17 Kasım 2009 Salı Saat 12:50
Kuzey Kürdistan’a sınır şehri olan Zaxo, Güney Kürdistan’dan Türkiye’ye
açılmanın ilk güzergâhı olmaktadır. Saddam’ın Kuveyt’i işgal etmesinden
sonra gelişen olayların bir sonucu olarak 1991 yılından sonra Güneyli
Kürtlerin denetimine geçti. İbrahim Halil ya da Habur sınır kapısı
yoluyla yılda milyarlarca doların gayrı meşru yollardan elde edildiği
karanlık bir ticaret trafiği bu alanda yapılmaktadır.
Kuzey
ile Güney Kürdistanlı savaş ağalarının büyük gelir elde ettiği bu
kapıda büyük bir rant sermayesi dönmektedir. Hiçbir ulusal ve uluslar
arası resmi işleme tabi tutulmayan ve görünmeyen bu rantın kimlerin
hesabına yatırıldığı ya da geçirildiği bilindiği halde, bu trafiğin son
hız devam etmesi halk arasında büyük tepkilere neden olmaktadır. Öte
yandan daha önce Güneyli Kürt partilerinin savaş nedeni saydıkları ve
bunun için binlerce Kürdün bu rant savaşında öldüğü de herkesçe
bilinmektedir.
Özellikle Türk devlet rantçılarıyla birlikte
mafyavari karanlık işlerin 1991’den beri Habur sınır kapısından
yürütüldüğü herkesçe bilinen bir gerçekliktir. Milyarlarca dolar mazot
kaçakçılığının 1991’den beri Zaxo – Silopi hattında yapıldığı ve bu
gelirin Güneyli güçler ile Ergenekon tipi çetelerin eline geçtiği gün
yüzüne çıkmıştır. Güney Kürdistan’da bu gelir pastasından en büyük payı
alanın Barzani ailesi olduğunu söylemeye zaten gerek yoktur.
Türkiye – Güney Kürdistan Rant Hattı
Saddam
Hüseyin’in devrilmesinden sonra Irak sınırları ve özellikle İbrahim
Halil (Habur) sınır kapısının gelirleri tartışma konusu olmuştur.
Ellerindeki büyük pastayı kaptırmak istemeyen KDP ve Barzani ailesi
yeni yollar aramaya başlamıştır. Uluslararası kanunlara göre eninde
sonunda kapıyı ortak hükümet ve devlete devretmek zorunda kalacağını
kabullenen bu güçler gizli ceza kesme, vergi alma ve petrol satma
yerleri inşa ederek gümrük dışında yeni gümrük yerleri açtılar. Yeni
peronlar ve sahalar açarak İbrahim Halil sınır kapısına varmadan etrafı
duvarlarla örülmüş sahalardan gümrükleme yapmaya başladılar.
Şirketlerden, şoförlerden ve arabalardan mazot, benzin vs gizli gümrük
cezası almaya başladılar. Irak merkezi hükümetine bağlanmayan ve
Kürdistan federe hükümetine aktarılmayan bu gizli gümrükleme
sahalarında yılda milyarlarca dolar gelir elde edildiği tespit
edilmiştir. Güneyli halkın çalışma alanlarına da müdahale edilerek,
onlardan da resmi işlem adı altında rant ve rüşvet alınmaktadır.
Neçirvan Barzani’nin “bütün sınır gelirleri merkezi hükümete
bağlanmıştır sözü, bu temelde gerçeği yansıtmamaktadır. Ama merkezi
hükümetin sınır kapısı dışında kurulan sahalarda gizli gümrükleri
denetleme yetkisi olmadığından dolayı sadece sınır kapısındaki
gelirleri denetleyebilmektedir. KDP ve Barzani ailesinin adamlarının 5
ile 10 km dışarıda kurmuş oldukları sahalardan elde edilen gelirleri
ise kimse bilmemekte ve soruşturmamaktadır. Bu yerler Beton Sahası,
Saha Tozê, Ari Petrol, 5 Dolar Sahası vs olarak bilinen yerlerdir.
Zaxo’dan Habur sınır kapısına giden sınır güzergâhında kurulmuş bu
sahalar adeta para basmaktadırlar. Sessizce günde 100 milyon dolar
rantın döndüğü bu sahalardan elde edilen gelirleri kimse
sorgulamamaktadır. Kürt kamuoyundan, uluslar arası makamlardan ve Irak
merkezi hükümetinden gizlenen bu gerçekliklere göre Zaxo – Tawkê ve
Süleymaniye – Tak Tak bölgelerinden çıkarılan ham petrol Hewlêr,
Süleymaniye ve Duhok’ta (Kaş bölgesinde) kurulan rafinerilerde gizlice
işlenerek Güney Kürdistan piyasasına ve Türkiye’ye arabalar yoluyla
mazot ve benzin olarak satılmaktadır. Görünürde Kerkük – İskenderun
boru hattına bağlanmış bu sahalardan hat yoluyla akan petrolün
yarısından fazlası ise bu biçimde gizlice Türkiye’ye satılmaktadır.
Kanada, Norveç ve Türkiye şirketlerinin ortak kurdukları Tawkê ve Tak
Tak petrol sahalarından çıkarılan petroller Ari Petrol, Newroz ve Hêja
gibi petrol sahalarından kaçak olarak Türk arabaları ve TIR’larına 750
ile 1500 litre arasında yükleme yapılarak İbrahim Halil (Habur) sınır
kapısı üzerinden Türkiye’ye gönderilmektedir. Son 2 yıldır Habur sınır
kapısı gece – gündüz hiç durmadan çalışmaktadır. Türk yetkilileri de
yaptıkları açıklamalarda Habur sınır kapısından bir yıl içerisinde,
bütün TC sınır kapılarından iki kat daha fazla araba giriş – çıkışının
gerçekleştiğini duyurdular. Bu da gizli rantın ne kadar çok döndüğüne
işaret etmektedir.
Rantın Altındaki Siyasi Amaçlar
Siyasal
amaçlar doğrultusunda düşünüldüğünde ise Türkiye’nin temel amaçlarından
birisinin önümüzdeki süreçte Güney Kürdistan ile ilişkilerini daha da
güçlendirerek ve Güneyli güçleri mal ve servet sarhoşluğuna koyarak,
Kürt Özgürlük Hareketini “Kürt sermayesi ile vurmaya ve yine aynı
sermaye ile operasyon maliyetlerini çıkarmayı planladığı
anlaşılmaktadır. Zaten Güneyli güçlerin bu yönlü görüşlerini bizzat
Türkiye’ye aktardıkları belirtilmektedir. Neçirvan Barzani’nin
Türkiye’ye, “Irak hükümeti bize % 17’lik petrol hakkımızı vermiyor.
Gelin % 50’sini sizinle paylaşalım, bizi koruyun dediği
belirtilmektedir. Bunun için Türkiye’de bir “Özal çizgisi nin günümüz
versiyonunun zemini oluşturulmaktadır. Diğer taraftan ise Kürtlerle
hiçbir şeyi paylaşmak istemeyen “Doğan Güreş çizgisi nin yeni
versiyonunun ise buna karşı çıkarak derin bir çelişki doğurduğu
belirtilmektedir. Hangi rant çizgisinin kazanacağı ise şimdilik meçhul!
Ama
rantın kendi kazanında pişirdiği gerçeklikler ise her şeye rağmen
gizlice yürütülmektedir. Başkalarına Kürdistan’da yatırım yapılması
çağrısını yapan Neçirvan Barzani ve diğer KDP yetkililerinin kendileri,
nedense Güney’de yatırım yapmamaktadırlar. Dubai ve İsviçre gibi
yerlere yatırım yapmayı tercih etmektedirler. Diğer yandan rant
üzerinde Irak’la girmiş oldukları petrol polemiği kadar, Kerkük
üzerinde de yoğunlaşsalardı şimdiye kadar Kerkük sorununu çoktan çözmüş
olacaklardı. Yoksa “Kerkük sorununu çözsek de gelirleri sadece bizim
olmayacak, halka da akacaktır, onun için kafa yormaya değmez diye mi
düşünüyorlar!
Zaxo’da Dönen Milyarlarca Dolar Rant
Bu
gerçekliklerin yanı sıra sadece Zaxo şehrinde yıllık olarak dönen rant
gelirlerini irdelemekte yarar vardır. İbrahim Halil gümrüğünün dışında
kurulan Saha Qîrê ya da Saha Beton diye adlandırılan sahanın temelleri,
1992’de PKK’ye karşı Güneyli güçlerle TC’nin yürüttüğü savaş esnasında
atıldı ve 1995’te pazar yeri olarak Türkiye ve Kuzeyli şoförlere
açıldı. Etrafı duvarlarla çevrilmiş saha, dışarıdan içerisi
görülmeyecek tarzda yapılmıştır. Sahanın içerisinde 400 dükkân, 2
kahvehane, 1 pastane, 1 lokanta, 2 büyük tuvalet yeri ile abdesthane
bulunmaktadır. KDP bu sahayı gizli bir ihaleyle “şehitleri adına kendi
üyesi zenginlere dağıttı. Resmi kaynaklara göre her dükkân 15 bin eski
Irak dinarı yani 1500 dolar yapmaktadır. Dükkânlardan elde edilen para
600.000 dolardır. Lokanta, kahvehane ve diğerleri de 40.000 dolardan
satılarak rant sağlandı. 1995 ile 2003 tarihleri arasında Türkiye’den
gelen araçlara mazot cezası kesilmekteydi. Bu süreçte bu şekliyle
yıllık olarak elde edilen rant geliri ise ortalama 288.000.000 (milyon)
dolar tutmuştur.
2003’te ABD’nin Irak’a müdahalesiyle değişen
Irak rejimi merkezi-federal biçime dönüşüp de İbrahim Halil sınır
gümrüğünün denetiminin de merkezi hükümete geçmesinden sonra elindeki
rantı kaybetmeyi göze alamayan Barzani ailesi ve KDP, gümrük dışında
yeni beton sahası pazarında 20’den fazla gümrük peronu kurdular.
Yasadışı yollardan gümrük cezaları kesip rant elde etmeye devam
ettiler. Ayrıca Zaxo-İbrahim Halil yolu üzerinde 5 büyük saha açarak
her giriş-çıkış yapan araçtan geçmişte olduğu gibi tekrar giriş bedeli
olarak 5 dolar aldılar. Her aracın bu sahalara girişi ise mecburi
kılındı. “Fiş parası adı altında alınan 5 dolar yılda milyonlarca
dolar etmektedir. Bu sahalar Beton sahası, Çemkurk sahası, Mewqi sahası
ve Toz sahasıdır. Günlük her sahaya giriş yapan araç sayısı 2000’dir.
Günlük gelir 10.000 dolardır, aylık 300.000 bin, yıllık gelir ise
3.600.0000 dolardır. Bütün bu gelire rağmen Beton sahası başta olmak
üzere, diğer tüm sahalar bakımsızdır. Kışın çamurdan, yazın tozdan
geçilmiyor. KDP’li saha görevlileri bazen tıbbi maske
kullanmaktadırlar. Sahaların dikkat çekmemesi için bilinçli bir tarzda
bakımsız bırakıldığı düşünülmektedir. Mewqi Sahası (eski ismi Birleşmiş
sahası) ise esir kampı görünümü vermektedir.
Beton sahasında
kurulmuş gümrük peronları ve çıkışta bulunan mazot cezası kesme
daireleri Türkiye ve Kuzeyli Kürt şoförlerinin araçlarına ve
zulaladıkları mazot litresine göre ceza, yani gümrük kesmektedirler.
400 litrenin üzerinde mazot götürenin para cezaları 90, 150 ve 120
dolar arasında değişmektedir. Ortalama ele alındığında her bir araçtan
yasadışı yollardan 110 dolar alınmaktadır. Beton sahasında gizli olarak
kurulmuş gümrüğün yıllık geliri ise 792 000 000 (milyon) dolardır. Bu
para Irak merkezi hükümetinin ve Federe Kürt hükümetinin bütçesine
aktarılmamaktadır. Sadece KDP ve Barzani ailesi arasında paylaşılmakta,
sadece komisyoncularına koruma ücreti ödenmektedir.
Rant elde
edilen ve cüzi miktarlarla fazla dikkat çekmeden adeta sürümden
kazanılan mal gibi rantın sağlandığı diğer bir saha da Saha Hizbê’dir.
Mewqi (Birleşmiş) sahasının hemen karşısında bulunmaktadır. Günde 600
araç giriş yapmaktadır. Sadece araçlardan alınan cüzi giriş parası,
yıllık 1.080.000 dolardır. Paralar uygun bir tarzda karargâhlar yoluyla
KDP merkezine ve Barzani ailesine gönderilmektedir.
Zaxo – Tawkê
bölgesinde çıkarılan petrol üzerinde de büyük bir rant dönmektedir.
Buradan çıkarılan petrol, Güney pazarında kendi kurmuş oldukları sözde
ticari benzinlik istasyonlarına satılmaktadır. Eskiden kamuya ait olan
bu benzinliklerin durumu, ABD’nin Irak’a girmesinden sonra değişen
ticari dengelerle birlikte farklı boyutlara taşınmıştır. Halk ve
belediyeye ait bütün benzinlik istasyonları kapatılmış, yerine yeni ve
ticari benzinlikler açılmıştır. Irak merkezi hükümetinden habersiz
olarak Tawkê’den çıkarılan petrol Güney’de kurulmuş rafinerilerde
benzin ve mazota dönüştürülerek bu benzinliklere verilmektedir.
Türkiye’den gelen araçlar da bu benzinliklerden mazot ve benzin alarak
Türkiye’ye götürmektedirler. Böylece dolaylı yollardan kaçak petrol
sevkiyatı yapılmaktadır. Irak hükümetinin Güney hükümetine verdiği
miktar üzerindeki petrol halka verilmemektedir. Bunun üzerinde de rant
oyunlarını sürdürmektedirler. KDP belediyeye ait benzinlikleri
kendisine bağlı kişilere bağışlayarak bu kişiler aracılığı ile rantını
meşrulaştırmaktadır. Bunların arasında Mîr Hasan Barzani, Mihemed Hemit
Bafeyî, Silêman Mihemed, Beto Sindî, Dewalî Sindî, Xelîl Nezir gibi
şahıslar başı çekmektedir. Zaxo belediyesine ait benzinlik kişilere
devredilerek, yıllık olarak 300.000 bin dolar gelir elde edilmektedir.
Yol güzergâhı üzerinde Türkiye şoförleri için kurulmuş benzinlikler
arasında en önemlilerinden biri “Iraq Oil benzinliğidir. Hecî Nezir
Gullî adına kurulmuştur. Bu kişiler direk KDP ana merkezine bağlı
çalışan zenginler olmaktadır. Ayrıca bunlar kendilerine bağlı yeni bir
rafineriyi de Şînava mıntıkasında, Çiyayê Bêxêr dağlarının Silopi’ye
bakan yamacında kurmaktadırlar. Geliyê Zaxo’da ise “Newroz Oil , Betto
Micolî adlı kişinin adına kurulmuştur. Zaxo girişinde Silopili bir
işadamıyla birlikte bu kişi, Saddam’ın oğlu Udey’le birlikte daha önce
çalışmıştır. Udey öldürüldükten sonra paralarının ona kaldığı
söylenmektedir. Bu kişi Zaxolu Dewalî Sindî ile birlikte büyük bir
benzinlik istasyonu olan Hêja petrol tesislerini açarak Tawkê petrolünü
Türkiye araçlarına satmaktadır. Irak merkezi hükümeti ise bilindiği
gibi Kürt yönetimini petrol hırsızlığı ile suçlamaktadır. Kürt yönetimi
bu yaptıklarıyla Irak hükümetine koz vermektedir. Ama Irak hükümetinin
bu konu hakkında somut delilleri bulunmamaktadır.
Kısaca
özetlersek Tawkê’de çıkarılan petrol Şinava, Deşta Dubanê ile Kaş
mıntıkasında kurulan rafinerilerde arındırılmakta ve bu benzinlikler
yoluyla TIR, kamyon ve taksilerle Türkiye’ye gönderilmektedir. Yanı
sıra yukarıda da belirtildiği gibi bu trafik akışının birçok yan geliri
ya da rantı da oluşturulmuştur. Bundan yılda milyarlarca dolar rant
sağlanmaktadır. Ulusal ve uluslar arası hiçbir denetime tabi olmayan bu
rant adeta karaborsa biçiminde yürütülmektedir. Bu rantın altında yatan
gerçeklikler ise toza dumana karışarak kaybolmaktadır. Basitmiş gibi
görülen ve gösterilen bu rant gerçekliğinin siyasal alan ve ilişkilerle
bağı ise günlük olarak gözlemlenmektedir. TC ve Güney Kürdistan
bölgesel yönetiminin artan içli – dışlı vaziyetleri bu rant
gerçekliğiyle direk bağlantılıdır.
Goran Akreyî
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.org