Ermenistan Yönetimi bundan kısa bir süre önce 2 PKK’liyi Türk devletine kalleşçe teslim etti. Mafyavari yöntemlerle çalışan ve bol köpüklü yalan haber yapmakta epey mahir olan MİT, her zamanki gibi masa başı haberlerinden birini servis ederek ‘Nokta operasyonu’ yaptığını duyurdu. HPG ve KCK açıklamalarının da yalanladığı gibi, bizim de ulaştığımız bilgilere göre devrimci bir görevle Ermenistan’da bulunan veya Ermenistan’dan geçmekte olan bir gerilla birimi alıkonuluyor. Kürdistan Özgürlük Gerillası Ermenistan’ı ‘düşman’ olarak görmediği için onlarla çatışmaya girmiyor, Ermenistan devlet güçlerine karşı koymuyorlar, tarih 2021 Kasım ayıdır. Atilla Çiçek (Leheng) ve Hüseyin Yıldırım (Alişêr) isimli gerillalar kendilerine atılan iftiralar ve haksızlıklar karşısında açlık grevi eylemine giriyor, yalan haber ve komployu direnişleriyle kınıyor, boşa çıkarıyorlar.
DEVLETLERİN ŞEREFİ(!)
Geçtiğimiz günlere kadar da üst düzey Ermeni yetkililer ortak dostlar üzerinden PKK’lilere ‘’arkadaşlarınız bizimledir, bir sorun çıkmayacak’’ şeklinde mesaj iletiyorlar. Mahkemeye çıkarılıyorlar. Görüşmeler yapılıyor, avukatları var. 2022 Ocak’ındaki mahkemede, 8’er yıl hapis cezası veriliyor. Sonra Ermenistan Temyiz Mahkemesi her ikisinin cezasını bozup davayı düşürerek serbest bırakılmaları yönünde karar veriyor. Fakat mahkeme salonu çıkışında genel binadan çıkarılmalarına fırsat tanınmadan kaçırılıyor, kaybediliyorlar. Çeşitli kanallardan bilgi edinmeye çalışan PKK’lilerin çabası sonuç vermiyor. Zamanla anlaşılıyor ki, Ermenistan İstihbaratı gerillaları kaçırmış. Onca resmi sürece ve belgeye rağmen; aynen Türkiye’de olduğu gibi Ermenistan devleti de sorulan her şeyi inkâr ediyor. Daha sonra Ermenistan’lı Kürt dostları devreye giriyor. Devlet içinde üst düzey görevde olan birisi; PKK’lilere ‘’devlet sözü veriyorum’’ diyor ve gerillalara hiçbir şey olamayacağının garantisini, veriyor. PKK’lilerin bu komployu deşifre etmesinden ve halkların tepkisinden korkmuş olacaklar ki farklı bir üst düzey yetkili ‘’şeref sözü veriyoruz, bir yanlışlık olmayacak’’ diyor. PKK’liler bu yanlışın düzeltilmesini beklerken; Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan eylül ayında yapılması düşünülen Türkiye ziyareti için, bu gerillaları Türkiye’ye adeta ‘hediye ediyor’. Türk devleti de sınırda teslim aldığı gerillaları; yalanda rakip tanımayan MİT’in marifetiyle 25 gün kadar işkenceli sorgulamalardan geçirdikten sonra ‘’Nokta operasyonuyla yakaladığı’’ haberini yayıyor. HPG ve KCK açıklamalarıyla bir MİT balonu daha gerçekler karşısında böyle patlıyor.
Devletler ‘şeref sözü’ de verseler, devletlerin ve devletlûların şeref kavramıyla ciddi sorunlarının olduklarını biliyoruz. Zira devletlerin şerefleri olmaz çıkarları olur. Bütün süslü sözleri ve yalanları ise bu gerçeği örtmek içindir.
107 yıl önce Ermeni halkının kökünü kurutmaya çalışan, bugünde bunu farklı yol ve yöntemlerle yapan ve yaptığıyla övünen soykırımcı sömürgeci faşist Türk devletine teslim edilen; halklarımızın özgürlük umududur. O gerillalar bugün faşizimden hesap soran tek güçtür! 107 yıl önce Kürtler’in ve Ermeniler’in birlikte yaşadıkları ortak vatanda Osmanlı İmparatorluğu, yer yer işbirlikçi Kürt üst tabakasından da bazı güçleri kullanarak bir soykırım gerçekleştirdi. Kürtler olarak Önder Apo felsefesiyle dünümüzü, bugünümüzü ve yarınımızı daha berrak görebiliyoruz. Ancak bugün Ermenistan ve diğer bölge ülkelerde yaşayan dost ve arkadaşlarımızdan öğrendiğimize göre; son birkaç saldırıda halkın ve ordusunun paniğe girmesini engellemek için alttan alta ‘’PKK gerillaları geliyor, düşmana karşı savaşacak, korkmayın’’ mealinde bilgiler yayan Paşinyan Yönetimi’dir. Hatta bundan dolayı son Karabağ savaşında faşist Türk devlet yetkilileri de ‘’300 PKK’li Ermeniler’in safında savaşmak için Ermenistan’a gitti’’ şeklinde yalan beyanlarda bulundular… Özcesi Paşinyan Yönetimi’de en az Türk devleti kadar faşist ve kalleş olduğunu gösterdi. Herkesten önce Ermeni halkına ve davasına ihanet eden Paşinyan, Ermeni Soykırımını gerçekleştiren, soykırımcı sömürgeci faşist Türk devletine işbirlikçilik yaparak Kürt Soykırımının da ortağı olmuştur. Hiçbir Ermeni kendisini soykırımdan geçiren, tarihte olduğu gibi bugünde katleden, tecavüz eden, malına, mülküne, toprağına el koyan soykırımcı sömürgeci bir devletle işbirliği ve ihanet ilişkisi içerisine girmez. Bu açıdan Paşinyan Yönetimi ile faşist TC.’nin ilişkileri de araştırılmaya muhtaçtır. Bu olay, aslında 107 yıl önce isimleri ve cisimleri önemli olmaksızın kimler ve hangi zihniyetler tarafından soykırım gerçekleştirdiğini de ortaya koymaktadır. Devletlû olduktan sonra etnik kökenin, ismin, mevkiinin, makamın, yerin ve zamanı kalmıyor…
Son olarak birkaç gün önce 36 yaşında 3 çocuk annesi ve Ermenistan ordusunda askerlik yapan Ansuh Apetyan adlı bir kadına önce tecavüz edildi ardından parçalanarak vahşice katledildi. İşgalci bir ordunun saldırısına karşı savaşan Ermenistan ordusunun ‘baş komutanı Paşinyan’, elinde esir olan iki Kurdistan Özgürlük Gerillasını; kendi kadın askerine alçakça saldıran, verdiği silahlarla askerlerinin parçalanarak can vermesine neden olan, onun ikiz kardeşi bir orduya-devlete teslim etti. Böylece Paşinyan hem Ermeni halkına ve ordusuna ihanet etti hem de Kürdistan Özgürlük Mücadelesine düşmanlık yaptı. Bizim devletlere, halklarımızın başına çöreklenmiş işbirlikçi üst sınıfa sözümüz olmaz, ancak onlarla hesabımız olur. Tarihten günümüze kadar temsil ettiğimiz halkların özgürlük eğilimi bugün PKK ile somutluk kazanmıştır. Zap, Avaşin, Metina ve Xakurkê başta olmak üzere ülkenin dört bir yanında Kürdistan Özgürlük Gerillası bu zihniyete karşı onurun bayraktarlığını yapıyor; özgürlük felsefesi halkların kardeşliği ve özgür yaşamı adına direniyor. Bu dünyada çıkarsız ve hesapsız bir şekilde Ermeni halkına elini uzatabilen tek güç PKK olduğu halde işbirlikçi Paşinyan Yönetimi böyle bir utanca imza attı. KCK açıklamasında da belirtildiği gibi Kürdistan, Kürtler ile Ermeniler’in ortak vatanıdır. Tarih, her zaman olduğu gibi kahramanları da işbirlikçi, hainleri de not edecek ve halkların vicdanlarında yargılayacaktır. Ermenistan halkı da kendilerine yakışanı yapıp, onlar adına siyaset yapan bu faşist uşağı işbirlikçi yönetimden hesap sormalı, Ermeni halkını bu utançtan kurtarmalıdır.
Serhat DENİZ