• Latest
  • All
  • Haberler
  • Editörden
  • Araştırmalar
  • Makaleler
  • Politik Analiz
  • Dizi Yazı

ABD İşi “Ergenekon

15 Mart 2020

TC ve HTŞ Dünyanın Gözü Önünde Alevileri Katletmeye Devam Ediyor-HABER ANALİZ

2 Temmuz 2025

Demokratik Toplum Sosyalizmi ve Öz Savunma

1 Temmuz 2025

Zilan’ın Fedailiği: Özgürlük Aşkının Manifestosu

30 Haziran 2025

Önder Apo’nun Manifestosu Ve Yaşanan Gelişmelere Etkisi

30 Haziran 2025

MİT ve HTŞ, Uyuşturucu Kaçakçılığında Baas Rejiminin İzinden Gidiyor!- HABER ANALİZ

28 Haziran 2025

Küresel ve Bölgesel Hegemonik Rekabetin Bir Yansıması

27 Haziran 2025

Emperyalist Savaşlar Ve Devrim İmkânları

26 Haziran 2025

Efrin’de El Emşat Çeteleri Yeniden Aktifleşiyor- ÖZEL HABER

25 Haziran 2025

‘Niyeti İyi Olan Bir Devlet, Kongre Sonrası İkinci Gün Komisyon Kurardı’

25 Haziran 2025

‘Doğu Kürdistan’da Alternatifi Olan Tek Güç PJAK’tır’

24 Haziran 2025

Şam’daki Kiliseye Yapılan Saldırı HTŞ Üyeleri Tarafından Yapıldı-ÖZEL HABER

23 Haziran 2025

Demokratik Ulusta Demokratik Komün Yaşamı

23 Haziran 2025
No Result
View All Result

ABD İşi “Ergenekon

Lekolin by Lekolin
15 Mart 2020
in Serbest Yazılar
Reading Time: 3 mins read
A A
Home Bölümler Serbest Yazılar

28 Ağustos 2012 Salı Saat 07:09

En az kendisi kadar soru işaretleri bırakan olaylara/olgulara dair en çarpıcı açıklamalar son bir yıl içerisinde ABD’den geliyor!

Şimdi trend bu gündemin en önemli haberlerine ya da açıklanması gereken, en az kendisi kadar soru işaretleri bırakan olaylara/olgulara dair en çarpıcı açıklamalar son bir yıl içerisinde ABD’den geliyor! 

ABD’nin neden Türkiye’nin, iç meselelerine ilişkin bu kadar yoğun ilgi duyduğu ve birebir dahil olmaya çalıştığı belki farklı bir tartışmanın konusu olabilir! 

Ama son bir yıl dediğimiz bu sürede ABD’nin bu kadar yoğun hareketli olması ve daha önceki örneklerinde olduğu gibi hükümetle papaz olacak açıklamalarda bulunması hayli ilginç olmakta… Elbette ABD’nin kendi beklentilerine ilişkin yapılan bu okyanus ötesi salvolar siyasi iktidara bir uyarı niteliğinde… 

Biraz hatırlamaya çalıştığımızda  

En belirgin olarak aklımıza ilk elden Roboski katliamı geliyor! Konuya dair kamuoyunda oluşan beklentilere ve ortada duran soru işaretlerine siyasi iktidar bir türlü cevap veremiyordu! Hatta bırakın cevap vermeyi gün geçtikçe artan bir agresifliği her tarafından belli oluyordu.
Açıklama ile suçlama arasında gidip-gelmeler ve her zaman olduğu gibi basına “zılgıt çekmeler o günlerde yoğunca yaşanıyordu.
Daha sonra nasıl olduysa ABD’de prestij sahibi bir gazete Roboski konusunda, siyasi iktidarın bam teline dokunacak açıklamalarda bulundu.
Hatta istihbaratı bizzat ABD’nin verdiğini yazdı.

İçte oluşan kamuoyu baskısının üstüne bir de ABD’deki bir gazetenin bu şekilde haber yapması üzerine, Tayyip Erdoğan esti gürledi. Gazeteyi zan altında bırakacak açıklamalarda bulunurken, kendi basını gibi “zılgıt çekmenin yeteceğini sandı. Fakat gazete Tayyip’in bu gürlemelerine pabuç bırakmayarak, haberin kaynağını Pentagon olarak gösterdi. Asparagas olmadığı konusunda bir yazıyı kaleme alırken, Tayyip’in bu çıkışına da nükteli göndermelerde bulundu. 

Nihayetinde Tayyip ve İdris Naim, Roboski hakkında ve katliam üzerine akıllara ziyan açıklamalarda bulundu! Birisi ölmeselerdi tutuklayacaktık derken, bir diğeri de “potansiyel terörist demeye gelen açıklamalarda bulundu.
Konu hakkında açıklama bekleyen Kürt siyasetine yönelik ise kendi terbiye sınırlarının içinde bir değerlendirme de bulunarak, bütün tepkileri üzerine çekmişti Tayyip!

Yaşanan bu dönemin ardından CHP, resmen siyasi iktidara yönelik can suyu gibi görevi üstlendi. Bütün partiler bir araya gelelim “terör sorununu çözelim dedi. Bir hamle başlatıyormuş gibi iç kamuoyunu beklentiye sürükledi. Tabi ardından da ciddi anlamda bir şey gelişmedi. Yani CHP’nin de sorunun çözümüne yönelik herhangi bir hazırlığının, en azından koltuğunun altında bir dosyasının olmadığı açığa çıktı.
Bundan yaklaşık dört ay önce yaşanan bu tartışmalar, her zaman olduğu gibi gündem erozyonu altında kalmaktan kurtulamadı. Roboskililer acısını tutmaya devam ederken, sorunun çözümsüzlüğünde ısrarından dolayı, gün geçtikçe eylemler çoğalmaya ve şiddet daha yüksek bir sesle kendisini duyurmaya başladı.

Nihayeti ise Antep’te yaşanan patlamaya kadar! 

Daha patlamanın ilk anlarında hem siyasi iktidar, hem de şakşakçı basın faturayı PKK’ye kesmeye çalıştı. İşin içine alengirli soruşturmalar ve mobese kayıtları gibisinden Agatha Christie romanlarına benzer gündemlerle, ulusal şovenizmler son sürat bir şekilde giriverdi. Konuya dair PKK’nin yaptığı açıklamalar tatminkar bulunmadı ve A. Gül tarafından “Antep ruhu olarak adlandırılan şovenizm dalgasının iyi olduğu yönünde beyanatlar verildi.
Yine Roboski meselesinde olduğu gibi CHP benzeri açıklamalarda bulundu “avluda bir araya geliyoruz, neden mecliste bir araya gelmiyoruz diye!
Sorunun cevabını hem CHP, hem MHP ve hem de AKP çok iyi biliyor! 

Her yerden cümbür cemaat koro halinde devam eden bu söylemlerin arasına yine ABD’den ilginç bir “bilgilendirici not geldi!
Hem Lübnan’daki mezhep çatışmaları, hem de Antep’teki saldırı daha 2 ay önce yani Haziran ayında, ABD’nin önde gelen birkaç düşünce kuruluşunda (yani Tink/Tank’larda) masaya yatırılan senaryonun içeriğinde yer alıyormuş! 

Buyurun buradan yakalım!

ABD’nin ve bu kuruluşların “ermiş olduğuna inanamayız. Yani daha iki ay öncesinden hem bölgede, hem de Antep’te yaşanabilecekleri bu kadar yüksek isabetli bir öngörüyle senaryonun içine almış olmalarına şaşırmak mı gerekiyor? Yoksa   yerli malı “Ergenekon avukatlarını/savcılarını olaya el atmaları için uyarmak mı? 

Israrla PKK yaptı diyenler ise işin çabası… Malum “Antep Ruhu konunun daha da budaklandığını görünce, duyunca ya da bilince ne yapacak? O ruha buradan seslenmek gerekiyor bu yönüyle sahne sizin! 

Ortada ciddi bir sorun ve en az onun kadar ciddi bir soru var  

ABD’nin düşünce kuruluşlarında bu kadar gerçekçi bir senaryonun günümüzde ortaya çıkardığı tabloyu nasıl okumak gerekiyor? ABD Ergenekonu hakkındaki malumatlarınız nelerdir?

Bu sefer, tek bir seferlik olsa dahi sahnedeki hakkınızı verin…

Jan Ararat

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info

Tags: araştırmakurdiKurdishkurdistanLekolinTurkishTürkiye
Share200Tweet125
Previous Post

AKP’nin Özel Ordusu Çöktü

Next Post

Demokratik Uygarlığın Tarih Taslağı

Lekolin

Lekolin

Related Posts

Makaleler

Hafıza, Umut ve Yeniden Doğuş

by Ari Tufan
15 Mayıs 2025
0

Güneş dağlara vurduğunda, umut da yüreğe doğar. Bu söz, sadece bir metafor değil, aynı zamanda bir halkın direnişinin ve yeniden...

Read more

Gittiği Yerde Güzellikler Bırakan Fedai…

4 Temmuz 2024

Yürüyorlar…

20 Haziran 2024

Kapıya Kilit Vurursanız İşler zorlaşır!

15 Ocak 2024

Ş.Zilan (Zeynep Kınacı) Arkadaşın Anısına-BÖLÜM 2

1 Temmuz 2023
Next Post

Demokratik Uygarlığın Tarih Taslağı

  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
  • Yorum İlkesi
  • Anasayfa
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2025 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi