Her kamuoyu araştırması için söylemesek bile önemli bir çoğunluğunun yönlendirme içerikli olduğunu, hatta bazılarının bizzat Partiler, mali kuruluşlar, istihbarat vb. temelinde oluşturuldukları bilinmektedir. Son zamanlarda bazı kamuoyu araştırma şirketleri Kürt soykırımının mimarı CHP’nin Kürdistan’da oylarını arttırdığına dair açıklamaları vardır. Bununla genel Kürt halkı yönlendirilmeye çalışılmaktadır. Hani örgütsüz birey ve kesimlerin genel havaya uyma gibi zaafları olur ya işte o kesime oynanmaktadır.
CHP, 2021 yılı ortalarından itibaren, kaskatı AKP-MHP faşist iktidarının uygulamaları karşısında Kürdistan halkına ve seçmenine dönük ‘’helalleşme’’ söylemi ile adeta duygu ve düşünceleri, etkilemeye ve avlamaya çalışmaktadır.
Kürdistan Özgürlük gerillalarının, Türk sömürgeciliğinin KDP ihanetine ve NATO desteğine dayanarak 17 Nisan’dan itibaren başlattığı askeri saldırılara karşı başlattığı direniş AKP-MHP faşist iktidarını çöküşün eşiğine getirirken, soykırımcı CHP öncülüğündeki altılı masa hem bundan yararlanmaya çalışmakta, hem de Kürdistan özgürlük hareketini tasfiye etmeye aday olduğunu ortaya koymaktadır. Esas politikası budur.Kürt halkı bunu iyi görmeli ve anlamalıdır.
Kılıçdaroğlu denilen asimladoya iktidar kapısı Kürtleri etkileme ve ikna etme temelinde açılmaya çalışıldığı görülmektedir. Bazı işbirlikçi hainleri yanına çekmesi yetmiyormuş gibi, yurtsever kesimleri de etkilemeye, aldatmaya çalışmaktadır. “Helalleşme” sözü belli ki üzerinde çokça düşünülmüş, farklı mezhepler olsa da çoğunluğu Müslüman olan Kürdistan halkının bilinçaltına hitap edilmektedir. Haramın karşılığı olan helal İslam din kültüründe en temel kavramlardan birisidir. Toplum içerisindeki karşılığı ise meşru, olumlu, iyilik, güzellik, ahlakilik, adalet özetle kötülük, çirkinlik, haksızlık ve hırsızlık karşısında tüm olumlu ifadelerin söz ve cümlelerin kaynağı gibidir.
Bununla da Kürt halkının düşüncelerine ve duygularına seslenip etkileyerek kendi tarafına çekmeye çalışmaktadır. Bunun için ilk ziyaret ettiği yerlerden birisi de Roboski olmuştur. Çünkü Roboski son yılların en taze, en görünür olan olaydır. Bunun için de Asimlado Kılıçdaroğlu buraya giderek Roboskilileri helalleşme içerisine çekmek istemiştir. Fakat ‘yalancının mumu yatsıya kadar yanar’ sözünün çok erkenden gerçekleşmesi yaşanmıştır. Perex katliamına ses çıkarmamıştır. Hatta Soykırımcı, Sömürgeci Türk Devleti’nin (SSTD) yaptığı katliamı savunur duruma düşmüştür. Son zamanlarda Kürdistan’da SSTD’nin polis, ordu ve korucuların karıştığı tecavüz, uyuşturucu vb. saldırıları karşısında sessizliğe bürünmeyi tercih etmiştir. Özellikle yedi yıldan sonra Özgürlük Mücadelesi saflarında şehit düşen Hakan Aslan yoldaşın cenazesini değil, kemiklerini bir torba içerisinde babasına teslim edilmesi gibi alçakça ve ahlaksızca bir uygulamaya ilişkin ise tek söz söylememiştir.
Çünkü bugün Kürtlere yönelik olarak izlenen politikaların temelinde CHP’nin zihinsel, kültürel, siyasal, askeri ve hukuki belirleyiciliği söz konusudur.
En son Samsun’da TEKNOFEST’e giderek SİHA’ları destekleyeceklerini, bunun ‘bir iktidar değil, devlet politikası’ olduğunu canı gönülden söylemiştir.
Önder APO üzerindeki ağır tecritin yanı sıra, umut hakkının SSTD tarafından ortadan kaldırılması karşısında, iktidardaki faşist partilerinden farklı hiçbir şey söylememesi CHP ve Kılıçdaroğlu gerçekliğini yeterince ortaya koymaktadır. Yine 2022 yılı içinde 46 devrimci tutsağın zindanda katledilmesi, hemen hemen her gün Kürdistan’da yaşanan saldırılar, Kürdistan doğasının tahribatı, tecavüzler, kadın katliamları Türkiye metropollerinde Kürtlere yapılan saldırılar, Derik’teki DAİŞ’vari katliamlar, yine Kuzey Doğu Suriye alanında, özellikle Kürt kurum, şahsiyet ve çocuklarına yönelik katliamlara dönük hiçbir tepki verme gereğini duymaması ve daha da çoğaltılacak benzer örnekler göz önüne getirildiğinde aslında Kılıçdaroğlu’nun ve soykırımcı CHP’nin Kürt halkına karşı nasıl bir iki yüzlülük ve sahtekarlık içerisine olduğunu ve Kürtleri aldatmaya çalıştığını net bir biçimde ortaya koymaktadır.
Soykırımcı CHP ve K.Kılıçdaroğlu’nun, Kandil fatihi olmada faşist Devlet Bahçeli ile yarışmasını da unutmamak gerekir!
Fakat Samsun’da sergilediği SİHA/İHA sevgisi, aşkı ilanı helalleşmenin vb. sözlerin dahi nasıl bir aldatıcılık olduğunu kör gözlere de sokar nitelikte bir gerçekliktir. Kürtler için SİHA demek ölüm demek, SİHA demek katliam demek, SİHA demek soykırım demek, SİHA demek sömürgecilik demektir. SİHA demek gök yüzümüzün işgal edilmesi demektir. Kılıçdaroğlu, işte böyle bir ilanı aşkla diğer söylediklerinin taktik, güncel propaganda, seçim hesabı vb. sahtekarlıklarını açığa vurmuştur. Hiçbir Kürdün bu sahteliğe aldanarak oy vermemesi gerekir. Artık Kürtlerin savaş alanında HPG, YPS, Ateşin Çocukları İnsiyatifi, HBDH,siyaset alanında ise emek ve özgürlük cephesinden başka partilere, bloklara, yönelmemelidir. Bu kesimlerden, yani ister AKP-MHP faşist, soykırımcı iktidar bloğundan, ister adına 6’lı masa denilen sahtekarlar, soykırımcılar ve isterse kendisine sosyalist güç birliği adını veren Kemalist, ırkçı, sosyal-şoven, sahte solculardan gelen aldatıcı sözlere inanmamalıdırlar, aldanmamalıdırlar.
Kılıçdaroğlu, SSTD’nin işkencehanelerinde tam “iyi polis” rolünde Kürtlere“vah… vah…! kim bunları size yaptı?” demektedir. “Hellaşme” sözü “iyi polis” numarası olmaktadır. Ama Kürtler eski Kürtler değildirdir ve bunu yutmayacaklardır. Bir gün Kılıçdaroğlu yine “iyi polis” rolünde Kürtlere“ vah… vah…! kim bunları size yaptı?” diye sorduğunda, bakarsın bir Kürt genci, kadını, emekçisi çıkar, avazı çıktığı kadar bağırarak “ulan alçak sen yaptın, senin de adını aldığın Kürt soykırımcısı Mustafa Kemalin yaptı! Bilmediğimizi mi sanıyorsun!?” der.
SİHA’yı bu kadar taktir edip, sevdiğine göre, Kemal Kılıçdaroğlu ile SiHA’yı artık birlikte anmak, yanlış olmayacaktır: SİHA KEMAL! Tam oturdu üstüne.
Yakışır!
Yasin NAVDAR