06 Şubat 2010 Cumartesi Saat 08:59
12.00
0
21
TR
 
Can alıcı sorulardan biri Türk devleti gibi ittihatçı
zihniyetle donatılmış bir devletin bu kadar karmaşık ve kirli oyunları neden
AKP ile yürütmek istediğidir. Bu soruya doğru yanıt bulmak oldukça önemli
olmaktadır. AKP etrafında Kürtlere karşı geliştirilen tasfiye politikalarının
kilidi bu soruda gizlidir. Zira AKP deyip geçmemek gerekir. Özel örgütlenme ile
oluşturulan AKP adındaki partinin uyguladığı kirli ve özel politikalar Kürt ve
Türk halkı arasında belki de yüzyıllara yayılacak yeni çatışma sürecini
geliştirmeye adaydır.
İttihatçı-Ergenekoncu Zihniyet Kirli Oyunlarını AKP ile
Yürütmek İstiyor
Mevcut yürütülmeye çalışılan konsept ve geliştirilen
siyasetin AKP ile yürütmesinin önemli nedenleri var. Evvela Türk devleti esas
özünü teşkil eden ittihatçı-ergenekoncu-faşist yöntemlerle 30 yıl boyunca
PKK’ye karşı yürüttüğü kirli ve özel savaştan sonuç alamadı. Bu amaçla
kullandığı bütün partiler birer birer tarihin çöp sepetine atılmaktan
kurtulmadı ve Türk devleti kurumsal olarak Kürdistan’daki varlığını kaybetti.
Artık oluşan yeni konjöktürde ya Kürt halkını kabul edip sorunu çözecekti ya da
yedekte beklettiği ve dini inançtan dolayı Kürt halkına daha fazla yakınlık
kuracağı düşünülen İslami kılıklı yapılanmayı iktidara getirip savaşı
sürdürecekti. Bu ikilem içinde bocalayan Türk devleti en sonda tercihini İslam
maskesini takan AKP gibi bir oluşumu ortaya çıkarıp iktidar yapmaktan yana
kullandı.
Türk derin devleti yani gladyosunun bu siyasi taktiği
ABD’nin Ortadoğu projesine de uyduğu için ortada sorun adına bir varlıktan söz
edilemez. Mevcut durumda AKP, ABD’nin Ortadoğu politikasına en iyi uyan siyasal
yapı olarak karşımızda durmaktadır. Çünkü Obama ile Müslüman devletlerle yeni
bir sayfa açan ABD, bozulan imajını siyasal islama dayanarak onarmaya çalışıyor.
AKP Türk Gladyosunun Siyasi Kanadını Temsil Ediyor
Zaten AKP “gladio operasyonu adı altında Ergenekon adıyla
denetim dışına çıkmış, rant ve çıkara bulaşmış kişilere karşı operasyonu ABD
desteği ile yapıyor. Aslında burada da büyük bir kandırmaca var. AKP hiçbir
zaman gerçek anlamda Gladionun Türkiye örgütlenmesi olan Ergenekonun üzerine
gitmedi. Operasyonlarla tutukladığı kişiler Ergenekon yapılanmasının denetimi
dışına çıkmış, bireysel rant ve çıkara bulaşmış, sapıklaşmış küçük bir gruptan
ibarettir. AKP’nin ne Gladio, ne de Ergenekon yapılanmasının üzerine gitme gücü
yoktur. Aksine gerçek Ergenekon yapılanmasıyla son derece uyumlu ilişki ve
işbirliği içerisinde bulunuyor. Gladionun Türkiye versiyonu olan ve derin
devlet yapılanmasını oluşturan gerçek Ergenekon tüm gücüyle ayakta kalmaya
devam ediyor.
Son günlerde basında yoğun işlenen “kozmik oda aramaları ve
tartışmaları da aynı yanılsama girişiminin devamıdır. Kozmik oda aramaları
denetim dışına çıkma potansiyele sahip ordu, özel harp elemanları vs gibi kurum
ve kişilere gözdağından öte bir şey değildir. AKP, ABD’nin desteği ile
geliştirdiği bu tür operasyonlarla derin yapılanmalara “varlığınızı sürdürün
ama benden habersiz bir şey yapmayın mesajını. Bu temelde Türk derin devleti, ABD’nin desteği ve aklıyla ama AKP
vasıtasıyla Türk devletini çağın koşullarına uyarlama noktasına taşımaya
çalışıyor.
AKP Türk Devletinin Son Mevzisidir
AKP, Kürtleri tasfiye etme göreviyle iktidara getirilmiş
özel bir örgütlenmedir. İktidarda kalması Kürtlere karşı geliştirilen tasfiye
konseptinden sonuç almasına bağlıdır. AKP ve Tayyip Erdoğan bu durumu iyi
bildiği için tüm oyunlarını ve hesaplarını Kürtler üzerinde yapan bir siyaset
izliyor. Oyalama ve çürütme siyaseti Kürt özgürlük mücadelesi tarafından
deşifre edildiği için hiç kimse tarafından tahmin edilmeyen bir zamanda Kürt
legal kurumları ve seçilmiş belediye başkanlarına yönelik kapsamlı operasyon
talimatını verdi. AKP kendisine verilen görev gereği ya Kürt özgürlük
mücadelesini tasfiye edecektir, ya da tasfiye olacaktır. Yani kaderi Kürt
özgürlük mücadelesinin durumuna bağlıdır. Bu kadar pervasız yönelim emrini
vermesi bundandır.
AKP, devletin kendisine tanıdığı iktidar fırsatının Kürtler
karşısında başarıya endeksli olduğunu bildiği gibi, başarısızlık durumunda çok
ağır cezaya çarptırılacağını iyi biliyor. Başarısızlıktan sonra hezimete
uğramamak için fırsat buldukça kurumlara sızarak kadro yerleştirmekten geri
kalmıyor. Bununla beraber Ortadoğu sahasında da geliştirdiği siyaset ve
diplomasi ile modelini diğer bölge ülkelerine uygulama yolunda çabalar
harcıyor.
Derin Devlet AKP ile Çağa Uyarlanmış Yeni Bir Darbe
Yapmıştır
Bu çabalar AKP’yi kurtarır mı sorusu ayrı bir yazı konusudur
ama Türk devletinin AKP eliyle DTP ve BDP’ye yönelik geliştirdiği operasyonları
sürdüreceği kesindir. Çünkü varlığı buna bağlıdır ve bunun farkındadır. Mevcut
durumda AKP Türk devletinin Kürdistan’daki son direniş mevzisidir. Bu mevzi de
düştüğü zaman artık Türk devletinin Kürdistan’da kalma şansı ortadan
kalkacaktır. Türk devleti bu mevzinin yani AKP’nin Kürdistan’da düşmemesi için
her türlü yöntemi uygulamaktan geri durmayacaktır.
Hiç kuşkusuz ki bu yöntemlerin toplamı yeni bir 12 Eylül
faşist darbesi anlamına da geliyor. Ama içerik ve yöntem olarak çağa uyarlanmış
bir darbedir bu. Geçmiş yıllarda Kürt illerinde olağan üstü hal ilan
ediliyordu, değişen dünyada bu yönteme yer olmadığı görüldüğü için bu sefer
Kürtlere özel yasalar çıkarılıyor. Türk derin devletinin AKP eliyle Kürtlere ve
kurumlarına karşı geliştirdiği yeni darbeye “hukuk ve yargı kılıfı
giydirilmiştir. Hukuk ve yargı darbesi ile Kürtler siyaseten tasfiye edilmek
amaçlanıyor. Ama bu kılıf darbe ve tasfiye konseptine meşruiyet
kazandıramayacağı gibi, sonuç alması da mümkün görünmüyor.
Peki bundan sonrası ne olabilir? Ne tür gelişmeler
yaşanabilir? İçin can alıcı noktası tam da budur. Hemen şunu hatırlatmak
gerekir ki, AKP mevcut yürürlüğe koyduğu tutuklama-tasfiye politikasıyla büyük
bir risk almıştır. Eğer bu politikada başarısız olursa –ki veriler onu
gösteriyor- iktidarda kalması söz konusu olamayacaktır. AKP’nin iktidarda
tutulmasının en temel nedeni olan Kürtleri kontrolde tutma politikasının boşa
çıktığı anda AKP’nin geleceği de belirsizleşir. Bu belirsizliği AKP tarafından
yürütülen tasfiye politikalarının çatışmalı sürece davetiye çıkarması ve bu
eksende bahar aylarında yoğunluk kazanacak çatışmaların ortaya çıkaracağı
siyasi tablo çözecektir.
Şahan Dicle
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info