• Latest
  • All
  • Haberler
  • Editörden
  • Araştırmalar
  • Makaleler
  • Politik Analiz
  • Dizi Yazı

TC ve HTŞ Dünyanın Gözü Önünde Alevileri Katletmeye Devam Ediyor-HABER ANALİZ

2 Temmuz 2025

Demokratik Toplum Sosyalizmi ve Öz Savunma

1 Temmuz 2025

Zilan’ın Fedailiği: Özgürlük Aşkının Manifestosu

30 Haziran 2025

Önder Apo’nun Manifestosu Ve Yaşanan Gelişmelere Etkisi

30 Haziran 2025

MİT ve HTŞ, Uyuşturucu Kaçakçılığında Baas Rejiminin İzinden Gidiyor!- HABER ANALİZ

28 Haziran 2025

Küresel ve Bölgesel Hegemonik Rekabetin Bir Yansıması

27 Haziran 2025

Emperyalist Savaşlar Ve Devrim İmkânları

26 Haziran 2025

Efrin’de El Emşat Çeteleri Yeniden Aktifleşiyor- ÖZEL HABER

25 Haziran 2025

‘Niyeti İyi Olan Bir Devlet, Kongre Sonrası İkinci Gün Komisyon Kurardı’

25 Haziran 2025

‘Doğu Kürdistan’da Alternatifi Olan Tek Güç PJAK’tır’

24 Haziran 2025

Şam’daki Kiliseye Yapılan Saldırı HTŞ Üyeleri Tarafından Yapıldı-ÖZEL HABER

23 Haziran 2025

Demokratik Ulusta Demokratik Komün Yaşamı

23 Haziran 2025

Yeni Ortadoğu’nun Kalıcı Kaos Düzeni ve Stratejinin Temel Ayakları

21 Haziran 2025
No Result
View All Result

TC ve HTŞ Dünyanın Gözü Önünde Alevileri Katletmeye Devam Ediyor-HABER ANALİZ

HABER MERKEZİ - Şam’daki Mar Elyas Kilisesine düzenlenen menfur saldırıda TC ve HTŞ sadece Alevi ve Durzilere yönelik değil bölgedeki tüm inançlar ve halkları sindirme hedefinde olduğunu gösterdi. Ancak Reuters’ın yayımladığı araştırma ve inceleme raporun sonucuna göre dünyanın gözü önünde Aleviler katledilmeye devam ediyor.

Fırat Ali by Fırat Ali
2 Temmuz 2025
in Haberler, Politik Analiz
Reading Time: 4 mins read
A A
Home Bölümler Haberler

22 Haziran Pazar günü akşam ayini sırasında, Şam’daki Mar Elyas Kilisesine düzenlenen menfur saldırıda 25 kişi yaşamını yitirdi, 63 kişi de yaralandı. Eşzamanlı olarak, Halep’in güneyinde yer alan Til Eran ve Til Hasıl adındaki Kürt köylerine de baskın yapıldı. Bu baskınlarda, yüzü maskeli kişiler tarafından birçok Kürt gencinin kaçırıldığı haberleri ajanslara düştü. Bununla TC ve HTŞ sadece Alevi ve Durzilere yönelik değil bölgedeki tüm inançlar ve halkları sindirme politikasının hedefi olduğunu ortaya koydu.

Lakin en önemlisi de Reuters tarafından Pazartesi günü (30 Haziran) belgelere, saha ifadelerine ve uydu görüntülerine dayandırdığı bir araştırma ve inceleme raporunun yayınlaması oldu.

Son yapılan bir araştırma, Mart ayında Lazkiye ve Tartus kırsalında 40’tan fazla yerde yaklaşık 1.500 Alevi sivilin öldürüldüğünü ortaya koydu. Araştırmaya göre, Suriye Savunma Bakanlığı’na bağlı 12’den fazla grup bu katliamlara katıldı ve bunların yarısı uluslararası yaptırım listelerinde yer alıyor ve bu da Şam’daki liderlik hiyerarşisinin bu katliamlardan sorumlu olduğunu vurguluyor.

Reuters tarafından yürütülen soruşturma raporu, Suriye kıyısındaki katliamlar sırasında askeri karar alma zincirinin, bakanlığın sözcüsü Hasan Abdul Ghani başkanlığındaki Savunma Bakanlığı içindeki liderlerin doğrudan dahil olduğunu gösterdiğini ortaya koydu.

Araştırma ve inceleme, cinayetlerin artık Suriye’deki kırılgan geçiş aşamasını tehdit ettiğini doğruluyor. Araştırma, bu eylemleri yeni devletin güvenlik ve askeri birimleriyle, Genel Güvenlik Servisi ve 400. Tümen (eskiden Hay’at Tahrir al-Sham’ın elit kolu) ve Suriye Savunma Bakanlığı’ndaki önde gelen liderlerle ilişkilendiriyor. Soruşturmanın yayınlanması, Suriye’deki geçiş aşamasının başkanı Ahmed al-Sharaa tarafından oluşturulan bağımsız komitenin yaklaşan son teslim tarihine denk geldi. Ayrıca, bazı grupların sivilleri koruma girişimlerinden sonra gruplar arasındaki iç çatışmaları da vurguluyor.

Reuters’ın yaptığı bir araştırma, üç gün boyunca mezhepsel katliam dalgasının bir parçası olarak cinayetlere, yağmalamalara ve kundaklamalara tanıklık eden Lazkiye ve Tartus kırsalında 40 yer tespit etti. Alevi aileler ve toplum liderleri, Mart ayında silahlı kuvvetler tarafından öldürülenlerin isimlerinin listelerini derledi. Hükümet yanlısı saldırganlar, kurbanların evlerini sık sık yağmaladı, yaktı veya tahrip etti ve Sanobar köyündeki bir evin üzerine şu mesaj gibi tehdit edici grafitiler bıraktı: “Siz bir azınlıktınız… şimdi ise nadirsiniz.” Catherine Tay/Reuters tarafından çizilmiştir.

Araştırma, 7-9 Mart tarihleri ​​arasında gerçekleşen katliamlarda yaklaşık 1.500 Suriyeli Alevi’nin öldürüldüğünü ve düzinelercesinin hala kayıp olduğunu sonucuna vardı. Yeni Suriye hükümetine göre, şiddet, devrik Devlet Başkanı Beşşar Esad’a sadık eski subaylar tarafından organize edilen ve yaklaşık 200 güvenlik görevlisinin ölümüyle sonuçlanan bir önceki gün başlayan bir isyana yanıt olarak geldi. Reuters’ın yaptığı bir araştırma katliamların ayrıntılarını ortaya çıkardı ve saldırganlardan Şam’daki Suriye’nin yeni yöneticilerinin yanında çalışan adamlara kadar katliamlardan sorumlu olanların komuta zincirini belirledi.

Reuters, yabancı gruplar da dahil olmak üzere yeni hükümetin komutası altındaki en az bir düzine grubun Mart ayındaki cinayetlere katıldığını buldu. Bu grupların neredeyse yarısı cinayet, insan kaçırma ve cinsel saldırı gibi insan hakları ihlalleri nedeniyle yıllardır uluslararası yaptırımlar altında.

SALDIRI VE KATLİAMLARDAN TC VE HTŞ SORUMLUDUR

Bu saldırı dalgasının kimler tarafından yapıldığı oldukça net, son derece aşikâr, su götürmez bir gerçektir. Saldırının faillerini farklı adreslerde aramaya gerek yok çünkü katiller HTŞ’nin Şam sarayında meskûn olanların içindedir. Mar Elyas (Aziz İlyas) Kilise saldırısı hemen sonrası, henüz zemindeki kan lekeleri temizlenmemişken saldırının DAIŞ tarafından yapıldığı haberleri servis edildi. Savaş hali yaşayan coğrafyada servis edilen her habere ihtiyatlı yaklaşmak gerekir. DAIŞ çetelerine mal edilse de kilise saldırısı ve köy baskınlarının failleri HTŞ’nin içindedir. Her iki saldırının yapıldığı yerler DAIŞ ihtimalini zayıf kılmaktadır. DAIŞ’in varlığı, bu türden saldırıları yapanları perdeleme görevi göreceği açıktır. HTŞ’nin bileşenleri DAIŞ’i aratmayan eylemlere imza atan çete oluşumlarıdır. Şam düştükten sonra ilk icraatları Alevi katliamlarıdır. Katliam diyoruz ama özünde Alevi soykırım girişimidir. Sokak ortasında yapılan infaz görüntüleri kan donduran cinsinden kafalara kazındı. Alevi soykırımdan sonra Dürziler hedeflendi. Şimdi sıra gayrimüslümlere geldi.

Suriye’deki azınlıkların tehlike riskiyle karşı karşıya olduklarına dair çok sayıda işlenmiş suç vardır. Bu olaylar bir kez daha şunu göstermiştir ki radikal dinci, cihatçı grupların olduğu her yerde insanların can güvenliği yoktur. Buna kravat takmış, takım elbise giymiş DAIŞ’liler de dahildir. Suriye’deki dini ve etnik kimlikler, can güvenliklerini HTŞ’ye bırakmaları, kuzuyu kurda teslim etmek anlamına gelecektir. Özsavunma konusu bu son saldırılarla daha da önem kazanmıştır. Demokratik kriterlerin hâkim olmadığı bir Suriye’de azınlıkların yaşam hakkı her zaman tehdit altındadır. Hakeza, HTŞ yönetimi kendisini selefi-cihatçı kimlikten sıyırmadığı müddetçe gerçekleşen ve gerçekleşecek katliamların sorumluları olarak anılacaklardır. İşi DAIŞ’e yıkarak kendilerini aklayamazlar. Kaldı ki DAIŞ yapsa bile yine HTŞ yönetimi sorumludur.

Fırat ALİ

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tags: Alevi KatliamıDAISHristiyanhtşKiliseReutersSURIYETC
Share204Tweet127
Previous Post

Demokratik Toplum Sosyalizmi ve Öz Savunma

Fırat Ali

Fırat Ali

Related Posts

Politik Analiz

Demokratik Toplum Sosyalizmi ve Öz Savunma

by Lekolin
1 Temmuz 2025
0

ÖZ SAVUNMA VE GÜL TEORİSİ  Önder Apo öz savunmayı Gül Teorisiyle açıklamaktadır. Gül teorisi aynı zamanda estetik, etik ve ahlak...

Read more

MİT ve HTŞ, Uyuşturucu Kaçakçılığında Baas Rejiminin İzinden Gidiyor!- HABER ANALİZ

28 Haziran 2025

Küresel ve Bölgesel Hegemonik Rekabetin Bir Yansıması

27 Haziran 2025

Efrin’de El Emşat Çeteleri Yeniden Aktifleşiyor- ÖZEL HABER

25 Haziran 2025

‘Niyeti İyi Olan Bir Devlet, Kongre Sonrası İkinci Gün Komisyon Kurardı’

25 Haziran 2025
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
  • Yorum İlkesi
  • Anasayfa
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2025 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi