26 Ekim 2019 Cumartesi Saat 08:49
0
21
TR
:” ”
:””
” “,serif
Uluslararası
güçlerin Kürtlere yönelik soykırım ve katliam senaryoları tarihin sayfalarından
alınarak güncellenmekte ve TC eliyle hayata geçirilmektedir.
Kürtler tarihte bir çok katliam ve soykırım gördü. Bu katliamların başında 1921 Koçgiri, 1925 Şêx Said, 1930’da Zilan, 1943’te
Sefo Deresi, 1990’larda Siirt Kasaplar Deresi, 1938 Seyit Rıza ve yoldaşlarının
Dersim’de katliamı olarak
Türk devletinin alnında kara bir leke olarak yerini aldı. Derelere götürülen
Kürtler buradan sağ çıkmadı. Dereler kan akmaya başladı. Sadece dereler kan
akmıyor yeni kanların akması için planlar yapılıyordu.
Saddam, 16 Mart 1988’de savaş uçaklarıyla Halepçe’yi
bombaladı. Havaya keskin bir elma kokusu yayıldı ve çocuklar kokuya doğru
koştu. Son sözleri, “Dayê bêhna sêva tê yani “Anne elma
kokusu geliyor oldu. 5 bin
Kürt Elma kokusuyla katldildi. Derelerde başlayan katliamlar, Halepçe’de yerini
elma kokusuna bırakıyordu. Elma kokusu ile Kürtlerin katliamları sürüyordu.
Derelerden kan
akmaya devam ederken, suyun rengi kızıllaşıyordu. Sonra toprak rengini
değiştirmeye başlıyordu Helepçe katliamıyla. Kürtler için dereler, toprak,
sınır boyları ve katliamların bilançosu kalıyordu. Moğolların katliamcı
zihniyetinin türevi olan TC, 28 Aralık 2011’de Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı
bir köy’de 17’si çocuk 34 Kürd’ü katlederek katliamlara yeni bir yenisini ekliyordu.
Herkes sessiz ve kulaklarını Kürtlerin ölüm çığlığına kapatmıştı. Sadece
Kürtlerin kadim dostu olan dağlar haykırıyordu.
Sınırlar kan
gölüne dönüşmüştü artık ve Kürtler yine bir katliamdan geçmişti. Bu
katliamların planlayıcısı ve uygulayıcısı olan faşist TC, yeni Kürt
katliamların peşine düşmüştü. Ancak faşist TC’nin unuttuğu, aslında aklına
getirmek istemediği Kürtlerin muazzam direnişiydi.
Bu muazzam
direniş kendini 2015’te Cizre ve Sur’un kadim tarihiyle örülü sokaklarında
göstermeye başladı. Kürtlerin muazzam direnişine karşı barbar TC bütün silahlarını
Kürtlerin direnişini bitirmek için devreye koymuştu. Ama direniş ruhunu
katletmedi. Katlettiği bedenlerden binlerce ruh yaratılarak daha büyük
direnişlere gebe oluyordu.
Bu direniş
ruhu kendini her alanda göstermeye başladı. Bugün Kürtlere bu kadar
yönelmelerinin altında katledemedikleri direnişçi ruh yatmaktadır. Bu direnişçi
ruhu katletmek için şimdi de dört parça Kürdistan üzerinde katliam senaryoları
yapılmaktadır. Uluslararası güçlerin ve şövenist TC’nin 9 Ekim’de Kuzey
Suriye’ye başlattığı işgal operasyonu bunun en açık göstergesidir. 9 Ekim’de
sadece Kürtlere yönelik bir işgal başlatılmadı. Uluslararası güçler tarafından
1999 yılında Halkların Önderi Abdullah Öcalan’a yapılan komplonun devamıydı.
Bu komplo
çerçevesinde ABD ve Rusya’nın başını çektiği Rojava’yı işgal planı piyon olarak
kullandıkları TC- Erdoğan eliyle uygulanmaya konuldu. Hem ABD, hem de Rusya’nın
tek amacı kendi çıkarlarını korumaktır. İşgalci Erdoğan’ın başını çektiği DAİŞ
çetelerini öz gücüyle yenen ve Dünya’yı büyük bir beladan kurtaran Kürtleri, müttefiki
olarak gören ABD’nin bir anda çekilerek yerini Rusya’ya bırakması iki hegemonik
gücün vardığı anlaşmanın bir sonucudur. Bu anlaşma sadece Rusya ve ABD arasında
değil, bütün hegemon güçler arasında yapılmış ve uygulamaya konulmuştur. ABD ve
Rusya’nın Kürt soykırımı üzerinden bir anlaşmaya gittiği ortada olan bir
gerçekliktir. Özellikle bu katliam ve soykırım planı yapılırken, Kürt
toprakları üzerinde paylaşım hesapları yapan uluslararası güçler, Kürtlerin
direnişleriyle karşılaştı ve bu direniş komplocuların hesaplarını alt üst etti.
Bu alt üst içerisinde yeni kapılar, yeni yollar devreye konuldu.
Uygulanmaya
konulan soykırım politikası Kürtlerin direnişiyle yön değiştirmeye başladı. TC
ve hegamon güçler yeni anlaşma masaları kurmanın peşine düştü. Rusya ve ABD’nin
piyon olarak kullandıkları ve özellikle bataklığa çektikleri TC ve Erdoğan
iktidarını masadan masaya dolaşmaya mecbur bıraktı. Şövenist Erdoğan, ABD ve
Rusya ile gidip gelirken kendi çöküşünü hazırladığının farkında bile olmadı.
Yani kendi çöküşünü kendi elleriyle hazırlayan işgalci TC ve barbar Erdoğan,
Kürtlerin katliamı üzerinde yaptığı hesap, Grê Spi ve Serêkaniyê’de verilen
muazzam direnişle yerle bir edildi. Bu direniş uluslararası güçlerin planlarını
ve senaryolarını da çöpe atmış oldu.
ABD başkanı
Trump’ın topu Rusya atması, Rusya’nın topu Şam’a atmasıyla da TC’yi içinde
bulunduğu bataklıkta boğmaya çalışacağı bilinmelidir.
21. yy. da Kürtlere yönelik yapılan asimilasyon, baskı, katliam ve göçerttirme
politikalarını ve yapılan
kirli hesapları bozacak tek güç ise
Kürtlerin direnişidir. Çünkü Ortadoğu’da dengeyi sağlayacak olan Kürtlerin
direnişi ve ulusal birliğidir.
Sara GULAN
0
21
TR
KO
:” ”
:””
” “,
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html
Sara GULAN