28 Aralık 2019 Cumartesi Saat 09:02
Çığlık değildi
aslında çığlıklardı, bu çığlıklar Dersim, Koçgiri, Maraş’ın, Zilan’ın
çığlıklarıydı. 28 Aralık 2011 Saat 21:20 gösterdiğinde çığlıklar isim değiştirmişti, Roboskî’de gecenin sessizliği bombaların sesiyle yırtılıyordu. Çığlıklar yükseliyordu
parçalanan bedenlerde. Geçimlerini sınırda sürdüren ve
yıllarca Güney Kürdistan’a, çay, sigara, mazot ticareti yapan köylülerden 19’u
çocuk 34 sivil insan, köylerine dönüş yolunda Türk ordusuna bağlı F-16 savaş
uçakları tarafından yüzlerce kiloluk bombalarla katledildi. 4 savaş
uçağıyla gerçekleştirilen bombardımandanlarda 34 can’la birlikte insanlık katlediliyordu.
Evet insanlık
katlediliyordu, ama katledilen insanlık bunun karşısında alkış tutuyordu. Çünkü
katledilen Kürtlerdi. Kürtler olunca
tebrikler havada uçuşuyordu. İstedikleri olmuştu ve dünyadan 34 Kürt daha
eksilmişti. Onun içindir ki Roboski’nin provası 2010’da yapıldı. Genelkurmay ve
Erdoğan çetelerinin yuvarlak masa etrafında toplanarak aldığı bu kararı
uygulamak için zaman bekleniyordu. Aradan bir yıl geçmişti ve katliamcı Erdoğan
ve Genelkurmay aldıkları kararı uygulamaya başlayacaklardı.
Günlük yaşamlarını
idame edebilmek ve okul harçılığını çıkartmak için kaçaklığı meslek edinmek
zorunda bırakılan insanların üzerine bombalar yağdırılmaya başlandı. Bu artık bir prova
değildi. 28 Aralık 2011 günü katliam kararı uygulanmaya konuldu ve 34 can
katledildi. Canların çığlıkları arşa yükselirken, Maraş, ve Dersim geliyordu
akıllara, daha sonra Zilan Kasaplar Deresi ve daha sonra kömürleşen 34 beden
diziliyordu yan yana. 34 can kömürleşmiş ve parçalanmıştı. İç organları etrafa saçılmıştı. Katırların organları da etraftaydı.
İnsanların ve hayvanların organları birbirine karışmıştı. Annelerin gökyüzünü
yırtan ağıtları eşliğinde, paramparça edilmiş bedenler önce katırlar sonra
traktör römorklarıyla taşınmaya
başlandı. Battaniyelere sarılan parçalanmış bedenleri,
traktöre yüklenen cesetleri unutmak
kolay değil.
1930’da
Zilan’da bombardıman için 80 uçak kullanılırken, Zilan Vadisi’ne sığınan
Kürtlere, dönemin Kolordu Kumandanı Salih Paşa tarafından yürütülen askeri
harekatla tam bir bir soykırım uygulanır. Uçaklar tarafından Zilan bölgesi
bombalanır, dağlar ve dereler ateş altına alınır. Zilan vadisine sığınan 15 binden fazla Kürt
katledilir. Yine 1935’te Mustafa Kemal’in manevi kızı olan Sabiha Gökçen
tarafından Dersim’in bombardıman altına alınmasıyla 13 bin 862 kişi
katledilirken, 19 Aralık ile 26 Aralık 1978’de Maraş’ta katliam yapılmaya başlanır.
Sadece bir hafta içerisinde resmi verilere göre 111
kişi, resmi olmayan beyanlara göre ise 500’ün üzerine insan yaşamını yitirir, yüzlerce
insan yaralanır, 210 ev, 70 iş yeri ise tahrip edilir. Katliamların hedefinde yine Kürtler vardı.
Roboski Katliamında olduğu gibi Dersim katliamında da aynı açıklama yapılır.
Yapılan bombardımandan haberdar olmadıkları dile getirirler devlet erkanları. Suçlular
ise birer birer aklandı. Roboski’de katliam yapılırken, faşist Erdoğan’ın da
açıklaması da bombardımandan haberdar olmadığı yönündeydi.
Tarihte
yapılan katliamlarda olduğu gibi Roboski katliamında da katledilen Kürtler oldu.
Uçaklarla bombalar yağdıran zinhiyet, Kürtlerin kanı helaldir mesajını vermeye
başlıyordu. Maraş Katliamında “5 Alevi Kürdü öldüren hacca gider zihniyeti
Roboski’de devam etti. Evet tam 8 yıldır çocukların mezarları başında karalar
giyenen annelerin gözyaşları hiç dinmedi. Roboski annelerinin arşa yükselen
çığlıkları hala kulaklarda çınlıyor.
Sara GULAN
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html