KURDÎ
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Haberler
  • Politik Analiz
  • Araştırmalar
  • Makaleler
  • Tüm Bölümler
    • Dizi Yazı
    • Serbest Yazılar
    • Kadın
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Editörden
    • MİT Gerçekleri
    • Röportajlar
    • Dış Basından
KURDÎ
No Result
View All Result
Home Bölümler Basından Seçmeler

MİT Olayı

15 Mart 2020
in Basından Seçmeler
1.4k
VIEWS
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın

12 Şubat 2012 Pazar Saat 09:22

Bir yanda siyaset sınıfı, diğer yanda iktidar, Emniyet, şu veya bu kurum ile yakın iletişimi olan onca insanın bile daha henüz dişe değer bir yorum yapamadığı bu olay,

Bir yanda siyaset sınıfı, diğer yanda iktidar, Emniyet, şu veya bu kurum ile yakın iletişimi olan onca insanın bile daha henüz dişe değer bir yorum yapamadığı bu olay, bizim gibi fanilerin kolayca çözeceği, hatta iddialı yorumlar yapabileceği bir olay değil. Bana kalsa, ortalık bu kadar toz duman iken üzerine yazı bile yazmak istemezdim, ama o da olmaz, hem tüm Türkiye bu olayı konuşurken hiçbir şey söylememek lüksümüz yok, hem yorum yapmamak türlü manaya çekilir. Yine de, ben bu aşamada, sadece ortaya atılan tez ve yorumları değerlendirmeye çalışacağım.

Birçokları, açıkça ortada olan, MİT-Emniyet çekişmesinin ardında cemaat ile iktidar çekişmesine işaret ediyor. Daha doğrusu birçokları ‘cemaat’i telaffuz edemeyip, ima veya tarif ediyor. Nitekim, uzun süredir böyle bir çekişme olduğu üzerine ‘kulaktan kulağa’ oynanıyordu. Hatta iktidara muhalefet edenlerin, böyle bir muhtemel çekişmeye ‘umut’ bağladıkları bile gözlenebiliyordu. Samimi olarak söylüyorum, ben bu spekülasyonları anlamlandırmakta öteden beri zorlanıyorum.

Güçlü bir iktidar partisi içinde kişiler de, farklı grup ve çevreler de birbiri ile güç mücadelesine girebilir, buraya kadar olanı tamam. Ancak, ben ‘cemaat’ denilen çevre ile iktidar partisi arasında kolay sınırlar çizileceğini hiç düşünmedim. Zira bu çevrelerin, değer dünyaları da siyaset anlayışları da, büyük ölçüde birbiri ile örtüşüyor. Aynı iktidar çerçevesi içinde yer alan, farklı grup ve çevrelerin aralarındaki ayrışma ancak çok önemli konularda ve çok ciddi ölçüde olmalı ki, bu ölçekte bir çatışma çıksın, ben bu ölçekte bir ayrışma izlenimi edinemiyorum.

Diğer taraftan, ‘cemaat’ denilen çevrenin şeffaf bir yapısı olmaması dolayısı ile fazlasıyla gizemli ve spekülasyona açık bir halde olması, kimden bahsettiğimizin tam da belli olmaması, konuyu tartışmamız önünde ciddi bir engel. Doğrudan ‘cemaat’i işaret eden yorumcuların bile, bu tabiri telaffuz edememesi, doğru dürüst bir tartışma yürütmeyi imkânsız kılıyor. Her taşın altında bu çevrenin parmağı olduğuna inananlar dışında kalanlar bir yana, neden herkes ‘cemaat’ denilince bu denli ketum davranır, bunu da anlamak mümkün değil. Bu bir tür korunma tavrı ise, bence tam tersine, bu tür tutumlar, ‘her taşın altında cemaat var’ mitini sadece güçlendirmeye yarıyor.

İkinci büyük tez, Kürt meselesinde ‘güvenlikçi’ ve ‘müzakereci’ anlayışlar arasında çatışma yaşandığı yönünde. Bu iddia da, meseleyi tüm boyutları ile anlamamıza yardımcı olmuyor, zira MİT’e sahip çıkan ve dolayısı ile ‘müzakereci’ anlayışı temsil ettiği iddia edilen iktidar çevreleri, hiç de müzakereci bir siyaset izliyor değiller. ‘Cemaat’e yakın olarak bilinen bazı gazetecilerin bir süredir, iktidarın Kürt siyasetine eleştiri yönelttikleri doğru ama bunlar güvenlikçi ve müzakereci çevrelerin, farklı anlayışlar olarak saflaştığına dair net işaretler olmaktan uzaklar. Bu değil, kurumlar arası çatışma deseniz, tam bir siyasi kriz yaratan olayın boyutları, bu çerçeveyi çoktan aşmış vaziyette.

Olayın arkasında İsrail’in (ve hatta başka uluslararası ellerin) Hakan Fidan’ı hedef alması olduğunu söylemek, hepsinden daha sorunlu. Çünkü bu iddia, İsrail’in (veya diğerlerinin) Türkiye’deki elinin çok geniş ve rahat olduğu imasına varır, bu türden bir imayı iddia sahipleri de sahiplenmek istemezler. Bu krizin Suriye’de artan gerilim ve müdahale olasılığı esnasında patlamasını, kuşkusuz, uluslararası siyaset ilişkilerini de dikkate alarak yorumlamak gerekir. Ancak bu da çok bilinmezli bir denklemi çözmeyi gerektiriyor, bunu yapmak mümkün olsa bile, şu anda imkânsız. Dahası, böyle bir değerlendirmenin, İsrail-Hakan Fidan gibi dar bir açının sınırları içinden yapılması fazlasıyla yanıltıcı olur.

Ve nihayet, bu denli büyük ölçekli bir kriz hakkında, bu ülkeyi yönetenler de dâhil olmak üzere herkesin kafasının bunca karışık olması olayın dar kapsamlı değil, çok boyutlu ve sıkıntılı bir sürecin işareti ve habercisi. İşin en kaygı verici yanı da bence burası.-Milliyet

Nuray Mert

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info   

Tags: araştırmakurdiKurdishkurdistanLekolinTurkishTürkiye
Share203Tweet127
Previous Post

BERKİN’İN ARDINDAN

Next Post

01 – 10 MART 2014 KRONOLOJİSİ

Son HABERLER

Basından Seçmeler

Cizre belediyesi AKP’liler tarafından talan ediliyor

by Lekolin
5 Mayıs 2020
0
1.5k

Cizre Belediyesi’ne kayyum atandıktan sonra...

Read moreDetails

NCT: PKK İsveç’in güvenliği için tehdit oluşturmuyor

5 Mayıs 2020
1.5k

Başkanlık Rejimi ve Ekonomi

5 Mayıs 2020
1.5k

Astana öncesi Bab ateşi

5 Mayıs 2020
1.4k

YAZARLAR

Ari Tufan
  • “Aşiret Ordusu” Adı Altında Uyuyan Hücreler Harekete Geçiriliyor- HABER ANALİZ
Atakan Engin
  • DAİŞ’ten Sonra Yeni Tetikçi Güç Sunni Türkmenler mi?
Cemal Şerik
  • SAFLAR NETLEŞMİŞTİR
Fırat Ali
  • TC ve HTŞ Dünyanın Gözü Önünde Alevileri Katletmeye Devam Ediyor-HABER ANALİZ
Kendal Bagok
  • ABD’nin PKK Stratejisi
Leyla Egid
  • Zilan’ın Fedailiği: Özgürlük Aşkının Manifestosu
Mehmet Gören
  • Bu Tür Türklükten Her Türlü Pislik Ve Suç Çıkar
Militan Rêhat
  • Suriye’de MİT Eliyle Hortlatılan Cihadist Çete Grupları- ÖZEL DOSYA
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi | Lekolin

© 2025 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Yorum İlkesi

Takip Et