01 Eylül 2014 Pazartesi Saat 13:33
Rojava’daki KDP etkisindeki örgütler de her tarafı dolaşarak Rojava Devrimi aleyhinde çalıştı. Rojava Devrimi böylece zorluklarla ve sıkıntılarla karşı karşıya getirildi. Tüm Rojava Devrimi karşıtları da bu durumdan cesaret aldı ve iki yıldan fazladır Rojava Devrimine askeri olarak saldırıp yıkmak istedi. Ancak tüm bu olumsuzluklara rağmen Rojava Devrimi kendinden beklenenin üstünde bir performans göstererek ayakta kaldı. Suriye ve Irak’ın dayanamadığı IŞİD vb. çetelere karşı fedaice direndi. Bu direniş içinde kendisini güçlendirdi ve çelikleştirdi.
Rojava Devriminin bu düzeyde dirençli olmasının nedeni, demokratik devrimle şekillenen demokratik topluma dayanmasıdır. Demokratikleşen toplum güçlenen toplumdur, demokratik toplum direnen ve yenilmeyen toplumdur. Tabii ki radikal demokratik devrimden ve radikal demokrasiden söz ediyoruz. Demokratikleşmeyen toplumlar ise güçsüz toplumlardır. Saldırılar karşısında direnemezler. Bu açıdan Rojava Devrimi incelenemeye değer karakterdedir. Nitekim son dönemlerde bu devrime yönelik ilgi artmıştır. Çünkü gösterdiği direniş sadece Rojava Devrimini savunma direnişi değildir Kürdistan’ın tüm parçalarının özgür ve demokratik yaşamı için direnilmektedir. Daha da ötesi, tüm Ortadoğu halkları için gösterilen direniştir. Ortadoğu’nun tüm demokrasi ve özgürlük güçleri için gösterilen direniştir. Ortadoğu’da özgür ve demokratik yaşam seçeneği için gösterilen direniştir.
Şengal’deki IŞİD saldırısı karşısında Êzıdîleri katliamdan kurtaran da Rojava Devrimci güçleri olmuştur. Şengal’i direnmeden bırakan peşmergeler de Rojava’ya geçerek kendilerini kurtarmıştır. Herhalde Rojava Devrimci güçlerinin direnişi olmasaydı IŞİD Moğol saldırıları gibi her tarafı işgal edecekti. Eğer şu anda IŞİD durdurulmuşsa bunda HPG ve YPG’nin direnişi belirleyicidir. IŞİD’e karşı direnişin morali ve motivasyonu böyle sağlanmıştır. Hem de kaleşnikof ve BKC gibi hafif gerilla silahlarıyla. IŞİD Irak ve Suriye ordusunun silahlarının neredeyse yarısını ele geçirmiştir. Ama gerillanın iradesinin her türlü silahtan güçlü olduğu bir daha gösterilmiştir.
İlginçtir, şimdi birçok ülke KDP’ye silah veriyor, ama büyük direniş içinde olan YPG gerillalarına silah verilmiyor. En son Cezaa ve Rabia’da onlarca şehit vererek Şengal’in kuşatılmasını ve yeni katliamların yapılmasını engelleyen Rojava Devrimine kimse silah vermeyi düşünmüyor. İşte yaman çelişki buradadır. Aslında KDP’nin elinde olan silahlar HPG ve YPG’nin elinde olsaydı IŞİD’in tozu attırılırdı. Bırakalım ağır silahları, cephaneyi bile zorlukla bulan, düşmandan alan bir devrimci mücadele söz konusudur. IŞİD, Irak ve Suriye’den cephane alırken, Rojava devrimci güçleri IŞİD’e vurduğu her darbeden silah ve cephane alarak savaşı sürdürmektedir. İşte gerillanın da savaş tarzı bu oluyor.
Gerilla, gücünü esas olarak silahtan almıyor özgürlükçü demokratik sosyalist zihniyet ve bunun yarattığı demokratik toplumdan alıyor. Rojava Devrimi şu anda bu karakteriyle Ortadoğu kaosunda temiz nefes alınan tek yerdir. Sadece tüm Kürdistan ve Suriye halklarına değil, Ortadoğu halklarına da umut veriyor. Umutsuzluk yaratan ortamda halkların umutla yaşamasını sağlıyor. Bu da halklara moral veriyor, direnme gücü kazandırıyor. Özellikle Suriye ve Irak halkları için somut, yalın, gözle görülen ve uygulanan bir model olmaktadır. Rojava’da farklı etnik ve dinsel toplulukların demokratik ulus ve demokratik özerklik içinde yaşaması özellikle yeni Suriye’nin oluşumunu da etkileyecektir.
Artık birinci ve ikinci Cenevre anlayışı ve yaklaşımı son bulmuştur. Bundan sonra yeni Suriye’nin oluşması çalışmalarında Rojava Devrinin demokratik ulus ve demokratik özerklik modeli gerçekleşebilir bir proje olarak gündemleşecektir. Alevilerin de demokratik özerk bölgesinin olduğu Şam’ın Brüksel modeli gibi özerk olduğu, Rojava’nın demokratik özerk yapılanmasının da tüm Suriye’nin demokratik karakterinin derinleşmesini sağladığı yeni bir Suriye oluşmak durumundadır. Hatta küçük bir Türkmen kantonu bile oluşabilir. Böyle bir Suriye perspektifiyle çözülmeyecek hiçbir sorun yoktur. Zaten bunun dışında bir çözüm yolu da bulunamaz.
Böyle bir model Suriye’nin bölünmesini değil, birliğini sağlar. Böyle bir demokratik Suriye, birliği güçlü olan Suriye’dir. Hatta Suriye’de tarihin en güçlü toplumsal gücü ortaya çıkar. Böyle bir demokratik ulus modeli Ortadoğu’nun mayası olur. Ortadoğu böyle bir Suriye temelinde yeniden şekillenir. İşte Rojava Devrimi böyle bir zemini, imkanı ve fırsatı ortaya çıkarmıştır.
Böyle bir demokratik ittifak temelinde IŞİD’e karşı yürütülecek ortak mücadele, aynı zamanda yeni demokratik Suriye’nin inşası anlamına da gelecektir. Bu açıdan mevcut muhalefetin ve Alevi toplumunun karşılıklı önyargıları bırakarak bir uzlaşmaya gitmeleri önemlidir. Böylece rejimin de yeni bir Suriye temelinde oluşacak uzlaşmaya çekilmesi sağlanabilir. Böyle bir yaklaşım karşısında mevcut rejim mevcut anlayışıyla direnemez. Hegemonik zihniyeti bırakır, böyle bir Suriye’nin oluşması önünde engel olmaktan çıkartılır. Gelinen aşamada yeni Suriye’nin ufku bu şekilde görülmektedir.
Böyle bir demokratik Suriye’nin oluşumunu sağlatan da Rojava Devrimidir. Ne rejimin, ne muhalefetin şimdiye kadar ki yaklaşımı çözümleyici ve sonuç alıcıdır. Bunların aşıldığı demokratik bir uzlaşma yeni Suriye’yi yaratır. Bu da yeni bir Suriye demektir.
Hüseyin Ali
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.org – www.navendalekolin.com – www.lekolin.net – www.lekolin.info