06 Eylül 2016 Salı Saat 08:20
14 Temmuz’da Türkiye’de gelişen darbe ABD merkezli
geliştirildi. ABD yıllardır Fethullah yapılanmasına destek sunarak,
global-paralel yapılanmanın arka perdesi oldu. Türkiye’nin Ortadoğu da ki
önemli aktörlerden biri olması ABD’yi rahatsız ediyordu. Diğer tarafta
Türkiye’nin Avrupa birliğine girip girmemesi de Türkiye’yi ciddi anlamda
rahatsız ediyordu. Yıllardır Avrupa birliğine girip girmemesi tartışmalı
olmuştu. ABD, batı endeksli siyasetten
uzaklaşıp, bağımsız Türkiye politik çizgisini belirlemeye giriştiği dönemde,
Türkiye’yi denetimde tutmak adına, Fetullah Gülen yapılanmasına “hadi kulum
sıra sende denerek harekete geçirdi. Fethullah Gülen darbe senaryosu 70’den
buyana yedekte tutulan bir yapılanmasıydı. Bu yapılanma üzerinden, Türkiye
kafesteki kuş misali kontroldeydi. Darbe planlaması bölgedeki dengeler
gözetilerek hızlı geliştirildi. Güçlü bir analiz yapılamadan bölgedeki
rahatsızlıklar gözetilmeden darbe girişimine gidildi. Darbe Kürdistan merkezli
geliştirilseydi durum çok farklı olurdu.
Öz yönetim direnişleri sonrası, Kürt halkı devletle çeteci yapıların
önüne geçmezdi “Birbirini kırsın denirdi . Ne de olsa öz yönetim direnişlerinde
her iki güçte Kürt Halkı’nın celladıydı.
Darbenin Ankara merkezli gelişmesi darbeyi erken kontrole
götürdü. Darbe girişimi ile Türkiye çökertilmek istenmedi zayıflatıldı. Zayıf
Türkiye ile Suriye’ye çekilmek istendi ve de başarılı da olundu.
Türkiye bölgede önemli bir aktördü ve önemli bir askeri
yapılanma ile askeri tedrisata sahipti. Türkiye’nin zayıf yanı Kürt fobisiydi.
Olası Türkiye ile Kürt diyalogu dengeleri tümden değiştirebilirdi. Türkiye’nin Kürt fobisinde Batı ve Sovyet
blokları kazançlı çıktı. Denge savaşında oyuncu olmazsa savaş sürdürülemez.
Minbiç’in özgürleşmesiyle birlikte Suriye’de yürütülen iç savaşta DAİŞ’i önemli
oranda devre dışı bıraktığı gibi Türkiye sınır savunma sistemini de PYD
güçlendiriyordu. Kürt, Türk ittifakı ile birlikte bölgede daimi barış süreci
gelişebilirdi. Demokratik Suriye Fedarasyonu ile bölge barışa
hazırlanıyordu. Suriye de ki iç savaşta
demokratik diyaloglarla barışçıl çözüme çekilebilirdi. Bölgedeki DAİŞ
karabasanı Kürdistan da ayıklanıyordu. Bölgede Kürtler arasında çelişkiler olsa
da DAİŞ karşısında ortaklaşma zeminleri açıktı. Musul operasyonuna pek çok Kürt
gücü hazır olduklarını beyan etmişlerdi. Kapıda Musul operasyonu beklerken,
Minbiç başarısı sonrası Celabrus hamlesi ilan edilmesiyle birlikte Kürt
aktivitesi bölgede önemli aktör konumuna gelmişti. Bölgede Kürt siyaseti belirginleşirken Kürt
Halkı’nın statüsüz oluşu, bu kazanımlarla statü kazanması dış güçleri rahatsız
etti. Kürt Halkı’nın kazanımlarını dengede tutmak için, Türkiye’nin Kürt fobisi
tetiklendi. Bu şekilde bu savaş dengelenecek ve de uzayacaktı. Savaşın bitmesi
dış güçlerin bölgeden çekilmesini getirebilir. Dış güçler hala denge savaşında
kazananı açığa çıkaramadı.
Türkiye’nin savaşa çekilmesiyle birlikte mülteci krizi
çözülecekti. Mültecileri karşılama ödenekleri bu savaşı karşılamıyor. Türkiye’nin blöfleri ile bu süreci daha fazla
uzatmaktan çok savaşa Türkiye’nin çekilmesi daha güçlü hamleyi açığa
çıkaracaktı.
Darbe girişimi Türkiye’yi iç savaşa çekme yöntemiydi. Erken
doğan darbeyi Rusya fark etti, Türkiye’yi haberdar etti. Türkiye’nin içine
gireceği olası savaşta, Serhat hattı üzerinde de DAİŞ, Azerbaycan, Gürcistan ve
Ermenistan Rusya hattına çekilecekti. Buda savaşın boyutunu genişletme
planıydı. İlginç olan Türkiye’ye yeni aktörlerle giriş yapılmak istendi. Cemaat hareketi ile ılımlı İslam tekrar
sahneye çağrılırken ılımlı İslam yapılanmasıyla Şii devlet yapılanmasını
oluşturan İran da hedef haline getiriliyordu. Savaşın dili değiştirilmek
istendi. DAİŞ dışında güçler oluşturuldu. Darbe gecesi İran Dışişleri Bakanı
Zarifi’nin Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nı 5 kez aradığını da gözden kaçırmamak
gerekiyor.
Kürt özgürlük alanları açılım yaptıkça, ezeli düşmanlar
ortaklaşması yine öne çıktı. Rusya hiçbir zaman Kürt Halkı’nın yanında sonuna
kadar durmadı. Kısa süreli ağza bal çalmalarla yetindi. İran da Qasimlo’nun
öncülük ettiği Kürt Hareketi’nin yenilgisinde Rusya’nın payı büyük olduğunu
unutmayalım. İran çıkarları Türk-Suni yapılanması ile çatışsa da ortak
oldukları Kürt Sorunu ve Türkiye üzerinde açılacak savaş direk İran’ı
etkileyecekti. Savaşın bir sonraki hamlesi İran üzerinde geliştirilecekti. İran
şuanda Irak’ta, Suriye’de savaşıyor. Savaşı kendi sınırlarından uzak tutuyor.
Bölgede en zayıf ve güçsüz olduğu saha Türkiye’dir. Türkiye Hizbullah’ı
üzerinde tabanı olsa da atıldır, aktif değildir. İran, Suni tabanlı Şii
yapılanmaların iktidara kayma ihtimalini de göz ardı edemez. Dolayısıyla direk
Türkiye ile ortaklaşması daha öncelikli olacaktır.
BOP planlamasının arka yüzünde günlük olarak Orta Doğu
yeniden masaya yatırılıyor. BOP
projesinde figüranlar yeniden ele alındı bölgedeki adrenalin Türkiye üzerinden
yeniden yükseltildi. Oyun pisti olarak
bu sefer Türkiye seçildi.
Kürt Hareketi’nin ilerleyişi savaşta birçok piyonu devre
dışı bırakıyordu. Kürt bölgesinde kalıcı Demokratik Suriye Federasyonu rengini
oluşturmaktaydı. Kürtlerin kazanımlarını
gölgelemek için, Qamışlo’daki katliam geliştirildi. Bu katliama eşlik eden ENKS
ve Rejim kaynaklı kışkırtmalar kendiliğinden gelişmedi. Rojava kazanımları bir
yandan da ENKS üzerinde darbelenmek istendi. Qamışlo katliamı Rojava’yı farklı
güçlerle paylaştırmak adına geliştirildi. Buradan başarılı olunamayınca İran
üzerinden Rejim kışkırtması devreye sokuldu. İlk defa Rejim Kürtlere Heseki de
hava saldırısı geliştirdi. İran, Kürtlerin hareketini sınırlamak ve Minbic
hamlesinin önüne geçmek için PYD’yi hedefledi. Anlaşılan o ki bölgede bu
savaşın bitmesini hiçbir güç istemiyor. Bu savaş uzadıkça emperyalistlere
kazandırıyor.
Her ne kadar ABD Kürt hareketlerini DAİŞ’e karşı savaşta
desteklese de kalıcı barışçıl çözümde Kürtlerin arkasında değil. Kürtlerin özgürlük hareketi ABD’nin
çıkarlarına ters düşüyor.
Qamişlo’da, Heseki’de, Minbic’te komploya düşmeyen Kürt
Özgürlük Hareketi’ne Türkiye üzerinden komplo girişimi başlatıldı. Antep’te
gelişen katliam AKP-DAİŞ yapılanması üzerinde geliştirildi. Türkiye’nin tezgâhının
asıl gündemi Demokratik Suriye yapılanmasının önüne geçmektir. Türkiye
Suriye’ye çekildi. ABD’de de Avrupa da patlayan bombalar ile DAİŞ’ le
mücadelesini meşrulaştırırken, DAİŞ’i bitirmek adına yönelmiyor. Türkiye’yi
DAİŞ odaklarına hedef haline getirmezdi. Türkiye’nin savunma hattını Kürtler
oluşturuyordu El bab, Celabrus hattına PYD’nin yaklaşması az kalmıştı. Minbic
hamlesi sonrası stratejilerini değiştirmek durumunda kaldılar.
Suriye’deki savaşta Ruslar ve ABD güçlerin denge savaşı
sıkışmıştı. Arap baharı adını verdikleri bu savaşta kazanan Kürtler ve ezilen
halklar olunca hesaplar tutmadı. PYD özerk bölgesini oluşturmaya ramak kala
dost güçler düşman oldu! PYD’yi tanımazdan geldiler. Türklerle Kürtlerin olası
barış görüşmelerinin gelişmesi durumunda kaldı ki tam da o günlerde PKK’nin
çözüm deklarasyonunu açıklaması tümden işleri hızlandırmak durumunda
bıraktırdı. PYD bölgede barış gücü olarak Türkiye’yi tehdit etmiyordu. Türkiye’nin
sınır savunma hattını Kürtler oluşturuyordu. AKP’nin Kürt fobisi AKP’yi
barıştan korkuttu.
Zin Maraş
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html
0
21
TR
HE
:” ”
:””
” “,” ”