04 Temmuz 2015 Cumartesi Saat 02:07
7 Haziran seçimleri Türkiye için
bir dönemim sonu ve yeni bir döneminde başlangıcı olmuştur. Seçimin en bariz
sonucu olarak kaybedenler listesinin başında Tayyip Erdoğan’ın yazılması ve
yine kazananlar listesinin başına da HDP projesinin yazılması elbette
kendiliğinden olmamıştır. Tayyip Erdoğan’a kaybettiren esasta kişisel olarak
zayıflıkları değildir. Tayyip Erdoğan ne kişi olarak basiretsizdir ne de
dayandığı parti ve devlet kurumlarını kendi amaçları doğrultusunda harekete
geçirme konusunda zayıflık yaşamamaktadır. Hatta herkesi ve her çevreyi kendi
amaçları doğrultusunda kullanmakta Türkiye siyasi tarihinin en yetenekli
siyasetçilerinden olduğu söylenebilir ama her siyasetçi gibi onunda bir ömrü
var ve oda vadesini doldurdu demekle bu yenilgi yeterince izah edilemez. Esas
başarısızlık nedeni kendisini konumlandırdığı siyasi yelpazedir.
Tayyip
Erdoğan ve Partisi AKP bugüne kadarki başarılarını demokrasi ve özgürlüklerden
yana olduklarını bir algı olarak topluma başarıyla kabul ettirmelerine
bağlıdırlar. Bununla beraber ekonomik istikrar ve gelişmeler bu başarıyı
perçinleyen unsurlar olmuştur. 7 Haziran seçimleri Tayyip Erdoğan’ın bugüne
kadar toplumda başarılı bir biçimde yarattıkları bu algının değişmesinin bir
sonucudur. Tüm Türkiye artık Tayyip Erdoğan’ın demokrasi ve özgürlüklerden yana
olmadığını görmüş ve buna tavır almıştır.
7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye artık yeni bir siyaset
haritasına sahiptir. Bir tarafta Tayyip Erdoğan’ın başını çektiği milliyetçi
faşist blok ile diğer taraftan Sayın Öcalan’a büyük emek ve fedakârlıklarla
besleyip büyüttüğü ve başını da HDP’nin çektiği demokrasi ve özgürlükler bloku
var. Türkiye’nin geleceğini bu iki siyasi anlayış, zihniyet ve yelpazede yer
alan güçlerin arasındaki mücadeleye bağlıdır. Esas savaş bu iki siyasi blok
arasında yürümektedir.
Oluşan
bu yeni siyasi haritada Türkiye tarihi boyunca milliyetçi faşist çizgiye karşı
ilk defa gerçek bir demokratik alternatif seçeneğine sahiptir. HDP projesi ile
gelişen bu seçenek Türkiye toplumunun demokratik ve özgürlükçü değerlerini
tekrardan yaşaması için önemli bir fırsat. Bu nedenle bu haritada HDP ile
girişilecek her adım böylesi bir sonucu bizlere getirecektir. Aksi takdirde
Tayyip Erdoğan’ın milliyetçi faşist çizgi bloğunda yapacağı ısrar kendisine
seçimlerden daha büyük kaybettirecektir. CHP veya MHP ile girişilecek her yol
Türkiye toplumunun ihtiyaç ve isteklerine çözüm olmayıp kaderindeki yenilginin
yaşanmasında nafile çabalar olarak yer alacaktır.
Şuan
Tayyip Erdoğan’ın içine girmiş olduğu tutum ve arayışlar ise Türkiye’yi kaosa
taşıyacak plan ve çabalar durumundadır. Kürtlere ve Rojava’ya karşı tutumu,
demokratik çözüm ve barış sürecini dondurması, ülkeyi savaşa sürüklemesi gibi
iç ve dış politik durumun giderek kötüleştiği bir atmosfere girilerek
Türkiye’ye zor zamanlar yaşatacak bir hal getirilmekte. Bu konuda ülke
geleceğini ferahlatacak durum ise demokratik ve özgürlükçü politik ilkelerle
mücadele veren bir alternafin demokratik iktidara güçlenerek gelmesi olacaktır.
Nihat KAZANHAN
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info – www.navendalekolin.com