Lozan antlaşması Kürt halkının ulusal varlığını inkâr temelinde yapıldığı için tartışma konusu olur tabiki. Lozan’a gidilmeden önce, Kürtlere, Lozan’da sizde yer alacaksınız deniyor, Kürtler ulus olarak yeni kurulan cumhuriyette kabul edilmeyi beklerken 1924 anayasasıyla inkâr edilmeye, yok sayılmaya ve soykırıma tabi tutuluyorlar. Şark Islahat Planı’yla Kürtler sürgünlere uğruyorlar, Kürtçe yasaklanıyor ve Kürtçe şehir ve köy isimleri değiştiriliyor, yani Kürtlere ait ne varsa yok sayılıyor. Türk ulus devleti olarak kurulan TC, Kürt halkının inkârı üzerine kuruluyor. Kürtlerin çok kimlikli, demokratik ve çağdaş, modern, laik cumhuriyetle bir sorunları yok, Kürtlerin sorunu inkâr rejimiyledir, Türkçü ve Kürt karşıtı zihniyetledir. Kürt halkı ulus olarak kabul edildikleri demokratik bir cumhuriyetin çağdaş laik modern değerlerini kabul ederler, o farklı bir konudur. Ancak çağdaşlık ve moderlik olarak gösterilen hangi cumhuriyette bir halkın ulusal varlığı ve ulusal kimliği, dili ve kültürü yasaklanmış? Bir ulusu soykırıma tabi tutmanın neresi çağdaşlık ve moderlik oluyor? TC cumhuriyet olarak ne demokratik ne de modem olabildi. Kürt halkı ulus olarak inkâr edildikleri, soykırıma uğradıkları kadar, Türk halkıda sınıfsal ve ekonomik olarak çok ezildiler, TC devleti üst elit seçkin sınıfın iktidar aygıtı olarak Kürtlere, Türk halkının ezilen sınıflarına ve diğer etnik kimliklere ve solculara karşı hep teyakkuzda durdu, Kürtleri, işçi sınıfını, solcuları, sisteme muhalif olan her kesimi düşman ilan edip ülkeyi hep sıkıyönetim koşullarında tuttu.
LOZAN’I KUCAKLAMAK
Kürt halkına düşmanlık yapmak devleti canavar haline getirdi. Kürtlere düşman olan bir devlet kendi içinde bile iktidar kavgaları yaşadı. Normal şartlarda birbirine düşman olan iktidar çevreleri ve siyasi kesimler, Kürt sorununun çözümü söz konusu olduğunda tek sıra hizaya giriyorlar ve Kürt düşmanlığında yarışıyorlar. Son günlerde, Kürt halkının 1924 anayasasında inkâr edildikleri, Lozan’da ulus olarak yer verilmedikleri PKK tarafından tartışmaya açılınca, çakma solcusundan, sağcısına, sözde sosyal demokrat çevrelerden, sözde cumhuriyetçilerden her kesim Lozan’ı çocuk kucaklar gibi kucaklayıp ‘canım cicim, sen, benim varlık nedenimsin’ deyip ‘Lozan’ı tartışma yapmak ulus devletimizi tartışmak demektir’ deyip ‘bunu kabul etmek mümkün değil’ diyorlar. Yani Kürt halkının ulusal varlığının kabulünü TC’nin köküne dinamit koyma olarak görüyorlar. Kürt halkı, kendilerini yok sayan, soykırıma tabi tutan bir rejimi değil kabul etmek böyle bir rejime karşı haklı olarak mücadele ederler, nitekim mücadele ettiler. Bundan dolayı Önder Apo, “Kürtlerin Lozan’da ulus olarak kabul edilmemeleri ve 1924 anayasasıyla inkâr edilmeye başlamaları ve fiziki soykırıma tabi tutulmaları bütün demokratik siyasi mücadele yollarını kapatmış ve bu meşru silahlı mücadeleyi doğurdu” dedi. İşte bundan dolayı Önder Apo, silahlı mücadelenin bitmesi için, Kürt halkının ulusal varlığının kabulü ve siyasi mücadele yollarının açılması gerektiğini söyledi.
GERÇEKTEN LOZAN’A DOKUNULAMAZ MI?
Kürt halkının ulusal varlığının kabulü için bir demokratik zihniyetin olması gerekir olmuştur. Çünkü Türkiye’de türkçülük bir kültür olarak insanların beynini dumura uğratmıştır. Kürt halkının ulusal varlığının kabulünü kendi sonları olarak gören bir zihniyet şekillenmesi var. Bundan dolayı Kürt sorununun çözümü Türkiye’nin devletiyle Türk halkıyla demokratik bir değişimini gerektiriyor. Yani PKK Kürt sorununu çözmeyi TC’yi ve Türk halkını demokratikleştirmeyi bir arada gerçekleştirecektir. Yani Kürt sorunu çözüldükçe TC devleti ve Türk halkı demokratik olur, demokratik kültür gelişir. TC gerçekten demokratik olsaydı zaten Kürt halkı üzerinde inkâr ve soykırım rejimi olmazdı. İşte bundan dolayı Kürt sorunu çözülürse Türkiye demokratik olur diyoruz. Eğer 1924 anayasasında Kürt halkının ulusal varlığının kabulü olsaydı Lozan antlaşması tartışma konusu olmazdı. Lozan’ı tartışma konusu yapan 1924 anayasasında Kürt halkının ulusal varlığının inkârıydı. Kürt halkının ulusal varlığını bir türlü hazmedemeyen, hazmetmek istemeyen bir zihniyet şekillenmiş. Bu zihniyet Türkiye’ye onlarca yıldır çok zarar verdi. Türkiye’de, kendilerine sol diyenlerin çoğu Lozan’ı ve 1924 anayasasını tartışmayı kabul edilemez olarak görüyorlar, sanki Lozan’da kurulması imzalanan cumhuriyet sosyalist bir halklar cumhuriyetiymiş gibi. Solun gelişemesinin nedenlerinden biride işte Kürt halkına yaklaşımda inkâr rejimini zihniyetlerinde aşamadıkları içindir. Bundan dolayı sol kitle inkâr rejiminin sahte solu tarafından kontrol altında tutuldu, radikal solmuş gibi görünen bazılarınıda kendilerine zihniyet olarak eklemlediler.
Kendilerine komünist parti, devrimci parti diyen bazı sahtekârlar Lozan’da Kürt inkârı üzerine kurulan TC ulus devletinin dokunamaz olduğunu dile getiriyorlar. Kürt halkının ulusal varlığının kabulü TC ulus devletinin temellerini sarsıyorsa, bu durumda Türk ulus devleti olarak kurulan TC’nin hangi Türk kitlesiyle ve hangi Türk milletiyle, kültürle kurulduğunu tartışma konusu yapmaz mı? Kürt halkının ulusal varlığının inkârında ısrar etmek Türk ulus devletinin hangi Türk halkıyla kurulduğunu bile tartışma konusu yapar. Osmanlı döneminde Türklükten söz bile edilmezken, nasıl olduda 1923’te bir Türklük hortladı? Kürtleri, Lazları, Çerkezleri ve irili ufaklı birçok kimliğin inkâr edilmeleri ve Türk olacaksınız denmesi tarihsel Türklüğü ve Anadolu’da ne kadar Türk olduğunu tartışma konusu yapar. Gerçek şu ki Türk ulus devleti olarak kurulan TC’nin gerçek Türklerle bir ilgisi olmadığı ve tümüyle yalana ve talana dayalı olarak kurulduğudur. Ulus devletler saf süte benzerler, süt doğru mayayla yoğurt olur. Sahte mayayla süt yoğurt olmaz. Yani Türklükle ilgisi olmayan Kürtlerle, Lazlarla, Çerkezlerle, Ermenilerle, Arnavutlarla, Araplarla bir Türk ulusu kurmaya çalışırsanız bu siyaset eninde sonunda iflas eder. Bu, Nasrettin hocanın gölü, ya tutarsa deyip mayalamak istemesine benziyor. Eşyanın tabiatına aykırı diye bir tabir vardır. Her kuş kendi sürüsüyle uçar sözü bunun için söylemiştir. Türkler Orta Asya’da kendi anayurdunda sadece Türklerden oluşan bir Türk ulus devleti kurarsa kimse buna engel olmaz.
Bundan dolayı kimse Kürtlerin anayurdunda Kürtlerin ulusal varlıklarını inkâr edemezler. Ha, Muğla ile Adana arasında, İzmir ile Kayseri arasında Çanakkale ile Sivas’ın yarısı arasında bir Türk ulus devleti kurarlarsa bunada Kürt halkı itiraz etmezler. Ama sen, hangi hakla Kürt halkının anayurdunda Türk ulus devletini kurup Kürt halkını zorla ve katliamla Türk olmayı dayatıyorsun? Kürt halkı bu soruyu TC’yi kuranlara sorma ve Lozan’ı tartışma hakkına sahipler. Lozan tartışılacak ki Kürt halkının neden inkâr edildikleri ortaya çıksın, kimlerin Kürt halkının ulus olarak inkâr edilmelerinden rant elde ettileri gün yüzüne çıksın. Kürt toprakları Lozan’da dört parçaya bölündü ve Kürtler bazı uyduruk ulus devletlere yem edildiler, yüz yıllık emperyalist çıkarlar için. Ortadoğu’da kurulan Irak, İran, Suriye, Türkiye ulus devletleri Kürt halkının topraklarında ulus devlet kurma ve Kürt halkını asimile etme karşılığında İngiliz- Fransız emperyalizminin hizmetçiğini yaptılar. İngiliz emperyalizminin siyasetinin çizdiği sınırların dışına çıkmaya cesaret eden bir ulus devlet varmı Ortadoğu’da? Saddam ve Esad rejiminin başına neler geldiğini gördük. Diğer Arap ülkeleri İngiliz/Amerikan emperyalizminin emir erleri gibi nasıl da rollerini oynadıklarını biliyoruz, aksi halde nasıl kuruldularsa öylede yıkılacaklarını biliyorlar. Yirmi iki tane Arap ülkesi ve Türkiye de dahil İngiliz emperyalizmin hizmetçi olarak var oldular. Yoksa güçten düşmüş ve tarumar olmuş bir Osmanlı’dan Türk ulus devleti diye bir devletin çıkmasına imkân yoktu. Kürtleri asimile etmenize izin verin, bizde sizin emperyalist emellerinize hizmet edelim dediler. Kürt halkının ulusal varlığının Ortadoğu genelinde kabul edilmemesi ve Kürtler ulusal bir statü sahibi olmasınlar diye pazarlık konusu yapmadıkları birşeyleri kalmadı. Kürtleri asimile etmede başarılı olmak için herşeylerini sattılar ama buna rağmen başaramadılar. Lozan’ın Kürt halkı tarafından tartışmaya açılmasından kimse gocunmasın. Kürt halkı hala inkâr edildiği için Lozan’ı tartışıorlar. Lozan’ın tartışılmasını istemiyorsanız Kürt halkının ulusal varlığını kabul edinde sorun kökten çözülsün.
Kemal SÖBE