01 Temmuz 2012 Pazar Saat 15:17
DTK ve BDP Eş başkanları, Diyarbakır’da 14 Temmuz günü yapılacak mitinge katılım çağrısında bulundu. DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, “Ya diyalog ve müzakere, ya da demokratik direnişle çözüm” derken, BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Tarihi sıçramalara yol açabilecek bir miting. Kürtler İstasyon Meydanı’na aksın” dedi.
BDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ile Gülten Kışanak ve DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, 14 Temmuz’da Diyarbakır’da yapılacak miting ile ilgili DTK binasında basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına BDP’li milletvekilleri ve belediye başkanları da katıldı.
Basın toplantısında konuşan DTK Eş Başkanı ve Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, BDP ile düzenleyecekleri mitingin içinde bulunulan süreç itibariyle son derece önem taşıdığını belirterek, şöyle dedi:
“Yine çatışmalı, acıların yaşandığı, ölümlerin yaşandığı bir sürecin içerisindeyiz. Gün geçmiyor ki ölüm haberleri almayalım. Gün geçmiyor ki cenazesiz bir gün geçirelim. Bu ülkenin doğusu da batısı da bu sorunun çözümsüzlüğünden dolayı acı çekiyor. Kürt meselesi kendi çözümünü dayatan bir meseledir. Artık bu sorun mevcut şekliyle sürdürülebilir olmaktan çıkmıştır. Ya bu mesele diyalog ve müzakere ile çözülecek, konuşarak çözülecek ya da Kürtler kendi meşru demokratik hakları talebinde, direnişiyle bu çözümü gerçekleştirecekler. Gerek DTK gerekse BDP’nin tüm çabası, bu sürecin diyalog ve barışla gerçekleşmesi yönündedir. Hükümetin politikası nedeniyle sorun bir kez daha bir tıkanma sürecini yaşıyor. Bir kez daha barışa dair, çözüme dair umutlar bu politika ve devlet aklı nedeniyle umutlar bir kez daha kırılıyor. Bu Türkiye’nin geleceği açısından son derece sıkıntılı bir durumdur. Hiç kimseye de bir yararı olmayan bir politika söz konusudur. Diyarbakır’da yapacağımız mitingle, tüm bu gelişmelere bu olup bitenlere, bir cevap vereceğiz. Halkımızla birlikte bir cevap vereceğiz. Gerçekten bu coğrafyada barış nasıl gerçekleşebilir, hangi koşullarda gerçekleşebilir, bu coğrafyada diyalogun yolu nedir, barışın ilkeleri ve esasları nedir, halk olarak bu iradenin açığa çıkarılmasını istiyoruz.”
‘SAYIN ÖCALAN’I, PKK’YI VE BDP’YI DIŞARIDA BIRAKACAK ÇÖZÜM ŞANSI YOKTUR’
Aysel Tuğluk, Kürt halkının iradesini ortaya koyduğunu diyalogdan ve barıştan yana tercih koyduğunu, değer ve muhataplarıyla barış istediğini söyledi. Tuğluk, Kürtler’in devlet tarafından tanınmasını istediğini belirterek, “Muhataplık bu mitingde ifade edeceğimiz bir husustur. Biz bu mitingde çözüme giden yolda gerçekleri dile getireceğiz ve halkımıza bir kez daha bunu açıklayacağız. Muhataplık konusunda bunu net ifade etmemiz gerekiyor. Kürt halkı muhatabını netleştirmiştir. Kürt halkı ’Sayın Öcalan benim irademdir’ diyerek muhatabını ortaya koymuştur. Devlete düşen şey halkın bu iradesine saygı göstermektir. Bunun dışında bu gerçeklerle yüzleşme yaşanmadığı müddetçe, çözüm formüllerinin hiçbirinin sorunu çözmek mümkün değildir. Ortada bir savaş vardır, bu savaş gerçekliği ile yüzleşmelidir. Ortada kırk bin insan yaşamını yitirmiştir. Bu insanların niçin yaşamını yitirdiğini anlamadan bu mesele çözülemez. Bir takım kırıntılarla, bir takım makyajlarla bu meseleyi çözeriz, kendi çözümümüzü gerçekleştiririz iradesi, bu memleketin doğusunda hiçbir karşılığı yoktur, olmayacaktır. AKP’nin bir demokratik dönüşüm yaşadığına inanmıyoruz. Barış ve çözüm umudumuzu elbette ki koruyoruz ama mücadelemize, direnişimize, değerlerimize güveniyoruz. Hiçbir şekilde yalvaracak, yakaracak şekilde değiliz. Bu ülkenin doğusunda AK Parti bilsin ki bu partinin hiçbir meşruiyeti kalmamıştır. Bu partinin Kürt meselesindeki kredisi bitmiştir. Bu gerçekliği göstermek için mitingde olacağız. Bu mitingde Sayın Öcalan’ın özgürlüğü meselesi de bir kez daha tüm kurumsal yapılarımız tarafından dile getirilecektir. Sayın Öcalan’ın özgürlüğü mümkündür ve bu bir halkın talebidir. Bu konuda komplekse girmeye gerek yok. Sayın Öcalan’ı, PKK’yi ve BDP’yi dışarıda bırakacak bir çözümün şansı yoktur.”
‘HALK İRADESİ VE GÜCÜNÜ GÖSTERECEK BİR MİTİNG OLACAK’
BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ise 14 Temmuz’da Diyarbakır’da düzenlenecek mitingin tarihi döneme denk geldiğini, halk iradesi ve gücünün ne kadar etkili olacağını gösterecek bir miting olacağını belirterek şunları söyledi:
“Bugüne kadar Kürt hareketi olarak halkımızın öz gücü, fedakârlığına inanarak hareket ettik. Bir halk olarak bütün dünyadaki özgürlük mücadelesi veren halklar gibi en ağır bedelleri ödeyerek bu günlere geldik. Bu toprakların görebileceği en büyük etkinlikleri gerçekleştirdik. Sokakta atılan hiçbir sloganın, atılan adımın, miting meydanlarında açılan hiçbir pankartın boşa gitmediğini, Ortadoğu’da bu Kürt halkını ciddi bir aktör haline getirdi. Kürt halkını uçurumun kenarında kurtarılarak, yeniden siyasi bir irade olmasına ne kadar katsı sağladıysa, Ortadoğu’da yeniden tarihin yazıldığı bir dönemde, bölge mitingi gerçekleştiriyoruz. Halkımızın eminim ki bütün olup bitenlerin farkındadır. Eğer bu dakikadan itibaren özgürlüğe dair bir tek adım ilerleyeceksek, bu bizim öz gücümüzle olacaktır. Özgürlük başkalarının bizlere vereceği bir lütuf değildir. Bu mitingin ortaya çıkaracağı sonuçlar da sıradan olmayacaktır. Bu mitinge birkaç katı daha güçlü olabileceğinden kuşku duymamalıdır. Hükümet de bu mitingin ortaya çıkaracağı sonucu iyi okumalı. Tıkanan diyalog sürecinin bu mitingde açığa çıkacağını görmelidir.”
‘TÜM ADIMLAR PROTOKOLLERİN TEKRAR GÜNDEME ALINMASI YÖNÜNDE OLMALIDIR’
Demirtaş, hükümetin adım atmak, diyalog isteği ve çözüm iradesi varsa, bu mitingin iktidarın iradesine verilecek en büyük destek olacağını söyledi. Demirtaş, mitingin, mevcut tıkanıklığın Oslo ve İmralı’da 2.5 yıl boyunca muhataplarıyla yürütülen müzakerede ortaya konulan protokollerin hükümet tarafından reddedilmesinden kaynaklandığını belirtti. Demirtaş, şöyle devam etti:
“Şu saatten sonra yürüyecek her mücadele, sürecin açılması konusunda atılacak her adım, bu protokollerin tekrar gündeme alması yönünde olmalıdır. Bu güne kadar Diyarbakır’da gerçekleştirilen en büyük mitinglerden birinin hazırlığını yapıyoruz.”
‘ÇÖZÜM VE BARIŞ ZAMANI GELMIŞTIR’
BDP Eş Başkanı Gülten Kışanak da çözümün, demokrasinin ve barışın zamanı geldiğini, buna inandıklarını Türkiye’de çözüm doğrultusunda, barış konusunda, adım atmama, çözümsüzlükte direnmenin halka karşı büyük sorumluluk altına girmek olduğunu söyledi. Kışanak, şöyle dedi:
“Biz bir kez daha bu mitingle Ankara’ya, hükümete, devlete, Kürt halkının barışa hazır olduğunu, Kürt halkının çözüme hazır olduğunu, Kürt halkının çözüm konusunda projesinin hazır olduğunu, muhataplığa hazır olduğunu göstermek istiyoruz. Kimse bu mitingden sonra ’Ben Kürt sorununu nasıl çözeceğimi bilmiyorum’, ’Yol haritası nedir? Nasıl bir yol haritası’ diyemez. Biz demokratik bir çözümün ve barışın vaktinin geldiğine inanıyoruz. Bunu ortaya koyan, bunu herkesle paylaşan bir miting yapacağız. Tıkanan sürecin önünü açacaktır bu miting. Diyalog ve müzakerelerin başlamasına yeniden vesile olacaktır. Kürt halk önderi Sayın Öcalan’a bu diyalog ve müzakere süreci içerisinde, rolünü oynayabileceği şartların oluşturulması gerekiyor. Sayın Öcalan temel aktördür. Özgürlük, güvenlik ve sağlık koşullarına kavuşturulmalıdır. Türkiye’nin geleceğini birlikte, ortak, eşit demokratik bir yaşamın henüz ortadan kalkmadığını düşünerek, herkesin bu mitinge güçlü katılmasını bekliyoruz.”
‘SAMİMİYET TESTİ PROTOKOLE YAKLAŞIMLA ORTAYA ÇIKAR’
Daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Selahattin Demirtaş, Başbakan Erdoğan ve Diyarbakır bağımsız Milletvekili Leyla Zana arasında yapılan görüşme ve Zana’nın bugün yaptığı açıklamalar için şunları söyledi:
“İnşallah hayırlı olur’ diyelim. Hayırlı olması da Başbakan’ın az önce ifade ettiğim İmralı- Oslo protokollerine yaklaşımı ile doğrudan bağlantılıdır. Samimiyet testi protokole yaklaşımla ortaya çıkar. Ümit ediyorum ki Başbakan bu kendisine sunulan şansları değerlendirmeli. BDP olarak ortaya çıkacak her türlü katkıya da olumlu bakacağız. Uzun süredir top başbakandadır.”
Abdullah Öcalan’ın İmralı’da olmadığı ve Bursa’da MİT’e ait bir misafirhanede zaman zaman kaldığı ile ilgili iddiaların gündeme getirilmesi ile ilgili bir soru üzerine Demirtaş, “Bizim bildiğimiz şudur, Sayın Öcalan 1999 yılından beri İmralı’da 10 metrelik bir beton çukurda kesintisiz bir işkence altındadır. Ne bir misafirhanede, ne de başka bir yerdedir. Devlet tarafından bir halkın ’Önderim’ dediği 10 metrelik bir çukurda, işkence altındadır. Uygulanan tecrit bilinçli bir devlet politikasıdır. İmralı bir işkence sistemidir. Sayın Öcalan da 13 yıldır bu işkenceye karşı direniyor” dedi.-Amed
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info