19 Mart 2016 Cumartesi Saat 13:46
Suriye’ de savaş tüm yakıcılığı ile devam ederken, terörist
DAİŞ’ in saldırıları sayısız savunmasız insanın yanı sıra antik şehirleride yok
etti. UNESCO tarafından 1980 yılında Dünya Miras Listesi’ne alınan Palmira
şehrine ait kalıntılar yıkıldı. Mezarlarda bulunan insan büstleri
Palmiralıların sosyal yaşamı hakkında ipuçları vermekteydi.
Palmiralıların, Romalılar ve Mezopotamyalılar arasında kalan
bir toplum olarak her iki kültürden de etkilendikleri, giyim tarzından sosyal
aktivitelere kadar Helen, Kürdistan ve Pers izleri görüldüğü araştırmacılar
tarafından açığa çıkarılmıştı. MÖ 19. yüz yıldan kalan ve kentin simgesi olan
Bel (Baal) Tapınağı’nın büyük bir bölümü de DAİŞ’ in saldırıları sonucu tahrip
edildi. Antik kentteki tapınaklar, mezarlar ve sıra sütunlar yerle bir oldu.
Mucize: Palmira
Arapça Tadmur adı verilen Palmira’ nın anlamı Süryanice ve
Aramice ‘Mucize’ demekti. Mucizeler şehri ve çölün ortasında palmiye ağaçlarıyla
çevrili olduğu için ‘Çölün gelini’ denen antik kentin ismi şimdi ‘katledilen
insanlık mirası’ olarak anılıyor.
Savaşçı Kraliçe:
Zenobia
Palmira şehri denildiğinde karşımıza çıkan en önemli isim
ise Kraliçe Zenobia’ dır. 3. yüzyılda yaşayan Mısır kraliçesi VIII.
Kleopatra’nın soyundan gelen Zenobia, güzelliği ile nam salmıştı. Yönetimi
sırasında Suriye, Lübnan, Filistin, Mısır ve Anadolu’nun güney ve doğu
bölgelerini kontrolü altına alan kraliçe, Antik Yunanca, Aramice, Arapça ve
Latince bilen ve Homeros ve Eflatun’un başta olmak üzere diğer Yunan yazarların
da çalışmalarını takip ederdi.
Zenobia’nın savaşçı yanı en öne çıkan özelliğiydi. Zenobia
askerlerle birlikte at sürmesi ve kilometrelerce yürümesi nedeniyle ‘Savaşçı
Kraliçe’ olarak anıldı.
Zenobia’nın Yanıbaşındaki
Topraklarda Diriliş
Bugün ise Palmira’ nın yakınlarında, silahlı kadınlarla
tanıştı güncel tarih. Barbar ve her türlü etik ve ahlaki değerden yoksun
teröristlere karşı, kendi halkının öz savunmasını yaparlarken gördük onları.
Güney Kürdistan’da 2003 yılında kurulan Partiya Yekitiya Demokratik (PYD) ile
başlayan Rojava Kürtlerinin devrim arayışı, 19 Temmuz 2012 tarihinde Kobanê’nin
özgürleştirilmesi ile zirve yaşarken, devrimin öncü gücü olan Yekîneyên
Parastina Gel (YPG) ile Ortadoğu’nun geleceğine dair askeri önemli bir açılım
yapmıştı. Kürt kadınları 2012 yılında düzenledikleri konferans ve 2013 yılında
oluşturdukları Yekîneyên Parastina Jinê (YPJ) ile kadına dair söyleyecek
sözleri olduğunu pratikleriyle göstermeye devam etti.
Rojavalı Kadınlar
Silava İle Ses Arin İle Ateşe Dönüştü
Silava ile ses, Arin ile ateşe dönüşen YPJ’li kadınlar,
Ortadoğu ve dünya devletlerinin diz bağını çözen DAİŞ çetelerinin korkulu
rüyası oldu. Halk mücadelesinin yanı sıra kadının yok sayıldığı selefi-cihatçı
anlayışa karşı bir model olarak öne çıkan YPJ’li kadınlar, Ortadoğu için
karanlığın yeniden aydınlanmasının yolunu açtı.
Kürdistanlıların binlerce yıllık direniş geleneğinden gelen
bu silahlı kadınlar, dünya kadınları başta olmak üzere insanlığın dikkatini
çekmeyi sürdürdü. Tanrıça İştar’ ın ardılı olan Kürt kadınlarının mücadeleci
duruşu, komşu coğrafyada ki Anatolia halkının tanrıça Kibelesini ve Palmira’nın
savaşçı kraliçe Zenobia’ sının ardıllarına da örnek oluşturdu.
Palmira Uygarlığı’nın Kraliçesi Zenobia, topraklarındaki
kadınların yeniden doğmasını beklerken, YPJ’ nin çıkışı ile bilim insanları Ortadoğu’da
bir devrin son demlerine gelindiğine işaret etti. Kürt kadınlar hemcinslerine,
kimliği-kültürü ve eşitliği için nasıl direneceğini göstermeye devam ediyor…
Jîr Arjîn
Kürdistan Stratejik
Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com –
www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info – www.navendalekolin.com