08 Mart 2014 Cumartesi Saat 08:30
Diyalog ve ateşkes süreci bir yılını doldurdu. Erdoğan ve AKP’si bir adım atmış değil. Müzakere ve kalıcı barış için güven verecek adımlar atması dayatılıyor ve bekleniliyor. Sürecin bu şekilde, tek taraflı yürüyemeyeceği söyleniliyor. En son Kürt Halk Önderi Öcalan, Erdoğan’a seçimlere kadar zaman verdi.
Görülen o ki, Erdoğan ve yandaşları kendilerine tanınan bu fırsatı doğru değerlenmeyecekler. Atılması gereken en kolay ve en pratik adımları bile atma dürüstlüğünü göstermeyecekler. İki adım ilerisini göremiyorlar. Siyasi miyopluğa yakalanmış durumdalar. Erdoğan, kendi postunu nasıl kurtaracağının derdine düşmüş. Bu panikle sağlıklı düşünemiyor ve göremiyor.
Erdoğan, çıkardığı yasa, yönetmelik ve kanunlarla postunu kurtaracağını sanıyor. 17 Aralık’tan sonra, atak panikle polislerin yerlerini değiştirme ve görevden almalarla Gülencilerin önünü alacağını sandı. Aynı paralelde savcılara yöneldi. Yetmedi, MİT yasasını çıkardı. O da yetmedi HSYK. Daha da ileriye giderek İnternet yasasını, peşi sıra gündeme koyarak meclisten geçirdi. Daha bir sürü yasa çıkaracağa benziyor.
İyi ama bu yasalar Erdoğan’ı kurtaracak mı? Kesin bir hayır. Erdoğan, daha halen neyle ve kimlerle karşı karşıya olduğunun farkında değil. Birkaç yasayla, birkaç kişiyi görevden alarak, sürgün ederek, bağırarak-çağırarak, Kasımpaşalık yaparak bu operasyonun üstesinden geleceğini sanıyor. Geçmişten, Ortadoğu’dan ve dünyadan olup bitenlerden habersizdir. Olup bitenleri görmüyor ve anlamıyor. Hemen yanı başında, Saddam’ın başına gelenleri bilmeyen yok. Saddam, istihbaratından ordusuna, yargısından yasamasına, polisinden gazetecisine, işadamından öğretmenine kadar her şeyin sahibiydi. Kendisini bir tanrı ilan etmediği kalmıştı. İşte Suriye’nin Beşar Esat’ı. Saddam’dan geri kalır bir yanı var mı? İşte Mısır’ın Mursi’si ne halde. Bunlardan ders çıkaramıyorsan, al sana Ukrayna. Ukrayna’nın Yanukoviç’inin başına neler getiriliyor ve şimdi nerede. Anlaşılan o ki Rusya postunu kurtarmış. Peki, Erdoğan’ınkini kim kurtaracak. Erdoğan Saddam’ın, Beşar’ın, Mursi’nin, Yanukoviç’in yolunu takip ederek bir yere varamaz. Faşizan yasalar çıkartmakla, sağı-solu tehdit etmekle ancak kendi sonunu getirir. Keskin sirke küpüne zarar verir.
Ayrıca, Erdoğan’ın birkaç noktadaki ciddi yanılgısının altını çizelim
Birincisi, Kürt Özgürlük hareketinin ve Türkiye demokrasi güçlerinin sabrı sınırsız değildir. Erdoğan ve AKP’sine şans ve fırsat veriyorlar. Ancak Erdoğan, bu güçlerin “çantada keklik olduğunu sanıyor. Rüya görüyor. Savaş kapıya dayandı. TSK’nin geliştirdiği askeri operasyonlar bu mesajı veriyor. Şırnak’ta başlayan çatışmaları görmüyor. Eğer Erdoğan Kürt Özgürlük hareketini ve Türkiye demokrasi güçlerini kandıracağını sanıyorsa avucunu yalar. 30 Mart’a kadar yapacakları, kaderini tayin edecek. “Hükümete saldırı var, darbe yapacaklar söylemine kimse inanmaz.
İkincisi, Erdoğan, eğer demagojik üslubu ve popülaritesiyle kendisini kurtaracağını sanıyorsa, yine yanılıyor. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Dilbazlık ve sihirbazlık postu kurtarmaya yetmez. Bu işler, öyle mitinglerde bas bas bağırmak ve nutuk atmak kadar kolayı değil. O yollarda nice kişiler, katiller geçti Ecevit, Demirel, Türkeş, Erbakan, Özal, İnönü, Çiler, Yılmaz, Baykal, Karayalçın. Erdoğan, bunların nasıl tarihin çöp tenekesine atıldığını iyi okumalı. Bu yakın geçmişten ders çıkarmalı. Kürt özgürlük hareketinin öyle hafife alır bir yanı yok. “Ben gidersem çözüm süreci de gider kandırmasını kimseye yutturamaz. Bu halk ve mücadelesi, senin gibi daha nicelerini çöp tenekesine atacak.
Üçüncüsü, Erdoğan ve AKP’si 30 Mart seçimlerinde, istedikleri oranda oy alırlarsa, bu operasyondan kurtulacaklarını sanıyorlar. Tarihi bir yanılgıdır bu. Anlamadığı bu operasyonun oy oranıyla alakalı olmadığıdır. Yüzde 60 oranında da oy alınırsa bu hiçbir şeyi değiştirmez. Erdoğan’a, kendi yaşadığı bir tecrübesini hatırlatıp soralım Erbakan’ı nasıl bitirdin? Senin sonun daha da trajik olacağa benziyor. Bugün ortaya çıkan ses kayıtlarıyla (Erdoğan ve Oğlunun) verilen mesaj nettir. “Ya bitireceği ya bitireceğiz deniliyor.
Erdoğan anlamasa ve inanmasa da biz yinede söyleyelim. Erdoğan ve taifesini kurtaracak olan tek yolu demokrasidir. Kurtuluş ve çözüm reçetesidir. Tam da bu zamanda, faşizan yasalar yerine demokratik yasalar çıkarmalı. Kürt Halk Önderi Öcalan’la müzakereleri başlatmalı ve adım atmalıdır. Bunları yaparsa “paralel devlet söylemi inandırıcı olur. Aynı zamanda paralel devlet boşa çıkar. Çünkü paralel devletin beslendiği kaynaklar anti demokrasi ve anti Kürtlüktür. Derin devletin-Gülencilerin şah damarıdır bunlar. Varlığı bu iki gerekçeye dayanıyor. “Demokrasiyle ve Kürtlerle savaşan bir mekanizmadır bu. Formül şu: Çözüm süreci ne kadar uzar ve ne kadar anti demokratik yasalar çıkarılırsa, Paralel Devlet-Gülenciler o kadar güçlü olur. Erdoğan ve tayfası da o kadar erken gider. Eğer Erdoğan’ın birazcık aklı varsa bu iki noktadan Cemaati boşa çıkarabilir. Kendi postunu da kurtarabilir. Kürt sorunun demokratik barışçıl çözümü Kürtlere ve Türkiye halklarına ne kadar lazımsa o kadar da Erdoğan ve taifesine da lazım.
Fırat Bezar
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.org – www.navendalekolin.com – www.lekolin.net – www.lekolin.info