19 Şubat 2014 Çarşamba Saat 09:52
Rudaw televizyonu ve gazetesi kurdistan24.org sitesinde medya tasnifi içinde Türk medyası içinde yer alıyor. Bazıları ilk görüşte şaşırıyor ve “neden Rudaw’a Türk medyası bölümünde yer verilmiş diyor?” bu soru masum bir soru. Ancak Rudaw tv ve gazetesi hiç de masum değil. 15-20 yıl önce olsaydı Kürde dair, Kürtçe’ye dair yapılan yayınların değer ölçüsü farklıydı.
Ama günümüzde Kürdistan medyası bütün badireleri atlatıp dünya medyası içinde kendisine saygın bir yer edinmiş durumda. Sürgünde çıkan Kürdistan gazetesi, ardından Serxwebun, Yeni Ülke, Özgür Gündem, Med Tv, Roj Tv, Gali Kürdistan, KNN ve daha değişik gazete, dergi, tv, internet sitesi ile yüzlerce noktada Kürt medyası referans oluşturdu. Kürdistan’a dair, Kürdistani olan bütün halklar, inançlar, kültürel zenginlikler kendisini eksik fazla bu alanda kendisini ifade ediyor. Kürt medyasının damarı, zemini Kürt halkının kalbinin attığı her yerdedir. Ancak artık sadece Kürtçe yayın yaptığı için, biraz Kürtçe konuştuğu için Kürdistani’dir diyemiyoruz. Bunun tipik örneği Türk devletinin kendi inkarcılığını incelterek sürdürmek istediği TRT6’da gördük. Bu Türk devletinin kendi zihniyetinin zemininden kaynaklanmıştı. Kürtler ve Kürdistani olanlar için meşruiyeti sorgulanır durumdaydı. Hala da öyle.
RUDAW Para ile satın alınanlarla, Kürt Özgürlük Mücadelesinin önüne set çekmek isteyenlerin projesiydi TRT6. AKP ve Fethullahçıların ortaklığı ile türetilen bir devlet projesiydi. Kürdistani özgürlükleri devletiçileştirme hedefi vardı. AKP-Fethullahçılar kavgasından sonra Fethullahçı kadroların atıldığında anladık ki burası Fethullahçılara peşkeş çektirilmiş. Türk devleti bu TRT6 ile yapamadığını bu kez Kürdistan coğrafyası üzerinden Rudaw projesi ile yapmaya çalıştı. Çünkü Ankara’nın Kürtler için anlamı açık ve aleniydi. Bu nedenle bu proje Rudaw ismiyle Kürdistan’a taşındı.
Rudaw TV’nin ve gazetesinin yaptı aslında kısa anlamı ile TRT6’in daha genişletilmiş halidir. Bu televizyonun yayın politikası Kürtlere, Kürdistani kazanımlara düşmanlık zemininde gelişmektedir.Bu televizyonun haberlerinde İŞİD çetelerine, katliamcı gruplara övgü vardır. Ama Rojava’ya ise düşmanlık söz konusudur. PYD, YPG örgütlerine karşı düşman siyaseti izlenmektedir. Bu konudaki örnekleri saymakla bitmez. Ama Rojava’daki halk devrimine, direnişine gölge düşürmek ve Türk devletinin Rojava politikasını başarılı kılmak için Rudaw’da çalışanlar her gün 40 takla atmaktadırlar.
Rudaw’ın yayın politikası ile AKP’li Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Suriye ve Irak’ta yürüttüğü politika ile sadece paralel benzerlikleri yoktur. Rudaw Tv, resmi Türk dış politikasının birebir uygulayıcısıdır. Sadece bunun dilini Kurmanci ve Sorani olarak yapmaktadır. Belki de bu nedenle kapatılan Dijle TV’nin frekansını RTÜK Rudaw’a vermiştir.
Örneğin; Türk Dışişleri diyor ki;
“1) Bölücü örgüte mesafeli ve karşı olanlar öne çıkartılmalıdır,
2) bölücü örgüt PKK ve uzantıları PYD-YPG karşıtı propagandaya …… veren programlar hazırlatılmalı,
3) Suriye’de PKK karşısındaki Kürt şahsiyetleri (S. Bedrettin, A. Beşar) öne çıkartılarak Kürt önderleri olarak lanse edilmeli,
4) Suriye Kürtlerinin bulunduğu bölgelere Peşmergenin girmesini meşrulaştıracak programlar hazırlanmalı
5) Bölücü örgüt uzantıları PYD-YPG teşhir edilmeli, güvensizlik yaratılmalı, Suriye Kürtlerini temsil etmediği vurgusu öne çıkartılarak itibarsızlaştırılması sağlanmalı,
6) Kuzey Irak’taki KDP ve hükümet ile ….. alınan karar doğrultusunda sınır kapıları kapatılarak Suriye’de Kürt bölgesine uygulanacak ambargo ile ortaya çıkacak yaşamsal sorunlarda PYD hedef gösterilmeli, bu çerçevede röportaj ve haberlere yer verilmeli,
7) PKK ile Suriye rejimi arasında ittifak olduğu yönünde dezenformasyon haberler yayınlanmalı,
8) Suriye’de Kürt partilerine bölücü örgüt PKK’nın baskı yaptığı, tutuklamalar yaptığı haberleri ile Kürtlerin tepkisi PKK’ya yönlendirilmeli,
9) Televizyonda PKK ve uzantıları PYD-YPG propagandası sayılabilecek haberler asla yapılmamalı,
10) Suriye Kürtleri üzerinde Türkiye’nin dost, kardeş bir ülke olduğu etkisini güçlendirecek propagandalara ağırlık verilmeli…”
Yukarıdaki Türk Dışişlerinin sıraladığı bu 10 maddeye bakın. Bir de Rudaw tv’nin haber sıralaması ve yorumlamasına bakın birebir aynı. Bütün yayınlarında bu çizgiyi izleyen bir kanal Kürt medyası olabilir mi? Geçmişte Kürt Özgürlük Mücadelesi saflarından kaçanları önce itirafçı yapıp sonra tetikçi yapan sistem; bugün bunu medya alanında ise farklı yöntemlerle yapıyor. Her gün onlarca Rojavalı gencin halkını ve ülkesini korumak için ödediği bedeli hiçleştiren, Türk devletinin çıkarlarına hizmet eden bir kanal nasıl Kürt medyasının parçası olabilir ki!..
Dolayısıyla dili ve yayın yaptığı yere değil, yayın yaptığı dil ile kime hizmet ettiği önemlidir. Gerisi boş laftır. Rudaw bir kontr-Kürt yapılanmasının bir medya aracıdır. Türk Özel Savaş Politikalarına göre şekillenmiş, kişiliksiz bir yayın çizgisine sahiptir.
Baki Gül / http://www.kurdistan24.org
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info