Bu yazı dizimizin ilk iki bölümünde tarihsel ve Erdoğan AKP iktidarı ile AKP-MHP birleşmesi sürecinde yaşananları ana başlıklarıyla vermeye çalıştık. Bu bölümdeyse yaşananlarla birlikte ortaya çıkan resmi vererek kimin nerde durduğunu, kimin kime ne söylediğine bakarak olabilecekleri anlatmaya çalışacağım.
Peker, ilkin Mehmet Ağar’ı hepimizin bildiklerine yeni bilgi ve belge ekleyerek anlattı. Mehmet Ağar, Çakıcı, Engin Alan, Korkut Eken ile birlikte çektiği resimle, yerini hepimize bir kez daha göstermiş ve hatırlatmıştı. Oğlunu AKP’ye yerleştirerek hem resmi hem de yukarıdaki resim tablosuyla gayri resmi devlet tarzında faaliyetlerine devam ettiğini açıklamıştı. Bana göre Peker, Erdoğan ve AKP’nin Metin Külünk ve SADAT vakfı ile örgütlemeye çalıştığı yapılar birlikte Çakıcı’nın ve Ağar’ın yerine geçmeye çalıştığı için Ağar ve ekibinin saldırısına uğradı. Görünen o ki Soylu’nun Pekeri kontrol etmesi AKP mafyası olmasını engellemesi gerekirken bunu başarmamış. Ağar’ın Peker’in itiraflarından sonra ‘bizden olmasa buralara mafya artıkları çökerdi’ derken kastettiği Soylu’nun başarısızlığıdır. Bu nedenle Soylu hemen tepki verdi. Soylu’nun Ağar’a verdiği yanıtı da ‘sen ne yapıyorsun, neden beni zora sokuyorsun, ben gidersem birçoğunuz da gider’ şeklinde anlamak daha doğru olur. Bundan dolayı Ağar yanlış konuştuğunu anladı ve hemen Soylu’dan özür diledi. Ağar Soylu’yu deşifre ettiğini kısa süre sonra anladığı için özür diledi.
Peker’in henüz açıklamadığı gerçekler, MHP ve Çakıcı hakkındakilerdir. Alaattin Çakıcı bunu bildiği için dolaylı bir dille Peker’e çağrı yaptı. Çakıcı’nın uzlaştıran, sağduyulu olmaya davet eden akil adam tarzındaki konuşması, Türk devletinin içinde bulunduğu durumu göstermek açısından tarihe kayıt düşmüştür. Mafya yoktur çünkü mafya devlettir. Ben bu yazıyı yazarken henüz Çakıcı’nın konuşmasından haberdar değildim. Çakıcı’nın konuşması, çağrısı mafya değil devlet olduğunu yeterince göstermiştir. Çakıcı, Peker’in kendisi ve MHP hakkında söyleyecekleriyle Soylu’ya malzeme vereceğini tahmin ediyor. Bunun için Çakıcı Soylu’ya arka çıktı. Şimdiden ön aldı. Soylu’nun içinde bulunduğu durum ‘ödlekler neden konuşmuyor’ sözünden bellidir. Bunun anlamı beni yalnız bırakmayındır. Bu çağrı Çakıcı’nın içinde bulunduğu guruba ve AKP’lilereydi. AKP’den Soylu’ya İ. Kalın, Ö. Çelik ve F. Altun arka çıktılar. Fakat Cemil Çiçek Peker’in itirafları hakkında soruşturma isteyince işler bir hayli karıştı.
Bahçeli, Çakıcı, Ağar ve Soylu, Peker’in konuşmalarına neredeyse aynı cümlelerle cevap verdiler. ‘Senin söylediklerin CHP, İyi parti, HDP, Babacan ve Davutoğlu’nun işine yarıyor’ dediler. AKP resmi propagandasında HDP dışındaki muhalefet Bıden’ın gelmesiyle ABD tarafından desteklenenler olarak lanse ediliyor. HDP, ilk günden beri PKK’dir zaten. Yerli ve milli mafya devletinin tüm ağızları birlikte muhalefeti kastederek ‘yeni Türkiye’nin düşmanlarıyla işbirliği içinde olup, eski Türkiye’ye dönmek istiyorlar’ şeklinde iddialarını sürdürüyorlar. HDP’ye ise Türkiye’yi bölüyor diyorlar. Bu akılla HDP’yi tasfiye etmeyi diğerlerini ise teslim alma strateji yürütüyorlar. İşte Peker bu politikalarını zora sokmuş demeye getiriyorlar. Yazımızın diğer bölümlerinde de belirttik, yeni Türkiye devleti tümüyle yerli ve milli mafya devleti olmuştur. Türkiye devletinin NATO’ya girmesiyle birlikte eğitip örgütlediği ne kadar kontrol dışı, gayri resmi, katil ve silah, eroin ve kadın taciri oluşum varsa hepsinin birleşerek devletleştiği dönem AKP-MHP birleştiği günden itibaren başlar. Bunun için bazılarının ‘AKP-MHP bizi doksanlara geri götürmek istiyor’ sözü de yerli ve milli mafya devletini ya anlamadıklarını yada gizlemek istedikleri söz oluyor. Çünkü doksanlarda lokal olan, artık her yerdedir. İstinai olan yasalarla genelleştirilmiştir. Bu devletin başı da Erdoğan ve Bahçeli’dir. Erdoğan’ın ABD 6. Filosunu kıble edip namaz kılan geleneğin kadrosu olduğunu, Bahçeli’yi ise Ruzi Nazar’ın Türkeş’e verdiği perspektif gereği MHP’ye alındığını hatırlatmakla yetinelim.
O zaman Peker’in açıklamalarına Yeni Türkiye’nin asıl ve gerçek sahiplerinin ‘‘senin söylediklerin CHP, İyi parti, HDP, Babacan ve Davutoğlu’nun işine yarıyor’ demesinden ne anlaşılmalıdır. Asıl önemli olan nokta burasıdır. Diğer meseleler de ciddidir, ancak daha çok da magazinseldir. Bunu şimdiden kestirmek zordur. Ancak şu tezleri ileri sürebiliriz.
1—Sedat Peker makul devletin kendisine verdiği bilgiler sonrasında dışarı çıkıp konuşuyor olabilir mi? Eğer konuşmaya devam ederse bu güçlü bir ihtimaldir. Ve çok ciddi sonuçları olabilir. Çünkü Erdoğan Bahçeli rejiminden rahatsız olan dış güçler de bunu destekleyecektir. Erdoğan ve Bahçeli rejimi tümüyle tasfiye olduğunda Peker yaptıklarının karşılığını aklanıp işadamı olarak Türkiye’ye dönerek alacaktır.
2—Sedat Peker iddia ettiği gibi Soylu’nun verdiği bilgiden hareket ederek yurtdışına çıkmışsa, Çakıcı’nın çağrısına uyarak susabilir. Ya da boş konuşmaya başlar. Adamları ve eşine yapılanlardan ötürü gizliden kendisinden özür dilenecektir. Adamları da bırakılacaktır. Belki Soylu bulunduğu makamı yitirecektir. Ancak Soylu’yu Erdoğan görevden alamaz. Bahçeli’nin liderliğini ettiği ekip görevi bırak derse istifa edecektir.
3—Sedat Peker, AKP’lileşmek istediği için mafya devletinin Soylu üzerinden saldırısına uğramışsa, söylediklerini Erdoğan ve yakın ailesi dediğimiz dinci sermaye söyletmektedir. Bu AKP ile MHP arasında tıpkı AKP ile Gülenciler arasındaki çatışmanın bir benzeri yoldadır demektir. Çakıcı’nın ‘AKP içinde uygun olmayan bazıları var’ demesi böyle düşünmenin de doğru olabileceğini gösteriyor. O zaman kanlı bir kavgaya şahit olabiliriz.
4—Sedat Peker, İstanbul’u ele geçirmek istediği için doğrudan AKP mafyası olan ekibin saldırısına uğrayıp kaçmak zorunda kalmışsa, Erdoğan onu susturacaktır. Ancak şimdiye kadar bu tezi destekler bir veri elimizde yoktur. En zayıf ihtimal bu gözüküyor.
5—En güçlü olasılık, uluslar arası sermaye güçlerinin, Erdoğan ve AKP eliyle yerli ve milli devlete bir operasyon çektiğidir. Bu olasılık doğruysa işin içinde bizzat Erdoğan ve adamları vardır. İ. Kalın, Ö. Çelik ilk konuşan AKP’liler oldu. İkisi de Amerikancıdır. Belki de Masondur. İkisi de Erdoğan’ı başta Yahudi sermayesi olmak üzere uluslararası sermayeye Washington’da pazarlayanlar arasındadır. Erdoğan ve adamları bunun karşılığında kendini Halkbank gibi kirli işlerden kurtarmaya çalışacaktır. Belki de anlaştıkları için Peker konuşmaktadır. Çakıcı’nın ilk açıklamasında Erdoğan’a da mesaj verdiğini düşünürsek bu ihtimalin güçlü olduğunu düşünebiliriz. Çünkü Çakıcı Erdoğan’a ‘bizden korkma, biz en az 2028’e kadar da seni bırakmayız’ demeye getirmiştir.
İzleyip birlikte göreceğiz. Haydi hayırlısı…
Mehmet Gören
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi