11 Kasım 2017 Cumartesi Saat 05:01
Bu konjektörel durumda yararlanmasını bildi.
İçte ve dıştaki bu uygun zemini kuruluş ve kurumsallaşma fırsatına dönüştürdü.
Bu fırsatı kullanıp- kuruluşunda kısa bir süre sonra her kesi şaşırtarak
iktidar oldu. İktidarı suresince istisnasız tüm uygulamalarında Makyavel’in
amaç-aracı meşru kılar ilkesi esas aldı. Yalan söylemeyi ve hırsızlık yapmayı
temel ahlak kuralı haline getirdi. Dini ve etnik milliyetçiliğe dayalı hamasi
bir söylem geliştirdi. Bu söylemini topluma taşıracak devasa bir propaganda
aygıtı inşa eti. Onlarca TV, gazete, internet sitesini devreye koydu. Sosyal
medya da etkin olmak için trol orduları kurdu. Bu devasa propaganda aygıtını
kullanarak toplumu zehirledi, düşünsel ve vicdani olarak sakatladı. Toplumu ayrıştırarak bir-birine karşıt hale
getirme, çatıştırma ve güçten düşürme stratejisini en usta biçimde uyguladı.
İnsanları etnik, dini, mezhebi, düşünce, yaşam biçimi vb. eksende
bölüp-bir-biriyle kavgalı hale getirdikçe yönetmenin kolaylığını keşfetti.
Milliyetçiliği, dinciliği, yayılımcılığı temel politika haline getirerek
kitleleri düşünsel felce uğrattı. Demagojik söylemler ve hamasete dayalı
propaganda ile insanların önemli bir kısmını düşünemez- muhakeme yapamaz hale
getirdi. İktidar olmak için tamda Erdoğan’ın
söylediği gibi ‘gerekirse papaz elbisesi giyerim’ söylemine uygun davrandı.
Kilisede papazlığa soyundu. Camiye gidince kafire karşı savaşan mücahit
kesildi. Amed’de ‘Kürt sorunu benimdir’ dedi. Ankara’ya gidince ‘kadında olsa
çocukta olsa güvenlik güçleri gereğini yapacak’ diyerek katliam talimatı verdi.
Gün geldi şeyhlerin dizi dibinde oturdu, gün oldu onların elini ısırdı.
Cemaatle ortaklaşarak eski statüko sahiplerine karşı savaştı. Ergenekon
savcılığına soyundu. Bir kaç halk düşmanının konu mankenliğinde kendisine karşı
olanları Ergenekon çuvalına atarak hapishanelere doldurdu. Onları alt edip
yerlerine geçince Cumhuriyet tarihi boyunca uygulanan tüm zülüm politikalarını
önce Cemaat üzerinde denedi, sonra tüm topluma dayattı. KCK operasyonları adı
altında Kürtlere karşı sürek avı başlattı. En nihayetinde ülkede kırıntı
düzeyinde de olsa var olan düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğünü tamamen yok
etti. Demokratik yollarla iktidara gelme, ülkeyi yönetme ve iktidar değişiminin
zeminini dinamitledi, tüm mekanizmalarını yok etti. Yapılan referandumda
mühürsüz oyların geçerli sayılması ile seçimle iktidar değişim döneminin
kapandığını alenen ilan eti. Bundan sonrası faşist diktatörlüğün kurumsallaşma
ve yasal kılıfa büründürüleme sürecidir. Demokratik alandaki muhalefetin
sindirilmesi, ülkenin baştan –başa bir hapishaneye dönüştürülmesi, basın
yayının sadece onur cellatlığı yapan yandaşların propagandası ile
sınırlandırılması ve Kürdistan’ın bir yangın yerine çevrilmesi bu sürecin temel
uygulamalarıdır. Tam her şey biti denilen bir anda, iki yıldır Kürdistan’ın
tümünde uygulanan Kayyum uygulamasının farklı bir versiyonla AKP belediyelere
sıçraması ve Melih Gökçek’e uzanması kaderin bir cilvesi olsa gerek. Kendi
düşen ağlamaz diye bir halk deyimi vardır. Balıkesir belediye başkanı yağcılık
yapmak için en son Raconu Reis keser demişti. Keser döner, sap döner, gün olur
hesap döner misali Racon kendisine kesilince ekranlarda 80 milyon insan
karşısında ağlayarak faşist diktatörlük karşısında zavallılığını ilan etmişti.
Esas olarak bu konuda tüm gözler Melik Gökçek’in üzerindeydi. Melih ekranlarda
ağlayıp-sızlamadı. Fakat Kamu adına kolektif suç işleme aracı haline getirdiği
makamı elinden alındığı için ölümden beter hale geldiği ve gidişi ile AKP’ye de
çok şey kaybettirdiği kesindir. Çünkü Melih Gökçek gerçek anlamda Erdoğan ile
birlikte AKP’nin ruhu, sesi, soluğu ve kimliğini oluşturan bir kişiliktir. O
milliyetçiliği de, dinciliği de iğdiş ederek tanımsızlaştıran kimliği,
utanmazlığı, dalavereciliği, hırsızlığı, rüşvet ve yolsuzluğu temel karakter haline
getiren ‘cin göz recai’ kişiliği, ilkesiz-ahlaktan yoksun yaşam felsefesi,
rüzgara göre konum alan politik tutumu ve miadını çoktan doldurmuş zübükzadelik
pratik uygulamaları ile gerçek anlamda AKP’nin ruhu, bedeni ve kimliğidir.
Hırsızlık, yolsuzluk ve rüşvete çığır açan bir dahi, bağnazlık, hamaset ve
demagojide ihtisas sahibi bir usta, politik dalavere ve kumpaslarda Fouche’ye
rahmet okutan bir yaratıcı olan Melih gidince AKP ruhunu-kimliğini ve
karakterini, Türkiyeli seçmende gerçek bir zübükzadesini kaybetti.
Can Toprak
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html