Aşiret grupları adı altında örgütlenen Şam hükümet güçleri ve Difa El Watani çeteleri tarafından 7 Ağustos’ta Dêrazor kantonuna yönelik başlattıkları ikinci saldırılarda beklentilerinin aksine büyük bir darbe alarak geri çekilmişlerdi. Bunun üzerine bölgede uzun zamandır faaliyet yürüten ve çeteleri örgütleyen Ankara, Tahran ve Şam hükümeti ortaklaşarak yeni bir saldırı hazırlığı içerisinde oldukları öğrenildi.
Dêrazor bölgesi, içinden Fırat Nehri’nin geçmesi ve kıyılarındaki toprakların besin kaynağı oluşturması nedeniyle yer üstü ve yer altı kaynakları açısından zengin bölgelerin başında gelmektedir. Bunun yanı sıra en büyük petrol ve doğalgaz yataklarına sahip olan Dêrazor, aynı zamanda Tahran-Bağdat yolu üzerinde, Suriye-Irak sınırında yer alıyor ve bu da onu Suriye krizine dahil olan çeşitli taraflar için hedef haline getiriyor. Hegemon güçler bu kaynakları yeniden kontrol altına almaya ve daha önce olduğu gibi bölge halkını bunlardan mahrum etmeye çalışıyor.
Edindiğimiz bilgilere göre bu kapsamda 26 Ağustos 2024 tarihinde işgalci Türk devletine bağlı subaylar, Suriye’nin kuzeydoğusundaki Heseke şehrine bağlı Serêkaniye şehrinde ÖSO çetebaşlarıyla gizli bir toplantı gerçekleştirdiği öğrenildi. Toplantıya Timur lakaplı MİT yetkilisi ve beraberinde bölgede görev alan işgalci 8 Türk askerinin katıldığı bildirildi.
Toplantıda Timur adlı MİT yetkilisinin çetebaşlarına, Cizirê ve Dêrazor bölgelerinde aşiret maskesi altında örgütlenen çete gruplarına QSD ve Rojava Demokratik Özerk Yönetimine karşı savaşmaları için her yönüyle destek verilmeleri konusunda talimat verdiği öğrenildi.
Toplantıda daha önceki Dêrazor olaylarında çete gruplarına verdikleri desteğe değinen MİT yetkilileri Dêrazor’daki çete gruplarına askeri mühümmat sağlamaları için çetebaşlarını tek tek görevlendirdi.
Edinilen bilgilere göre MİT yetkilileri Serêkaniye’de faaliyet gösteren her çete grubundan 10’ar çeteyi donatarak Şam hükümeti ve İran’ın denetimindeki aşiret maskesi altındaki çetelere dahil ederek Dêrazor’da QSD’ye karşı savaşmaları için hazırlamalarını istediği öğrenildi.
Hazırlanan çetelerin önümüzdeki günlerde gruplar halinde gönderilmesi için, daha önce İbrahim El Hifil için yüzlerce çete takviyesi yapan Ebu Hacer adlı çetebaşının görevlendirildiği bilgisine ulaşıldı.
Daha önce Ebu Hacer adlı çetebaşı ve İbrahim El Hifil’ın bir arada yer aldığı fotoğraf, Dêrazor’da savaşan grup üyeleri tarafından yayılmıştı.
Ayrıca İbrahim El Hafil ile çetebaşı Ebu Hacer arasında koordinasyon sağlayan bir kişinin bulunduğunu ve bu kişinin Rakan adlı çetebaşı olduğu belirtildi.
DÊRAZOR’U HEDEF ALAN YENİ PLANIN İÇERİĞİ
Edindiğimiz bilgilere göre, Dêrazor bölgesini hedef alan yeni planda işgalci Türk devleti işgal bölgelerinden çeteler ve askeri mühimmat göndererek Şam hükümeti ve İran’ın yanında bölgeye yönelik saldırılara katılacak.
Plan çerçevesinde işgalci Türk devletinin önümüzdeki süreçte Hesekê şehrinin Til Temir ilçesi ile Rakka şehrinin Eynisa ilçesi arasındaki bölgeleri ve uluslararası karayolu M4 üzerinde bombalama ve saldırılarını yoğunlaştıracağı öğrenildi. Yine bu hattaki yollar üzerinden kaçakçılar eliyle bölgeye silah ve mühümmat taşıma görevini İran’ın bölgedeki milis güçleriyle ortaklaşa gerçekleştireceği bildirildi.
Şam, Ankara ve Tahran, çıkarları uğruna sadece çeteleri değil aynı zamanda Arap aşiretlerini de piyon olarak kullanıyor. Dikkat çekici olan durum da Şam hükümeti, işgalci Türk devleti ve İran bölgedeki emellerini gerçekleştirmek için Arap aşiretleriyle bağlantılı bazı isimleri Arap aşiretleri adına ellerinde piyon olarak kullanmasıdır. Daha önce de El-Agedat aşireti adına İbrahim El-Hafil’i kullanmış ve silahlı çete grupları oluşturmuştu.
İran’a bağlı milis çeteler de işgalci Türk devleti ve Şam hükümetine sadık çete grupların arasında gidiş geliş yapan çetebaşı Nevaf Ragheb El Beşir ile 11 Eylül 2023’te El Meyadin şehrinde bir toplantı gerçekleştirdi. Yani İbrahim el-Hafel’e bağlı Dêrazor’a yönelik saldırıların püskürtülmesinden günler sonra gerçekleşti. Toplantıda İran’a bağlı milis çeteler Nevaf El Beşir’den, QSD’ye karşı savaşta kullanmak amacıyla Bagara aşireti mensuplarından “Haşimi Aşiretleri Alayı” adı verilen silahlı bir grup kurmasını istedi.
Ayrıca QSD’nin, Dêrazor ve Fırat’ın doğusundaki bölgelerde özellikle DAİŞ hücrelerine yanı sıra bölgede eşkıyalık yapan, halkı sindiren, silah ve kaçak mal ticareti yapan silahlı gruplara yönelik başlattığı Güvenlik Operasyonu sonrası harekete geçen Şam hükümeti ve İran’nın El Heres El Cimhurî çete gurubunun denetiminde Özel Harekat Taburu kurduğunu Lekolin.org sitesi Aralık 2023 tarihli Özel Haberinde belirtmişti.
Yine Ağustos 2023’te Dêrazor’a yapılan ilk saldırılarda işgalci Türk devleti, ÖSO çete gruplarından birçok çeteyi ve çetebaşını aşiretler adına Dêrazor bölgesinde QSD güçlerine karşı savaşmaları için göndermişti. Gönderilen bu çeteler ve çetebaşları kaçakçılık yoluyla Dêrazor bölgesine gelerek özellikle Ziban ve Şahil bölgelerinde konuşlanmış ve QSD’ye karşı saldırılarda yer almıştı. Bu liderlerin en öne çıkanı ise sözde Ebu Hacer’di. Halen İbrahim El Hafel ile sürekli temas halinde olan Ebu Hacer’in yanı sıra QSD Güçleri’ne karşı yapılan saldırılara katılırken tutuklanan sözde Adnan Klizi de bulunuyor.