30 Eylül 2019 Pazartesi Saat 05:34
0
21
TR
:” ”
:””
” “,serif
Erdoğan şefliğindeki AKP-MHP iktidarı başından beri Kürt düşmanlığını
açık biçimde yapmıştır. Kürtlerin statü kazanmaması için kendi çeteleri olan
DAİŞ ve El Nusra güçlerini Kürtlere ve Suriye rejimine saldırttı. DAİŞ ve El
Nusra’nın gerilemesi ile birlikte Erdoğan’nın Kuzey ve Doğu Suriye politikası
da ters yüz oldu. Ters yüz olan Suriye politikasını sürdürmek için, ‘Kürt
koridoruna müsaade etmeyiz’den sonra “Güvenli Bölge propogandasıyla devam
etmeye başladı.
Güvenli Bölge adı altında Kürtlerin özerk sistemini dağıtmaya yönelik
işgal harekatları planlanmaktadır. Güvenli Bölge propogandasını yaparak da
işgali gündemleştirmektedir. Kuzey ve Doğu Suriye yönelik işgali gündemleştirerek,
ABD ve Rusya’dan da destek almayı amaçlamaktaydı ancak işler Erdoğan’ın
istediği gibi olmadı ve ters tepti, istediğini alamayınca tehditlere başladı.
Bu tehditler yapılırken bir yandan da sınır bölgelerinde askeri
sevkiyatlar arttırıldı. Kuzey ve Doğu Suriye’yi işgal etme planları kapsamında
sınır bölgelerinde bulunan illere genelge gönderilerek sağlık çalışanlarının
izinleri iptal edilmesi ise işgal planlarının bir parçası olmaktadır. İşgal
operasyonuna hazırlanan TC ve soykırımcı Erdoğan iktidarı geçtiğimiz günlerde Sağlık
Bakanlığı’na genelge göndererek,“Türk
Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’ye askeri harekat planladığını bildirerek
Şanlıurfa ve Mardin’e ilave doktor görevlendirdi. Görevlendirme 20 Eylül-20
Ekim 2019 tarihleri arasını kapsıyor. Bu illerdeki sağlık personelinin izinleri
de iptal edildi yazısı ile birlikte Ankara, İstanbul ve İzmir’in de bulunduğu 16
ilden çok sayıda sağlık çalışanları ve hekimi Urfa ve Mardin’e görevlendirmesi oldukça
manidardır.
Erdoğan neyin hesabını yapıyor? Eğer Kuzey ve Doğu Suriye’ye girip
rahatlıkla çıkacağını düşünüyorsa büyük yanılgı ve yenilgiyle karşılacağı
kesindir. Kuzey ve Doğu Suriye’de yenileceği kesin iken işgal operasyonu
hazırlıklarınına son süratla devam ederek, Qamışlo’ya sıfır noktasında bulunan
Nusaybin’deki Devlet Hastanesi’nde personelin bütün izinlerini iptal etti.
Sadece erkek personellerin çalışma talimatı verdi. Hastenelerin acil
servislerinde odalar ayarlandı. Doktarlar ve sağlık çalışanlarının izni ikinci
bir emre kadar iptal edildi. Sağlık
Bakanlığı’nca görevlendirilen 94 hekimin sadece cerrahi, radyoloji ve acil tıp uzmanlarından oluşturulması TC’nin Kürt
kazanımlarına yönelik saldırı hazırlıklarının bir parçasıdır denilebilir.
Amerika’dan güvenli bölge konusunda beklediğini alamayan AKP-MHP faşizmi,
şimdilerde asıl amacı olan işgal operasyonu için ABD’den onay almak için
kolları sıvamıştır. İhtimal dahilinde düşündüğümüzde, AKP iktidarı ABD’ye taviz
vererek Kuzey ve Doğu Suriye üzerinde bir anlaşmaya da giderbilir. Bunu Rusya-TC
ittifakı ile işgal edilen Efrin örneğin de gördük. Efrin kirli ittifak sonucu
işgal edilerek buraya çeteler yerleştirildi, Efrin halkı katliamdan geçirilerek
geri kalanı göç ettirildi. Şimdi ise demografik değişim ile karşı karşıya. Kuzey Suriye ve Fıratın doğusunda
yapılmak istenen budur. Ama Fırat’ın
doğusu ile Efrin birbirine benzemez. Yerden
göğe kadar fark var. Uluslararası faktörler bir kenara Türk ordusu ile başbaşa
kalınsa bile durum farklıdır. Bu savaş aylarca hatta yıllarca süren bir savaş
olacak
çünkü Fırat’ın Doğusu geniş
bir alan. Efrin’de stratejik bir karar alındı ve savaş sadece Efrin’le sınırlı tutuldu. Ancak burada öyle
olmayacağını iyi görmek gerekir. TC ordusu herhangi bir yere saldırırsa
topyekün bir savaşa dönüşeceği kesindir.
ABD, iki tarafı
‘çatıştırmaktan’ ziyade karşılıklı mevzilendirerek kendi çizgisine çekmeye çalışıyor.
Topyekün bir savaşın çıkmasını istemeyen ABD Türk devletini görüşmeler
kapsamında engellemeye çalışacak. Ancak TC’nin yaptığı hazırlıklara bakılırsa Kuzey
ve Doğu Suriye’ye yönelik işgal operasyonu başlatmakta ısrarlı. Erdoğan’ın Amacı
Suni-Arap Kemeri
oluşturmak olduğunu bilmeyen de yok. Bu yüzden ilk hedefi Kürtler ve Kürtlerin
kazandığı statüdür. Kendini bölgenin hamisi olarak gören faşist Erdoğan’ın
amacı tıpkı Baas rejimi
dönemindeki gibi Kürtler ve Hristiyanlar gibi diğer azınlık halkların yaşadığı
alanlarda ‘Sünni-Arap Kemeri’ oluşturmaktır.
Rönesans
felsefesinin siyaset felsefesi açısından en önemli düşünürlerinden olan Nicola Machiavelli’n dediği gibi “İstediğiniz zaman başlatabilirsiniz savaşı
ama ancak gücünüz yettiği zaman sona erdirebilirsiniz. Bu söz tam da İşgalci Erdoğan
ve Türk devleti için söylenmiştir. Savaşı başlatmak kolay savaştan nasıl
çıkacağı önemli…
Sara GULAN
0
21
TR
KO
:” ”
:””
” “,
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html
Sara GULAN