• Latest
  • All
  • Haberler
  • Editörden
  • Araştırmalar
  • Makaleler
  • Politik Analiz
  • Dizi Yazı

Lozan ve Köylere Geri Dönüş

15 Mart 2020

Demokratik Toplum Sosyalizmi ve Öz Savunma

1 Temmuz 2025

Zilan’ın Fedailiği: Özgürlük Aşkının Manifestosu

30 Haziran 2025

Önder Apo’nun Manifestosu Ve Yaşanan Gelişmelere Etkisi

30 Haziran 2025

MİT ve HTŞ, Uyuşturucu Kaçakçılığında Baas Rejiminin İzinden Gidiyor!- HABER ANALİZ

28 Haziran 2025

Küresel ve Bölgesel Hegemonik Rekabetin Bir Yansıması

27 Haziran 2025

Emperyalist Savaşlar Ve Devrim İmkânları

26 Haziran 2025

Efrin’de El Emşat Çeteleri Yeniden Aktifleşiyor- ÖZEL HABER

25 Haziran 2025

‘Niyeti İyi Olan Bir Devlet, Kongre Sonrası İkinci Gün Komisyon Kurardı’

25 Haziran 2025

‘Doğu Kürdistan’da Alternatifi Olan Tek Güç PJAK’tır’

24 Haziran 2025

Şam’daki Kiliseye Yapılan Saldırı HTŞ Üyeleri Tarafından Yapıldı-ÖZEL HABER

23 Haziran 2025

Demokratik Ulusta Demokratik Komün Yaşamı

23 Haziran 2025

Yeni Ortadoğu’nun Kalıcı Kaos Düzeni ve Stratejinin Temel Ayakları

21 Haziran 2025
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
  • Yorum İlkesi
  • Anasayfa
No Result
View All Result
Home Bölümler Serbest Yazılar

Lozan ve Köylere Geri Dönüş

Lekolin by Lekolin
15 Mart 2020
in Serbest Yazılar
Reading Time: 3 mins read
A A

07 Temmuz 2013 Pazar Saat 06:13

Dünyada yaşanan birçok savaştan dolayı halklar hem kültürel hem de ekonomik olarak etkilenmiştir. Bu nedenle bazı uluslar ya yok olmuş ya da yok olmayla karşı karşıya gelmiştir.

Kürt halk önderi Abdullah Öcalan 21 Mart’tabaşlattığı demokratik çözüm hamlesiçerçevesinde, devletin köyedönüşleriengellememesi, Kürt halkının kendi köylerine dönmelerinin gerektiğini ifade etmişti. Devletin köye dönüşlerizorlaştırmaları halinde sürecinsekteye uğraya bilebileceğini dile getirmişti. Peki, Kürt halk Önderi niçin köye dönüşleri bu kadar önemli görmekte? Ya da TC devleti niçin köy boşaltma ve yakmalarını ihtiyaç görmüştü.

Dünyada yaşanan birçok savaştan dolayı halklar hem kültürel hem de ekonomik olarak etkilenmiştir. Bu nedenle bazı uluslar ya yok olmuş ya da yok olmayla karşı karşıya gelmiştir. Kürdistanise stratejik ve jeopolitik konumundan dolayı en çok savaşın yaşandığı yerlerden biri olmuştur.  Sömürgeciler Kürdistan’ı istila etmekiçin her ne kadar çaba göstermişlerse de Kürt ulusu Kürdistan’ın coğrafyasından dolayı kendilerini hem askeri hem de kültürel olarak savunabilmişlerdir. İşgalci devletler, işgal politikalarında başarısız olunca Kürdistan’ı kendi aralarında parçala –böl politikasını yasalaştırmışlardır. Kürdistan 1639 Kasr-ı şirin antlaşmasıyla ( Osmanlı-İran arasında)ikiye bölünmüştü. 23Temmuz 1923 yılında ise Lozan antlaşmasıyla Kürdistan artık dört parçaya bölünmüştür.  Kürtlerin yok sayıldığıLozan (23 Temmuz)ve Şark Islahat Planı(1925) yeni Osmanlı olan Türkiye’nin gelecekte Kürtlere yapacağı katliamların kapılarını aralamıştır.

Kürdistan’ın Lozan’la Türkiye sayılmasıyla beraber sıra Şark ıslahat planıyla Kürt ulusunu ortadan kaldırmaya gelmişti. Bu nedenle Türk ordusu 1925 yılından itibaren açık olarak Koşgiri, Dersim veZilan katliamlarınıgerçekleştirir.  Yaşanan bu katliamlara rağmen hızını alamayan Türk devleti Seyit Rıza gibi önde gelen Kürt siyasetçilerini çoğunu idam eder bazılarını ise sürgün eder. Kürdistan’ıTürkleştirme politikalarından hız kesmeyen Türk devleti 1970 ve 1990 lirden itibarenKürt Özgürlük Hareketi PKK’yi bahane ederek Kürdistan’ıboşaltmaya hız vererek sürgünlere, tutuklanmalara, köy boşaltmalarını hızlandırır. Ancak1990’lı yıllar Kürdistan için birer dönüm noktası idi. Türk ordusu Kürdistan’ın şehir ve köylerini yakma ve boşaltma faaliyetlerini hızlandırmış Kürt Özgürlük Hareketi ve Kurt Ulusu ise devletin terörüne rağmen kendi topraklarında vazgeçmiyordu. Çünkü Kürt Özgürlük Hareketi Lozan’ı boşa çıkartmayla Kürt Ulusu ise kendi topraklarında kalarak kendi Özvatanlarını ancak bu şekilde anlamlandıracaklarını bilmekteydi.

 Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan konuyla bağlantılı olarak şu şekilde değerlendirme yapmaktadır.

‘’Vatan toplumsal yaşamın sadece maddi üretimi ve kültürünün gerçekleştiği coğrafya değil, onun tarihi ve ruhunun oluştuğu beşiktir, evdir. Ondan yoksun kalmak (kavram ve ruh olarak) evsiz ve ruhsuz kalmaktan beterdir. Toplumu evsiz ve ruhsuz bırakan, maddi ve manevi kültürsüz de bırakabilir. Nitekim bu yönlü gelişmeler Şark Islahat Planı adı altında çok barbarca bir biçimde uygulamaya sokulmuştur. Komplo gereğince provokasyon zemininde gelişen isyanlar bahane edilerek taş üstünde taş bırakılmamış, Kürt ve Kürdistan gerçekliğine ilişkin tek bir sözcüğün bile kullanılmamasına çalışılmıştır. Cumhuriyetin asli kurucu öğesi, tarihin belki de ilk defa kendi adıyla vatan sahibi olmuş halkı, kendini öz vatanlı halk olmaktan çıkmakla karşı karşıya bulmuştur.

Anavatanından koparılan Kürt gerçekliği yaralı, can çekişen bir gerçekliktir. Anavatanını sahiplenememek, tarihinden ve kültüründen vazgeçmek demektir. Sonuçta toplum halinde yaşamaktan ve ulus olmaktan vazgeçmek demektir. Kürt toplum gerçekliği vatansız olarak tanımlanamaz, varlığını sürdüremez, ardı sıra dağılmaktan ve tasfiye olmaktan kurtulamaz. 

Sömürgecilik ve soykırımın yaşandığı bir vatan gerçekliği olsa da Kürdistan’ın varlığı inkâr edilemez. Üzerinde tarihine ve toplum gerçekliğine bağlı ve layık şekilde özgür yaşamak isteyenlerin son ferdi durdukça varlığı devam edecektir.’’(Kürt Sorunu veDemokratik  Ulus Çözümü syf 123)

Köy yakma ve boşaltmanın halen Lozan ve Şark Islahat planın bir parçası olduğunu unutmayarak köye dönüşlerin ise Kürdistan’ın varlığını korumaya dönük olduğunu ve tarihsel bir adım olacağını belirtmektede fayda vardır.  

Munzur Botan

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info

Tags: araştırmakurdiKurdishkurdistanLekolinTurkishTürkiye
Share202Tweet126
Previous Post

Tekleyen Erdoğandan, Tekrarlayan Erdoğana

Next Post

Yabancı Basın: Erdoğan’ın Dış Yardımları Reddetmesi Zalimlik

Lekolin

Lekolin

Next Post

Yabancı Basın: Erdoğan'ın Dış Yardımları Reddetmesi Zalimlik

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
  • Yorum İlkesi
  • Anasayfa
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2025 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi