• kurdî
  • العربية
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa Bölümler Politik Analiz

Çürüyen TC Devletinin Son Çırpınışları

Yayınlayan Lekolin
9 Temmuz 2021
Kategori: Politik Analiz
281 3
A A
Çürüyen TC Devletinin Son Çırpınışları
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın

HABER MERKEZİ- Osmanlı’nın tarihi geçmişi üzerine yapılanmaya devam eden TC devleti, 21.yüzyıla kadar yürütmüş olduğu düzen nezdinde herhangi bir evrimi yaşamamıştır. Her ne kadar reformları, yerli ve milli söylemlerini dinlendirseler de, 21.yüzyılda gelinen aşamada TC’nin sistem yapılanmasının ne kadar battığını ve çürüdüğünü tüm dünya görmektedir. İç ve dış siyasette çürüyen iktidar,  dış güçlere hep bağımlı olan ve gelinen aşamada ise bekçileşen ve piyon olma durumundan kurtulamamıştır. Türk milliyetçiliğini, radikal İslamcılığı, şovenizmi tırmandıran ve bunu baskı, zulümle yıllardır Kürt halkına dayatan faşist şef Erdoğan özel savaş unsuru öncülüğünü yapmaktan geri durmamıştır. Özel savaş medyası ve unsurlarının Türkiye’nin ne kadar gelişmiş olduğunu ve birçok alanda zenginleştiğini, refaha kavuştuğunu hemen her gün topluma entegre ederek sürdürmektedirler. Bu temeller üzerine Özel savaş faaliyetleri ile sistem kendisini şekillendirmiştir. Özel savaş organlarının, yalanlar üzerine kurulu sistemi, kurum ve kuruluşlarının kirlenmiş yapılanmasının hakikati bir kez daha gün yüzüne çıkmaktadır. Evet zenginleşen, refaha ulaşan ve gelişen, derin devlet içindeki mafya çete unsurları olmuştur. Mafya-çeteleşmesini açmayacağım zaten itiraflar, çürümeler, kirlenmeler her yönüyle ortalığa saçılmıştır. Tarihten günümüze süregelen bu devlet sistemi kendisini mafya-çete yapılanmasıyla bugüne kadar getirmiştir. AKP- MHP ile Türkiye’nin gelmiş olduğu aşama ise çöküşle sonuçlanmaktadır. TC’nin Kürt düşmanlığının tarihi bir gerçekliği vardır. Kürt halkının değerlerini sömüren, katliama uğratan, baskı ve işkencelerle sindirmeye çalışan, imha ve tasfiye etme, faili meçhuller, tecavüzler, tutuklamalar, algı operasyonları, ajanlaştırma, kimliğinden uzaklaştırma, Türkleştirme (asimilasyon), insanlık değerlerini hiçe sayma yani ahlak dışı tüm uygulamaları gerçekleştirmiştir. TC’de yaşanan çürüme tüm topluma başkaldırı zemini yaratmaktayken, intikam almayı gerektiren nedenler ortadayken bunca yaşanılan yoksulluk, dışlanmışlık, toplumsallığı yok eden, bireyi yalnızlaştıran ve hapseden bu düzen karşısında, tam da iktidarın batmış olduğu bu durumda mücadele etmek için ayağa kalkmak tüm halklara, topluma büyük kazandıracaktır. Siyasi, sosyal, ekonomi her alanda, maddi, manevi yaşanan tıkanmayı aydınlıkla sonuçlandıracak olan tutum ise halkların birlikte yürüteceği mücadeledir. Hiçbir halk ayrımı yapmaksızın, AKP- MHP faşist rejime karşı ayaklanma mücadele etme günüdür. Elinizde bir şey bırakmadılar ki kaybedeceğiniz bir şey olsun. Tarihi bir hakikati olan bir halkın kültürüne, diline, varlığın sembolü olan kimliğine, yaşamına saldıran faşist zihniyet inkar ve imhayı hep pratiğe koymuştur. Bu top yekûn saldırı konseptinde sadece Kürt halkı yer almamakta, tüm mezhepler, ırklar, ayrı kültür ve dinlere sahip (İŞGALE UĞRAYAN YERLERDE YAŞAYAN TÜM HALKLAR) olan tüm insanlığa dönük yürütmektedir. Toplumlar kendi değerleriyle vardırlar, bu değerlere ahlaksızca saldıran faşizan iktidara karşı ancak toplumun zihnen yenilenmesi, bilinçlenmesiyle taze temiz bir düzlemde özgürce yaşayabilme ortamı oluşturula bilinir. HDP siz siyasetin yapılamayacağı bilinmektedir. HDP toplum sorunlarına cevap olabilecek güce ve yürütebilecek perspektife sahip bir partidir. Halk öncülüğüne dayanan demokrasiyi, adaleti, ilke ve ölçülerle hareket eden toplumsal bir yapıya, gerçekliğe sahiptir. Ahlaki ve politik bir toplumla tüm halkları içine alan sistemi, geleceğe ışık tutacak olan perspektifi içinde barındıran HDP’dir. Devlet aklı, tamamen sömürüye dayandığı, demokrasi, adalet, hukuk gerçekliğiyle hiçbir alakası olmayan tamamen iktidarın şahsi çıkarı doğrultusunda yürütülen bir sistem olarak tanımlanır. İşte devlet aklının takipçileri olan Muhalefet partilerinin HDP’ye yaklaşımları, AKP-MHP rejiminin yaklaşımının biraz daha yumuşatılmış hali olmaktadır. Esas olan tutum, toplumun öz savunmaya dayanarak özerk sistem etrafında kenetlenmesidir. Halk öz gücüne dayalı demokrasiyi dayattığında doğru yaşam koşulları işte o zaman yaratılabilir. Tüm faşizanlığı içinde barındıran zihniyetlere karşı esas cevap olabilecek güç  halklardır ama, bilinçlenen, örgütlenen, direnen ve eyleme geçecek olan halklar…

Kapitalizm egemen bir sistem olarak kendini var edebilmek için devlet iktidarını ulus-devlet iktidarına dönüştürmüştür. Tabi kılcal damarlarına kadar iktidarın yayıldığı bir toplum sadece iliklerine kadar sorunlara boğulmakla kalmaz, paramparça edilerek dağılmaya mahkum hale getirilir. Ulus-devlette toplum tamamen kafeslenmiştir. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Ulus-devletin toplum üzerinde yaratmış olduğu gerçeği ve tehlikeyi çok açık sade bir şekilde dile getirmiş ve böyle bir belirlemede bulunmuştur. 21. Yüzyılda gelişmekte olan dünya ve insanlığa yaşam modeli olan Demokratik Modernite’nin gelişme olanağının var olduğu ve tek alternatifle toplumun sorununa cevap olacak bir sistemin gerçekliğidir. Kapitalist Modernite karşısında ne denli mahkum yaşansa da, yine toplumsallıkta ısrar etmekten ve toplumu savunmaktan başka çare yoktur. Rojava Devrimi öncülüğü ile Demokratik Modernite’yi esas alan halkın öz gücüne dayanan modelin yaşamsallık kazanması karşısında, kapitalist sistemin çıkmazda olduğu bilinmektedir. Rojava Devrimi, Demokratik-ulus esasına dayanan, toplumu özgür gelecek yaşamı kurmaya davet etmektedir. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalanın, Kapitalist Modernitenin Ulus-Devlet yapılanması üzerine belirlemesi, 21.yüzyılda tüm insanlık için ufuk açıcı, aydınlatıcı olduğunu ve hakikatin toplumsallıkla mutlaka kazanacağını sunmuştur. Alternatif özgür yaşam modeli olan Demokratik Modernite, Kürt halkı öncülüğünde yaşamsallık kazanmıştır ve tüm insanlığa yayılma alanı, zemini yaratmıştır. Toplumsal gerçekliği yaşamsallaştıran ve toplumu bilinçlendiren, aydınlatan, yaşatan ve değerli kıldıran öncüye tüm insanlık borçludur…

ÖZGÜRLÜK HAREKETİ ÖNCÜLÜĞÜNDE ZAFERE DOĞRU YÜRÜMEK…

Zap- Avaşin- Metina- ve birçok alanda yürütülen direnişin kutsallık atfettiği, değerlilik kazandığı bu direnişe bin selam olsun. Tarih boyunca süregelen bu zulmün kendiliğinden sona eremeyeceği inancında olan, yaratıcı düşünen, her güne yeni gelişmelerle başlayan ve ilerleyen, büyük bir aşk ve tutkuyla yaşama ve halka bağlanan, amacına kilitlenen ve bu zülme karşı savaşanların direnişi mutlaka ve mutlaka kazanacaktır. Bu tarihi direnişte, Kürt Halkı ve tüm insanlığın özgürce yaşamaları uğruna fedaice savaşan yiğitler, büyük yüreklere sahip olanların mücadelesinin kazanacağını, AKP-MHP faşizmine karşı tek kurtuluş yol olduğu bilinciyle sahiplenmeli, örgütlenmeli ve büyütmeliyiz. Bu topraklarda on binlerce bedel verip direnen, savaşan yiğitler, Tarihin akışını ve toplumların kaderini değiştirmek, hakikate ulaşabilmeleri için çetin, keskin bir mücadele yürütmektedir.   

Kirli bir ihanet tarihini içinde yaşatan, AKP-MHP’nin işbirlikçiliğini yapan Barzani ailesi, Özgürlük Hareketini ve direnen Kürdü yok etme konseptinde açık ya da gizli hep yerini almıştır. Gelinen aşama ise felaketle sonuçlanmaya açık hale gelmiştir. KDP, günlük çıkara dayanan siyasetle, gelecek bir stratejiden uzak, ideolojisiz, dar milliyetçi, düz dogma çizgide yürüyen ve sahip olduğu şekillenme feodal aile yapılanmasıdır. Kadim bir tarihi olan Kürt halkının kazanımlarının yok olmasına onay vermektedir. Trajik olan durum ise, Kürtlük adına bunların yapılmasıdır. Özel psikolojik savaşta aktif yerini almaktır ki bunu da basın ve yayın organlarıyla her gün yapmaktadırlar. Algı operasyonunda yerini alan KDP, Kürt halkını ve Kürdistanı, Özgürlük hareketinden uzaklaştırma faaliyeti içerisindedir. Bu algı operasyonunu yıllardır uygulayıcısı olan hegemon güçler ve TC’nin bu oyununa KDP alet olmuştur. Bu çelişki ve çatışma yumağında çıkmazı yaşayan KDP, Kürt tarihi ve Kürt gerçekliğiyle alakası olmayan yaklaşımlar ve tutumlar sadece ve sadece Kürt düşmanı olanlara hizmet etmektedir. KDP’ye karşı halkın tutumu keskindir ve daha da tırmanacaktır, kabul edilemez duruma gelen ve tüm yönüyle teşhir olan bir KDP gerçekliği ortaya çıkmıştır. Yine KDP, Kürt Ulusal Birlik çalışmalarına açık karşıtlığını ve yeminli düşmanlığını tüm pratikleriyle göstermiştir.

Arî TUFAN

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Etiketler: AKP-MHP FaşizmiAvaşinDemokratik Moderniteİşgalci TCMetinaŞovenizimZap
Önceki yazı

Bu Tür Türklükten Her Türlü Pislik Ve Suç Çıkar

Sonraki Haber

Devlet Toplumu Dincilik ve Milliyetçilikle Uyutuyor

Benzer Haberler

Önderlik Gerçeğini Anlamadan Kürt Özgürlüğü Tartışılamaz
Politik Analiz

Önderlik Gerçeğini Anlamadan Kürt Özgürlüğü Tartışılamaz

17 Haziran 2025
Donmuş Çelişki Yumağı Olan Devleti Çözülme ve Tamamen Eritme Mücadelesi
Politik Analiz

Donmuş Çelişki Yumağı Olan Devleti Çözülme ve Tamamen Eritme Mücadelesi

14 Haziran 2025
Bağdat-Erbil ve Maxmur Üçgeni’nde neler oluyor?
Politik Analiz

Bağdat-Erbil ve Maxmur Üçgeni’nde neler oluyor?

13 Haziran 2025
Sonraki Haber
Devlet Toplumu Dincilik ve Milliyetçilikle Uyutuyor

Devlet Toplumu Dincilik ve Milliyetçilikle Uyutuyor

Öne Çıkan Yazılar

  • Kürt Gerçekliğine Bir Kavramsal Müdahale: Judenrat Gerçeği Ve Sömürgeciliğin Ötesi – 1

    Kürt Gerçekliğine Bir Kavramsal Müdahale: Judenrat Gerçeği Ve Sömürgeciliğin Ötesi – 1

    659 Paylaşım
    Paylaş 264 Paylaş 165
  • Önderlik Gerçeğini Anlamadan Kürt Özgürlüğü Tartışılamaz

    504 Paylaşım
    Paylaş 202 Paylaş 126
  • İsrail-İran Çatışması Ve Demokratik Çözüm Perspektifi- ÖZEL DOSYA

    527 Paylaşım
    Paylaş 211 Paylaş 132
  • Donmuş Çelişki Yumağı Olan Devleti Çözülme ve Tamamen Eritme Mücadelesi

    533 Paylaşım
    Paylaş 213 Paylaş 133
  • Halep Tümüyle MİT’in Kontrolüne Geçiliyor- ÖZEL HABER

    511 Paylaşım
    Paylaş 204 Paylaş 128

Önerilenler

Önderlik Gerçeğini Anlamadan Kürt Özgürlüğü Tartışılamaz

Halep Tümüyle MİT’in Kontrolüne Geçiliyor- ÖZEL HABER

İsrail-İran Çatışması Ve Demokratik Çözüm Perspektifi- ÖZEL DOSYA

Donmuş Çelişki Yumağı Olan Devleti Çözülme ve Tamamen Eritme Mücadelesi

Bağdat-Erbil ve Maxmur Üçgeni’nde neler oluyor?

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç