İşgalci Türk devletinin Başur Kürdistan ve Rojava Kürdistan’ına yönelik işgal saldırılarına aktif destek veren, Medya savunma Alanlarında çıkmaza giren Türk devletine soluk borusu olan KDP, halk arasında yaptığı toplantılarda işgalci Türk devletiyle olan iş birliğini aleni bir şekilde itiraf ettiği öğrenildi.
KDP ve işgalci TC devletinin ilişkileri her daim tartışma konusu olurken kuşkusuz ki kendini Kürdistani olarak gören herkes, KDP’yi tarihten bu yana dar aşiretsel çıkarlarını esas alan bunun için Kürt ve Kürdistan adına peşkeş çekmeyeceği hiçbir şey bırakmayan, kendi halkına ihanet eden, sırtını her daim kapitalist, sömürgeci güçlere dayandıran, bir maşa olarak görmektedir.
2018’den bu yana son 6 yıldır Medya Savunma Alanları’nda gerçekleşen bütün saldırılarda işgalci Türk devletinin mayın eşiğini yapan KDP kendisine bağlı Parastinı da MİT’in Başur Kurdistan’daki şubesi haline getirdi. 2024 yılının başından bu yana Başur Kurdistan’da sivil alanlara yönelik saldırıları ayyuka çıkaran işgalci Türk devleti KDP eliyle köyleri boşaltıp tampon bölge oluşturarak yeni işgal saldırılarının zemininin hazırlıkları son sürat devam ediyor.
Bu saldırılara karşı Behdinan ve Bradost halkı başta olmak üzere Başur Kurdistan’ın birçok bölgesinde halk işgalci Türk devletinin saldırılarına ve KDP’nin iş birliğine karşı sesini yükseltmeye başladı. Bunun üzerine MİT’in direktifleriyle harekete geçen KDP bölge halkı arasında toplantılar yapmaya başladı.
‘IRAK HÜKÜMETİ MAAŞLARIMIZI VERMİYOR TC VERECEK’
Edindiğimiz bilgilere göre 29-31 Ağustos 2024 tarihleri arasında KDP’den üst düzey yöneticileri işgalci Türk devletinin saldırılarına en çok karşı çıkan ve KDP’yi eleştiren Biradost, Amediye ve Behdinan bölgesinde halkla toplantılar gerçekleştirdiği öğrenildi. İşgalci Türk devletinin adeta propogandasını yapmaya başlayan KDP yetkilileri farklı gruplar halinde bölgede halkla buluşma adı altında görüşme hamlesi başlatıldığı öğrenildi. Her bir grubun başında KDP yetkilileri Politbüro üyesi Ali Awni, Duhok Valisi Ali Tatar, örgütlemeden sorumlu olanların arasında ise Azad Berwari, Hemid Derbendi ve Şêrzad Munzir’in de olduğu öğrenildi.
Yapılan toplantılarda KDP yetkililerinin, “Biz Türkiye’ye bağlanırsak Türkiye bize konfederal sistemi verecek. Yıllardır Irak içinde federal yapılanmamız olmasına rağmen Irak hala maaşlarımızı bile vermiyor. Başur Kürdistan Türkiye’ye bağlanırlarsa bu sorunların yaşanmayacağız” şeklinde propaganda yaptıkları belirtildi.
Açık bir şekilde görülüyor ki işgalci ve sömürgeci Türk devletinin işbirlikçi KDP/Barzani ailesi ile olan ilişkileri açılmaz bir düğüm halini almış. Başur Kürdistan’daki esas işgal ve sömürü KDP eliyle gerçekleştirilmektedir.
İHANETÇİ OLDUKLARINA HİÇ ŞÜPHE BIRAKMADILAR
Başur halkına yönelik kandırma ve kirli oyunlarla Kürdistani çizgi ile bir alakaları olmadığını gösteren KDP/Barzani ailesi son birkaç ay içerisinde işgalci Türk devletinin Başur Kürdistan’a yönelik başlattığı işgal saldırılarına amansız destek vererek resmi olarak da bu çizgiden çıkmıştır. MİT ve KDP ilişkileri Medya Savunma Alanlarında Özgürlük Gerillalarına karşı başlatılan işgal saldırıları çerçevesinde derinleşirken bu esas üzerinden Zaxo’dan Süleymaniye’ye kadar Behdinan ve Biradost bölgesinden 300’den fazla köy işgalci Türk devleti tarafından işgal edildi. işgalci Türk devletinin 1993-94 yılları arasında Bakur Kurdistan’da köyleri yakıp boşaltma politikası şimdilerde Başur Kürdistan’da cereyan etmektedir. Başur Kurdistan’da KDP desteğiyle işgalci Türk devletinin devam eden bombardımanlarından kaynaklı 175’ten fazla köy tamamıyla boşaltıldı.
İşgalci Türk devletinin Başur Kürdistan’a yönelik işgal politikasını doğru anlamak gerekiyor. Bu işgal saldırıları bütünüyle Kürd halkının varoluşuna karşı yürütülüyor. İşgalci Türk devletinin Parçala-Yönet politikasının somut örneği Başur Kurdistan’da görülmektedir.
İşgalci Türk devleti ve KDP/Barzani ailesi arasındaki resmi ve gayri resmi ilişkiye bakacak olursak;
İşgalci Türk devleti ve KDP’ye bağlı Zerevanî ve Gulan güçleri arasında ortak harekât odasının kurulduğunu daha önce belirtmiştik. Bu iş birliği yıllar önce de vardı fakat gizli yürütülen bu işbirliği 2024 yılının başından bu yana resmi bir şekilde sahada yürütülmektedir.
İbrahim Halil Habur Sınır kapısı işgalci Türk devleti ve Başur arasında resmi bir kapı olup TSK’ya ait yüzlerce askeri araç ve teçhizat günü birlik giriş yapmaktadır. Yine günlük olarak bu kapıdan petrol taşıyan yüzlerce tanker Türkiye’ye giriş yapıyor.
İşgalci Türk devleti ve KDP arasında kurulan askeri harekât odalarının yanında KDP’ye bağlı Parastin ve İşgalci Türk devletine bağlı MİT arasında 08.07.2024 tarihinde işgalci TC’nin Amediye’de bulunan Barmernê üssünde yapılan toplantıyla beraber ortak harekat ve istihbarat odaları da kurulduğunu Lekolin.org sitesi olarak belirtmiştik. Merkezi Barmernê ve Beşika üssü olan bu harekât ve istibarat odalarının birimler olarak kurulduğu bölgeler ise şöyledir. Zaxo, Duhok ve Amediye bölgelerinde kurulan bu birimler bölgedeki halk bir bütünüyle gözlem altına alınırken birçok köylüyü de sorgudan geçirdiği öğrenildi. Operasyonların ve saldırıların yoğunlaştığı Behdînan bölgesinde de KDP’nin eliyle MİT ile birlikte “teslim ol” çağrıları için “ikna hattı”, gözaltına alınan yurttaşlar için de “ortak soruşturma odaları” kurulduğu basına yansımıştı.
Ayrıca işbirlikçi KDP ile yetinmeyen işgalci Türk devleti YNK’yi de kendi işgal politikalarına dahil etmek için baskı uygularken Irak hükümetini de ekonomik vaatlerle bu işgal politikalarına dahil etmeye çalışmaktadır. KDP’nin YNK ve Irak hükümetiyle gerçekleştirdiği bütün toplantı ve görüşmelerin başat konusu kuşkusuz işgalci Türk devletiyle olan iş birliği meşru göstermek ve bu ihanette kendilerine ortak arama arayışıdır.
Tarih sayfalarına adını “ihanet” ile yazdıran, 31 Ağustos 1996 yılında Saddam Huseyin’in ordularını Hewler’e geçirerek YNK’den alan KDP/Barzani ailesi günümüzde Başur Kürdistan topraklarının kapılarını işgalci Türk devletine sonuna kadar açarak en üst mertebede ihaneti yaşatmaya devam ettirmektedir. İhanetçi işbirlikçi KDP/Barzani ailesi işgalci Türk devletinin neo-osmanlı hayallerinin öncülüğünü yapıyor desek yerindedir.
Başur Kürdistan’da Hewlêr, Duhok, Zaxo gibi şehirlerde ve diğer bazı bölgelerde Türk şirket ve firmaları, ekonominin büyük bir bölümünü resmi olarak finanse ediyor. Burada asıl göze çarpan durum Barzani ailesinin bunu bir işgal olarak değil, PKK’nin varlığını bir engel olarak görmesidir. Bu şirketlerin dışında aynı zamanda Türk tüccarlar da Başur’da rahatlıkla faaliyet yürütmektedir. Sivil maske takınarak faaliyet yürüten birçok kişi MİT’in tetikçiliğini yapmaktadır. Başur Kürdistan’da yurtsever Kürtlere yönelik gerçekleştirilen bütün suikast ve saldırılar bu tetikçiler tarafından yapıldığı birçok kez Özgür Basın tarafından deşifre edilmişti. Başur Halkını göçe, açlık ve sefalete mahkum eden KDP/Barzani ailesi Başur Kurdistan’ın tüm yer altı ve yer üstü kaynaklarını işgalci Türk devletine peşkeş çekmektedir.
KDP/Barzani ailesinin Başur halkına ve tüm Kürt halkına yönelik yürüttüğü ihanet pratiğinden de anlaşılacağı üzere bu ailenin varlığı tümüyle işgalci Türk devletinin projesi çerçevesinde şekillenmiştir.
Aras ŞAHO