlilerden biridir.

Cemal ŞERİK

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Etiketler: Fahrettin Altunİbrahim Kalın
Önceki yazı

İRANLILARIN ÖLDÜRÜLMESİNDE TÜRK PARMAĞI VEYA FAKTÖRÜ ÜZERİNE BİR ANALİZ

Sonraki Haber

O BİR EFSANEYDİ

Benzer Haberler

Mudaxeleyek Têgehî Di Rastiya Kurdan De: Rastiya Judenrat û Wêdetirê Mêtîngeriyê – 1
Analîz Siyasî

Mudaxeleyek Têgehî Di Rastiya Kurdan De: Rastiya Judenrat û Wêdetirê Mêtîngeriyê – 1

8 Haziran 2025
Bê Desthilatî û Bê Pere Bi Sosyalîstî Jiyankirin-2
Analîz Siyasî

Bê Desthilatî û Bê Pere Bi Sosyalîstî Jiyankirin-2

7 Haziran 2025
Wêrekiya Di Navbera Kongreya Yekem û 12’an De Heman Wêrekî Ye
Analîz Siyasî

Wêrekiya Di Navbera Kongreya Yekem û 12’an De Heman Wêrekî Ye

18 Mayıs 2025
Sonraki Haber
O BİR EFSANEYDİ

O BİR EFSANEYDİ

Öne Çıkan Yazılar

  • Di Sêgoşeya Bexda-Hewlêr û Maxmûrê De Çi Diqewime?

    Di Sêgoşeya Bexda-Hewlêr û Maxmûrê De Çi Diqewime?

    517 Paylaşım
    Paylaş 207 Paylaş 129
  • Pevçûnên Îsraîl-Îran û Perspektîfa Çareseriya Demokratîk – DOSYA TAYBET

    498 Paylaşım
    Paylaş 199 Paylaş 125
  • Heya Rastiya Rêbertî Neyê Fêmkirin Azadiya Kurd Nayê Nîqaşkirin

    493 Paylaşım
    Paylaş 197 Paylaş 123
  • Heleb Bi Tevahî Dikeve Bin Kontrola MÎT’ê – NÛÇE TAYBET

    496 Paylaşım
    Paylaş 198 Paylaş 124
  • Mudaxeleyek Têgehî Di Rastiya Kurdan De: Rastiya Judenrat û Wêdetirê Mêtîngeriyê-2

    508 Paylaşım
    Paylaş 203 Paylaş 127

Önerilenler

Heya Rastiya Rêbertî Neyê Fêmkirin Azadiya Kurd Nayê Nîqaşkirin

Heleb Bi Tevahî Dikeve Bin Kontrola MÎT’ê – NÛÇE TAYBET

Pevçûnên Îsraîl-Îran û Perspektîfa Çareseriya Demokratîk – DOSYA TAYBET

Dewleta Tirk Bi Çekên Kîmyewî Bersivê Dide Biryara Agirbestê! – NÛÇE ANALÎZ

Di Sêgoşeya Bexda-Hewlêr û Maxmûrê De Çi Diqewime?

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç

Add New Playlist