• kurdî
  • العربية
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa Bölümler Okuyucudan

“Devlet “devletle “millet “milletle temizlenmez!

Yayınlayan Lekolin
15 Mart 2020
Kategori: Okuyucudan
246 13
A A
“Devlet  “devletle   “millet  “milletle  temizlenmez!
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın

12 Ekim 2016 Çarşamba Saat 16:26

Onurlu bir özgür yaşam istencinden taviz verilmeden çözüm arayışının beslenmeye çalışıldığı ‘masa’ döneminin Devlet aklı ile yıkıldığı yakın geçmişimizi bu güne bağlayan olaylar ele alındığında tek yolun, olan biteni görmek göremeyenlere göstermek ve hakk-ı kabilinde gereken tepkisini ve direniş seviyesini açığa çıkarmak olduğu anlaşılacaktır

Politik çıkmazların beslediği bir devinimin tüm cephelerin
alt yapısını kolladığı bir süreçten geçiyoruz. Askeri tempo, stratejik
hamleler, savaş aygıtlarının topyekun tüm kesimlere karşı yöneltilmesi askeri,
idari, ekonomik, sosyal… anlamda zihinlerde ‘ne oluyor?’ karmaşasını
‘ne/neler olacak?’ sorusunu da -kaygı merkezli- bir şekilde arttırmaktadır.

Öncelikle Tiranlaşmaya çalışan bir Tayyip Erdoğan
gerçekliğini görmek gerekmektedir. Hukuktan kopuk, tüm devlet mekanizmalarını
kendi orijininde şekillendiren, “hak kı iki dudağının arasında gören, halkı ise
mutlak iktidarı için söz hakkı olmaksızın yönetilmek isteyen bir tarihsel
şahsiyetle karşı karşıyayız. Peki tarih sahnesinde Tayyip Erdoğan yalnız mı,
tabi ki de değil… Sümerlerde krallığı ve iktidarı için zulüm ve katliamlar
yapan Nemruttan, Mısır’da köle cesetleri üzerinden inşa edilen görkemli iktidar
sembollerini bina ettiren Firavuna kadar birçok Tiran ile aynı sahneyi
paylaşmaktadır. Bu şahsiyetler “güç, iktidar, tahakküm dedikçe sonuçları
“katliam, zulüm, soykırım olmaktadır.

Holokost’un (Yahudilerin uğramış olduğu soykırıma verilen
ad) epistemiğini değerlendirmeye alan Dinner, özellikle Yahudi toplama
kamplarındaki vahşeti tanımlamanın antropolojik sebeplerini ele alırken
“Holokost’un açığa çıkabilmesi için modern(-diye dayatılan) bir yönetim
aygıtına, sorumlulukları paylaştıran bir iş bölümüne, bürokratik çalışma
disiplininin nesnellik ve soğukluğuna ve belki de totaliter bir siyasal sisteme
ihtiyaçları vardır. demektedir(Dan Dinner, Karşıt Hafızalar: Soykırımın Önemi
ve Etkisi Üzerine, Çev. Hulki Demirel, İletişim Yay., 2011-İstanbul, s. 17).
Yani özcesi soykırım ve kolektif şiddet olayları kendiliğinden ortaya çıkan ve
toplumun veya toplumun belli bir kesiminin eş güdümlü bir sistematikle eyleme
geçtiği bir silsile olarak tanımlanamaz. Belli bir ideolojik hakimiyetin
siyasi, askeri ve ekonomik ilişkilerle bir yönetimsel form etrafında
tetiklemesi gerekmektedir. Modern devlet yapılanması ise merkeziyetçi mantığı
ile bahsi geçen güçlerin bir biriyle etkileşiminden öte iç içe geçmişliği
yaşadığı ve tekleştiği bir soykırım alanı barındırmaktadır. Bauman’ın,
modernitenin beslediği bürokrasi ile Yahudi soykırımının ilişkisine ilişkin
tespitleri dikkat çekicidir: “Holocaust, modern çağ öncesi barbarlıkların henüz
silinememiş kalıntılarının irrasyonel bir biçimde açığa çıkması değildir.
Modernite evinin meşru bir sakinidir ayrıca modernitenin dışında hiçbir yerde
de kendi evinde gibi olmayacaktır. (Z.Bauman, Moderniyt and the Holocaust,
Cambridge: Polity Press, 1989). Yani 20.yy.’ın hacimli savaş, katliam ve
soykırımlarının “evi aslında modernitenin ve modern devletin kendisidir demek
mümkündür. Bu tespit kimilerine determinist bir yaklaşımın sonucu olarak
görünebilir. Ancak Osmanlı, Almanya, Ruwanda, Yugoslovakya, Irak, Suriye ve
adını sayamadığımız birçok ülkenin adeta mezbaha alanına dönüşmesinin temel
sebebi “modern devlettir .

Gücün, iktidarın ve tahakkümün hem kaynağı hem de vasıtası
olan  “Devlet ise günümüz Türkiyesinde
Tayyip Erdoğan şahsiyetine bürünmüştür. AKP teşkilatı ve devlet organizasyonu
bu formun bileşeni ve asıl sahibi olan halkları düşünmek yerine Tayyip
Erdoğan’ın iktidarını teminat altına alma çabası içerisindedirler. Meşru öz
yönetim savunularına karşı ortaya serilen barbarlık ve vandallıkla büyük
taarruzlar sergilenmesinin sebebi budur. Hakkı ve haklıyı açığa çıkarma ve
politik düzlemde çözüm arama çabasından vazgeçilmesinin sebebi de budur. Güç
mutlak bir biçimde Tiranda olacaktır. Millet ise gücün temini için yeri
geldiğinde menfaat tesis edilecek yeri geldiğinde ise tokatlanacak bir aygıt
halini almaktadır. Siyasal muhaliflerin baskı altına alınması, idari
kazanımların kayyumlarla gasp edilmesi tecavüz, zulüm, katliam ve benzeri
birçok kötülüğün açığa çıkması da bundandır. AKP teşkilatı, devlet
organizasyonuna itibar-ı iade ile dönen ulusalcı gladyo şebekesi ve devlet eli
olarak tanımlanabilecek tüm paçavraların bu Tiran aklı etrafında
bütünleşmesinin tek gayesi menfaat iken, Tiranın tiranlaşma sevdasının sebebi
ise iktidarını güçlendirmek ve teminat altına almaktır.

Türkiye devlet sistemi, Tiranın gücünü teminat altına almak
adına, “millet seramonisi eşliğinde Kürt halkını tarih sahnesinden silmek için
elindeki tüm kartları canla başla oynamaktadır. AKP askeri, siyasi, idari ve
ekonomik alanlardaki sindirmeye yönelik bütün ataklarını ortaya koymakta
Kürdistan’da terör estirerek sözüm ona terör avına çıkmaktadır. Tüm bu
saldırganlığı sergilerken bir yandan da kendisine yönelik tehdit oluşturduğunu
düşündüğü cemaat oyuncularını devlet içerisinden temizlemeye çalışmaktadır.
Devlet olmaya çalışan “AKP&amp CEMAAT denkleminden çıkan sonuç=AKP olunca
başlayan bu temizlik harekatı ise bir anda tüm muhalif çevrelere yönelen bir
kana susamışlığa evrildi.

Klasik devlet kibri ile devlet temizlenmeye
çalışıldı/çalışılıyor. Tiran gücüne güç, iktidarına iktidar pompalayıp duruyor.
Peki kim kimi temizliyor? Tiran ne kadar temiz ki devleti temizlesin veya
modern devlet ne kadar temiz ki temizlenebilsin? Bir çıkmazın eşiğinde olan
AKP’nin, devletleşme orta-oyununu canla başla oynamasını izleyen toplumsal
dinamikler Türkiye sisteminde karar mercii olmaktan çıkarıldıkça, tüm olan
bitende asıl söz sahibi olan ve hesap sorması gerekenler de yok edilişi
yaşıyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi topluma şovenizm ve ırkçılık pompalanıyor.

Şovenizm zihinlerden sokaklara taşıp alevi evlerinin
kapılarında bir çarpı işareti oluveriyor, batıda çalışan Kürt işçilerini lince
maruz bırakıyor, Sinop’ta Kürtlere mahalle baskısı ve evlerini terke davete
sebep olabiliyor. Çünkü Tiran “ezer geçeriz derken toplumlardan
bahsetmektedir. Mülkleştirdiği ve iktidarı için vasıta haline getirdiği
“Millet-i- ile Kürt halkı şahsında tüm –demokrasi- çevrelerini temizlemeyi
hedeflemektedir. Devlet organizasyonu ve vasıtalaşan millet bu noktada silindir
işlevini görecektir sözüm ona. Evet plan bu kadar derin ve vahimdir.

Zana Helbest

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html

 

0

21

TR

HE

:” ”

:””

” “,” ”

Etiketler: araştırmaDevletdevletlekurdiKurdishkurdistanLekolinmilletmilletletemizlenmezTurkishTürkiye
Önceki yazı

Uluslararası Araştırma Ekibi: Kürtçe En Az 1500 Yaşında

Sonraki Haber

İran Petrol Merkezine Siber Saldırı!

Benzer Haberler

Batman Belediye işçilerinden AKP-Erdoğan rejimi ve kayyımına İslamiyet dersi
Okuyucudan

Batman Belediye işçilerinden AKP-Erdoğan rejimi ve kayyımına İslamiyet dersi

15 Mart 2020
Kapitalizm, fabrika ayarlarına mı dönüyor?
Okuyucudan

Kapitalizm, fabrika ayarlarına mı dönüyor?

15 Mart 2020
Herkes AKP’li olmak zorunda mı? Tabi ki “Hayır!
Okuyucudan

Herkes AKP’li olmak zorunda mı? Tabi ki “Hayır!

15 Mart 2020
Sonraki Haber
İran Petrol Merkezine Siber Saldırı!

İran Petrol Merkezine Siber Saldırı!

Öne Çıkan Yazılar

  • Önder Apo’nun Yeni Yaşam Çizgisi Üzerine

    Önder Apo’nun Yeni Yaşam Çizgisi Üzerine

    514 Paylaşım
    Paylaş 206 Paylaş 129
  • PKK 12. Kongresi Başarıyla Gerçekleştirildi!

    532 Paylaşım
    Paylaş 213 Paylaş 133
  • MİT’in Suriye Çölüne Geçirdiği DAIŞ’lilerin İsimleri- ÖZEL HABER

    523 Paylaşım
    Paylaş 209 Paylaş 131
  • Önder APO: Çözüm İçin Kürt-Türk İlişkileri Tarihsel Olarak Anlaşılmalı

    532 Paylaşım
    Paylaş 213 Paylaş 133
  • Tüm Egemen Güçlerin Politikalarını Şekillendiren Enerji Rekabet Alanı: Doğu Akdeniz!

    529 Paylaşım
    Paylaş 212 Paylaş 132

Önerilenler

Önder Apo’nun Yeni Yaşam Çizgisi Üzerine

PKK 12. Kongresi Başarıyla Gerçekleştirildi!

MİT’in Suriye Çölüne Geçirdiği DAIŞ’lilerin İsimleri- ÖZEL HABER

Önder APO: Çözüm İçin Kürt-Türk İlişkileri Tarihsel Olarak Anlaşılmalı

Tüm Egemen Güçlerin Politikalarını Şekillendiren Enerji Rekabet Alanı: Doğu Akdeniz!

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç