• Latest
  • All
  • Haberler
  • Editörden
  • Araştırmalar
  • Makaleler
  • Politik Analiz
  • Dizi Yazı

Köle Yoksul Toplumdan, Doğurgan Köle Yoksul Topluma Geçiş

15 Mart 2020

Demokratik Toplum Sosyalizmi ve Öz Savunma

1 Temmuz 2025

Zilan’ın Fedailiği: Özgürlük Aşkının Manifestosu

30 Haziran 2025

Önder Apo’nun Manifestosu Ve Yaşanan Gelişmelere Etkisi

30 Haziran 2025

MİT ve HTŞ, Uyuşturucu Kaçakçılığında Baas Rejiminin İzinden Gidiyor!- HABER ANALİZ

28 Haziran 2025

Küresel ve Bölgesel Hegemonik Rekabetin Bir Yansıması

27 Haziran 2025

Emperyalist Savaşlar Ve Devrim İmkânları

26 Haziran 2025

Efrin’de El Emşat Çeteleri Yeniden Aktifleşiyor- ÖZEL HABER

25 Haziran 2025

‘Niyeti İyi Olan Bir Devlet, Kongre Sonrası İkinci Gün Komisyon Kurardı’

25 Haziran 2025

‘Doğu Kürdistan’da Alternatifi Olan Tek Güç PJAK’tır’

24 Haziran 2025

Şam’daki Kiliseye Yapılan Saldırı HTŞ Üyeleri Tarafından Yapıldı-ÖZEL HABER

23 Haziran 2025

Demokratik Ulusta Demokratik Komün Yaşamı

23 Haziran 2025

Yeni Ortadoğu’nun Kalıcı Kaos Düzeni ve Stratejinin Temel Ayakları

21 Haziran 2025
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
  • Yorum İlkesi
  • Anasayfa
No Result
View All Result
Home Bölümler Kadın

Köle Yoksul Toplumdan, Doğurgan Köle Yoksul Topluma Geçiş

Lekolin by Lekolin
15 Mart 2020
in Kadın
Reading Time: 4 mins read
A A

22 Eylül 2015 Salı Saat 18:07

Kalitesiz bir üreme ile toplumun yeniden inşasının mümkün olmadığı gün gibi aşikâr.18 yaşın da bir anne 3.çocuğunu doğuruyorsa ve bunun evlendikten sonra kendi için bir zorunluluk olduğunu düşünüyorsa, yaşamını sadece doğurmakla eş değer tutuyorsa üreme denen bu hastalığın önüne geçebilecek etkili çözümler bulmak zorunlu bir hal alıyor

Yaşamın devamı, soy devamlılığı, etnik kimlik ve mensubu
olduğu inancın devamı adına durmaksızın devam eden üreme. Ah şu üreme ne garip
bir şey. Yeryüzünde ki canlılardan sadece insana hasmış görünen ancak bütün
canlıların içinde bulunduğu bir çoğalma hali. Ve sadece insan yaşama dâhil
ettiği canlıları bu denli kontrollü, esaret altında ve kendine benzeterek adeta
kendi kopyasını yaratarak YAŞAMA DÂHİL ediyor… Kendi kopyası… Aman tanrım
düşünsenize diktatörlerin, hırsızların, canilerin, katillerin tabi bunun yanın
da dürüst onurlu olan onlarca canlı ama hepsi bir birinin benzeri. Ne demek
istiyoruz bir birinin benzeri derken!

Kararlar, düşünce sistemi, hayata bakış açısı hepsi bir
kopya yeni bir yaratım yok. Yeni bir sistem yok. Doğduğu sistemi tamamen kabul
eden buna entegre olan bir yaşam. 

Doğanın dengesini bozacak tarzda hızla devam eden üreme
bütün amaçlarından uzaklaşıp tamamen güdülerle devam etmek de. Cinselliğin,
cinsel dürtülerden ibaret, bütün duygulardan yoksunlaştığı hatta bazı kesimler
de hastalık haline geldiği dahi söylenebilir. Kontrolsüz tatmin olma duygusu
üremedeki kontrolsüzlüğü de artırmaktadır. Sürekli bahis ettiğimiz kendi
benzerini yaratma hali cinselliğin büründüğü bu hastalıklı halleri de artarak
devam etmektedir.

Diktatör sistemin 3-5 çocuk talep etmesi ve bu talebin yeni
doğan çocuğa doğum yardımı adı altında para vererek karşılığını bulmasını
hedeflemiştir. Bu konuyla ilgili aile bakanın resmi açıklaması şöyle:’’  Doğum Yardımı programı 633 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin Ek-4’üncü maddesi doğrultusunda 15 Mayıs 2015 tarihi
itibarıyla uygulanmaya başlamıştır. Bu hükme göre Türk vatandaşlarına, canlı
doğan birinci çocuğu için 300.-TL, ikinci çocuğu için 400.-TL, üçüncü ve
sonraki çocukları içinse 600.-TL tutarında doğum yardımı yapılacaktır. Doğum
yardımı aşağıdaki esaslar çerçevesinde yürütülecektir: Doğum yardımı
başvuruları 15/05/2015 tarihinde başlayacaktır. Doğum yardımı, 15.05.2015
tarihinde ve sonrasında gerçekleşen canlı doğumlar için verilir. Bu tarihten
önce doğan çocuklar için doğum yardımı verilmez. Ancak ödeme miktarına esas
çocuk sırasının tespitinde, diğer bir deyişle yeni doğan çocuğun kaçıncı çocuk
olduğunun belirlenmesinde 15.05.2015 tarihinden önce doğmuş olan çocuklar da
sayılır. Doğum yardımı annenin sağ ve Türk vatandaşı olması durumunda anneye
yapılacaktır’’

Yani köle yoksul toplumdan, doğurgan köle yoksul topluma
geçiş söz konusu olmuştur.

Tabi üremede ki bu durum sadece Diktatör’ün 3-5 çocuk talebi
ile sınırlı değil. Erkek egemen sistemin erkek çocuk sahibi olma isteği de
üremede ki kontrolsüzlüğün bir diğer nedenidir. sadece kız çocukları olan bir
erkek *erkek* çocuğu oluncaya kadar üremeye devam ediyor. Erkek çocuk sahibi
olamadığın da kız çocuklarının annesi olan kadını suçlayıp farklı arayışlara
gidiyor. Ya inanç sömürüsünü üst düzeyde yaşayan sözde âlimler ve hocalara
sığınıp muskalar, büyüler yapıyor. Ya türbe, türbe gezip çare arıyor. Bunların
yanı sıra toplum içinde de sıkça karşı karşıya kaldığımız çok eşliliği seçip
ona erkek çocuk veremeyen ve sözde kusurlu olan kadının yerine başka bir
kadınla üremeye devam ediyor. Bir erkek çocuğu olduğu zaman kendini yani sözde
erkekliğini kanıtlamış olup üremeye sürekli devam ediyor.

Doğanın dengesini bozan bu durum sosyo ekonomik ve sosyo
kültürel problemleri gün geçtikçe artırmıştır. Eğitim, beslenme ve barınma
koşulları gün geçtikçe ağırlaşmaktadır. Bu dengesizlik dengesi için de kendini
var etmeye çalışan veya var edebilen bir grup söz konusu olsa bile bunun
yetersiz kaldığı yeniliklerden uzak olan toplumun durumunu özetler tarzda
oluyor

Kalitesiz bir üreme ile toplumun yeniden inşasının mümkün
olmadığı gün gibi aşikâr.18 yaşın da bir anne 3.çocuğunu doğuruyorsa ve bunun
evlendikten sonra kendi için bir zorunluluk olduğunu düşünüyorsa, yaşamını
sadece doğurmakla eş değer tutuyorsa üreme denen bu hastalığın önüne
geçebilecek etkili çözümler bulmak zorunlu bir hal alıyor. 

FABRİKA GİBİ SERİYE BAĞLANMIŞ TEK TİP VE MODEL YARATIMLARDAN
VAZ GEÇİLMESİ GEREKTİĞİ BİLİNCİ BÜTÜN TOPLUMLARA VE CİNSLERE ANLATILMA. TOPLUM
DOĞRU ÜREME VE CİNSELLİK EĞİTİMİNDEN GEÇİRİLMELİDİR. AİLE PLANMASI YÖNTEMLERİ
DAHA ETKİLİ VE DÜZENLİ BİR ŞEKİLDE ANLATILMALI VE CİNSLER DE BU BİLİNÇ AÇIĞA
ÇIKANA KADAR VAZ GEÇİLMEMELİDİR.

YENİ TOPLUM YENİLİKLERLE MÜMKÜN OLACAKTIR. BİREYLERİN
BÜTÜNEN KENDİNİ YENİLEYİP YAŞAMA DÂHİL ETMEDİĞİ NOKTADA DOĞRU YAŞAM ÖRNEĞİ SÖZ
KONUSU OLMAYACAKTIR.

Dicle Roj

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info – www.navendalekolin.com                                                                                                 
 

Tags: araştırmaDogurganGecisKolekurdiKurdishkurdistanLekolinToplumaToplumdanTurkishTürkiyeYoksul
Share201Tweet126
Previous Post

Bayık: Gerillanın Geri Çekilmesi İçin Hukuksal Zemin Oluşturulmalı

Next Post

ODTÜ’de PKK Bayrakları Dalgalandı

Lekolin

Lekolin

Next Post

ODTÜ'de PKK Bayrakları Dalgalandı

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
  • Yorum İlkesi
  • Anasayfa
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2025 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi