24 Ekim 2010 Pazar Saat 06:48
Bugünde sekiz gündür devam eden dini merasimlerini anladığım kadarıyla yazmaya çalışacağım. Başta şunu belirtmek isterim ki Êzidilik hakkında ciddi bir birikim sahibi değilim. Daha önce Êzidilik hakkında biraz kitap okumuş olsam da pratikte yaşananların kitaplardakinden çok farklı olduğunu belirtmem gerekiyor. Êzidilik ancak onlar içinde yaşanarak öğrenilebilir.
Ezidilerin Hac merasimi Laleş’te yedi gün sürüyor. Aslında sekiz gündür ama yedinci günde hemen hemen halktan hiç kimse Laleş’te kalmıyor. Sekizinci gün Laleş hizmetkârları, ocak sahipleri ve dindar adamları Baba Şex dâhil herkes birbirlerini ziyaret ederek sabah semasıyla bitiriyorlar. Êzidilerin Hac merasimi tamamıyla Şex Adi’nin ölüm yıl dönümünde tutulan yas merasimidir. Ezidiler Şex Adi’yi Arap saldırılarından dolayı kendilerini öndersiz, dağılmış, yok olmakla yüz yüze kaldıkları bir dönemde sahiplenip tekrardan koruyup kollayan önder olarak görüyorlar. Önderden ziyade bir peygamber olarak görüyorlar. Onun için Şex Adi onlar için oldukça kutsaldır. Şex Adi 6 Ekim’de vefat ettiğinde Cenazesini Laleş’in bulunduğu vadiye getirerek Kaniya Sipi’de yıkayarak defnediyorlar. İşte bundan dolayı Hac merasiminin birinci gününde onların Berê Şibakê(Şex Adi’nin üzerinde yıkandığı tahta) dediği tahtalar Beşiq-Behzan’dan gelir. Bu tahtalar Êzidilerin dindar kesimi olan Kaval’lar eşliğinde önce ruhani lider Baba Şex’in evine gelir. Oradan sabah kahvaltısı yapıldıktan sonra Laleş’e doğru yola çıkılır. Laleş’e varmadan önce “Pira Selatê”(salavat köprüsü) de bekletilir.- Êzidi inancına göre “Pira Selatê” Laleş’e gelen her kimse bu köprüden üç defa bir baştan diğer başa koşarak günahlarından temizlendikten sonra Laleş’e girdiği köprüdür.- bir kişi Laleş’e gönderilerek Laleş’te Feqîr, Baba Çavuş, Pir, vb din adamları gelerek her birinin alacağı şey dini kurarlara göre belirlenmiş. Kimi ipleri, kimi demirleri v.b yani rast gele alınmıyor. Buradan alınan Beri Şibakê Kaniya Sipi’ye götürülür.- Kaniya Sipi Êzidilerin kendi üslubu ile kendilerini mühürledikleri çeşmedir. Tüm işlemleri Hıristiyanlıkta ki vaftiz gibidir. Onlara göre dünyanın neresinde olursa olsun dünyaya gelen bir Êzidi Kaniya Sipi’de mühürlenmedi mi tamam değildir. Yaşı ne olursa olsun ne zaman gelip mühürlenirse kabul olur. – ikinci, üçüncü ve dördüncü günlerde farklı bir şey yapılmaz. Yalnız yedi gün boyunca sabah daha güneş doğmadan önce Beyta Cindi, sabah saat sekiz dolaylarında Beyta Sibê, akşam saat dört dolaylarında Beyta Êvarê okunur. Yalnız Beyta Sibê ve Beyta Êvarê okunduktan sonra simat diye özel bir yemek dağıtılır. Bu yemek dövülmüş buğday ve etten yapılır. Kürtçe ismi “kelle doş”dur. Ayrıca her gece simat olarak “paşe şîv” denilen mercimek ve dövülmüş buğdaydan yapılan çorba da verilir. Bu simat yemeği Şex Adi türbesinin bahçesinde bir tabak Mir Hac, biri Pîşîmam, biri Kaval, ikisi kutsal ağaç Kalender(koçek ve adamışların altında oturduğu ağaçtır), biri Bavê Şex, diğeri Bavê Gavan bunlar resmi ve zorunlu olarak indirilmesi gerekenlerdir. Bunlar dışında da halkın yemesi için bir başka tabakalarda indirilir. Ayrıca boğa derisinde yapılmış bir sofra içinde kurutulmuş ekmek ise bu tabaklar üzerine tewarik olarak dağıtılır. Sofrayı Fekir, ekmek tabakasını da Bavê Çavuş taşımak zorundadır. Bu yemek yoksul ve aç olan insanlar için dağıtılan yemektir. Akşam duasından sonra ise havanın kararması beklenir hava tam karardığında her gece semah çekilir. Semah kimilerine göre Şex Adi’nin ölümünün yasıdır. (Şex Adi ölürken -Êzidiler öldü demiyorlar bunu hakaret sayıyorlar onlar “kiras guhart diyor.- yedi gün boyunca onun ruhu Laleş vadisi üzerinde kalmış bu yedi gün boyunca buraya gelen bu dini merasimlere katılan herkes o ruhtan faydalanırmış.) kimilerine göre ise semah dünyanın yaratılışını kutsayan bir dini törendir. Zaten semah yaparlarken ortada yakılan meşale yanında elinde fitil tutuşturarak duran kişinin ise güneş olduğunu üç defa güneş etrafında dönerek semalarını bitiriyorlar. Semaha sıradan insanlar katılamıyor. En başta yüzü kapalı siyah hırka içinde Şex Adi’yi temsilen bir din adamı arkasında Pêşîmam-Şex Hasan, Pêşîmam-Mîrê Şerfedin onun arkasında Êzidilerin ruhani lideri Baba Çavuş- Mîr Hac onların arkasında Bavê Gavan- Koçak Nun onların arkasında Şex Fetteh ile Pîrê Îsibbiya ve en sonda ise Bavê Çavuş dizilir.
Beşinci günde Perî Suwarkirin denilen dini tören yapılır. Bu törenle Êzidilerin yedi kutsal meleği temsilen Laleş’te bulunan türbeler üzerinde ki kumaşlar yenilenirken o gün tek tek bu melekler adına hayırlar işlenir. Onlar adına dualar okunur ve halaylar çekilerek son bulur. Kimilerine göre Perî Suwarkirin Êzidilerin oruç tuttuğu zaman kimsenin görmemesi için başına bir kumaş parçası geçirdikleri ibadet şeklini temsilen yapıldığı söyleniyor. Bu gün her meleği temsilen bir renk taşınır. Kırmızı, sarı, yeşil, beyaz ve siyah renkler vardır. Siyah renk “Xerke olduğu için ona dokunmak günah sayılır. Diğer renklere dokunmak sevaptır. Bu kumaşlar Kaniya Sipi’de taşınırken hayır işlemek isteyen kişi belli bir para karşılığında bu hayırı kendisine alır. Kumaş altında da Şex Adi türbesine kadar getirilir.
Altıncı günde ise Qebak (Gakuj) bu merasimde ise bir boğa Şex Adi türbesinden alınarak Şêşems türbesine götürerek orada kesilir. Ertesi gün simat yemeği olarak ziyaretçilere dağıtılır. Boğa büyük bir halk kitlesi içinde korunarak geçirirken onda bir tüy koparmak büyük bir sevap sayılır. Onun için büyük bir izdihama sebep teşkil etmektedir.
Yedinci gün ise altı gün boyunca Kaniya Sipi’de bekletilen Beri Şibakê gece geç saatlerde kimse görmeden ruhani lider ve meclisi ile birlikte Şex Adi’nin türbesine götürür. Yedinci gününde ise Beri Şibakê türbeden çıkarılarak bahçede ki çeşmede yıkandıktan sonra tekrar türbeye konulur. Bu Beri Şibakê aslında Şex Adi ölürken üzerinde yıkandığı tahtadır. Bu tahtanın içinde yıkandığı su insanlar tarafında yüzlerine, başlarına atılarak sevap kazanıldığına inanılır. Yedinci günden sonra ziyarete gelen halk neredeyse tamamı Laleş’i terk eder.
Sekizinci gün ise yedi gün boyunca geceleri yapılan semah bu sefer gündüz sırayla Şêşems türbesi, Kaniya Sipi ve Şex Abdulkadir türbelerinde çekilir. Daha sonra Sûkê Marîfetê’de kaval ve def eşliğinde halaylar çekilerek Hac merasimi resmi olarak son bulur.
Êzidiliğin tüm dini merasimleri oldukça otantik ve etkileyiciydi. Tüm merasimlerin ortak yanı (günümüzde tahrip edilmiş olsa da) doğaya, güneşe, aya yakarış ve minnet borcudur.
Yusuf Ziyad
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info