• kurdî
  • العربية
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa Bölümler Dizi Yazı

Stratejik Süreçlerde ‘Teorik ve Pratik Güç’ – 1

Önder Apo, 23 Ekim 2024 tarihinde İmralı görüşmesinde yeğeni Ömer Öcalan aracılığıyla şu mesajı vermişti: "Tecrit devam ediyor... koşullar ne olursa olsun bu süreci çatışma ve şiddet alanından hukuki ve siyasi alanına dönüştürecek teorik ve pratik güce sahibim."

Yayınlayan Lekolin
21 Kasım 2024
Kategori: Dizi Yazı, Politik Analiz
291 3
A A
Stratejik Süreçlerde ‘Teorik ve Pratik Güç’ – 1

Screenshot

Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın

“Kimse görmek istemeyen kadar kör değildir.” (İbni Sina)

Gözleri görmeyen insanlar zivirî karanlıkta yaşarlar. Nasıl hissettiklerini tam olarak bilmiyoruz. Onlarla empati kurabiliriz ama onların ne hissettiklerini yüzde yüz hissedemeyiz. Gözleri göremeyebilir ama kalpleri ve zihinleri birçok şeye açıktır. Hissediyor, duyuyor, düşünüyor, geleceğe dair hayaller kuruyor, herkes gibi politik-sosyal çalışmalar, eğitim, spor, sanatsal çalışmalar, entelektüel çalışmalar vb. yapabiliyorlar. Her birimizin etrafında gözleri görmeyen güzel duygu ve düşüncelere sahip, işini çok iyi yapan insanlar var. Hayattaki duyguları ve refleksleri çok güçlüdür. Hiçbir şekilde onları yadırgayamazsınız.

Gözleri görenler ama önlerinde olup biteni göremeyenler yadırganır. Çünkü bir çok kişi gözü olan görmez, kulağı olan duymaz, beyni olan ama asla anlamak istemez. Böyle insanlar için İbni Sina’nın, “Kimse görmek istemeyen kadar kör değildir” sözü tam yerine oturuyor.

Kürdistan halkının elinde altın fırsatlar var ama aklını işgalci devletin aklına, gözünü işgalci devletin gözüne bağlamış olan ihanet, önündeki gerçekleri göremiyor ve analiz edemiyor. Bu yüzden Ortadoğu’da yaşanan olayları okuyamıyor. Eğer KDP ve bağlı kuruluşları işgalci devletlerle hareket etme yerine Kürt halkıyla hareket etseydi Kürdistan’da durum farklı bir aşamada olacaktı.

Ortadoğu, özellikle siyasi-askeri açıdan, genel olarak ise jeostratejik ve jeopolitik açıdan yeni değişim ve dönüşümler yaşıyor. Bu yeni durum, gözleri olup görenlere, işiten kulakları olanlara, akıl sahibi olup analiz edebilenlere yeni kapılar ve fırsatlar açmaktadır. Dar görüşlü, muhafazakarlıkta ve mevcut statükoda ısrar edenler, yaşanan gerçekleri görmezden gelenler kendilerini koruyamaz ve tasfiye olurlar.

Bilindiği gibi 7 Ekim 2023’ten itibaren özellikle İsrail ve Filistin, genel olarak da Ortadoğu için yeni bir süreç başladı. O günden bu yana Ortadoğu’da büyük çatışmalar yaşandı.

AĞIR TAŞ YERİNDEN OYNADI!

Ortadoğu’da Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan dengeler bozuluyor. Mevcut süreci iyi okuyan herkes  kapısında büyük fırsatların ve tehlikelerin bulunduğunu görecektir. Bu fırsat ve tehlikeleri iyi okuyabilen, değerlendirebilen, akılcı bir şekilde hazırlığını ona göre yapabilenler kazanacaktır.

Kürdistan ve Ortadoğu’da bugünkü koşullar Birinci Dünya Savaşı 1914 ve 1918’deki koşullara benzer. O dönemde Osmanlı İmparatorluğu yıkılmış, İngiltere, Fransa ve Rusya’nın öncülüğünde bölge yeniden dizayn edilmiştir. Rusya, 17 Ekim 1917 devriminden sonra Sykes-Picot anlaşmasından çekilmiş olsa da, bu süreçten sonraki tarih Ortadoğu ülkeleri üzerindeki etkisini sürdürmüştür. Özellikle İran konusunda. Mahabad Cumhuriyeti’nin kuruluşunda ve yıkılmasında Rusya’nın (Sovyet) belirleyici ve bilinen rolü biliniyor.

Birinci Dünya Savaşı sırasında Ortadoğu, egemen güçler ve işgalci devletler arasında bölünmüştü. Bugün var olan birçok ülke o dönemde Sykes-Picot anlaşması (1916) ile kurulmuştur. Ortadoğu’da şu anda süregelen kaos, savaş ve çatışmalar, Birinci Dünya Savaşı sürecinde ve sonrasında yapılan anlaşmaların sonucudur.

Birinci Dünya Savaşı sonucunda en çok yıkıma uğrayan, bölünen, temel haklarından mahrum bırakılan halk Kürt halkı oldu. “Yapay ulus devletlerin” (Irak, Türkiye, Suriye, İran) kurulmasıyla Kürt halkının varlığı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Kürt halkı işgalci devletlerin sınırları içerisinde büyük katliamlarla karşı karşıya bırakıldı. Kürdistan’ın dört parçasındaki dört işgalci devlet, Kürtlerin varlığını “homojen” “tek ulus” halinde birleştirmek istiyordu.

Onlarca yıldır dört parça Kürdistan’da işgale ve imhaya karşı büyük mücadeleler geliştirildi, Kürt halkı onbinlerce şehit verdi. Bu mücadeleler sonucunda Kürt halkı hem varlığını savundu hem de işgalcilere kendi iradesini kabul ettirdi. Kuzey Kürdistan’da mücadele devam ediyor, Doğu Kürdistan’da özgürlüğün sesi yükseliyor. Rojava Kürdistanı’nda Kürtler iradesi ile kendi öz savunmasını eline aldı.  Güney Kürdistan’da her ne kadar KDP ve Barzani ailesinin yaptığı zulüm ve yarattığı yıpratmalara rağmen Kürt halkı özgür olmayı ve ihanete karşı durmayı bildi.

(BÖLÜM 2: Ortadoğu Haritası)

Hîwa AZAD

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Etiketler: 3.Dünya SavaşıABDIHANETİmralıIranKDPkurdistanÖnder APOORTADOGURusyaTürkiye
Önceki yazı

MİT İdlib’ten Avrupa’ya DAIŞ Çeteleri Gönderiyor- ÖZEL HABER

Sonraki Haber

Stratejik Süreçlerde ‘Teorik ve Pratik Güç’ -2

Benzer Haberler

Önderlik Gerçeğini Anlamadan Kürt Özgürlüğü Tartışılamaz
Politik Analiz

Önderlik Gerçeğini Anlamadan Kürt Özgürlüğü Tartışılamaz

17 Haziran 2025
Donmuş Çelişki Yumağı Olan Devleti Çözülme ve Tamamen Eritme Mücadelesi
Politik Analiz

Donmuş Çelişki Yumağı Olan Devleti Çözülme ve Tamamen Eritme Mücadelesi

14 Haziran 2025
Bağdat-Erbil ve Maxmur Üçgeni’nde neler oluyor?
Politik Analiz

Bağdat-Erbil ve Maxmur Üçgeni’nde neler oluyor?

13 Haziran 2025
Sonraki Haber
Stratejik Süreçlerde ‘Teorik ve Pratik Güç’ -2

Stratejik Süreçlerde ‘Teorik ve Pratik Güç’ -2

Öne Çıkan Yazılar

  • Halep Tümüyle MİT’in Kontrolüne Geçiliyor- ÖZEL HABER

    Halep Tümüyle MİT’in Kontrolüne Geçiliyor- ÖZEL HABER

    509 Paylaşım
    Paylaş 204 Paylaş 127
  • Kürt Gerçekliğine Bir Kavramsal Müdahale: Judenrat Gerçeği Ve Sömürgeciliğin Ötesi – 1

    654 Paylaşım
    Paylaş 262 Paylaş 164
  • İsrail-İran Çatışması Ve Demokratik Çözüm Perspektifi- ÖZEL DOSYA

    524 Paylaşım
    Paylaş 210 Paylaş 131
  • Donmuş Çelişki Yumağı Olan Devleti Çözülme ve Tamamen Eritme Mücadelesi

    531 Paylaşım
    Paylaş 212 Paylaş 133
  • Kürt Gerçekliğine Bir Kavramsal Müdahale: Judenrat Gerçeği Ve Sömürgeciliğin Ötesi-2

    574 Paylaşım
    Paylaş 230 Paylaş 144

Önerilenler

Önderlik Gerçeğini Anlamadan Kürt Özgürlüğü Tartışılamaz

Halep Tümüyle MİT’in Kontrolüne Geçiliyor- ÖZEL HABER

İsrail-İran Çatışması Ve Demokratik Çözüm Perspektifi- ÖZEL DOSYA

Donmuş Çelişki Yumağı Olan Devleti Çözülme ve Tamamen Eritme Mücadelesi

Bağdat-Erbil ve Maxmur Üçgeni’nde neler oluyor?

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç