30 Ocak 2010 Cumartesi Saat 18:15
12.00
0
21
TR
:” ”
:””
” “,” ”
” ”
AKP hükümetinin devlet bakanı – başbakan yardımcısı ve
Manisa milletvekili olan Bülent Arınç, 1948 yılında Bursa’da doğdu. 1970
yılında Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Manisa’da serbest avukatlık yaptı.
Üniversite yıllarındayken siyasetle uğraşmaya başladı. Siyasal İslamcı
geleneğin siyasi partilerinde gençlik kolları ve il başkanlığı görevlerinde
bulundu. 24 Aralık 1995’te milletvekili
genel seçimlerinde Refah Partisi’nden (RP) Manisa Milletvekili seçilen Arınç, ilk
defa meclise girdi ve RP MKYK’sına alındı.
Arınç, RP’nin 15 Şubat 1998’de Anayasa Mahkemesi tarafından
kapatılmasından sonra, 27 Şubat 1998’de bir grup arkadaşıyla beraber 17 Aralık
1997’de kurulan Fazilet Partisi’ne (FP) geçti. 18 Nisan 1999 milletvekili genel
seçimlerinde FP’den Manisa Milletvekili seçildi. İki yasama döneminde FP Grup
Başkanvekili görevinde bulunan Arınç, ayrıca meclis Dışişleri Komisyonu üyeliği
yaptı.
Bülent Arınç bu dönemde FP’nin ‘Yenilikçi Kanat’ olarak
lanse edilen milletvekilleri arasında öne çıkan Kayseri Milletvekili Abdullah
Gül ile beraber hareket etti ve 14 Mayıs 2000’de toplanan FP 1. Olağan Büyük
Kongresi’nde Genel Başkanlığa adaylığını koyan Gül’ü destekledi.
RP’nin ardından, FP’nin de 22 Haziran 2001’de Anayasa
Mahkemesi tarafından kapatılmasıyla bu partiye mensup milletvekillerinden
‘Yenilikçi Kanat’ın, 14 Ağustos 2001 tarihinde Recep Tayyip Erdoğan
başkanlığında kurduğu AKP’nin kurucuları arasında yer alan Arınç, 3 Kasım 2002
tarihinde yapılan milletvekili erken genel seçimlerinde üçüncü kez Manisa Milletvekili
olarak parlamentoya girdi. 19 Kasım 2002’de ise TBMM Başkanlığına seçildi. 22
Temmuz 2007 Genel Seçimleri’nin ardından yapılan Meclis Başkanlığı seçimlerine
aday olmadı. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi cumhurbaşkanlığı için adı geçen
Arınç, 24 Nisan 2007 günü aday olmayacağını açıkladı. 1 Mayıs 2009 günü yapılan
revizyon sonucu kabineye girdi.
Gençliğinden beri ‘Siyasal İslamcı’ hareket içinde olan ve
‘hukukçu’ kimliğiyle birleştirdiği ‘Türk-İslam sentezci’ duruşuyla Manisa ve
yöresinde önemli bir destek almaktadır.
Arınç, dinci siyaset çizgisi içerisinde hep ‘babacan, vakur
ve ılımlı’ bir imaj çizdi. Türkiye, Kürdistan, Avrupa ve ABD’de çeşitli
konferanslar verdi. Bu konferanslarına hala da devam ediyor. Ancak bu
etkinliklerde bir ‘siyasetçi’den ziyade bir ‘misyoner’ duruşu ve üslubu öne
çıkıyor. Yüzeysel propagandadan ziyade ‘derinlikli’ enjeksiyon uyguluyor. Yer
yer kontrolünü yitirdiğinde esas kişiliği ve misyonunu ele veriyor ve ‘ılımlı
özelliği’nin bir maske olduğu ortaya çıkıyor. Güvercin rolünü oynuyor ama şahin
yanını gizleyemiyor. Özcesi AKP içerisinde Cemil Çiçek gibileri ‘şahin ve kötü
polis’ rolünü, Arınç ise ‘güvercin ve iyi polis’ rolünü yüklenmiş durumda.
Arınç’ın bir diğer özelliği ise ‘derin’ yanıdır. TC
genelkurmay eski başkanlarından Doğan Güreş 2006 yılında Habertürk kanalının
‘Basın Odası’ adlı programındaki konuşmalarında Arınç hakkında ilginç şeyler
söyledi. Güreş, 1990’lı yıllarda tecrübeli bazı şahsiyetlerle belli zamanlarda
bir araya gelip ‘memleket meseleleri’ni konuştuklarını açıkladı. Sözünü ettiği
oluşum ‘Encümen – i Danış’ yani devletin ‘derin aklı’ idi. Güreş’e göre
sonradan (nasıl olmuşsa!) Arınç ile yolları ayrılmış.
Şimdi ise anlaşılan o ki Arınç, AKP’nin ‘derin aklı’
işlevini görüyor. Özellikle de bu oluşumun Kürdistan politikalarında psikolojik
harekat ve yönlendirme boyutlarında sıkı çalışıyor. Yer yer de dışa açılarak
bunu konferans ve sempozyumlarla pratikleştiriyor. Yine harekatın medya ve STÖ
ayaklarını işlevselleştiriyor. Arınç bu bağlamda ‘Fetullahçı’ etkinlikleri de
kaçırmıyor ve bunların çoğunda ‘gözyaşları’na boğuluyor!
Diğer taraftan Arınç, ‘Deniz Feneri’ davasında takındığı
sözde ‘tarafsız ve adaletli’ tavırlarıyla çok konuşuldu. Esasında ise Arınç’ın
yaptığı danışıklı dövüş ile AKP’yi ve ‘yeşil sermaye’yi bu kirlilikten aklama
çabasıydı.
Kürdistan politikalarında ise Arınç gibileri ‘akıl’ ve
‘perspektif’ oluştururken İhsan Arslan, Abdurrahman Kurt, Hüseyin Çelik ve
Dengir Mir Fırat gibileri ise ‘pratisyen’ olarak çalışıyorlar.
Şimdi de ‘açılım’a gelelim: Hülya Avşar gibi bir oyuncunun
bile sırf bu ‘açılım’daki sahtekarlığı afişe ettiği için yargılandığını
hatırladığımızda devlet ve AKP’nin gerçekte kendisine dahil olmayana karşı ne
kadar ‘ölümcül’ davrandığı anlaşılacaktır. Yine DTP’nin kapatılmasıyla Kürt
çobanına bile getirilen siyaset yasağı devletin verdiği mesajı anlaşılır
kılmaktadır. Devlet bir karalama ve bir katliam kararını verdi. Bunu günlük
olarak da sürdürüyor. Böyle bir durumda genelkurmay ile AKP bir tiyatroyu
sahneye koydular. Başrol oyuncusu Arınç idi. ‘Kozmik’ perde gerisinde
sahnelenen oyunun yapaylığı perde dışına taşıyordu.
Kürdistan’daki ‘faili meçhul’lerin daha % 1’i bile
aydınlanmamışken ‘kozmik’ operasyonun ne derece sahte olduğu ortadadır. Bir
ülkede 17 binden fazla sivil öldürülecek ve bu ülkede darbeciler sözde
yargılanacak! Bırakalım devlet cinayetlerinin açığa çıkması bu ‘operasyon’
özünde Kürt Hareketine karşı irade vampirliğinin bir kılıfıdır.
Peki neden Arınç? Güya Arınç, orduya muhalif ve sürekli ona
dil uzatıyor! Gerçekte ise durum öyle değildir. Arınç ve diğerleri Sünni
Mezhebinin, Nakşî tarikatı üzerinden devlet mezhebi haline getirilmesinin
ismidir. Yaşanan Anadolu – İstanbul sermayeleri rant savaşının Anadolu
cenahından ‘derin’ karakoludur. Ve esasta bu rant savaşında iki tarafın da ordu
ve sistemle esaslı sorunları yoktur. İlkesel sorunları hiç yoktur. Aksine
sisteme ve orduya yaranma yarışı söz konusudur. Gelinen aşamada Arınç klasik
sisteme ‘muhalif’ rolünü oynuyorsa bu Arınç’ın kendi marifeti ve kararı
değildir. Zaten sistem kendisini küresel güçlerin yeni konseptine uyarlama
kararı almıştır. Arınç’a verilen görev bu konsept içerisinde klasik sisteme
‘muhalif’ olmaktır.
Kürt ve Kürdistan’a yönelik ise kaba inkar ve imha dönemi
sona erdirilmiş yerine ‘inceltilmiş’ ama daha tehlikeli olan inkar – imha
konsepti (kültürel, toplumsal, siyasal soykırım) devreye konmuştur. Bu konsept
içerisinde en incelikli ve derin rollerden birini ise Bülent Arınç
üstlenmiştir.
Ozan Erdem
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info