• kurdî
  • العربية
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa Bölümler Kadın

Kutsallık ve Yaşam

Yayınlayan Lekolin
15 Mart 2020
Kategori: Kadın
252 13
A A
Kutsallık ve Yaşam
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın

10 Ekim 2017 Salı Saat 14:07

İnanç insan maneviyatını oluşturan temel olgudur. Yaşamda anlamla karşılık bulan, tarihsel olarak insana ve toplumsallığa kimlik kazandıran ve insan şekillenmesini sağlayan temel insani olgudur

0

21

Milyonlarca yıl süren ve uzun
süre zarfında ele alınan bir tarih. Bilinmezliklerle yaşanan, içerisine çok
acılar sığdıran fakat bunun yanında toplumsallığı da inşa edebilen, yaşamıyla
anlamı da oluşturabilen zaman ve insan süreci. Zamanı ve toplumsallığı
birbirinden ayrı iki olguymuş gibi düşünemeyiz. İnsan zamanda yaşayarak, yaşamı
her anında anlam yükleyerek yaşamış ve birazda bundan insan olabilmiştir. Bu
yaşanan sürece toplumsal tarih diyoruz. Tarihi zamanla sınırlayamayız tabi,
toplumları tarihsiz ve zamansız da düşünemeyiz, mekan olayını ise asla göz ardı
etmememiz gerekir diye de düşünüyorum. İnsanlığın gelişimine ve toplumsallığın
oluşumuna zemin sunan mekanlar kutsallık yüklüdür. Bugün halen üzerinde
yaşadığımız Mezopotamya toprakları insanlığın toplumsal gelişimini komünal
tarzda oluşmasına ve şekillenmesine zemin oluşturup yaşamı anlamla örüşüne
tanıklık etmiştir. Yani toplumsal inşa sürecini temellendirmiştir.

Bu anlamda insan eliyle inşa edilen toplumsallık büyük kutsallıklarla
örülmüş, manevi gücü en zirvede yaşayan toplumsallığı geliştirmiş ve komünal yaşamı
şekillendirmiştir. Bu konuda Rêber APO’nun çok somut değerlendirme ve
belirlemeleri vardır. ‘insan eliyle inşa edilmiş gerçekler toplumsal
gerçeklerdir’ belirlemesi bu anlamda çok öğreticidir. Ve yaşanan her tarihsel
aşama kendi toplumsal, ahlaksal, bilimsel, inançsal, kısaca yaşamsal
gelişmeleri devrimsel hatta her şeyi keşfederek geliştirmiştir. Bugünün
insanları olarak o dönem gerçekleştirilen buluşlar üzerinden yaşamaktayız.
Üzerine çok farklı bir yenilik eklememiş var olanı daha çok günümüze uyarlayarak,
sözde daha da kolaylaştırarak kullanmaktayız. Yani insan bugün bile kullanılan
birçok ev ve iş aletlerinden tutalım, dini ritüellere, ibadete, beslenmeye,
barınmaya, giyinmeye, sağlığa, güvenliğe ve daha çok sıralayacağımız yaşamın
olmazsa olmazı olanlarını var ettiler. İnsan eliyle, aklıyla, yüreğiyle,
inancıyla topluma gelişim aşamalarını kaydettiler. Bu gelişim ve toplumsallık
tabii ki bir gerekliliktir. Manevi dünyası var olan, duygu yanı önde olan ve
analitik akılla daha da güçlü gelişen insan varlık yaşamın ve toplumsal tarihin
bu zorlu aşamalarını yoksa nasıl kat ederdi? Yoksa nasıl acılara, zorlu yaşam
koşullarına, bilinmezliklere katlanabilirdi? Tabii ki bunun cevabı inanç
yanının öne çıkmasıyla verilebilir veya bu tarzda izah edebiliriz ve bu yanlış
da olmaz.

İnsanlık kılan, kabile halinde yaşadığı dönemlerde de inanç yanı, manevi
yanı var olan bir varlıktır. Ahlak bu toplumun yaşam biçimini belirlemektedir.
Politika günlük işleri örgütlemek, planlamak ve yürütmek olarak çok ciddi bir
iştir. Yaşam biçimi komünal ve demokratiktir. Özellikle neolitik çağı
incelediğimizde görmekteyiz ki bu belirttiklerimiz olmadan yaşam
tanımlanamamakta. Ve tabii ki bu toplumsal şekillenmenin, yaşam biçiminin,
toplumsallığın yürütücü gücü ana kadın olmakta. Var olduğu, yaşandığı
kanıtlanan ve her kes tarafından kabul gören bu tarihsel ve toplumsal sürecin
temel mimarı ana kadın olmuştur.

Yaşam kadın tarafından anlamını yaratarak kadın eliyle, aklıyla, duygusuyla
demokratik, komünal toplum inşasını gerçekleştirmekte bu dönemde. Doğayı
kendisini ve toplumunu besleyen koruyan, kendisinin bir parçası olarak gören,
sevgiyle kucaklayan bir yaşam bakışı hâkimdir. Doğayı, canlılığı, içinde
yaşadığı evreni anlamaya tanımaya çalışan ve karşılaştığı yabancı olduğu her şeyi
büyüleyici bulmakta ve kutsallıklar atfetmekte. Bu anlamda yaşam bir bütün
kutsallıklar yüklenerek yaşanmakta. Ananın kendisi kutsal ve anaya atfedilen
kutsallık onun yaşamla olan bağıyla, toplumsallığı yaşatmaktaki ve sürdürmedeki
emeğiyle, toplumdaki her kesimi kapsayan, kucaklayan, doğayı canlı, kendisinin
bir parçası gören özellikleriyle benimsenmekte. Ve bu durum doğal olarak ana
kadına kutsallık atfetmekte. Toplumu güçlü ahlak ve politikayla yürüten ve
yöneten kadın sistemi, kültürü, adaleti toplumdaki her kesimi kapsayacak
biçimde şekillendirmiş, eşitlik ve özgürlük ilkeleriyle yaşam sürdürülmektedir.
Özellikle de inanç sistemi incelendiğinde görülecektir. Zihniyet kalıpları
inanç, ahlak, politika ve komünaliteyle belirlemiş bir yaşam biçimi vardır.

Ama günümüze geldiğimizde bakıyoruz ve her şey o kadar ters yüz edilmiş,
her şey o kadar anlamsız yaşanmakta. Tabi bunun sorumlusu beş bin yıllık eril
sistemdir. İnancıda özünden boşaltmış. Ahlakı da bitirmiş, kültürü de
yozlaştırmış, doğayı talan etmiş, politikadan eser yok,   kadını ayaklar altına almış biçimsiz bir
yaşam. Yaşam denebilecekse tabi. Çünkü yaşadığımız çağda toplumda bireyde
tarihsizleştirilerek, belleksizleştirilerek daha da dibe vurdurulmak istenmekte.
İnsanı toplumsallıktan koparan bireyciliği öne çıkaran, ahlakın içini
boşaltarak ahlaksız yozlaşmış, değerlerini tanımayan, sahiplenmeyen buna da
modernite diyerek dayatan bir biçimsizlik dayatılmakta. Kaybolmuş, ruhunu
yitirmiş insan, birey yaratan modernite toplumsallık düşmanıdır. Kadın düşmanıdır.
Ve insanlığa kutsal kitaplarda geçen mahşer süreçlerini yaşatmaktadır. Kutsal
ana, kadın ve yarattığı değerler ayaklar altında ezilmekte ve kadın sadece
cinsel meta olarak, çocuk doğurma çoğalma aracı olarak görülmekte. Ve
kapitalist modernite tarafından kadın şahsında bir bütün kadın ve bütün toplum
köleleştirilmekte. İnsanlığa ve toplumsallığa dayatılan bu şey zülümdür. Bu
zülümü aşmak, kötüyü yenmek cesaret gerektirir. Vicdanlı olmayı, ahlakı
bilmeyi, ahlaklı olmayı, anlamlı yaşamı özlemeyi, istemeyi, inanmayı
gerektirir. 

Bu çağda
vicdanlı olmak, kültürlü olmak, yaşama anlamla bakmak ve anlamlı yaşamak,
özgürlük inançlı, imanlı olmak, kadın haklarını tanımak, eşitliği ve özgürlüğü
sağlamak her yiğidin harcı değil. Bu iddiada olan bir PKK, PAJK var. Bir PKK,
PAJK önderliği var. 

Solin Bahar   

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

www.lekolin.com – www.lekolin.org –
www.lekolin.net – www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html

Solin Bahar     Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkeziwww.lekolin.com – www.lekolin.org –
www.lekolin.net – www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html

Etiketler: araştırmakurdiKurdishkurdistanKutsallikLekolinTurkishTürkiyeVEyasam
Önceki yazı

‘KÜRDİSTAN’DA ÇATIŞMALAR DEVAM EDERKEN DAIŞ’E SEVKİYAT YAPILIYORDU’

Sonraki Haber

İktidarın Siyanürlü ve Sessiz Katliamları

Benzer Haberler

Eril Zihniyetin Yozlaştırdığı Toplum
Kadın

Eril Zihniyetin Yozlaştırdığı Toplum

23 Ekim 2024
Kendini Bilmezlerin Hezeyanları
Kadın

Toplumsal Sorunların Aşılmasında Çıkış Özgürlük Hareketidir

23 Kasım 2021
Doğa ve Kadın’ Arasındaki Güçlü Bağa Saldırı
Ekoloji

Doğa ve Kadın’ Arasındaki Güçlü Bağa Saldırı

13 Ağustos 2021
Sonraki Haber
İktidarın Siyanürlü ve Sessiz Katliamları

İktidarın Siyanürlü ve Sessiz Katliamları

Öne Çıkan Yazılar

  • Önder Apo’nun Yeni Yaşam Çizgisi Üzerine

    Önder Apo’nun Yeni Yaşam Çizgisi Üzerine

    518 Paylaşım
    Paylaş 207 Paylaş 130
  • PKK 12. Kongresi Başarıyla Gerçekleştirildi!

    534 Paylaşım
    Paylaş 214 Paylaş 134
  • MİT’in Suriye Çölüne Geçirdiği DAIŞ’lilerin İsimleri- ÖZEL HABER

    524 Paylaşım
    Paylaş 210 Paylaş 131
  • Önder APO: Çözüm İçin Kürt-Türk İlişkileri Tarihsel Olarak Anlaşılmalı

    532 Paylaşım
    Paylaş 213 Paylaş 133
  • Tüm Egemen Güçlerin Politikalarını Şekillendiren Enerji Rekabet Alanı: Doğu Akdeniz!

    531 Paylaşım
    Paylaş 212 Paylaş 133

Önerilenler

Önder Apo’nun Yeni Yaşam Çizgisi Üzerine

PKK 12. Kongresi Başarıyla Gerçekleştirildi!

MİT’in Suriye Çölüne Geçirdiği DAIŞ’lilerin İsimleri- ÖZEL HABER

Önder APO: Çözüm İçin Kürt-Türk İlişkileri Tarihsel Olarak Anlaşılmalı

Tüm Egemen Güçlerin Politikalarını Şekillendiren Enerji Rekabet Alanı: Doğu Akdeniz!

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç