24 Mart 2011 Perşembe Saat 07:45
Bu sözün sahibini tanımayan yoktur bu memlekette. Çünkü bu sözün sahibi ‘tutarsızlık’ rekoru kırmış T.C Başbakanı Recep Tayip Erdoğan’dır. Başkada beylik sözleri yok mu- var elbette. Sıralasak bu sözlerini galiba bize çok iş düşer. Toplumların kendi özgür yaşamlarını örme sanatı olan Politikayı bunca kirleten insan sayısı azdır. Politikayla oynamak, toplumla oynamaktır. Çünkü gerçek anlamda politika toplumun öz aklı, diğer bir deyişle ortak akıldır. Toplumun kendini var ettiği bu asıl dokuyla oynayan zalim, despot, yalancı, sahtekâr, düzenbaz yöneticilere ne demeli? Onlar toplumun sırtından geçinen, yalanla toplumu sömüren, halklara arasına nifak tohumları ekerek gerçek çirkin kimliğini görünmez kılan mezalimlerdir. Tarih Erdoğan gibi nice zalimler tanıdı. Ama hepsinin payına düşen lanetle anılmaktan öte bir şey olmadı. Benim iktidarımda kadınlara karşı şiddet olayları azaldı diyen Erdoğan’a şunu demek lazım ey başbakan gözündeki at gözlüğünü çıkart da etrafını gör. Beş bin yıldır, senin bilge tanrın olan ENKİ’lerin komplocu zihniyeti ile örülen egemen sistem biz kadınlara kan kusturuyor. Bizi nefessiz bırakan bu sistemin yalancı, zalim, komplolarıyla onurumuz, kimliğimiz, anlamımız yerle bir edildi. Sömürüldük, ezildik, inkar edildik, nesneleştirildik. Devletin ve erkeğin malı kılındık. Devlet baba için ucuz döl yatağı olduk. Çocuk doğurma makinesi olarak görüldük. İşsizliğe mahkûm edildik. Emeğimiz ne ev de ne de işyerinde hak eden değeri gördü. Bedenlerimiz bir araç olarak, efendilerimizin hizmetinde kullanılmak istendi. Namus bir kadının apış aralarına mahkûm edilerek, en büyük namussuzluğun temeli atıldı. Metaların kraliçesi olarak kadın en fazla satılan, reklam aracı kılınan öz anlamını yitiren bir varlık haline getirildi. Adı olan ama kendisi olamayandır kadın… Başkasının eline bakan, devletine, kocasına yalvaran bir zavallıdır. Yoksuldur, işsizdir, bilinçsizdir, rotasını yitirmiş bir halde kendi katiline aşık kılınmış bir haldedir günümüz kadını. Koruyanı yoktur, çünkü devlet babadır, ana değil, zaten ana olması da mümkün değil, kimyası elvermez buna. Yasaları erkeği kollar. Siyaseti erkek yapar, o yüzden adaletten bihaberdir. Hiçbir güç zalim kocayı, sahtekâr aşığı, geri aşireti, kadına karşı şiddeti teşvik eden yayınları, reklamları, haber bültenlerini ve en önemlisi de özgür ve eşit bir yaşam için ayaklanmış insanlara karşı ‘kadında olsa, çocukta olsa güvenlik görevlilerimiz işlerini yapsınlar’ deyip çocuk ve kadın ölümlerine sebebiyet veren bu zalim sistemin başbakanını sorgulamıyor.
Ey başbakan! Bu kadar yalan söyleme gücüne ne demeli. Kadına karşı şiddet eylemini alçaklık olarak sıfatlandırıyorsun iyi, hoş, güzel bir şey. Ama galiba sen kendi politikalarının bu alçaklığı ne kadar beslediğini görmüyorsun. Senin polisin değil miydi, iki canlı bir kadını yerlerde sürükleyenler, senin güvenlik güçlerin değimliydi, gün ortasında anaları, kadınları, çocukları yerlerde sürükleyen, tüm dünyanın gözleri önünde işkence uygulayan? Senin ordun, askerin değil miydi ceylanları, Uğurları, Enesleri katledenler? Binlerce çocuğu kimler cezaevlerine attı? Anaları barış istiyor diye, yargılayan, hapislere atan sen değil miydin? Her erkek adamın ikinci, üçüncü bir eşi olsun diyen senin fikirdaşların değil miydi? Sen değil miydin, anlara babalara üç çocuk doğurun diyen? Senin icraatların bunlarla da sınırlı değil. İnsanlık onurunu, vicdanını zorlayan bu uygulamaların saymakla bitmiyor. Benim iktidarım da azaldı dediğin olaylar, hiçbir zaman bu kadar alenen gelişmemişti. Her gün kadına karşı gelişen şiddet olaylarına bir yenisi eklenmiyor mu? Ülkenin her yerinde her gün bir tecavüz olayı olmuyor mu? Her gün sokakta dövülen kadın manzaraları, bıçaklanarak öldürülen kadınların hikâyeleri ile can evimizden vuruluyoruz. Kadına karşı uygulanan soykırımın haddi hesabı yok sayın başbakan.(!) Bunu senin devletin ve sistemin yapıyor. Yarattığın sistemde yaşamaya mahkûm olmak kendi başına bir tecavüz olayıdır. Çünkü sisteminde biz kadınlara yer yoktur. Devletinle, siyasetinle, sömürücü anti ekonomik uygulamalarınla, asimilasyonist eğitim sisteminle, zorba güvenlik güçlerinle, tecavüzü teşvik eden medya gücünle biz kadınların haklarına tecavüz ediyorsun. En büyük alçaklık bu değilse nedir? Bazı eylemleri alçaklık olarak sıfatlandıracağına öncelikle bu alçaklığı yaratan nedir sorusuna yanıt vermek gerekmiyor mu? Kimler bu alçaklığı yaşıyor, neden bu alçakça tabir ettiğin eylemler gelişiyor? Bu erkek nasıl oldu da bu kadar canileşti? Gözünü kırpmadan eşini, kızını vuruyor. Kimler bu toplumu bu hale getirdi? İnsanlar vahşi doğar, doğalarında vahşet olgusu var deyip işin altından sıyrılamayız. Doğanın en eşsiz varlığı olan insan kendiliğinden bu kadar kötü ve zalim olamaz. Vahşilik bu sistemin kimyasında var. İnsanı kendisine yabancı kılan bu hayırsız sistemdir. İnsanı insanın kurdu kılan yine bu sistemdir. Babayı eşine, çocuklarına karşı zalim kılan, sevgiliyi sahtekâr yapan, geleneği acımasız kılan bu hayırsız sistemin cinsiyetçi yanıdır. Bu hayırsız sistemin en büyük günahkârları ise, Erdoğan gibi düzenbazlardır. Çünkü onlar kendi kirli siyasetleriyle, iktidar güçleriyle bu zehiri an be an topluma içirtiyorlar. Onların var olma gerekçeleri daha fazla cinsiyetçilik, milliyetçilik, dincilik ve bilimciliktir. Eğer bugün yaşadığımız toplumda kadın katliamları akıl almaz sınırlara dayanmışsa bunun nedeni, iktidarların gücünde ve ya güçsüzlüğünde aranmalıdır.
Artık iktidarın yalanlarına dur demeliyiz. Beş bin yıldır kandırıldık, ama artık kurnaz Enki’lerin maskelerini düşürmenin zamanı gelmiştir. Zorun babası, şiddetin her yol ve yöntemini geliştirme de uzmanlaşan Erdoğan gibi sahte Enki’kilerin yalanlarını deşifre etmeliyiz. Savaşçı, avcı, komplocu erkek adamın yarattığı eril dünyanın saltanatını kadınlar olarak, kendisine ben insanım diyen erkeklerle de beraber devirmeliyiz. Artık yalanlar çağına son diyelim. Artık kadına dayatılan soykırımla insanlığımızın eksilmesine müsaade etmeyelim.
Şilan Dilara
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info