• kurdî
  • العربية
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa Bölümler Makaleler

SOYLU SAYI SAYMAYI ÖĞRENİYOR

Yayınlayan Yasin Kılıç
22 Ocak 2021
Kategori: Makaleler
301 15
A A
SOYLU SAYI SAYMAYI ÖĞRENİYOR
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın

AKP-MHP faşizmi diğer tüm tahribatlarının yanında Türkiye’nin kültürel dünyasını çöle çevirdi. Sinemadan müziğe kadar toplumsallıktan ziyade sahte bir yüzeysellikle anlamdan uzak ürünlerin dışında ortaya pek bir şey konmuyor. Bunu en fazla da mizah alanında görüyoruz. Mizah her zaman iki damar üzerinden yaşam bulmuştur. Muhalif mizah ve saray soytarılığı. Biri toplumun yanında egemenleri eleştirirken diğeri toplumla alay ederek padişahtan bahşiş alır. Ve Türkiye’de her zaman iki damarda yan yana ilerlemiştir. İktidar karşıtı muhalif mizah son dönemlere kadar da etkisini sürdürürken AKP-MHP faşizmi bu alanı da baskıladı. Bu mizah anlayışın namuslu takipçileri hala üretmeye uğraşsa da ortalık esasta soytarılara kaldı.

Ve bu soytarıların rol modeli de kendine İçişleri Bakanı diyen Soylu denen şahıstır. Gün geçmiyor zırvalıklarına, toplumun aklıyla alay eden açıklamalarına yeni bir tane daha eklemesin. Saçmala konusunda ortalama soytarılar bile ona yaklaşamıyor. Aslında Soylu’yu soytarılardan ayıran temel bir niteliğe de işaret etmezsek soytarılara haksızlık etmiş oluruz. Soytarılar en bayağısından da olsa bir şeyler yaratmaya çalışırlar. Komiklik yapmak için bir emek sarf ederler. Soylu ise kendine has herhangi bir şeyi yaratabilme potansiyelinden uzak bir kılıftır.  Esas amacı devlete yamanmak ve bu şekilde zenginleşmektir. İdeoloji, söylem, parti bireysel çıkar için çıkılan yolda sadece aksesuardır.  Türk siyasetçilerin gerçek edebi mizahi bir tarifinin yapıldığı Aziz Nesin’in “Zübük” romanı aslında Süleyman Soylu’nun da hikâyesini anlatır. Onun dün ne dediği, bugün ne diyeceğinin bir anlamı yoktur. Kurduğu cümleleri tutarlı mı diye kıyaslama yeteneğinden yoksundur. O alacağı bahşişi bekleyen tipik bir faşist kapıkuludur. Halklara estirdiği terör, vahşeti unutmadan varlığına baktığımızda gördüğümüz bir tezatlık çorbasıdır, ironidir. Ve bu nedenle komiktir.

Bu şahsın birbirinden tutarsız, kof ve ancak ergenliğe yeni yetişmiş lümpen gençler tarafından söylenebilecek çok sayıda beyanı var. Biz sadece bu zatın tıynetini tüm açıklığı ile gösteren birine işaret etmekle yetineceğiz. 2016 sonbaharında henüz içişleri bakanı olduğunda ağızından salyalar akarak “2017 baharından itibaren kimse PKK’nin adını bile anmayacak” buyuruyordu, hayatında herhangi bir mücadeleyi kazanmamış olan Soylu. Neyine güveniyordu bu sözleri ederken ya da nasıl bir rüya görüyordu o an, bilmek mümkün değil ama 2019 baharında PKK’nin gücünün geldiği nokta bir yana kendisi utanmadan seçim kampanyasında insanlara yalvarıyordu: “Lütfen boynumuzu Kandil’in önünde eğmeyin”. İnsani niteliklerden biraz nasiplenmiş olsa toplumun önüne bir daha çıkmazdı. Fakat o utanma hissinden azadeydi. Ne de olsa utanma devrimci bir duyguydu.

Bu varlık geçenlerde yeni bir laf daha etti. Ne diyordu bu zat: “PKK’ye bu sene sadece 52 kişi katıldı. Bu 1984’teki rakamın bile altındadır.” Nereden tutalım bu baştan sona absürt açıklamayı. Rakam vererek ciddileşmeye çalışıyor ama tam da burada komik oluyor. Bu devletlü sayı saymayı biliyor mu? Açıkçası bilmiyoruz ama bazı şeyleri sormak gerekiyor ona: “PKK’ye katılanlar senden izin alarak mı devrime koşuyorlar? Nasıl saydın bu insanları?” PKK’ye katılım için içişleri bakanlığına başvuruluyor da biz mi bilmiyoruz. Peki “1984 yılında kaç kişi katıldı, onu nerden biliyorsun?” 84 yılında senin ata babaların “3-5 çapulcu” diyordular. 10’u geçmiyordular. Sayı saymayı PKK onlara öğretti, hatırlaman lazım. Sana da bahar saymayı öğrettikleri gibi. Malum 2017 baharından 3 bahar geçti, dördüncüye geliyoruz. Bırak insanları sen tek bir gün PKK’yi anmadan geçiremiyorsun. Niye rahattı bu kişi. Çünkü ne de olsa kimse ettiği kelimeleri mantık terazisine vuracak değildi. Ona en küçük laf edene saldırmak için hazır bekleyen bir çetesi vardı, saçmalarken güvendiği bir diğer nokta da buydu.

Şizofrenik bir beyne bunu anlatabilmek güç ama 1984’ü sayı ile anlamak mümkün değildir. Çünkü 15 Ağustos’ta atılan ilk kurşun Kürt halkının diriliş devrimini zihinsel olarak başlattı, bunun geri dönüşü yok. Önderliğine, örgütlüğüne kavuşan bu halkın soykırıma uğratılmasının bir yolu yok. 37 yıldır tekrarladığınız aynı mavallarla ancak kendinizi kandırabilirsiniz.

En iyisi bu zatın anlayacağı şekilde söyleyelim, Büyük devrimci Kemal Pir, Soylu’nun önceki sürümlerinden olan Esat Oktay’ın “3-5 kişi ile devleti nasıl yeneceksiniz” sorusuna şöyle cevap veriyordu: “Biz bu devletin göğsüne 3-5 kişiyle de olsa dev bir kazık çaktık, çıkarabiliyorsa çıkarsın”

Yasin KILIÇ

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi   

Önceki yazı

BAŞUR’DAKİ İKTİDAR BASINININ DURUMU: KOPYANIN KOPYASI

Sonraki Haber

PARİS KATLİAMI VE FRANSA

Benzer Haberler

Apoculuk, Sosyalizmi Eylem Ve Pratik Yaşam Düzeyinde Ele Alıyor
Makaleler

Apoculuk, Sosyalizmi Eylem Ve Pratik Yaşam Düzeyinde Ele Alıyor

22 Mart 2023
Olası Bir Seçim, AKP-MHP Faşizminin Sonunu Getirecek
Makaleler

Olası Bir Seçim, AKP-MHP Faşizminin Sonunu Getirecek

2 Mart 2023
Kayyum Siyaseti, Diktatörlük ve Yerel Yönetimler-Demokrasi
Makaleler

Kayyum Siyaseti, Diktatörlük ve Yerel Yönetimler-Demokrasi

20 Şubat 2023
Sonraki Haber
PARİS KATLİAMI VE FRANSA

PARİS KATLİAMI VE FRANSA

Öne Çıkan Yazılar

  • Apoculuk, Sosyalizmi Eylem Ve Pratik Yaşam Düzeyinde Ele Alıyor

    Apoculuk, Sosyalizmi Eylem Ve Pratik Yaşam Düzeyinde Ele Alıyor

    511 Paylaşım
    Paylaş 204 Paylaş 128
  • HÜDA PAR’ın Resmi Sitesi Hacklendi

    540 Paylaşım
    Paylaş 216 Paylaş 135
  • JİTEM ve Hizbulkontra’nın Sahneye Sürülmesi

    529 Paylaşım
    Paylaş 212 Paylaş 132
  • Önder APO, Hizbulkontracıların Serbest Bırakılmalarına Ne Demişti?

    532 Paylaşım
    Paylaş 213 Paylaş 133
  • Asena Meral’in Seçim Oyunu

    557 Paylaşım
    Paylaş 223 Paylaş 139

Önerilenler

Apoculuk, Sosyalizmi Eylem Ve Pratik Yaşam Düzeyinde Ele Alıyor

HÜDA PAR’ın Resmi Sitesi Hacklendi

JİTEM ve Hizbulkontra’nın Sahneye Sürülmesi

Çökertme Politikasının Maşası: Üniformalı Kadın Ve Çocuk Katilleri

Önder APO, Hizbulkontracıların Serbest Bırakılmalarına Ne Demişti?

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Araştırmalar
  • Basın Bültenleri
  • Basından Seçmeler
  • Belgeler
  • Dizi Yazı
  • Dış Basından
  • Duyurular
  • Ekoloji
  • Ekonomi
  • Gençlik
  • Haberler
  • Kadın
  • Kim Kimdir?
  • Kronoloji
  • Kürdistan Tarihi ve Dili
  • Makaleler
  • Okuyucudan
  • Özgürlük Perspektifleri
  • Politik Analiz
  • Röportajlar
  • Serbest Yazılar
  • Teknoloji

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç