20 Ekim 2012 Cumartesi Saat 09:18
Her gün kadın hakları konusunda ‘yenilikler’ getiren AKP hükümeti bu yeniliklerine ‘Panik Butonu’ nu ekledi. Geçtiğimiz günlerde gazetelere ve haber bültenlerine AKP hükümetinin yeni icadı “Panik butonu konu olmuş ve bundan sonra şiddet gören kadınların imdadına yetişeceği yer alıyordu. Panik butona ilk başta Adana ve Bursa’nın ‘şanslı’ şiddet gören kadınları basacak. AKP hükümetine her şeyden önce değiştirilmesi gereken şeyin zihniyet olduğu konusunda ısrar edilse de AKP hükümeti kendi bildiğinde ve bu kirli zihniyetin ürünü olan butonlara başvurarak çözüm bulmak istiyor.
Tabi erkekler üzülmesin kadına buton varda erkeğe bir şey yok mu? Tabi ki var elektronik kelepçe! Butona basan kadının bulunduğu yere polis ekipleri gönderilecek ve şiddet uygulayan eşe elektronik kelepçe takılarak takip edilecek. ‘Kim kimi kimden koruyacak?’ sorusu geliyor akıllara…
Yardıma gidecek polis daha dün İzmir’de karakolda bir kadını öldüresiye dövmüş ve yine bir üniversite yürüyüşünde kullandığı ‘organik-yerli malı gaz ve ABD’den ithal edilen coplarla saldırarak hamile bir öğrencinin düşük yapmasına neden olmuştu. Şimdi sormak lazım bir ülkede sokak ortasında polisin gözü önünde onlarca kez bıçaklanan kadınlar oldu ve hala neredeyse her gün kadın cinayetleri haberlere konu oluyor ve bunların önlenmesi için her hangi bir çalışma yapılmadı. Bu nasıl bir çelişkidir. Bunun yanı sıra Emniyet müdürlüklerinden, karakollardan yardım isteyen binlerce kadın oldu ve yardım edilmediği için öldürülen kadınlar henüz belleklerde tazeliğini koruyor. En son bir öğrencinin İstanbul’da kendi evinde tecavüz edildikten sonra boğularak katledilmesinden ardından Erdoğan’ın samimiyetten uzak açıklaması da kendi katliamcı zihniyetini kamufle etme çabasından başka bir şey değildir.
Önce üç çocuk diyerek kadınların yaşamında hakimiyet kurmak isteyen Erdoğan, sonrasında kadınların kürtaj olmasını yasakladı ve şimdi de kadınlarla dalga geçer bir tavırla panik butonlarını ortaya çıkardı. Acaba kadınlar panik olduğu için mi şiddet görüyor yoksa AKP’nin yarattığı zihniyetin sonucu mu şiddete maruz kalıyor! Kadınlara ait her alana girmek isteyen Erdoğan’ın kadınlara yönelik ahlak dışı yaklaşımlarından uzak durması gerektiğidir.
Ahlak demişken bir toplumun asıl temel taşı olan ahlakın bu denli yerin dibine sokulması toplumun dinamitlenmesine yol açar, bu da o toplumun yaşanmaz hale gelmesidir. Geçenlerde yine müebbet ceza almış tutuklulara eşleriyle bir odada 24 saat birlikte olabilmelerini sağlamak için yeni bir anayasa maddesi hazırlandı. Aslında Türkiye’de cezaevlerinde her türlü vahşet yaşanırken böyle bir şeyin hazırlanması Türkiye Başbakanı’nın asıl acil gündeminin ne olduğunu gösteriyor. Böyle ahlaktan uzak bir yaklaşım bize Erdoğan’ın “toplumun cinselliğini de ben belirlerim, benim istediğim şekilde ve şartlarda olur yaklaşımını ortaya koyuyor. Tabi sadece bu değil daha derinlerde şu yapılmak isteniyor, müebbet ceza almış bireyleri her hangi bir ihlal konusunda eşleriyle bu 24 saatlik görüşme engelleneceği tehdidi ile kendi hâkimiyetine almak istendiğidir. Yine burada kullanılmak istenen kadındır. Yani kadını istediği yerde isteği şekilde kullanma şeklidir de diyebiliriz. Bütün kadınların, ‘kadın düşmanı başbakan’ olarak tarihe geçecek Erdoğan’a büyük bir tepki göstermeleri gerekiyor.
Kimsenin kadınların bedeni ve düşüncesi üzerinde bu kadar kirli oyunlar oynamasına izin verilmemelidir. Kadın konusunda bu kadar hassas bir başbakanın neden binlerce kadın ve çocuğa tecavüz edilirken -ki tecavüz edenlerde ortada iken- kendi hukuk sisteminde bu kadınları koruyan ve kendilerine tecavüz edenlere gerekli yaptırımlar uygulama konusunda susması dikkat çekicidir. Ayrıca yine yüzlerce kişi tarafından tecavüz edilen çocuklara ‘kendi rızası var’ söylemini kullanan savcılarına neden tepki göstermedi de şimdi bu saçma sapan panik butonları ile kadınları alçaltmaya çalıştığıdır. Şunu da belirtmek gerekir Türkiye’de sadece Eylül ayında 13 kadın katledildi. Tabi bu rakamlar bilinen, yani sesli olanlardır. Ya herkesten habersiz sessiz bir şekilde katledilen ya da ölüme zorlanan kadınlar? Kadınları sadece çocuk doğurma makinesi gibi düşünen birçok erkek gibi Erdoğan’da yine kadınları sözde rahatlatmak için getirdiği bu yeniliklerinden önce zihniyet olarak yenilenmek zorundadır. Toplumu var eden kadınlara bu pervasızca yaklaşımlarıyla sadece kendini kandırır. Çünkü gündeme getirdikleri hiçbir kadın yasası, hakları ya da butonları kadın ölümlerini, tecavüz ve tacizini durdurmadı. Demek ki burada yapılması gereken toplumda şimdilik ahlaksızlığın en derin halini yaşayan ve yaşatan zihniyettedir. Birde şunu da eklemek lazım kadına şiddet uygulayan erkeklere, elektronik kelepçe takılacakmış bu durumda kadında olsa çocuk ta olsa “güvenlik güçlerinin gerekenleri yapacağını söyleyen Erdoğan’ın da kelepçelenmesi gerekmiyor mu? Asıl kelepçelenmesi gereken Erdoğan zihniyetinin kendisidir.
Buradan vicdan sahibi herkese seslenmek istiyorum her gün kadınlar öldürülüyor, yüzüne kezzap atılıyor, boğazı kesiliyor, recm adı altında infaz ediliyor, tecavüze uğruyor, taciz ediliyor, işkence görüyor, gözaltında tecavüz ediliyor, kaybediliyor, töre cinayetlerine kurban ediliyor, intihara zorlanıyor, fuhuş bataklığına sürükleniyor, iradesi dışında sünnet ediliyor ve daha sayabileceğimiz birçok fiziksel, psikolojik ve ruhsal şiddet biçimi görüyor. Bunların yanı sıra sesli ya da sessiz bir şekilde günde onlarca kadın aramızdan ayrılırken yine her gün binlerce kadın ölümün soğukluğunu bedenlerinde ve ruhlarında hissediyor. Peki, siz hala susup AKP devletinin butonları mı bekleyeceksiniz?
Ezda Amargi
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info