Beşar Esad’a bağlı Suriye ordusu ile HTŞ grupları arasındaki çatışmalar, HTŞ’nin Halep’in kuzeybatısında bazı köy ve kasabaların kontrolünü ele geçirdiğini açıklamasıyla başladı. Rusya ve Suriye hava kuvvetlerinin İdlib’in güneyindeki artan saldırılarına yanıt verdiklerini söyleyen cihatçı gruplar, ‘Saldırıyı Püskürtme Operasyonu’ başlattıklarını duyurdu. Suriye ordusundan yapılan açıklamada ise ordunun Halep’te ‘stratejik bir geri çekilme’ planladığı belirtildi. Karşı taarruza hazırlanan askerlerin bu kapsamda belirli noktaları terk ettiği ifade edildi.
30 Kasım Cumartesi günü ise İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), ordunun çekilmeye başladığını belirtti.
HTŞ’nin Halep ve İdlib illerinin ardından Hama’ya yaklaştığı haberleri de kamuoyuna yansırken, Hama’nın kuzeyindeki pek çok yerleşimin ele geçirildiği ileri sürüldü. HTŞ gruplarının Hama’nın en önemli ilçelerinden biri olan M5 karayolu üzerindeki Morik ilçesini de ele geçirdi.
Esad’dan ilk açıklama da 30 Kasım akşamı geldi. Esad, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed Bin Zayid Al Nahyan ile telefon görüşmesi yaptı. Suriye Devlet Başkanlığı Ofisi’nden yapılan açıklamada, Esad ve Nahyan’ın Suriye’deki son gelişmeleri ve bölgesel konuları ele aldığı belirtildi. Açıklamada, “Başkan Esad görüşmede Suriye’nin istikrarını ve toprak bütünlüğünü tüm teröristlere ve onları destekleyenlere karşı savunmaya devam ettiğini; müttefikleri ile dostlarının yardımıyla onları mağlup ve yok etme kapasitesine sahip olduğunu vurguladı” denildi.
Esad’dan gelen açıklamayla eş zamanlı olarak ‘Şam yönetimine darbe yapıldığı’ iddiası da sosyal medyada dolaşıma girse de Esad’ın açıklamasıyla birlikte bu iddia da yalanlanmış oldu.
Suriye’de çatışmalar devam ederken İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, 1 Aralık Pazar günü başkent Şam’a giderek Beşar Esad’la görüştü. Arakçi, Suriye’deki durumun zor olduğunu ancak geçmişte olduğu gibi Esad hükümetinin ‘isyancılara’ karşı başarılı bir şekilde egemen olacağını söyledi. Arakçi, Şam ziyaretinin ardından Ankara’da faşist Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile bir araya gelirken, Kremlin’den de Suriye’deki duruma ilişkin açıklama yapıldı.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, 2 Aralık’ta yaptığı açıklamada, Rusya’nın Beşar Esad’ı desteklemeye devam ettiğini ve sahadaki durumu analiz ettiğini belirtti. Peskov, Rusya’nın gelişen olaylara bağlı olarak pozisyonunu şekillendireceğini kaydetti.
SOHR, 2 Aralık itibarıyla Suriye’nin kuzeyindeki çatışmalarda en az 417 kişinin öldüğünü bildirirken, işgalci TC destekli SMO çetelerinin YPG’ye karşı başlattığı ‘Özgürlük Şafağı Operasyonu’nda Tel Rıfat ilçe merkezinin tamamına hakim olduğu iddia edildi. Halep’te birçok bölgede kontrolü sağlayan HTŞ ise SDG’nin Halep’ten silahlarıyla birlikte çekilmesi için çağrıda bulundu. HTŞ’nin ‘Esad rejiminin zalim güçleriyle savaştığı’ savunulan açıklamada, “Bu çerçevede, Halep şehrinden silahlarınızla birlikte güvenli bir şekilde Kuzeydoğu Suriye’ye çıkmanız için size bir fırsat sunuyoruz” denildi. SDG de 2 Aralık’ta yaptığı açıklamada, Suriye’nin kuzeybatısında birden fazla cephede yoğun saldırılarla karşı karşıya olduklarını bildirdi.
Reuters haber ajansına konuşan iki Suriyeli ordu kaynağı, İran destekli silahlı güçlerin 2 Aralık’ta Irak’tan Suriye’nin kuzeyine doğru geçtiğini ileri sürdü. Suriye ordusundan üst düzey bir kaynak, ajansa yaptığı açıklamada, Haşdi Şabi’den onlarca kişinin de gece saatlerinde El Bukamal geçişi yakınlarındaki askeri bir rota üzerinden Suriye’ye geçtiğini bildirdi. Söz konusu yetkili, “Kuzeydeki sınır hatlarındaki yoldaşlarımıza yardım etmek için yeni takviyeler gönderiliyor” ifadelerini kullanarak Suriye’ye geçtiğini belirttiği güçlerin arasında Kataib Hizbullah ve Fatimiyyun Tugayı’nın da olduğunu söyledi. Irak ise Haşdi Şabi’ye bağlı milis güçlerin Suriye ordusuna destek için bu ülke topraklarına girdiği yönündeki iddiaları yalanladı.
Reuters’a konuşan kaynaklara göre, Kürt güçlerinin kuzeydoğu Suriye’de kontrolleri altında bulunan bölgelerden sivillerin çıkmasına izin verecek şekilde Şeyh Maksud, Busta El Başa ve diğer bölgelerden çekilmesini öngörüyordu. Basına yansıyan bazı haberlerde YPG’nin Halep’teki iki Kürt mahallesi olan Şeyh Maksud ve Eşrefiye’den çekildiği ve bu mahallelerin HTŞ’nin kontrolüne geçtiği iddia edildi. Fakat bu iddianın asılsız olduğu Halep’te Kürt bölgelerini koruyan güçlerin açıklamasıyla ortaya çıktı. Yine SDG’den yapılan açıklamada Halep ve çevresine düzenlenen saldırılar sebebiyle göç etmek zorunda kalan halkın Tabka kasabasına tahliye edildiği belirtildi.
Suriye’ye yönelik diplomatik temas ve basın açıklamaları da bu süreçte devam etti. Fransa, İngiltere, Almanya ve ABD hükümetleri, çatışmaların sürdüğü Suriye’deki duruma ilişkin ortak bir yazılı açıklama yaptı. Suriye’deki gelişmelerin yakından izlendiği belirtilen açıklamada, sivil halkın yeniden yerinden edilmesinin ve insani yardımların aksamasının önlenmesi için tüm taraflara gerginliğin düşürülmesi ve sivillerle altyapıların korunması çağrısı yapıldı.
3 Aralık’a gelindiğinde ise, HTŞ gruplarının ilerlediği Hama’da ordunun karşı saldırıya hazırlandığı açıklandı. Suriye devlet haber ajansı SANA, Suriye ordusunun Hama kenti kırsalında silahlı gruplarla ‘şiddetli çatışmalara’ girdiğini ve karşı saldırı için sınır hattına takviye yaptığını aktardı.
Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid El Ensari de, Katar’ın Suriye’deki çatışmaları bitirmek için çözüm getirmek üzere Türkiye ve bölgedeki diğer ortaklar ile birlikte çalışma yürüttüğünü söyledi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Faşist şef Erdoğan’ın, bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiği açıklandı. Kremlin’den yapılan açıklamada, Putin’in görüşmede ‘Suriye devletine karşı radikal grupların terörist saldırganlığının hızlı bir şekilde sona erdirilmesi’ gerekliliğine vurgu yaptığı ve Ankara’nın nüfuzunu bu yönde kullanması mesajı verdiği belirtilmişti.
4 Aralık sabahı da Hama’daki çatışmalara ilişkin yapılan açıklamada, cihatçı grupların kentten ‘püskürtüldüğü’ belirtildi. Şam yönetimine desteğini bir kez daha duyuran Moskova’dan da yeni bir açıklamada geldi. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, düzenlediği basın toplantısında “Rusya, İran, Türkiye; bu üç garantör ülkenin dışişleri bakanları yakın temas halindeler” açıklamasında bulundu.
Sahada beraber çalışan HTŞ ile Ankara destekli SMO arasında da gerilimler patlak verdi. SMO’nun yayın organı Ehtemlat’ta yer alan habere göre grup, Halep’in doğu kırsalındaki termik santralin yağmalandığı gerekçesiyle HTŞ’ye uyarıda bulundu. SMO, tutuklanan üyelerinin serbest bırakılması ve kontrol edilen bölgelerin kendilerine devredilmesi gerektiğini bildirdi. Beşar Esad’a karşı ‘birlik’ çağrısı yapan SMO’nun açıklamasında, “Saldırganlığı durdurun ve kurtarılmış bölgeleri geri verin. ” ifadeleri yer aldı.
Çatışmaların devam ettiği ülkede de büyük bir göç dalgası başladı, Rojava Özerk Yönetiminden ‘insani yardım’ çağrısı geldi. Cihatçıların konuşlandığı Halep’in kuzey kırsalından Rakka’ya kaçanların sayısının her gün arttığını bildiren Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi yetkilileri, Birleşmiş Milletler’e (BM) çağrıda bulundu. 30 binden fazla ailenin ‘vahim koşullar ile karşı karşıya’ kaldığı, yönetimin yeterli desteği sağlama kapasitesinin ise sınırlı olduğu kaydedildi.
Rojava Demokratik Özerk Yönetimi göç yetkililerinden Şexmus Ahmed, 120 bin kişinin Suriye’nin kuzeydoğusuna sığınmasının beklendiğini dile getirdi.
5 Aralık Perşembe günü ise Suriye ordu resmen HTŞ’nin Hama’ya girdiğini duyurdu. Suriye ordusundan yapılan açıklamada yoğun çatışmaların ardından HTŞ gruplarının kente girdiği belirtildi. Reuters’ın aktardığına göre ordunun açıklamasında, ‘sivillerin hayatlarını korumak için’ askerlerin Hama’nın dışında yeniden konuşlandıkları kaydedildi.
HTŞ lideri Ebu Muhammed el Colani ise, yaptığı açıklamada Irak’a seslendi. Irak Başkanı Muhammed Şiya Sudani’ye çağrı yapan Colani, “Irak halkı ve hükümeti, Haşdi Şabi’nin Suriye’ye müdahale etmesini önlemelidir” dedi.
HTŞ, Hama’nın ardından Humus’a doğru ilerlemeye başladı. 6 Aralık sabahı, HTŞ’nin başını çektiği cihatçı grupların Humus ilinde ilerlediği, sabah saatlerinde ‘Humus ilinin kapısı’ durumundaki Resten ile Telbise ilçelerini ele geçirdiği aktarıldı.
Sonraki saatlerde ise Suriye ordusunun Irak sınırındaki Deyr el Zor’un kent merkezinin kontrolünü YPG’ye devrettiği ileri sürüldü. SDG komutanı Mazlum Abdi ise, basın toplantısında yaptığı açıklamada IŞİD’in Suriye’nin bazı bölgelerini kontrol altına aldığını iddia etti.
7 Aralık Cumartesi günü ise ordunun Dera kent merkezinin kontrolünü de kaybettiği ileri sürüldü. Reuters’ın ‘isyancı kaynaklarına’ dayandırdığı haberinde, ordunun, ordu yetkililerine yaklaşık 100 kilometre mesafede bulunan Şam’a ‘güvenlik geçiş’ sağlayan bir anlaşma ile birlikte ‘düzenli bir şekilde Dera’dan çekilmeyi kabul ettiği’ belirtildi.
Suriye’de ordu ile yaşanan çatışmalara ‘Özgürlük Şafağı’ adlı operasyonla katılan işgalci TC destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) çetelerinin de Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolündeki Minbic’e saldırmaya başladı.
Cumartesi günü öğle saatlerinde, grupların başkent Şam’a girmeye başladığı bildirildi. HTŞ’nin liderliğindeki ‘Askeri Operasyonlar Komitesi’nin Komutanı Hasan Abdülgani, silahlı grupların El Sanameyn’de de kontrolü ele geçirdiğini iddia etti.
Fransa’nın Agence France-Presse (AFP) haber ajansı ise, Suriye ordusunun 7 Aralık Cumartesi günü başkent Şam’a yaklaşık 10 kilometre mesafede bulunan kırsal bölgelerindeki mevzilerinden çekildiğini aktardı. Bu sırada ise, Esad’ın ülkeyi terk ettiği ileri sürüldü.
HTŞ grupları başkent Şam’a ilerleyişinin sürdüğü haberleri basına yansırken, İran’dan Beşar Esad ve ailesinin Suriye’den ayrıldığı yönündeki iddialara ilişkin açıklama geldi. İran Meclisi Ulusal Güvenlik Komitesi üyesi Yakup Rızazade, İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in danışmanı Ali Laricani’nin dün Şam’da Beşar Esad ile bir araya geldiğini belirterek, “Esad ve ailesinin Suriye’den ayrıldıkları yönündeki iddialar doğru değil” diye konuştu. Suriye devlet haber ajansı SANA da Beşar Esad’ın başkent Şam’da kaldığını ve çalışmalarını başkentten sürdürdüğünü aktardı.
8 Aralık Pazar (bugün) sabah saatlerinde ise, cihatçıların başkente girdiği ve Şam’ın düştüğü ileri sürüldü. Esad’ın ülkeyi terk ettiğini duyuran HTŞ, Suriye’nin başkenti Şam’ı kontrol ettiklerini ve Esad’ın ülkeden kaçtığını bildirdi. Suriyelilere seslenen HTŞ, “Beşar Esad rejiminin sonu geldi. Tüm Suriyeli göçmenler özgür Suriye topraklarına geri dönsün” çağrısı yaptı.
HTŞ Lideri Ebu Muhammed Colani de, iktidar devrilene kadar devlet kurumlarının mevcut Suriye Başbakanı Muhammed Celali’nin gözetiminde kalacağını söyledi. Colani, Celali’nin görevde kalmaya devam ettiğini ve tüm hükümet işlerini düzenlemeye devam ettiğini belirtti.
Colani, Telegram kanalında yayımlanan bir açıklamada şöyle dedi: “Şam şehrindeki tüm askeri birliklere, kamusal kurumlara yaklaşmak kesinlikle yasaktır. Bu kurumlar eski başbakanın denetiminde kalacaktır, resmi olarak teslim edilene kadar. Ayrıca havaya ateş açmak da yasaktır.”
Celali ise, muhalefet gruplarının başkente girmeye başlamasının ardından, halkın seçeceği herhangi bir yönetimle “işbirliği yapmaya” ve “gücü teslim etme” sürecine hazır olduğunu açıkladı.