26 Şubat 2010 Cuma Saat 09:35
0
21
TR
:” ”
:””
” “,” ”
” ”
Öcalan, “Bu Balyoz Planı Ergenekon’dan biraz farklı. ABD
bunlarla bu şekilde artık işlerin yürüyemeyeceğini gördüğü için Başbakanı
zorladı, bunları tasfiye et diye, Başbuğ’u da uyarmışlardır. Ona da bu şekilde
devam edilemeyeceğini söylemişlerdir. Bunlar şimdi tasfiye oluyor dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, avukatlarıyla görüştü.
Edinilen bilgilere göre görüşmede Öcalan, yaşamla ilgili olarak “Davaya girmek
öyle kolay bir iş değildir, getirdiği birçok zorluk var, yaşamın kendi zorlukları
da var. Duyuyorum, izliyorum korkunç bir işsizlik var. Üniversite mezunu
gençler kahve köşelerinde yaşam tüketiyor, ne yapacaklarını bilemiyorlar.
Kapitalizm böyledir, insanı tüketir. Biliyorum hala sigara içen arkadaşlarımız
var. Kapitalizme yanılmamak gerekir. Yaşlanma bence beyinle ilgilidir. İnsanın
zihninin güçlü olması gerekir. Zihin ne kadar güçlü olursa beden de o kadar
zinde kalır. Bunlar birbirine bağlı şeyler. Zihin güçlü olmazsa, sistemi iyi
çözememişse beden de erken çöker. Kapitalist sistemde gerçeği bulmak, gerçeği
doğru yorumlamak çok zordur, bireyleri saptırır. Saptırılmış birey de artık hiç
bir şey yapamaz hale gelir ifadelerine yer verdi.
DARBECİLER ÇILDIRMIŞ
Öcalan, şöyle devam etti: “Gelişmeler, ABD’nin kontrolünde
gelişiyor. Balyoz planı ortada. Çıldırmış bunlar. Camileri bombalamaktan
bahsediyorlar. Tam çılgınlık. Kürtleri de tamamen yok etmeyi planlamışlar,
Kürtleri Yunanlıların yerine koymuşlar, Yunanlılar gibi sürmeyi düşünmüşler. Bu
kadar kişi sürelim, öldürelim diye plan yapmışlar. Korkunç bir şey bu. Benim
burada yıllarca Kemalizmi yeniden ele almak gerekir düşüncemin doğruluğu ortaya
çıkıyor. Türkiye mevcut haliyle devam edemez demiştim. Bunlar şimdi daha iyi
anlaşılıyor. Bunlar bu korkunç planlarına NATO’nun destek vereceğini de
düşünmüşler, hayal etmişler. Bu kadar katliama NATO bile destek vermez. Bu
fikrin, planın çılgınlığı ortada ama bir defa işin içine girmişler şimdi
çıkamıyorlar. Amerika da bunu kabul etmez.
BALYOZ’UN ARKASINDA ABD VAR
“Veli Küçük onlar zaten daha önce tasfiye oldular. Bu Balyoz
Planı Ergenekon’dan biraz farklı. ABD bunlarla bu şekilde artık işlerin
yürüyemeyeceğini gördüğü için Başbakanı zorladılar, bunları tasfiye et diye,
Başbuğ’u da uyarmışlardır. Ona da bu şekilde devam edilemeyeceğini söylemişlerdir.
Bunlar şimdi tasfiye oluyor. Bir taraftan CHP, MHP ve ordu içindeki
Kemalistlerin daha doğrusu ittihatçı artıkların olduğu, ulusalcı katliamdan
yana olan kesim. Diğer taraftan AKP’nin olduğu muhafazakar kesim. Üçüncüsü de
bizim ve demokratların temsil ettiği demokratik çizgi. Türkiye’deki durum şu
anda tam bir karmaşa halidir. Bir yandan o katı ulusalcı kesim, bunların gücü
az değildir. Haberde duydum Çetin Doğan son anda Meksika’ya kaçmayı planlamış.
Bedrettin Dalan onlar da çalışma içindeler, İsrail’in sağcı kesiminin onlara
desteği var. Amerika’da en uç kesim olan Neo-conlar bunlara destek veriyor.
İsrail’de Netenyahu onlar da AKP’ye destek veriyor. Diğer taraftan da AKP ve
Fethullah. Aslında tam Fethullah da değil. Birçok cemaat var, bir organizasyon
halindeler. Diğer taraftan da Kürt hareketi var.
KÜRTLER ARTIK TASFİYE OLMAZ
“Kürt Hareketi üzerinde birçok oyunlar oynandı, tasfiye
edilmeye çalışıldı. Fakat ne oldu? PKK ve halk direndi, demokratik alanda büyük
güçlenme yaşandı. Ben de burada büyük bir sabırla direndim. Ve oyun bozuldu.
Artık Kürtler tasfiye olmaz. Kürt hareketinin de artık tasfiye olunamayacağı
gerçeği var. Bu görüldü. Ama bu gerçekle ne yapacaklarını, bu gerçekle nasıl
yaşayacaklarını bilemiyorlar. Her iki taraf da Amerika’nın kontrolünde. Bütün
bu gelişmeler Amerikanın kontrolünde gelişiyor. Türkiye’de MHP ve laik kesim
güçsüz değildir, AKP de güçlüdür, peki bu gelişmelerle bu süreç nasıl
sonuçlanacak? Kanaatimce sonuçta demokrasi üzerinde uzlaştıracaklar. Bir
demokratik şey üzerine uzlaşma olacak. Türkiye değişecek. Değişen Türkiye’de
Kürtler de demokratik bir güç olarak kabul görecek. Kürtleri kabul ederler. Ben
yol haritamda da belirtmiştim. Demokratik özerklik Kürtler için uygun bir
çözümdür.
AKP KÜRTLERLE UZLAŞIR MI?
“Aslında Cumhuriyet üç kesimi hep tasfiye etmek istedi.
“İrtica adı altında İslamcı çizgi, “yıkıcılar diyerek Sol-Komünist kesimi,
“bölücü diyerek de Kürtleri tasfiye etmek istedi. Ama ne oldu? Erbakan
üzerinden bir tasfiye oldu ama, AKP ABD ile bir şekilde ilişkilenerek kendisini
korudu ve daha da güçlendi. Sol önemli oranda zayıflatıldı ama hala epey bir
grupları, partileri var, kalıntıları var. Kürt halkı da tasfiye olmadı, tasfiye
olmayacağı da anlaşıldı. Dolayısıyla Cumhuriyet bu gerçekleri kabul etmek
zorunda kalıyor. AKP Kürtlerle uzlaşır mı, bu sorunu demokratik olarak çözer
mi? AKP’de herşey Tayip Erdoğan’ın tutumuna bağlı. Ama AKP de demokratik
davranmıyor. AKP kendi içindeki Kürt milletvekillerine, işbirlikçi Kürtlere
dayanarak birşeyler yapmaya çalışıyor. Ama bunlar sorunu çözemez. Kürtlere
ilişkin nasıl bir tutum takınır, bu önemli.
KÜRT SORUNUNDA ÜÇ YOL VAR
“Kürt sorunu konusunda üç yol var. Birincisi 80-90 yıldır
devam eden inkar-imha politikası, anlayışı. İkincisi küçük Kürdistan kurup tüm
Kürtleri oraya bağlamak. Yani küçük Kürdistan’ı kurararak Büyük Kürdistan
hayaliyle Kürtleri bir yüz yıl daha oyalamak. Tıpkı Yunanlıların megalo ideası
gibi. Küçük Yunanistan’ı kurup, megalo ideasını yaşatmak. Yine tıpkı küçük
Ermenistan’ı kurdurarak Büyük Ermenistan hayaliyle Ermenileri oyalamak gibi.
Burada da küçük Kürdistan’ı kurup Büyük Kürdistan hayalini yaşatmak istiyorlar.
Küçük Kürdistan’ı kurup bütün Kürtleri orası üzerinden kontrol edecekler. Bunu
ortaya çıkarmak hayati önemdedir. On yıldır bunu söylüyorum. Kaçanların
birçoğuna her türlü imkân verdiler. Birçok kişiye de orada şirket kurdurup
kendilerine bağlıyorlar. Geçmişte nasıl ki ülkü ocakları üzerinden Sol pasifize
edildiyse, bugün de bu cemaatler eliyle hareketimiz pasifize edilmek isteniyor.
Çok güçlü ekonomik imkanları da var. Bunu da devreye sokuyorlar. Bazı aileleri
bu çerçevede kendilerine bağlıyorlar. Osman “benim önümü açın ben gidip
Muhafazakar Kürtleri örgütleyeyim diyordu. Bunun gibi birçok oyun oynandı ama
hiçbirisi tutmadı. Üçüncü yol da bizim savunduğumuz demokratik çözümdür. Biz
burada demokratik cumhuriyet, demokratik vatan, demokratik toplum diyoruz.
KARMAŞADA POLİTİKA ÜRETEN KAZANIR
“Şu an yaşanan bu karmaşa halinden muazzam politika
üretenler büyük gelişme kaydeder. Erdoğan ortalığı ayağa kaldırıyor. Bahçeli
Baykal hergün feveran ediyorlar. Neden? Çünkü şu anki siyaset bunu
gerektiriyor, onlar bunu biliyor. Günün siyaseti için böyle yapmaları
gerekiyor. Bizimkiler gün gün muazzam politika yürütmelidirler. Kim bu karmaşa
halinde çok iyi örgütlenirse iyi ve doğru politika yürütürse o kazançlı çıkar.
Akademi kurun diye o kadar çok söyledim, bugün akademi ihtiyacı nasıl
hissediliyor, ortadadır. Bu yaşananları süreci doğru kavrarlarsa tutuklamaları
da boşa çıkarırlar. Kendi yerel demokratik önderliklerini ortaya çıkarmaları
gerekir. Bu tutuklamalar devletin bir taktiğidir. İyi bir siyaset yürütümüyle
bu tutuklamalar rahatlıkla boşa çıkarılabilir. Ben siyaseti iyi yürütün derken
kimseye illegal bir alanı işaret etmiyorum. Demokratik zeminde yapılabilecek
muazzam çalışmalar var, bunlar yapılmalı diyorum. Ama çok iyi anlaşılmıyor,
hantal çalışılıyor. Yerel demokratik önderlikler ortaya çıkmadı. Teorik olarak
da çok dogmatikler. DTK Kürt toplumunun yasal demokratik örgütlenmesinin
adıdır. Yine BDP yasal ve Türkiye’nin tümünde çalışmalarını yürüten bir siyasal
partidir, Türkiye partisidir. Bunlar KCK’dan ayrı çalışmalardır, birbirine
karıştırılmamalıdır.
SOL HEP EZBER TEKRARLIYOR
“Ben burada on yıldır hep söylüyorum, ortada bir çalışma
göremiyorum. Sol’un geleneksel durumudur bu. Bir şeyler ezberlemişler habire
aynı şeyleri tekrarlıyorlar. Ben burada muazzam bir çaba sarfettim. Ben
Stalinizmi katbe kat, fersah fersah aşmışım, dünya düşüncesine mal olacak kadar
düşünce üretmişim, kendi düşüncemi oluşturmuşum. Ezbercilik ve dogmatizm
diyorum ben buna. Önemli olan pratikleşmedir. Türkiye siyasetinde şu anda en
önemli olan husus pratikleşmedir, pratik politikadır. Üç ana çizgi ve güçten
söz etmiştim. Birincisi katı-ulasalcı milliyetçi çizgi, ikincisi AKP’nin temsil
ettiği ılımlı-islamcı-muhafazakar çizgi. Türkiye’yi bu iki hegemonyadan
kurtaralım diyordum, diyorum. Bunlara karşı bir çıkış olarak üçüncü yol ve
çizgiyi önerdik, geliştirdik. Demokratların birlik çizgisidir bu. İşte dağ gibi
kitle var ortada, ben daha ne yapabilirim! İster BDP içinde ister dışarıda
önemli olan ortak çalışma yürütülmesidir. Bunun için bir koordinasyon kurulu
kurulabilir, paralel çalışmalar yapılabilir, yürütülebilir.
AVNİ ÖZGÜREL İYİ TESPİT YAPMIŞ
“Geçen gün de Aktüel’de Avni Özgürel’in yazısını okudum.
Özgürel de Kürtler, PKK ve Öcalan konularının ayrı konular olduğunu ancak
bunların bağlantılı, iç içe oluğunu, bir arada ele alınmazsa sorunun
çözülemeyeceğini belirtiyor. İyi bir tespit yapmış, söylediği doğru. “Öcalan’ı
devre dışı bırakan her seçenek Öcalan’ı güçlendiriyor diyor. Bu da doğru.
Bugüne kadar da güçlendirdi zaten. Ben burada kimseye, devlete falan
yalvarmıyorum. Yol haritamda da belirttim, sağlığım hala elverişliyken rolümü
oynamak istiyorum.
MÜSLÜM DOĞAN AİLESİNE BAŞSAĞLIĞI
“Adıyaman’da Malatya Yazıhan’lı bir lise öğrencisi bedenini
ateşe vererek hayatını kaybetmiş. Ailesine sabır, metanet ve başsağlığı
diliyorum. Dil, bedendir. Coğrafya bedendir. Kültür bedendir. Bedenlerinize
sahip çıkın. Öyle tek başına kuru bir dil bir anlam ifade etmez. Bunlar hepsi
bütünlüklüdür. Bir arada düşünülürse demokratik bir toplulukla bunlar birlikte
bir anlam ifade eder. Dil, coğrafya, kültür, bunların hepsine ben beden
diyorum. Bedeninize sahip çıkmazsanız baş bir işe yaramaz bir anlam ifade
etmez. Bütün bunlar DTK’nın çalışma alanlarıdır dil, kültür, sanat, spor her
alanda toplum içinde çalışmalarını yürütürler şeklinde konuştu.
KADIN-ERKEK TESLİMİYETİ TARTIŞILSIN
“Kadın ile erkek ilişkisinde -bir yazar da belirtiyor– kadın
mı erkeğe teslim oluyor yoksa erkek mi kadına teslim oluyor? diye. Burası
tartışılabilir, bence günümüzde ikisi de birbirine teslim olmuştur. Kadın erkek
ilişkisi doğru anlaşılmalıdır. Bir kadınla hangi temelde yan yana gelineceği önemli.
Bu yaşıma geldim hala bir kadınla hangi temelde biraraya gelinebilir, bir
kadınla bir araya gelirsek ne konuşacağız, hangi konuları konuşuruz kendisiyle
diye düşünüyorum. Slovaj Zizek “beni en çok heyecanlandıran şey benden daha
zeki bir kadınla felsefe konuşmaktır diyor. Kadınla belli bir temelde diyalog
ve ilişki kurulmalıdır. Doğru yaklaşımla yani kadınla erkeğin bir araya gelme
konusunda, ben buna evrenin oluşum dili diyorum. Yani evrenin oluş tarzıdır
diyorum. Ben kadın erkek ilişkisine böyle bakıyorum. Bu ilişki tarzı bu
özgürlük temelinde yakalanırsa Nirvana’ya o zaman ulaşılabilir. Ben kadına
saygı temelinde yaklaşıyorum. Kadınlar beni bu kadar takip ettiklerine göre
demek ki bende bazı yönleri keşfetmişler. Ben kadına çok değer veriyorum. Kadın,
özgürlüğünü savunmalıdır. Ben buna değer veriyorum. Kadın her türlü özgürlüğünü
geliştirebilmelidir, kendini bu konuda yetkin hale getirmelidir. Ben buna örnek
vermek istiyorum. İskenderiyeli Hypatia isimli bir kadın M.S. 415’te dönemin
ilk Hıristiyanları tarafından fikirlerinden dolayı ölüme mahkum ediliyor.
Kadına diyorlar ki, “sen bizim yasalarımıza karşı geldin . Onların şiddetine
karşı kadın felsefeyle cevap veriyor. Onlar saldırdıkça kadın felsefeye
sarılıyor, felsefeyle kendini savunuyor, kendi felsefesini ortaya koyuyor.
Etrafını saran gençlere de “siz bana faydacı, kaba cinsellik temelinde
yaklaşıyorsunuz, ben bunu kabul edemem diyor. Sonra kadını taşlarla linç
ederek öldürüyorlar. İşte kadın özgürlüğü için kendini böyle savunmalıdır.
Adıyaman’da kız çocuğunu diri diri toprağa gömmüşler, diri diri! Üzerine atılan
toprak boğazına, iç organlarına kadar dolmuş, diriyken. Aslında toprağa gömülen
kadındır, kadınlıktır, bütün insanlıktır. Bir kişinin toprağa gömülmesiyle bir
milyon kişinin toprağa gömülmesi arasında fark yoktur. Dinsel dogma o dönemde
de bu dönemde de tehlikelidir. Bu kızın anısını, hayatını roman yapabilirler.
Adıyaman cezaevindekiler bunun üzerinde durabilir. Bunun için kadınlar
kendilerini çok iyi yetiştirmelidir diyorum. Öcalan, sözlerini “Kars halkına
selamlarımı iletiyorum. Bütün cezaevindeki arkadaşlara selamlarımı iletiyorum
diyerek bitirdi.
Kürdistan
Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.org
– www.lekolin.net – www.lekolin.info