12 Mart 2010 Cuma Saat 13:43
0
21
TR
:” ”
:””
” “,” ”
” ”
Koma Civaka Kürdistan (KCK)Yürütme Konseyi Başkanı Murat
Karayılan, Mart ayı içerisinde önemli olayların yaşandığını belirterek,
Qamişlo, Gazi ve Halepçe Katliamları’na dikkat çekti. Karayılan, katliamların
bir daha yaşanmaması için Kürtlerin ulusal ve demokratik bir platformda
buluşmasını istedi. Karayılan, “Yeni Halepçelerin, Qamişloların ve başka
katliamların yaşanmaması için Kürt siyasetinin sorumlu yaklaşması
gerekmektedir. Kazanımların korunması ve Kürt özgürlük mücadelesinin tarihin bu
aşamasında başarıya ulaşması için Ulusal ve demokratik bir platformda Kürt
siyasetinin birleştirilmesi ve ortak bir siyasetin uygulanması gerekir. Bu
temelde de bölgede Kürt siyasetinin bölgede bir güç ve irade olması
gerekmektedir dedi.
KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, Mart ayının
Kürtlerin tarihinde iki bir rol oynadığını belirterek, bir yandan Kürtler bu
ayda Newrozlarla büyük bir direniş içinde olduklarını, diğer yandan ise
Qamişlo, Gazi, Halepçe gibi katliamlarla yüz yüze kaldıklarını söyledi. Karayılan
Kürtlerin bir daha böyle katliamlarla karşılamaması için ortak bir platform
etrafında bir araya gelmeleri gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:
“Özellikle Kürt halkının kazanımlarının korunması ve Kürdistan’da bir daha
Halepçelerin, katliamların ve Qamişlo katliamlarının yaşanmaması için,
tekrarlanmaması için Kürtler daha sorumlu bir siyaset yürütmelidirler. Kürt
siyaseti içerisinde parçalanmanın artık bir son bulması gerekiyor. Eskiden her
parça ayrı ayrıydı. Şimdi ya altmış ki ya da altmış üç parlamenter Bağdat’a,
gidecekler. Bunların sorumlu bir biçimde yaklaşması gerekmektedir. Çünkü Kürt
sorunu Irak’ta bile henüz çözülmüş değildir. Başta Kerkük olmak üzere Kürt
coğrafyası bir sorun olarak durmaktadır. 140. Maddenin uygulanması ve bu çerçevede
Kürt sorunun Irak’ta çözülebilmesi için birlik olunması gerekir. Kürdistan
genelinde ulusal ve demokratik bir siyasetin gelişmesi için rol oynamaları
gerekmektir. Eğer bu yönlü bir rol oynanmazsa, sömürgecilerin oyunların daha
fazla devreye girer ve sömürgecilerin oyunları kendisiyle birlikte zarar verici
durumlara ve tahribatlara yol açar. Biz böyle düşünüyoruz.
“KATLİAM TEHLİKESİ SÜRMEKTE
Kürdistan’da halen katliamların tekrardan olma riskinin
olduğunu belirten Karayılan, bu riski ortandan kaldırmak için çabaladıklarını
vurguladı. Karayılan, şöyle konuştu: “Mart ayı, sadece bu olayla sınırlı bir ay
değildir. Aynı zamanda bu ay içerisinde Halepçe katliamı da 16 Martta
gerçekleşti. Tarihte mart ayında gelişen olaylar içerisinde en ağır olay,
Halepçe katliamıdır. Biz bu katliamcıları kınıyoruz. Bu katliamı
gerçekleştirenlerin çoğu cezalandırıldılar. Fakat Kürdistan üzerinde katliam
uygulayanların çoğu henüz cezalandırılmamışlar. Halepçe katliamının bir devamı
olarak halen Kürt halkı üzerinde bir katliam politikası gündemdedir. Bu anlamda
bir önemi vardır. Biz tüm Halepçe katliamı şehitlerini anıyor, şahadetleri
özgürlük mücadelemizi yükseltmemize vesile olacaktır ve mücadelemizde hep
yaşayacaklardır. Hem Gazi katliamı, hem Qamişlo katliamı, hem de Halepçe
katliamını gerçekleştiren sömürgecilerden sorulacak hesabımız vardır. Bunları
bugün artık sadece kınamakla yetinmeyeceğiz, aynı zamanda Kürdistan üzerindeki
katliam politikasına bir son vereceğiz. Kürdistan ve Kürt halkı üzerinde, yine
Kürdistan’ın dört parçasında katliam tehlikesi oluştura her ne varsa hepsini
ortadan kaldıracağız. Bunun için çaba harcamalıyız. Qamişlo, Halepçe ve Gazi
katliamlarından çıkaracağımız sonuç, halkımızın tekrardan böylesi katliamlara
maruz kalmaması için nelerin yapılması gerektiğine dönük olmalıdır.
“QAMİŞLO OLAYLARI BİR PROVOKASYONDU
Qamişlo olaylarından sonra Suriye devletinin Kürtlere karşı
politika değişikliğine girdiğine dikkat çeken Karayılan, bu olayları ve yaşanan
katliamı bir provokasyon olarak değerlendirdi. Karayılan şunları ifade etti:
“Qamişlo’da gerçekleştirilen katliam Suriye siyaseti açısından bir başlangıç
oldu. Bildiğimiz kadarıyla katliamı, Suriye devlet sistemi içerisinde yer alan
bazı provokatörler gerçekleştirdiler. Bunlar bir provokasyon yapıp, Kürtlerin
ve Suriye devletinin arasını bozmak istediler. Bunlar bazı çevrelerdi. Bunların
amacı, Kürt ve Arapları, yine Kürtleri ve devleti birbirine karşı kışkırtmaktı.
Bu amaçla, Qamişlo’da böylesi bir saldırıyı başlattılar. Halkımız tüm
Ortadoğu’da buna karşı bir yurtsever ve ulusal duruş sahibi oldu. Halkımız
Suriye devletinin bu provokasyonu gerçekleştirenlerden hesap sormasını ve
bunları açığa çıkarmasını istedi. O zaman Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esat bazı
açıklamalarda bulunarak, bu siyasetin kendilerine ait olmadığını söyledi. Fakat
sadece bununla sınırlı kaldı. O zaman bazı müdahalelerde bulunuldu,
Qamişlo’daki yetkililer değiştirildi. Fakat Suriye devleti, bu provokasyonları
geliştirenleri ne açığa çıkarabildi, ne de onlardan hesap sordu üstünü örttü.
Bunu bilinçli yaptığı ya da hesap isteyemediği ayrı konulardır. Fakat üstünü
örterek, bu çizgiden etkilendi.
“İÇİMİZDE DE PROVOKASYONA ALET OLANLAR VARDI
Karayılan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu çizgiyi Güneybatı
Kürdistan halkına karşı süreklileştirdi. Katliam biçiminde bu uygulamalarını
sürdürmedi, fakat gözaltında yoğun işkenceyle insanları şehit düşürdü Ebu Cudî
gibi. Artık Suriye devletinin Kürt halkına yönelik tutumu gittikçe sertleşti.
Bu anlamda Suriye devleti içerisinde bazı provokatörlerin olduğunu ve devletin
bunların üzerine gitmediğini söyleyebiliriz. Fakat bizim içimizde de bazıları
vardı 2003’te Suriye’nin bazı uygulamalarında daha sert olmasına yol
açabilecek bazı şeyler gelişti. Biz bunların üzerinde durduk. Her iki taraftan
da Suriye ve Kürt halkının arasını açmak isteyen güçler vardı. Biz kendi
tarafımızdan olanların üzerinde durduk. Bunları biz açığa çıkarıp onlarından
hesap sorduk. Bunlar içimizde bir çizgi olarak gelişti. Biz bu çizgiye
işbirlikçi çeteci, tasfiyeci çizgi dedik. Bunun öncülüğünü Kemal, Botan, Ferhat
gibileri yaptı ve şimdi Güneybatı’da bir isim etrafında toplanmışlar. Biz o
zaman bunları deşifre edip kendi içimizden attık. Fakat Suriye kendi
içindekileri deşifre edemediği gibi üstünü örtüp o çizgiye girdi. Bu anlamda
özgürlük hareketi, Kürt halkı ve Suriye devleti arasındaki tatsızlıklar sürdü.
Bugüne kadar farklı yöntemlerle, bazen çok sert bazen de yumuşak bir biçimde bu
sürecin etkilerinin halen olduğu görülebilmektedir.
“SURİYE DEVLETİ TÜRKİYE’NİN POLİTİKALARINA YATTI
Suriye devletinin Qamişlo olaylarından sonra Türkiye
devletinin Kürtler üzerinde uyguladığı politikaların etkisine girdiğini
belirten Murat Karayılan, “Suriye devleti Türkiye’nin Kürt halkına ve özgürlük
hareketine karşı geliştirdiği çizginin etkisi altına girdi. İşte Türkiye’ye
yakınlaşırsa, o zaman uluslar arası güçlerin, Amerika’nın Suriye olan
yaklaşımlarını değiştirebileceğini ve kendini koruyabileceğini düşünüyordu. Bu
anlamda Suriye Hafız Esat’ın Kürt dostluğunu esas alan çizgisini bir kenara
bırakarak, Türkiye Cumhuriyetinin Kürt karşıtlığı çizgisini esas aldı. Suriye
devletinin esasta yanlış ve hatalı olan yönü buydu. Suriye devleti açısından
olması gereken Hafız Esat’ın Kürt dostluğunu esas alan çizgiyi devam
ettirmekti. Ama Suriye devleti Türk devletinin çizgisini esas aldı. Türk
devletinin çizgisi de Kürt düşmanlığını esas alan bir çizgiydi. Türkiye devleti
de bunu daha fazla devam ettiremeyecektir. Suriye yetkilileri bu siyasetlerini
yeniden gözden geçirmeliler şeklinde konuştu.
“SURİYE DEVLETİ KÜRT KARŞITI POLİTİKALARA SON VERMELİ
Suriye devletine de çağrıda bulunan Karayılan, şunları dile
getirdi: “Qamişlo katliamının yedinci yılına giriyoruz. Bu vesileyle Suriye
devletinin bir Qamişlo’nun daha yaşanmaması için Kürtlere dönük siyasetini
gözden geçirmesi gerekmektedir. Biz bu yönlü üzerimize düşeni yapmışız. Eğer
Suriye devleti Kürt düşmanlığını bırakır ve Kürtlerle dostluk çizgisini esas
alırsa, biz de Kürtler olarak Suriye devletine zarar vermek istemeyiz. Oradaki
Kürtler doğal haklarını istiyorlar. Oradaki haklarını elde edebilmek için
şiddet ve silahla değil, barışçıl ve demokratik siyaset yönetimiyle mücadele
yürütmek istiyorlar. Hatta daha önce orada HPG’nin bazı güçleri bulunmaktaydı,
fakat almış olduğumuz kararla birlikte onları da çekeceğiz. Oradaki
çalışmaların tamamen barışçıl ve siyasi bir amaçla olmasını istiyoruz. Qamişlo
katliamının yedinci yıldönümü vesilesiyle Suriye devletinin de Kürt halkının bu
çağrılarını dikkate almasını istiyoruz.
“KÜRT VE ARAP HALKLARININ KARDEŞLİĞİNE ÖNEM VERİYORUZ
KCK Yürütme Konseyi Başkanı Karayılan, kendilerinin
Kürtlerin ve Arapların kardeşliğine inandıklarını vurgulayarak şunları söyledi:
“Kürtler Ortadoğu’da varlığı kabul edilen bir gerçekliktir. Bu gerçekliği,
yirmi yıldan bu yana Hafız Esat da, Cemil Esat da, Rıfat Esat da dile
getirmişlerdir. Ortadoğu bölgesinde Kürtler vardır ve Suriye devleti de bu
Kürtleri görmek ve onlara karşıtlık yapmamalıdır. Biz Kürt ve Arap kardeşliğine
önem veriyoruz. Hafız Esat döneminde geliştirilen Kürt-Arap dostluğuna büyük bir
anlam biçiyoruz. Hareket olarak tüm bölge açısından Kürt halkının da bizimle
aynı düşüncede olduğu kanaatindeyiz. Güneybatı Kürdistan’daki halkımız da
bizimle aynı kanaattedir. Suriye devletine karşıtlık temelinde değil, kendi
doğal haklarını elde etme temelinde bir mücadele yürütecektir. Bu da Şam
iktidarına herhangi bir zarar vermeyecektir. Bunun da bilinmesi gerekir.
Türkiye’nin uygulamalarına bakarak, halkımızın üzerine gelmemelidir.
Türkiye’nin durumu farklıdır. Türkiye’nin kendi çıkarlarını gözeten bir
yaklaşımı var. Suriye’ye dönük çağrımız da bu siyasetini gözden geçirmesi ve
daha doğru bir siyasetle, dostluk temelinde Kürt halkına yaklaşmasıdır. Eğer
Kürt halkına böyle yaklaşırsa, Kürt halkı da dostluk temelinde yaklaşır ve
çalışmalarını bu temelde yürütür. Suriye’de demokrasinin, halkların
kardeşliğinin ve huzurun sağlanması için Kürt siyaseti Güneybatı Kürdistan’da
daha aktif bir rol oynayabilir. Ortadoğu bölgesinde demokrasinin gelişmesi,
Kürt halkı ve Arap halkı arasında bir köprünün oluşması ve kardeşliğin
sağlanması için tüm halkımız ve Güneybatı Kürdistan’daki siyasi yaklaşımımız
önemli bir rol oynayacaktır.
“ORTADOĞU YENİDEN DİZAYN EDİLİYOR
Ortadoğu’nun yeniden dizayn edildiğini ve Kürtlerin ya bu
yeni yapılanmada yer alacak ya da katliamlarla karşılaşacağını söyleyen
Karayılan şöyle devam etti: “Ortadoğu bölgesi önemli bir aşama gelmiş
bulunmaktadır. Bölgenin yeniden dizaynına dönük bir siyaset devrededir. Eğer bu
yeni dizaynda Kürtler bir yer tutmaz ve rol oynamazlarsa, Kürtlere dönük katliam
politikası tekrardan devreye girecektir. Bu anlamda bu yeni dizaynda Kürtlere
de yer vermeleri gerekmektedir. Eğer böyle olmazsa, bu Kürtleri ortadan
kaldırma amaçlarının olduğu anlamına gelir. Kürt iradesini kırma anlamına
gelir. Bunun için de gerekli olan nedir, saldırıdır. Zaten Türkiye ve diğer
sömürgeci devletler bu yönlü bir siyaset yürütmektedirler. Peki neden bütün bu
yaklaşımlara karşı biz Kürtler olarak birlik olmayalım, ortak bir platform
oluşturmayalım? Kürdistan üzerinde egemenlik sağlayan güçler birlik olup bir
platform oluşturuyorlar. Artık Kürtlerin de birlik olup bir platform
oluşturmaları gerekiyor. Kürtlerin bundan artık korkmaması gerekiyor. Biz de
bir ulusuz ve bir araya gelmekten korkmamamız gerekiyor. Bu bir gerekliliktir.
“KÜRTLER İÇ ÇELİŞKİLERİNİ BİR YANA BIRAKMALI
Karayılan son olarak şunları dile getirdi: “Yeni
Halepçelerin, Qamişloların ve başka katliamların yaşanmaması için Kürt
siyasetinin sorumlu yaklaşması gerekmektedir. Kazanımların korunması ve Kürt
özgürlük mücadelesinin tarihin bu aşamasında başarıya ulaşması için Ulusal ve
demokratik bir platformda Kürt siyasetinin birleştirilmesi ve ortak bir
siyasetin uygulanması gerekir. Bu temelde de bölgede Kürt siyasetinin bölgede
bir güç ve irade olması gerekmektedir. Bu gerekli olan bir şeydir. Eğer bunu
gerçekleştirmez ve meydanı sömürgeci siyasete bırakırsak, Güney ile Kuzey,
Kuzey ile Doğu arasında çelişki yaratıp birbirine karşı kullanmak istiyor. Kürt
siyasetini bitirme ve Kürt halkının iradesini kırma konseptini bu biçimde
başarıya ulaştırmak istiyor. Kürtleri birbirine karşı kışkırtıp güçsüzleştirip
zayıflayarak sonuç almak istiyor. Bu siyasete yer bırakmamak için, ulusal ve
demokratik bir tutumun gelişmesi için tüm Kürt partilerinin, her dört parçadaki
Kürt partilerinin sorumlulukla yaklaşması ve ulusal bir konferansla bir
birliğin sağlanabilmesi için çaba içerisinde olması gerekmektedir. Tarihin bu
önemli aşamasında Kürt özgürlük mücadelesini başarıya ulaştırmak ve katliamları
önlemek için, artık Kürt halkının da bölge hakları gibi bu topraklarda özgür ve
eşit yaşayabilmesi için bu gerekmektedir. – ANF
Kürdistan
Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.org
– www.lekolin.net – www.lekolin.info