01 Şubat 2020 Cumartesi Saat 07:56
Asimilasyona direnen Kürtler katliamlara
ve saldırılara uğramış, toprağından sürgün edilmiş, cehennem hayatı yaşamış, hayat
kendisine zindan edilmiş, Kürdistan bir savaş ülkesi haline getirilmiştir. Yüz
yıl önce Kürdistan dört parçaya bölünmüş, Kürtler birbirinden koparılmış, yakın
akrabaların arasına bile tel örgüler çekilmiştir. Dört parçadan birinde otonomi
ya da özerklik gibi statü kazanma bile Türk devletinin uykularını kaçırmış,
rahatsız etmiştir.
Kürdistan’ın dört parçaya bölünmesi
emperyalizmin bir planıydı. Bu plan yüz yıl uygulandı ve imkan bulurlarsa bir
yüz yıl daha bu planı uygulamak istemekteler. Ancak Kürtlerin ulusal bir
önderliğe sahip olmaları, ulusal bilinç ve birliğe ve örgütlülüğe ulaşmaları bölgenin
katı ulus devletlerinin Kürt inkarını kırmış, Kürt sorununun çözümünü
gümdemleştirmiş, ilgili devletleri, en azından Kürt yoktur diyemez hale
getirmiş, Kürdistan’da siyaseten etkisiz hale getirmiş, bitirmiştir. Gelinen
aşamada Türk devleti, Kürdistan’da siyaseten tükenmiştir. Kürtlerin ulusal
önderlik ve güce sahip olmaları, emperyalizmin yeni dönemde bir yüz yıl daha tavşan
kaç tazı yakala siyasetini de etkisizleştirmiştir.
Yüz yıl önce, Kürtlerin ulusal
önderlikten, bilinçten ve birlikten yoksun olmalarından nemalınarak, Kürtleri
hem böldüler hem de asimile olmalarının önünü açtılar. Kendilerine bağımlı katı
ulus devletler de kendilerine hizmet
ettikleri sürece, bunu uygulamaları konusunda her türlü desteği verdiler.
Dikkat edilirse, Kürtleri aslında bölgede kurdurulan katı ulus devletleri
terbiye etmek için koz olarak görüyorlar. Saddam eğer İngiltere ve Amerika’ya
karşı çıkmasaydı, Güney Kürtlerine destek vermeyecekler, tam tersi ezilmeleri
konusunda Saddam’a destek verirlerdi, Bakur’da Türk devletine verdikleri destek
gibi. 1958’de İngiliz kuklası Kral Faysal’ın Sovyet destekli General Kasım
önderliğinde sol subayların ağırlıkta olduğu bir müdahale sonucu yıkılması,
Irak’ta Arap milliyetçiliğine dayalı küçük burjuva sol bir sistemin ortaya
çıkmasına yol açmıştı.
Irak’ta BAAS partisi milliyetçi
olsa da, 1979’e kadar, belli ölçülerde sosyalist ve halkçı bir çizgiye de
sahipti. 1970’de Irak/BAAS yönetimiyle belli bir anlaşma yapılarak, Güney’de
özerklik ilan ediliyor. Kürtler kendilerini özerklik temelinde yönetiyorlar.
Güneyli güçlerin ulusal demokratik bir çizgiye sahip olmamaları günümüze kadar
devam eden istikrarsızlığa yol açmış, 1979’da iktidara gelen Saddam ve ekibi, BAAS
partisini sosyalist çizgiden uzaklaştırıp, tam bir dikta rejimine gitmiş,
Kürtler Türkiye’deki kadar inkar edilmese de ama resmi rakamlara göre binlerce
Kürt öldürüldü. Birçok yerde binlerce insanın gömülü olduğu toplu mezarlar
bulundu. İnkar etmiyorsun ama katlediyorsun, baskı ve işkence yapıyorsun.
Saddam Halepçe’de katliam yaparken, Irak devlet radyosu’nda Kürtçe şarkılar
bile söyleniyordu, ama Kürtler özgür değillerdi.
Güneyli güçler, ulusal demokratik
ve devrimci bir çizgiye sahip olsalardı, sahip oldukları özerklikle hem Irak’ı
demokratikleştirecekler hem de Saddam gibi bir canavarın ortaya çıkmasını
engelleyeceklerdi. Özgürlük Hareketi o dönemler Güney’de yönetim olsaydı, bugün
bambaşka bir Irak, Kürdistan, Türkiye ve Ortadoğu olacaktı. Kürtlerin en çok
inkara uğradığı ve asimile edilmek istendiği ülkenin Türkiye olduğunu
unutmayacağız. Bu açıdan kuşkusuz her parçada güçlü olacağız ama en çok
Bakur’da güçlü olacağız. Çünkü sorunun en ağırı ve nufusun çoğunluğu
Bakur’dadır. Bakur’da demokratik ulus yaşamsal hale gelirse, diğer parçalar da bundan
etkilenirler. Tabi ki diğer parçalardaki bir demokratikleşme de Bakur’u bir şekilde
etkiler, inkarı kırar.
Kürdistan’ın bir parçasında
meydana gelen bir değişiklik diğer parçayı da etkiler ve o parçadaki inkar rejimine
darbe vurur, Kürt sorununun çözümünü dayatır. İşte Rojava bu konuda Kürtler
için önemli bir dönüm noktası olma niteliğine sahiptir. Türk devleti her
seferinde neden Rojava’ya saldırıyor? Çünkü Rojava Kürtleri statü sahibi
olursa, sıra Bakur Kürtlerine gelecek ve yüz yıllık inkarı ve Kürtleri
Türkleştirme planları bitecek. Rojava ve Efrin saldırılarını bu çerçevede ele
almak ve değerlendirmek gerekiyor. Kürtlerin bir parçada statü sahibi olması,
diğer parçadaki inkarı bir şekilde darbeler, etkisizleştirir.
Rojava ve diğer parçalarda
Kürtlerin statü sahibi olmasını engellerse, Bakur’da daha rahat asimislasyonu hayata
geçireceğinin hesabını yapmaktadır. Yoksa kendi Kürtleriyle barışmış bir
Türkiye’nin başka parçadaki Kürtlerle ne sorunu olabilir. Hatta elinden gelse
bütün parçalardaki Kürtleri bir kaşık suda boğar. Kürtlerin ulusal önderliğe,
birliğe ve bilince sahip olmaları, görüldüğü gibi, inkar rejimine ve yüz yıllık
tavşan kaç tazı yakala sistemine darbe vurmuştur. Kürtler ulusal temelde ne
denli güçlü olurlarsa, inkar sistemi de o denli bir yıkım yaşayacaktır.
İnkar sistemi aslında Kürtlerin ruhunda, zihninde yıkıldı. Türk devletinin askeri
olarak saldıları ve operasyonları yapması ve dünyayla her türlü kirli pazarlığa
girmesi bu nedenledir.
Yasal zeminde de Kürt
belediyelerine kayyumların atanması ve HDP üzerinde görülmedik bir baskı ve sindirmenin
olması ve İmralı tecridini böyle değerlendirmek gerekiyor. Kısacası Türk
devleti, Kürtleri asimile etme hedefinden vazgeçmemiştir. Kürdistan’ın her
yerine saldırılar yapmasının nedeni budur. Özgürlük Hareketi’ne yönelik olarak da
yaptığı operasyonları bu çerçevede ele almak gerekiyor. Özgürlük Hareketi aktif
olarak var olduğu sürece, Kürtleri asimile edemeyeceğini çok iyi biliyor. Her
parçada Kürt Özgürlük Hareketi’ne saldırılar yapmasının nedeni budur. Ancak
Türk devletinin, Kürtleri asimile etme şansı yüzde sıfıra inmiştir. Ulusal
önderlik ve ulusal birliğin, bilincin olmadığı geçmiş yıllarda bile bunu
başaramayan bir inkar sisteminin, şimdiki şartlarda Kürt gerçekliğini ve
realitesini kabul etmekten başka seçeneği yoktur. Savaşta, saldırılarda,
asimilasyonda daha fazla ısrar etmek, çözüme gelmemek Türkiye’yi bitirir.
Gelinen aşamada, Türkiye ya demokratik ulus çizgisine gelir, Kürt sorununu
çözer demokratik ve özgür bir ülke olur, ya da sonu Osmanlı gibi olur. Başka
seçeneği kalmamıştır…
Kemal SÖBE
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html