22 Ocak 2020 Çarşamba Saat 06:29
Türk devleti tarihte olduğu gibi bu günde AKP-MHP iktidarın eliyle
Kürtleri iradesiz ve işlevsiz bırakma politikasını sürdürüyor. Tarihte yüzlerce
kes katliamlardan geçirilen Kürt halkını yok edemeyen şövenist TC zihniyeti
tecavüz politikasını her dönemde güncelleştirerek devam ettiriyor.
Yani Kürt toplumu
üzerinde sıradan bir baskı ve sömürü yürütülmüyor, tersine tecavüz ve fuhuşa
dayalı bir faşizm ve soykırımcılık uygulanıyor. Kısaca TC devletinin ve AKP-MHP
faşizminin karakteri budur. Belli ki faşizm ve soykırım esasta her bakımdan bir
tecavüz rejimidir.
Tecavüz nedir? Tecavüz devletin ta kendisidir. İşgalcidir, sümürücüdür,
ahlaksızdır. Bunun için şu anda Türk devletinin uyguladığı taciz ve tecavüz
olgusunu anlamak devletin yapısını iyi tanımaktan geçer. Tecavüz politikası
devletin bilinçli olarak uyguladığı iradesizleştirme ve yok etme sistemidir.
Yani katliamdan geçirme sistemidir. Bu politikanın özel olarak Kürdistan
bölgesinde uygulamaya konulduğu ise gözler önündedır. Bir yandan fiziki
katliamlar sürerken, bir yandan Kürt toplumunu iradesiz ve işlevsiz bırakmak
için ‘ince eleyip sık dokuduğu’ taciz ve tecavüz politikasını uygulamaktadır. Saldırılar sadece katliam, tutuklama, tecrit, işkence, açlık, savaş ve
ölüm olarak kalmıyor, aynı zamanda topluma yönelik en ağır hakaret ve tecavüz
olarak da yaşanıyor. Öyle yöntemlerle saldırı yapılıyor ki, adeta toplumsal
ahlak tümden bitirilmeye çalışılıyor.
Bugünlerde Dersim’in Pertek
ve Ovacık
ilçelerinde ortaya çıkan tecavüz olayları ve Gülistan Doku’nun kaybolmasıyla devam ettmesi, derinleştirilmiş
özel savaş kapsamında AKP-MHP faşist yönetiminin, Kürdistan’da çocuklara ve
gençlere yönelik planlı tecavüz politikalarını hayata geçirmiş olduğunun
göstergesidir. Bu tür durumlar zaman zaman basına yansısa ve belli bir tepkiye
yol açsa da, çoğunlukla gizli kapaklı yürütülmeye çalışılıyor. Birkaç yıl önce Siirt’teki bir ortaokulda
kız öğrencilere yönelik Türk devletinin polisleri
tarafından yapılan yaygın tecavüz ve fuhuş olayları basına yansıdığı halde
tecavüzcüler hakkında herhangi bir işlem yapılmadığı herkes tarafından
bilinmektedır. Şimdi Dersim’de de aynı sistem devam ettiriliyor.
Dersim’de taciz ve tecavüz olayları yaygınlaştırılırken, bir yandan da
insanlar kaybettiriliyor. Gülistan Doku kendi kendine kaybolmadı herhalde. Bu
kayboluş sistemli ve planlı bir kayboluştur. Bunun için Dersim’de ortaya çıkan
tecavüz olayları ve Gülistan Doku’nun kaybolmasına ilişkin şimdiye kadar ne
iktidardan ne de iktidara yakın muhalif partilerden herhangi bir açıklama
yapılmamıştır. Bu da devletin ve iktidarın sistemli bir şekilde çalıştığını
ortaya koyuyor. Yerin Dersim olarak seçilmesi önemlidir. Çünkü Dersim, Osmanlı ya da başka imparatorlukların
sınırları içinde yer almıştır. Ancak Dersim’de devlet ne ideolojik, ne
kültürel, ne de inançsal olarak varlığını hakim kılmıştır. Dersim, Kürdistan ve
Ortadoğu coğrafyasında devletler içinde hep özerk ve özgün bir yaşama sahip
olmuştur. Bu gerçekliği nedeniyle Türk devleti bir ulus-devlet olmaya karar verince Dersim’in bu karakteri hedef
alınmıştır. 1938’de soykırım
saldırısı yapılmıştır. Bu saldırıyla binlerce yılda oluşmuş Dersim kişiliği ezilmek
istenmiştir. Çünkü Dersim’de özlü ve özgürlük ruhlu Kürt gerçekliği vardır. Bunun için Dersim Ulus
devleti tarafından hedef haline getirilmiştir. Kürtlüğün çıbanbaşı görülmüş ve
bu yönde sindirilmeye çalışılmıştır. Ancak Dersim isyancı ve iradeli
kişiliğinden taviz vermeyerek özünü korumuştur. Bütün soykırım ve katliamlara
karşı devletli ve sömürücü
erkek egemenlikli uygarlığı kabul etmeyen Dersim gerçekliğini korumaktadır. Dersim, kadın özgürlük ruhunun hala önemli
düzeyde var olduğu demokratik uygarlıkta ısrar etmektedir. 1938’de bu binlerce yıllık demokratik
uygarlık değerleri tümden yok edilmek istenmiştir. Bu nedenle tüm kuşaklara
ibret olacak bir zulüm uygulanmıştır. Tüm yapılanlar bilinçli yapılmıştır. Bu gün Pertek ve Ovacık’ta ortaya çıkan tecavüz
olayları ve Gülistan Doku’nun kaybettirilmesi bu çerçevede ele alınmalıdır.
Türk devletinin Kürtler üzerinde tarihten bu güne kadar uyguladığı soykırımcı
ve tacavüz politikasının devamı olduğunun bilincinde olmak gerekir. Tarihten
kopuk yapılacak her değerlendirme eksik ve anlamsız kalır.
Sara GULAN
0
21
TR
KO
:” ”
:””
” “,
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html
Sara GULAN