03 Ocak 2019 Perşembe Saat 06:42
Rojava işgaline kilitlenen
Erdoğan ve AKP-MHP faşizmi, bir süredir diplomatik görüşmeler yaparak Minbiç
bölgesine saldırmanın yollarını arıyor. YPG ile Suriye’nin anlaşması doğrudan
bu saldırıların önüne geçmiş olsa da çetelerini sınır bölgesine yığmaya devam
ettiği biliniyor. Büyük komplolarla yıllarca tek kilitlendiği nokta Kürt
soykırımını gerçekleştirmek adına eline geçen en önemli fırsatı değerlendirmek
için bin dereden su getiriyor diyebiliriz.
Ancak sık sık havuz medya
tarafından gündemleştirilen, “Kuzey Suriye’de DAİŞ varlığı tamamen ırkçı
teorilerin ürettiği komplolardan ibaret olduğu biliniyor. Çünkü Kuzey Suriye’de
DAİŞ yok. Var olan güçler ise Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu ve
Suriye’deki DAİŞ çetelerinin varlığını önemli ölçüde yok eden, hatta bitiren ve
halkları çetelerden koruyan YPG ve QSD güçleridir. Denilebilir ki TC devletinin
bas bas bağırarak halka sunduğu, ülkeleri kıskandırdığını zannettiğii
diplomatik gelişmelerin ve tüm ülke ziyaretlerinin temel konusu her zaman
olduğu gibi Kürt karşıtlığıdır.
Suriye’nin esas gündemi olan ABD
askerlerinin çekilmesi, ABD ve Rusya’nın iznini almış olsa da dengelerin
değişmesi, yeni planlamalara gidilmesi gereken noktalarda şimdi Rusya’ya
güvence vermek için kollarını sıvamış durumda. Peki Rusya, İdlib’de TC
devletine verilen görevi eline yüzüne bulaştırdığı halde Suriye işgaline müsade
eder mi? İdlib karşılığında Kuzey Suriye’yi feda eder mi? Eğer, süreç
öngörüldüğü şekilde devam ederse, Türkiye, bir süre sonra ABD’ye, Suriye’ye
geri dön çağrısında bulunacaktır. Ancak, Trump’ın
İşgale onay vermesi üzerine Pentagon yetkilileri bir bir istifa etmeye başladı
ve kamuoyunda tepkilerin yükselmesi ve beklentinin üzerinde olunması Trump’a
geri attırdı. Buna bir de sınırları Rejime kaptırma korkusu eklenince de “Suriye’den
çekildikten sonra da Kürtleri korumak istiyoruz. Çekilme konusunda takvim
vermedim açıklamasında bulundu. Burada da Suriye”den çekilmeyeceğinin sinyalini verdi.
Bir diğer önemli konu olan
çetelerin İdlib’deki çatışmalı durumu. Çeteler İdlib’de sıkışmış halde ve bir
an önce oradan çıkarılmaları bekleniyor. Ancak TC, çeteleri kontolde tutamıyor
bu bir gerçeklik. Çünkü ABD ve İsrail’in engellediği İdlib operasyonu sonucu
çetelerin hamisi Erdoğan onları dizginleme görevini üstlenmişti. Hem İdlib’i
eline yüzüne bulaştıran, hem de şu an birbirine giren İdlib’deki çeteleri
dizginleyemeyen Erdoğan’a bir de Trump açık bir şekilde Kuzey Suriye’yi peşkeş
çekmişti. Engellenen işgal girişimi şimdilik dursa da hem siyasi, hem de askeri
anlamda eli güçlenen taraf Rusya oldu. Bu yüzden Erdoğan Rusya’yı gözüne
kestirdi. Yapılan hesaplar ve atılan adımlar artık daha dikkatli olmak zorunda.
Çünkü Ortadoğu dengeleri Suriye’deki değişimlerle doğrudan orantılı. DSG’nin şu
anda tüm karşı çıkmalara rağmen Suriye ile yaptığı anlaşma ile eli güçlendi. TC
ve Rusya arasında da pazarlık konuları olan S400’ler, İdlib, Kuzey Suriye
işgali şu anda masaya yatırılmış durumda. Erdoğan’ın öncelik verdiği tek konu
ise yine Kürt soykırımı.
Rusya ise kendi çıkarlarına
odaklanmış ve onun için tek pazarlık konusu İdlib değil. S400 ler, Türk akımı
projesi, Ukrayna sorunu ve T.C’nin çıkardığı sorunları masaya yatırmıştır.
Rusya Suriye’de istikrarın önünü açması durumunda, Suriye’nin doğal
kaynaklarından ticaret hattından faydalanabilmeyi istiyor. Bu yüzden Türkiye’nin
projesini, MSD ve Kuzey Suriye’deki Demokratik güçlerin projeleri konusunda aceleci
davranmayacaktır. Rusya’nın sonuçta vereceği karar Suriye’nin toprak
bütünlüğünü ve Suriye Devletini ne kadar önemsediğinin de göstergesi olacaktır.
Çünkü Rusya’nın TC işgalinin önünü açması, Suriye’yi bu defa kalıcı olarak
parçalayacaktır.
Ortadoğu’ya hakim olma hayalini
kuran Rusya, TC’yi NATO’dan koprmak istese de bunu başaramayacağını biliyor. Bu
yüzden kontrolüne almak ve olabildiğince ABD denetiminden uzak tutmak istiyor.
Şam yönetiminin YPG ile anlaşması ve sınırı ortaklaşa koruma görevi, TC’nin
elini bağlamış durumda. Rusya ise bu duruma razı görünüyor. Denilebilir ki TC şu
anda Rusya’ya muhtaç durumdadır. Rusya TC’nin ipini gevşettiğinde önünü alamayacağı
sorunları doğuracağını biliyor. Onun için şimdili ipleri sıkı sıkı tutuyor.
Kontrolünde tutmak istediği bu işgalci faşistin sadece Kuzey Suriye ile sınırlı
kalmayacağının farkında.
Şevin Baran
Kürdistan Stratejik
Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com –
www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html