25 Mart 2011 Cuma Saat 08:53
Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nin Türkiye denetim raporuna, KCK davasının tutuklu sanıklarından Leyla Güven’in durumu ve belediyelerde Türkçe dışında başka dillerde hizmet konusu damgasını vurdu.
Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nin (AYBYK) Türkiye denetim raporu, dün Strasbourg’daki genel kurul toplantılarında tartışılıp oylandı. İsveçli Liberal Anders Knappe ile Avusturyalı Hrıstiyan Demokrat Herwig van Staa tarafından ortaklaşa kaleme alınan Türkiye rapor ve tavsiye kararı AYBYK genel kurulu tarafından ezici oy çoğunluğuyla kabul edildi. Oylama sırasında AYBYK Türk heyetinin sunduğu dört değişiklik önergesinin hiçbiri kabul edilmedi.
Eş raportör Knappe, raporunun sunumu sırasında yaptığı konuşmada, Türk hükümetinin başlattığı Kürt açılımını “memnuniyetle karşıladıklarını , ancak Güneydoğulu yerel yöneticilerin hapiste olmasının sorun yarattığını söyledi. Knappe, hapisteki AYBYK Türk heyeti üyesi Leyla Güven’le görüşmek istediklerini ancak bugüne kadar Türk resmi makamlarından izin alamadıklarını da sözlerine ekledi. Güven, 2009 yılından bu yana AYBYK Türk heyetinde asil üye olarak görev yapıyor. Ancak tutuklu yargılandığından AYBYK toplantılarına katılamıyor.
„Belediyeler Türkçe dışında dillere açılsın“
Avusturyalı raportör van Staa ise Türkiye’de belediyelerin Türkçe dışında dillerde hizmet verebilmelerinin önünün açılması çağrısında bulundu. Van Staa bu çerçevede Ankara’ya Avrupa Konseyi Azınlık Dilleri Şartı’nın imzalayıp onaylaması çağrısında bulundu. Türkiye raporunda ademi merkeziyetçilikten belediyelerin gelir kaynaklarına kadar birçok konu işlenmişken, oturumda söz alan AYBYK üyelerinin tamamı sadece Leyla Güven’in ve KCK davası nedeniyle hapiste olan yerel yöneticilerin durumunu gündemine taşıdı.
AYBYK Türk heyeti üyeleri ise Leyla Güven’in PKK ile bağlantılı olduğu için yargılandığını, konunun Türk yargısının gündeminde olduğunu ve yargı kararının beklenmesi gerektiğini savundu. Türk üyeler, belediyelerin Türkçe dışında başka dillerde hizmet vermesi talebine karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Fransa hakkında aldığı bir kararla yanıt verdi. AİHM, Eylül 2010’da açıkladığı söz konusu kararda, belediye meclislerinde yerel dilde konuşmanın yasaklanmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğüyle ilgili maddesine aykırı olmadığına hükmetmişti. Ancak Türk heyetinin bu argümanları genel kurulda yankı bulmadı. Raportör Knappe, belediye meclis toplantılarında “Türkçe yerine başka bir dil kullanılmasını değil, “belediyelerin Türkçe dışında başka dillerde de hizmet verebilmesini istediklerini hatırlattı.
AYBYK Türk üyeleri tarafından raporun tavsiye kararına, PKK’nın terör örgütü olduğunun vurgulanması ve belediyelerin Türkçe dışında başka dillerde hizmet verebilmesine olanak sağlanmasına dair ifadelerin kaldırılması için oylama öncesi sunulan değişiklik önergelerinin tamamı reddedildi. Rapor ve beraberindeki tavsiye kararı AYBYK üyeleri tarafından oy çoğunluğuyla kabul gördü. AYBYK bu oylamaya paralel olarak, üyesi Leyla Güven’i şu an tutuklu olduğu cezaevinde ziyaret etme kararı da aldı. Bu ziyarete Türk hükümetinin izin verip vermeyeceği ve verilirse ne zaman gerçekleşeceği henüz bilinmiyor.
Rapor ve kararda neler var?
AYBYK rapor ve tavsiye kararında öncelikli olarak, 2007 yılından bu yana Türkiye’de yerel ve bölgesel demokrasi alanında fazla ilerleme kaydedilmediği vurgulanıyor. AYBYK bu durumun, kısmen, Adalet ve Kalkınma Partisi hakkında açılan kapatma davası, anayasal reform süreci, 2010 yılındaki referandum ve bu yıl Haziran ayında yapılacak genel seçimlerle açıklanabileceği, ancak asıl nedenin Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ilkelerinin sosyal, politik ve kültürel mirasından kaynaklandığı görüşünü not ediyor.
Türkiye’de ademi merkeziyetçiliğin kuvvetlendirilmesi amacıyla anayasal önlemler alınmasını ve merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki idari vesayetinin kaldırılmasını isteyen AYBYK, bu çerçevede, isteyen belediyelerin, Türkçe dışında başka dillerde kamusal hizmet verebilmelerine olanak tanınmasını da talep ediyor. Bu talep AYBYK tarafından 2007 yılında hazırlanan son Türkiye denetim raporunda da dile getirilmişti.
Türkiye’de yürürlükte olan ceza ve terörle mücadele yasalarının yerel demokrasinin işleyişinde “yıkıcı etki yarattığının da savunulduğu taslak kararda, bu yasaların yerel yöneticilerin temel haklarını ihlal etmeyecek biçimde yeniden düzenlenmesi isteniyor. AYBYK raporunda bu konuda özellikle Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile Diyarbakır-Sur belediye başkanı Abdullah Demirbaş’ın durumları hatırlatılıyor.
Valilerin rolüne eleştiri
Valilerin il genel meclisleri bünyesindeki konumlarını da sorgulayan AYBYK, merkez tarafından atanmış valilerin il genel meclis yönetimlerindeki rollerinin yerel demokrasi açısından “alışılmadık ve il yönetiminde özerkliği engelleyici bir faktör olduğunu vurguluyor. AYBYK Türkiye’de belediyelerin gelir kaynaklarıyla ilgili yürürlükteki yasal mevzuatı da yetersiz buluyor ve bu konudaki son düzenlemelerin belediyeleri merkezi idareye daha da bağımlı hale getirdiğini savunuyor.
Taslak kararda, Türk hükümetine, Avrupa’nın yerel demokrasiyle ilgili temel belgelerini imzalayıp onaylaması çağrısı da yer alıyor. Avrupa Konseyi bünyesinde hazırlanan bu belgeler arasında Avrupa Yerel Özerklik Şartı, Avrupa Azınlıkları Koruma Sözleşmesi ve Avrupa Bölgesel ve Azınlık Dilleri Şartı da var.
Türkiye’nin şu anda dönem başkanlığını yürüttüğü Avrupa Konseyi’nin mahalli idareler birimi olan AYBYK, Avrupa genelinde yerel ve bölgesel demokrasi kriterlerini yaratan ve denetleyen organ olma özelliğine sahip. AYBYK, Avrupa Konseyi üyesi 47 ülkedeki yerel ve bölgesel demokrasi konusunda düzenli denetim raporları hazırlıyor.- Deutsche Welle
Kayhan Karaca / Paris
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info